Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/360 E. 2023/435 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/360 Esas
KARAR NO : 2023/435
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2023 – 07/02/2023
NUMARASI : 2021/818 Esas derdest

DAVACI BİRLEŞEN
DOSYADA DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … (E TEBLİGAT)

DAVALI BİRLEŞEN
DOSYADA DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … (E TEBLİGAT)

DAVA VE BİRLEŞEN
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
İSTEM : İhtiyati Tedbir – İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023

Taraflar arasında görülen eser sözleşmesinden kaynaklanan asıl ve birleşen davada mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemlerinin reddine dair verilen ara kararlara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 15/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki 11.01.2020 tarihli inşaat yapım sözleşmesi ve ek protokoller’den doğan hakediş alacağı, fazla imalat alacağı ve cezai şart alacağının tahsili istemi ile mahkemede açılan, 15.01.2021 tarihli davanın 2021/818 Esas numarasında görüldüğünü, sözleşmenin 10. maddesi uyarınca, yapılan iş karşılığı ödeme aracı olarak verilmesi taahhüt edilen, davalıya ait … parseller üzerine yapılan 11 adet villadan, her hangi iki adet villanın tapularının iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 960.000,00 TL alacağına mahsuben davacı adına tescili ve davacının haklarının korunması için bu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı ile davalı arasında imzalanan 08.09.2021 tarihli son hakediş ve hakediş icmaline göre, davacı tarafından yapılan iş bedeline karşılık tanzim edilip davalı tarafa imza karşılığı teslim edilen, itiraza uğramayan, fatura bedeli olan 880.000,00 TL’nin tahsil tarihine kadar işleyecek faiz ve zararlarını karşılayacak şekilde, davalının mal varlığı ve banka hesapları üzerine, İİK m. 257 vd maddelerine göre, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemi ile ek dava açıldığını, bu davanın eldeki dava ile birleştirildiğini, ayrı bir alacak ya da tescil davası olmadığını, asıl davadaki alacak istemlerine dayanıldığını, bu nedenle mükerrer istemde bulunulmadığını, 880.000,00 TL tutarındaki faturanın, tarafların imzaladığı hakediş icmaline dayanmakta olduğunu, ayrıca taraflarına verilmesi kabul edilen iki adet villanın, tercih hakkı kullanılarak tapuları sunulan, … parseller üzerinde bulunan iki adet villa olarak müvekkili tarafından belirlendiğini, 880.000,00 TL tutarındaki fatura alacağı ve tahsil tarihine kadar işleyecek avans faiz alacağı için ihtiyati haciz kararı verilmesini,

