Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/398 E. 2023/696 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/398 Esas
KARAR NO : 2023/696 (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla Yeniden Hüküm Kurulması)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI : 2016/569 Esas-2019/448 Karar

BİRLEŞTİRİLEN KAYSERİ 1. ATM’NİN 2016/183 E. SAYILI DOSYASINDA:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Menfi Tespit

KARAR TARİHİ : 24/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :08/06/2023

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece, birleşen davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde birleşen davada verilen karara karşı birleşen dosyadaki davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Dairemizce verilen 30/11/2021 tarihli 2020/782 Esas 2021/1136 Karar sayılı kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2022/647 Esas 2023/104 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine dosyanın dairemize gönderilmesi üzerine dairemizce yeniden yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Birleştirilen Kayseri 1. ATM’nin 2016/183 Esas sayılı dosyasında davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında müvekkili davalının açmış olduğu yeni şubelerine mağaza kopsepti uygulanması hakkında sözleşmeler yapıldığını, müvekkili şirketin sözleşmelerle üstlenmiş olduğu edimini eksiksiz yerine getirdiği gibi, sözleşme dışında davalı iş sahibi tarafından kendisinden istenilen ek işleri de yerine getirdiğini ve… kopseptinde yapılıp davalıya teslim edildiğini, davalının müvekkiline karşı borçlu olmasına rağmen Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün 2015/11583 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, oysa müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu olmadığını belirterek, takip dosyasından dolayı müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Birleştirilen Kayseri 1. ATM’nin 2016/183 Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının yersiz olduğunu, davacı tarafça yarım bırakılan işlerin 3. kişilere tamamlattırıldığını, bu nedenle müvekkilinin davacıdan alacaklı olması nedeni ile hakkında takip başlatıldığını, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu bildirerek davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Birleşen 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/183 Esas sayılı dava dosyası yönünden verilen 14/05/2019 tarih, 2016/569 Esas ve 2019/448 Karar numaralı kararında özetle; İşbu davanın ilk olarak asliye hukuk mahkemesine açıldığı, Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/289 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 12/04/2016 tarih 2016/170 sayılı karar ile; mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi yönünde karar verildiği, verilen kararın 23/06/2016 tarihinde kesinleştiği, davanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talebi üzerine dosya Kayseri Tevzii Bürosu tarafından yapılan tevzii işlemi üzerine mahkememize gelmiştir.
Davanın 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılmış olması nedeniyle mahkememizce doğrudan taraflara duruşma günü tebliği yapılmamış, dilekçeler teatisi ve delillerin toplanması aşamaları tamamlandıktan sonra, taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilmiş, ön inceleme duruşmasında temel iddia ve temel savunma belirlenmiş, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş, tarafların uyuşmazlık noktalarının; taraflar arasındaki «Mobilya Mağazası Dekorasyon Sözleşmesi» kapsamında tarafların sözleşme ile üstlendikleri edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacının yaptığı işlerde eksik ve hiç yapılmayan işler olup olmadığı, davacının sözleşme kapsamında yapılan işler nedeniyle davalıdan talep edebileceği bir alacağı olup olmadığı, davalının davacıya fazladan bir ödeme yapıp yapmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmış, taraflar sulhe davet edilmiş, sulh faaliyetinden sonuç alınamaması üzerine yargılamaya devam edilmiştir.
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/183 esas 2016/1203 karar sayılı dosyası ile davacı …. Şti. tarafından davalı … aleyhine 09/02/2016 tarihinde açılan menfi tespit davasının 26/10/2016 tarihinde iş bu dosya ile birleştirildiği anlaşılmıştır.
Kayseri 3. İcra Dairesi’nin 2015/1961 Esas sayılı icra takip dosyasının celbi ile yapılan tetkikinde; …. Şti tarafından … aleyhine 87.030,00 TL asıl alacak ve 3.198,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 90.228,35 TL alacak üzerinden 26/01/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 09/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince 09/03/2015 tarihli dilekçe ile borca itiraz edilmesi üzerine 10/03/2015 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri 8. İcra Dairesi’nin 2015/11583 Esas sayılı icra takip dosyasının celbi ile yapılan tetkikinde; … tarafından …. Şti aleyhine 169.490,86 TL asıl alacak üzerinden 09/06/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 21/06/2015 tarihinde Tebligat Kanunu 35. Maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalının tacir sayılmasını gerektirir ticari faaliyeti olup olmadığının tespiti amacıyla Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, 07/12/2016 tarihli müzekkere cevabında davalının bilanço usulüne göre ticari defter tutan birinci sınıf tacir olduğu bildirilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve proje örnekleri dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı şirketin ilgili dönemdeki hesap ekstresi … Şube Müdürlüğü’nden celbedilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmeye konu işlerle ilgili olarak dava dışı… A.Ş’deki tüm belge örnekleri… A.Ş’den celbedilmiştir.
