Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/366 E. 2023/445 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/366 – 2023/445
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.4)
DOSYA NO : 2023/366 Esas
KARAR NO : 2023/445

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2021
NUMARASI : 2021/94 Esas-2021/540 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/04/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; davalıların arsa sahibi olduğu … Parsel üzerinde yapımı gerçekleştirilmiş, … projesinin ince işleri olarak tabir edilen işlerin, 12/09/20217 tarihli sözleşme kapsamında müvekkili davacı tarafından yapıldığını, sözleşmede belirtilen işlerin tamamlandığını, dava dışı yüklenici ile imzalanan 20/11/2019 tarihli protokol ile işin teslim alındığını, yapılan işin imalat bedelinin ödenen miktarlar ve kalan bakiye alacak tutarının 752.677,00-TL olarak tutanak altına alındığını, bahse konu tutanakta taraflarca belirlenen alacağın ödenmemesi üzerine gerek yüklenici gerekse davalı / arsa sahipleri muhatap alınarak Ankara 59. Noterliğinin 06/03/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek alacağın ödenmesinin talep edildiğini, ancak bahsi geçen işin yapımından kaynaklı olarak müvekkilinin hala bakiye 367.677,00-TL alacağının kaldığını, davalı arsa sahiplerinin müvekkilinin alacakları bakımından sorumlu olmadıklarını, yüklenici ile davacı arasında imzalanan taşeron sözleşmesini kabul etmediklerini beyan ettiklerini, oysa ki müvekkilinin yaptığı işlerin bir kısım ödemesinin davalı şirket yetkilisinin de borçlu olduğu 4 adet senetle yapıldığını, 30/04/2020, 31/05/2020 , 30/06/2020 ve 31/07/2020 vade tarihli bonolarda borçlu olarak yüklenici …… Ltd. Şti. ve (Arsa sahibi …… Ltd. Şti. Yetkilisi …’ın) gösterildiğini, hatta bu senetlerin 3 tanesinin vadesinde ödenmediğini, icra takibine konu edildiğini, ödemelerin de davalı arsa sahibi …… Ltd. Şti. Tarafından yapıldığını, dolayısıyla müvekkilinin yaptığı işin bir kısım ödemesi olarak düzenlenen bonolarda borçlu olarak davalı arsa sahibi şirket yetkilisinin olması karşısında davalı tarafın taşeronluk ilişkisini bilmediği ve onayının olmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, ayrıca, dava dışı yüklenicinin verdiği bilgiye göre davalı arsa sahipleri ile yüklenici arasında imzalanan sözleşmenin ”Gelir paylaşımı esasına dayalı inşaat sözleşmesi” olduğunu, gelir paylaşımı esasına dayalı inşaat sözleşmesinde yüklenicinin bu işin yapımı nedeniyle 3. Kişilerden olan borçlarından arsa sahiplerinin de sorumlu olduğunu, bu nedenle 12/09/2017 tarihli sözleşme kapsamında müvekkili tarafından yapılan işin bedelinin ödenmesinden dava dışı yüklenici …… Ltd. Şti. İle davalılar arsa sahipleri firmalarında birlikte sorumlu olduğunu belirterek, söz konusu alacak nedeniyle davalılar aleyhine başlatılan Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2020/9147 E. Sayılı takip dosyasına yönelik itirazın iptali ile tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin devamına, ayrıca dava konusu taşınmaz üzerinde kanuni ipotek hakkı tesis edilmesine ve tapuya tescil edilmesine ve ayrıca haksız olarak borca itiraz edilmiş olduğundan davalı / borçluların % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep etmiştir.