Davalı tarafın ödeme savunmasıyla ilgili olarak … Şube Müdürlüğü’nden, … Şube Müdürlüğü’nden ödeme belgesi örnekleri celbedilmiştir.
Taraf vekillerinin bildirdikleri tanıklar eser sözleşmesinde yapılan ve yapılmayan işler ile ayıp maddi vakıalarına ilişkin olarak dinlenmiştir. Bu bağlamda tanıklar …, …, …, …, …, …, …’ın beyanları bizzat mahkememizce tespit edilmiş, …’nin beyanları Çorum Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmak suretiyle tespit edilmiştir.
Asıl dosya yönünden ve birleştirilen dosya yönünden davacı iddialarının yazılı deliller ve ispat edilememesi ve davacının yemin deliline de dayanmış olduğu dikkate alınarak davacı vekiline davalı tarafa yemin teklif etme hakları olduğu hatırlatılmış, asıl ve birleştirilen dosyada davacı vekilince dosyaya yemin metni sunulmamıştır.
Asıl dava itirazın iptali davasıdır. Asıl davada davacı vekili davacı şirketin davalıya taraflar arasındaki sözleşme dışında yaptığı işler olduğu gerekçesiyle ilamsız icra takibi başlatmış, takibe itiraz edilmesi üzerine işbu davayı açmıştır.
Birleştirilen dava menfi tespit davasıdır. Birleştirilen davada davacı vekili imalat bedeli ve davacı tarafa fazladan yaptıkları ödemenin iadesi istemli olarak davalı alacaklı tarafın müvekkili aleyhine başlattığı ve kesinleşen icra takibi sebebiyle davalıya borçlu olmadıklarını iddia etmektedir.
Taraflar arasında imzalanan “Mağaza Dekorasyan Sözleşmeleri” ile… A.Ş’nin … illerindeki mağazalarının inşaatı işinin yüklenicisi olan … firması, «…. Şti » ne bu mağazaların boya, elektrik aydınlatma v.b işlerini taşeron olarak yerine getirmesi suretiyle vermiştir.
Asıl dosyada davacı vekili davalı tarafa sözleşme dışı işler yapıldığını iddia etmektedir. Davacı taraf sözleşme dışı ilave işler yapıldığı iddiasını ispata yarar bir sözleşme, davalıdan sadır olan bir belge sunamamaktadır. Davacının bu hususa ilişkin yaptırmış olduğu bir mahkeme tespiti de yoktur. Sadece tanık beyanları ile sözleşme dışı imalat iddiasının ispatı mümkün değildir. Davaya konu işlerin 26/03/2014 tarihinde başlaması ve 30 Nisan 2014 tarihinde bitirilmesi kararlaştırılmış olup, davacı sözleşme dışı fazladan yaptıklarını iddia ettikleri imalat işlerini somutlaştıramamıştır. Dinlenen davacı tanıkları da sözleşme dışı imalat işlerinin hangi işler ve imalatlar olduğu hususunda açık ve net bir beyanda bulunmamıştır. Bu nedenle işlerin yapıldığı iddia edilen … illerindeki mağazalarda keşif yapılması uyuşmazlığın esasına bir katkı sağlamayacaktır. Asıl davada davacı iddiasını ispat edememektedir. Asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleştirilen Kayseri 1. ATM’nin 2016/183 Esas sayılı Dava Değerlendirildiğinde;
Birleştirilen davada iş sahibi …, davacının eksik ve ayıplı imalatlar yaptığını bu sebeple davacıya fazla ödeme yaptıklarını iddia ederek Kayseri 8. İcra Dairesi’nin 2015/11583 Esas sayılı icra takibini başlatmış, borçlu …. Şti vekili de işbu menfi tespit davasını açmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmeler …. Şti ile … ve ortakları arasında imzalanmıştır. İcra takibini ise sadece … başlatmıştır. Adi ortaklık söz konusu olduğundan …’un tek başına icra takibi başlatması hukuken mümkün değildir. Dava takibe karşı açılan menfi tespit davası olduğu için takipteki bu dava şartı eksikliğinin sonradan giderilmesi de mümkün değildir. Diğer yandan davalı alacaklı eksik ve ayıplı imalatlar iddiasını ispata yarar yazılı bir delil yahut bir tespit dosyası sunamamıştır. Uyuşmazlığa konu mağazalar da bu imalatların tamamlandığı da dosya kapsamı ile sabittir. Bu aşamada yüklenicinin ayıp ve eksik imalat yaptığını iş sahibi ispat edememektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde birleştirilen davanın kabulüne dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 17/07/2019 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Birleşen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/183 Esas sayılı dosyasında davalı vekili birleşen dosyada verilen davanın kabulü kararının dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirttikleri sebeplerle usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek bu karara karşı yapmış oldukları istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
İstinaf istemine konu edilen Kayseri 1. Asliye Tİcaret Mahkemesinin 2016/183 Esas sayılı birleşen dava dosyasına konu edilen dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi mahiyetinde olan, “… Mağaza Dekorasyon Sözleşmesi” sebebiyle davalı iş sahibi tarafından davacı yüklenici aleyhine eksik ve ayıplı imalatlar sebebiyle ödenen fazla iş bedelinin iadesi talebiyle davacı hakkında başlatılan icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle kesinleşen icra takibinden dolayı davacı yüklenici şirketin davalı iş sahibine borçlu olmadığının tespiti istemine yöneliktir.