Davalılar vekili; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, taraflar arasında yazılı – sözlü hiçbir sözleşme bulunmadığını, dava dışı kişiden alacaklı olduğu için davayı müvekkili şirketlere yönetmesinde husumet yokluğunun bulunduğunu, davalıların borcu kabul etmediğini, müvekkili şirketlerin işin hiçbir safhasında davacı için alt taşeron olmasına yazılı – sözlü onayı olmadığını, müvekkillerinin … İnşaat ile anahtar teslimi sözleşme imzaladığını, muhatabın müvekkili şirketler olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının taleplerinin 2 farklı davayı ihtiva ettiği için birlikte açılamayacağını, davada hukuki yarar dava şartının bulunmadığını, ödenen bonolar ile davacı ile dava dışı yüklenici arasındaki ilişkinin varlığının bilindiği veya onay verildiği anlamının çıkarılamayacağını, işlemin sadece bono miktarı kadar kısmi kefalet ilişkisi olduğunu, bunun dışında başka bir hukuki sonucunun olmadığını, davacının varsa bir alacağının husumeti …… Ltd. Şti.ne yönetmesi gerektiğini, takibin kötü niyetli yapıldığını, % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davanın …… Ltd. Şti.ne ihbar edilmesini, davacının faiz talebindeki oran ve tarihin kabul edilemez olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan şirket temsilcisi; İhtardan önce verilen bonoların alacaktan mahsup edilmeden toplam alacak üzerinden ihtar çekildiğini, davacının kötü niyetli olduğu, davacıya borcun sadece 74.258,00-TL olduğunu, davacı yüklenicinin taşeronun yapmış olduğu ayıplı ve imalat hatasından kaynaklanan kat maliklerinin tavan çökmesi sonucu taraflarına rücu edilen onarım bedellerini de sözlü olarak bildirdiğini ve aradaki borç ilişkisinin sona erdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflarca akdedilen sözleşmenin, müşterek amaç ve müşterek amaç için birlikte çaba unsurunu içermemesi nedeniyle adi ortaklık sözleşmesi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, diğer bir anlatımla “Nakdi Paylaşım Koşulunu İçeren Gelir Paylaşımlı İnşaat Sözleşmesi” olduğu, bu sebeple, davacı ve ihbar olunan … Yapı… Ltd. Şti. arasındaki alt yüklenici sözleşmesinden kaynaklanan alacak bakımından, ihbar olunanla bahse konu inşaat sözleşmesini imzalayan davalı taşınmaz maliklerinin sorumluluğuna gidilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dışı … Şirketi tarafından hasılat paylaşımı esasına dayalı olarak davalılara inşaat yapımının taahhüt edildiğini, davacının da 12/09/2017 tarihli sözleşme gereği projenin ince işlerini yaptığını, davalılar ile dava dışı yüklenici şirket arasındaki sözleşmenin adi ortaklık unsurlarını içerdiğini, sözleşmenin maddelerinin bir bütün halinde incelendiğinde müşterek amaç için birlikte çaba unsurunu içerdiğinin anlaşıldığını, mahkeme tarafından soyut gerekçeye dayalı karar verildiğini, davacıya bir kısım ödemelerin davalıların şirket yetkilisinin de borçlu olduğu bonolarla yapıldığını, ödemelerin bizzat davalı şirket tarafından banka havalesi ile yapıldığını, arsa sahibi davalıların da borçtan sorumlu olduğunu, kanuni ipotek tesisi ve tescil taleplerine ilişkin karar verilmediğini, usulden ret kararı verilmesine rağmen esastan red kararı verilmiş gibi vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine göre hükümde, maddede yazılanlar dışında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri bulunmalıdır. HMK’nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu hükmü getirilmiştir.
Somut olayda Mahkemece davanın reddine karar verilirken davacı tarafın “dava konusu taşınmaz üzerine kanuni ipotek hakkı tesis edilmesi ve tapuya tescil edilmesi” talebine ilişkin hükmün gerekçe kısmında delillerin tartışılmaması ve gerekçe kurulmaması doğru görülmemiştir.
Yine hükmün gerekçesinde taraflar arasındaki sözleşmenin “nakdi paylaşım koşulu içeren gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi” olduğu ifade edildikten sonra ihbar olunanla sözleşme imzalayan davalı taşınmaz maliklerinin sorumluluğuna gidilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; söz konusu kararın esastan mı yoksa husumet yokluğundan mı verildiği konusunda herhangi bir açıklık bulunmadığından çelişki yaratılması doğru görülmemiştir. Kabule göre de davanın husumet yokluğundan reddi halinde karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/1 maddesinin tartışılmaması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 21/09/2021 tarih ve 2021/94 Esas-2021/540 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Katip
✍e-imzalıdır