Davacı yüklenici şirket, davalı ise iş sahibidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş bu kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 30/11/2021 tarihli 2020/782 Esas 2021/1136 Karar sayılı ilamı ile birleşen dava yönünden verilen davanın kabulü kararı usul ve yasa hükümlerine uygun bulunduğundan davalı vekilinin birleşen dava yönünden verilen karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
Dairemizin bu kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2023 tarihli 2022/647 Esas 2023/104 Karar sayılı ilamı ile;
İlk derece mahkemesinin, birleşen davada davanın kabulüne karar verirken hem davalı …’un adi ortaklık söz konusu olduğundan tek başına icra takibi başlatmasının mümkün olmadığı, hem de aynı zamanda takip alacaklısının eksik ve ayıplı imalatlar iddiasını ispata yarar yazılı bir delil ya da tespit sunamadığı, bu iddiasını ispatlayamadığı gerekçesine dayandığını, Bölge Adliye Mahkemesince sadece eser sözleşmesinin tarafı olan … ve ortakları adi ortaklığına ait eksik ve ayıplı işler nedeniyle fazla ödenen iş bedeli alacağının tahsili konusundaki icra takibinin adi ortakların tamamı tarafından yapılan bir takip talebi ile başlatılabileceği gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verildiğini, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinin istinaf incelemesi neticesinde mahkeme gerekçesini değiştirmesine rağmen istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verdiğinin anlaşıldığını, ancak 7251 sayılı yasanın 35. Maddesiyle değişik HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın gerekçesinde hata edilmiş olması halinde istinaf incelemesi yapan daire tarafından kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiğini, bu sebeple istinaf dairesince, yerel mahkeme kararının gerekçesi düzeltilmesine karşın esas hakkında hüküm kurmak yerine istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin doğru olmaması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
Dairemizce dosyanın Yargıtaydan bozularak gelmesi üzerine taraflara Yargıtay ilamı ve yeni duruşma günü tebliğ edilerek Yargıtay bozma ilamına karşı beyanlarını sunmaları için süre verildikten sonra 24/05/2023 tarihli duruşmada verilen ara kararı ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Duruşmaya katılan davacı vekilinin sözlü beyanlarının alınmasından sonra dairemizce yapılan yargılama sonucunda araştırılacak başka bir hususun kalmadığı anlaşıldığından yargılamaya son verilerek davanın esası hakkında hüküm verilmiştir.
Birleşen dava, taraflar arasında düzenlenen ve konusu “… Mağaza Dekorasyon Sözleşmesi” olan eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davalı iş sahibi tarafından davacı yüklenici aleyhine eksik ve ayıplı imalatlar sebebiyle davacı yükleniciye fazla ödeme yapıldığı iddiasıyla yapılan fazla ödemenin iadesi istemiyle icra takibi başlatıldığı ve takibin itiraz edilmeden kesinleşmesi sebebiyle bu takipten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık adi ortaklığın ortaklarından biri tarafından açılan takip dosyasında yapılan icra takibinin geçerli olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı, bu nedenle dava taraf ehliyetinin bulunmadığı esasında mahkemenin de kabulündedir. Gerçekten de adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından ve elbirliği mülkiyeti kurallarına tabi olduğundan davanın tüm ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir (4721 sayılı MK.’nın 702, mülga 818 sayılı BK.’nn 388,530,534. 6098 sayılı TBK’nın 504, 630, 638). Ortaklar davada mecburi dava arkadaşı durumundadır. Yönetici ortağın diğer ortakların vekili sıfatıyla dava açabilmesi olağanüstü işlerden olup, bu konuda kendisine sözleşmeyle ya da ortaklar kurulu kararıyla özel yetki verilmiş olması gerekir. Aksi halde taraf teşkilinin sağlandığı kabul edilemez. Adi ortaklık adına açılan davada taraf teşkili tam değilse tamamlanması için davacıya süre verilmeli, tamamlanmadığı takdirde davanın husumet yokluğundan reddedilmelidir. (Yargıtay Kapatılan 15. Hukuk Dairesi’nin 16/05/2016 tarihli 2015/4018 Esas-2016/2756 Karar sayılı kararı)
Bir icra takibinde taraf ehliyeti ancak hukuken mevcut gerçek veya tüzel kişilere, yani medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanlara aittir. Bir takipte genel olarak alacaklı ve borçlu olmak üzere birer kişi bulunur. Ancak bazı hallerde, takibin taraflarında birden fazla alacaklı veya borçlu bulunabilir ya da bu durum yasal zorunluluk olarak ortaya çıkabilir. Bu gibi hallerde takip arkadaşlığından söz edilmektedir. İcra takip arkadaşlığını da alacaklılar ve borçlular arasında takip arkadaşlığı şeklinde iki yönden incelemek gerekir.
Alacaklılar arasında takip arkadaşlığı bazı hallerde söz konusu olur. Bu kimi zaman zorunlu, kiminde de isteğe bağlı olabilir. Alacaklılar arasında zorunlu takip arkadaşlığı konusundaki örneklerden biri de adi ortaklığa ait bir alacağın takibi halidir. Ortakları arasında gizli temsil ilişkisi bulunmayan veya sözleşme ile veya alınan bir kararla ortaklardan birine ortaklığı temsil yetkisi verilmemiş ise adi şirketlerde, şirketin bir alacağının ancak bütün ortaklar tarafından imzalanacak ortak bir takip talebi ile icraya konulabilir. (İtirazın İptali Davaları, Dr. Adnan Değnekli – Sedat Kısa, sayfa 26-27)
Bu bilgiler ve içtihatlar ışında somut olay değerlendirildiğinde, eser sözleşmesinin tarafı olan … ve Ortakları adi ortaklığına ait eksik ve ayıplı işler nedeniyle fazla ödenen iş bedeli alacağının tahsili konusundaki icra takibinin adi ortakların tamamı tarafından yapılan bir takip talebi ile başlatılabileceği, menfi tespit istemine konu icra takibinin ise adi ortaklardan sadece biri tarafından yapıldığı, bu ortağa takip tarihi itibariyle sözleşmeyle veya alınan yönetim kurulu kararı ile takip yapılması konusunda verilmiş bir yetkinin bulunmadığı, bu sebeple davacı yüklenici hakkında yapılan ve kesinleşen icra takibinin geçerli bir icra takibi niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından davacının menfi tespit davasının kabulü ile kesinleşen Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün 2015/1583 Esas sayılı takip dosyasından dolayı davacı şirketin davalı …’a borçlu olmadığının tespiti, davacının hakkında takip başlatan davalının kötü niyetle icra takibini yaptığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının kötü niyet tazminatı isteminin ise reddi yönünde karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Birleşen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/183 Esas sayılı dosyasında açılan MENFİ TESPİT DAVASININ KABULÜ İLE,
Davacı …Şirketi hakkında yapılan Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün 2015/11583 Esas sayılı takip dosyasında yapılan takipten dolayı, DAVACININ DAVALI …’A BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2- Davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3- Hüküm altına alınan alacak üzerinden harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gerekli, 11.577,92 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak yatırılan 2.894,49 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 8.683,43 TL karar ve ilam harç bedelinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.894,49 TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İlk derece mahkemesinin 2016/569 Esas 2019/448 Karar sayılı kararı ile davalıdan tahsiline karar verilen 8.683,43 TL’lik harç bedelinin tahsili konusunda maliyeye yazılan harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmemiş ise işlemsiz iadesi, tahsil edilmiş ise dairemiz kararı uyarınca davalıdan tahsiline karar verilen 8.683,43 TL’lik bakiye karar ve ilam harç bedelinin bu bedelden mahsup edilmesi konusunda maliyeye yazılacak işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
4- Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 2 maddeleri uyarınca ve hükme karşı sadece davalı vekilinin istinaf ve temyiz yoluna başvurmuş olması sebebiyle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek hesaplanan 16.119,45 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan 70,00 TL tebligat gideri, 85,00 TL müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplan 155,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- HMK’nun 333/1 maddesi uyarınca dosyada kalan, kullanılmayan gider ve delil avanslarının yatıran taraflara iadesine,
8- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğundan HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e- imzalıdır e- imzalıdır e- imzalıdır e- imzalıdır