… parseller üzerinde bulunan iki adet villa için tercih hakkını bildirdiğinden bu iki adet villa niteliğindeki davaya konu taşınmaz üzerine devir ve borçlandırıcı işlem tesis edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı, … parsellerde 1 adet müstakil 10 adet ikiz betonarme villanın projeye ve metrajlarına uygun olarak anahtar teslimi yapımı için 11.01.2021 tarihinde sözleşme yaptığını, yapmış olduğu sözleşmenin 1240 m2 proje toplam metrajı olup, verandalar için de 160 m2 olmak üzere toplam 1400 m2 inşaat öngörülerek KDV dahil 3.280.000 TL bedel belirlendiğini, bu rakamın projeye ve sözleşmeye uygun olarak, işlerin tamamının eksiksiz yapıldığı takdirde ödenecek tutar olduğunu, ancak müvekkilinin davacıya çekmiş olduğu ihtarla da bildirdiği üzere, yaklaşık 30 maddeden oluşan işlerin tamamlanmadığını, müvekkiline herhangi bir teslimat ya da bildirim dahi yapılmadan davacı tarafından inşaatlar tamamlanmadan inşaatın terk edildiğini, yapılan eksik işlere rağmen müvekkili şirket tarafından davacı taşeron firmaya bizzat ve davacı adına aşağıda belirtilen tarihlerde ve tutarda ödeme yapıldığını, davacı firmaya verilecek olan villanın barter bedelinin 480.000,00 TL olduğunu, yani toplamda taşeron firmaya ödenen toplam tutarın 2.630.000 + 480.000,00 + 24.245,00 olmak üzere toplam 3.134.245,00 TL olduğunu, taşeron firmanın beyan ettiği 2.400.000,00 TL tutarın gerçekle bağdaşmadığını, müvekkilinin çekle yapmış olduğu 230.000,00 TL ödemeyi davacı tarafın inkar ettiğini, davacının davasının reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2022 tarihli 2022/867 Esas, 2022/1030 Karar sayılı ilamı ile bu dosyanın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/818 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, birleşen dosyada davacının …. LTD ŞTİ, davalının …. LTD. ŞTİ. olduğu ve davanın aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2023 tarih 2021/818 Esas, Derdest dosyadan verilen ara kararında özetle; Talep, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir.
Asıl ve mahkememizin birleşen 3. ATM’nin 2022/867 Esas sayılı dosyada davacı tarafından asıl dava yönünden ihtiyati haciz, birleşen dava yönünden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur.
2004 sayılı İİK’nın 257. Maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanunun 258/1.maddesinde ise; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde belirtilmiştir.
Asıl dava yönünden davacı tarafından dava dilekçesi ile ödenmeyen hak ediş bedeli için 250.000,00 TL, sözleşme ve ek protokollere göre fazladan yapılan imalat bedeli için 150.000,00 TL ve sözleşme kapsamındaki cezai şart için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL miktar üzerinden alacak davasının açıldığı, ihtiyati hacze konu 880.000,00 TL’nin 08/09/2021 tarihli faturaya dayandırıldığı, tarafların iddiası ve savunmaları, dosyadaki deliller dikkate alındığında davacının ihtiyati hacze konu miktar kadar muaccel alacağının bulunduğunun yaklaşık ispat seviyesinde ispat edilemediği ve bu şekilde ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Birleşen 2022/867 Esas sayılı dosyadaki ihtiyati tedbir talebi yönünden yapılan değerlendirme sonucunda, HMK’nın 389/1.maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” ve 390/3. Maddesinde; “(3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünün bulunduğu, davacı tarafından dava dilekçesi ile mahkememizce tespit edilecek 2 adet villanın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istediği, 29/01/2023 tarihli dilekçe ile talep konusu taşınmazların … parsel sayılı taşınmazlar olarak belirlendiği, davacı tarafça sunulan deliller, tapu kayıtları dikkate alındığında davacının davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek şartını yerine getiremediği, bu şekilde ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmakla birleşen davadaki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar kurulduğu görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı …. Şti. vekili tarafından verilen 08.02.2023 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki 11.01.2020 tarihli inşaat yapım sözleşmesi (Betonarme Yapı – Dublex Konut Yapım İşleri Sözleşmesi) ve ek protokollerden doğan hakediş alacağı, fazla imalat alacağı ve cezai şart alacağının tahsili istemi ile açılan, 15.01.2021 tarihli davanın 2021/818 Esas numarasında görüldüğünü, sözleşmenin 10. maddesi uyarınca, yapılan işin karşılığının ödeme aracı olarak verilmesi taahhüt edilen, davalıya ait … parseller üzerine yapılan 11 adet villadan, iki adet villanın tapularının iptali, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 960.000,00.-TL alacaklarına mahsuben davacı adına tescili ve davacının haklarının korunması için bu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı ile davalı arasında imzalanan 08.09.2021 tarihli son hakediş ve hakediş icmaline göre, davacı tarafından yapılan iş bedeline karşılık tanzim edilip davalı tarafa imza karşılığı teslim edilen, itiraza uğramayan, fatura bedeli olan 880.000,00.-TL’nin tahsil tarihine kadar işleyecek faiz ve zararlarını karşılayacak şekilde, davalının mal varlığı ve banka hesapları üzerine, İİK m. 257 vd maddelerine göre, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemi ile ek dava açıldığını, eldeki dava ile birleştirildiğini, ayrı bir alacak ya da tescil davası olmadığını, asıl davadaki alacak istemlerine ve delillere dayanıldığını, bu nedenle mükerrer istemde bulunulmadığını, 880.000,00.-TL tutarındaki faturanın, tarafların imzaladığı hakediş icmaline dayandığını, ayrıca taraflarına verilmesi kabul edilen iki adet villanın, tercih hakkı kullanılarak tapuları mahkemeye sunulan, … parseller üzerinde bulunan iki adet villa olarak müvekkili tarafından belirlendiğini, mahkemenin bu kararının, asıl ve birleşen davada mahkemeye sunulan delillere ve yasaya uygun olmadığını, yükleniminde olan işi tamamlayıp karşılıklı mutabakat, hakediş icmali ile onaylanan fatura ve Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/15 D.İş numaralı tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile müvekkili yüklenici şirketin sözleşme kapsamında ve fazla yapılan imalat bedelinin belirlendiğini, asıl davada, fatura alacakları için icra takibi başlatılmış ise de, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, itirazın iptali davası açıldığını, takibe konu faturanın, her iki tarafın mutabakati ile düzenlenen hakedişlere göre tanzim edildiğini ve karşı tarafa tebliğ edildiğini, itiraza uğramadığını, Yargıtay uygulamalarına göre, açıklanan ve mahkemeye sunulan bu deliller ile yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini, yargılamanın uzaması ile geciken her gün için davacı alacaklı müvekkili şirketin telafisi güç zararlarının gerçekleştiğini, 880.000,00 TL tutarındaki fatura alacaklarının ve tahsil tarihine kadar işleyecek avans faiz alacakları için İİK m. 257 vd. uyarınca, ihtiyati haciz kararı verilmesini istediklerini, davacı müvekkilinin yüklenici şirkete, barter ödemesi olarak verileceği sözleşmede yazılı olup karşı tarafın mahkemeye sundukları cevap dilekçelerinde açıkça kabul edildiğini, … parseller üzerinde bulunan iki adet villa için tercih haklarının bildirdiklerinden ve dava, taşınmazın mülkiyeti ile ilgili olduğundan, bu iki adet davaya konu taşınmaz üzerine, dava süresince devir ve borçlandırıcı işlem tesis edilmemesi için HMK m. 390 vd. uyarınca, ihtiyati tedbir kararı verilmesini istediklerini, sundukları deliller ile iddialarının yaklaşık ispattan daha kuvvetli deliller ile kanıtlanmış durumda olduğunu, yargılama sonucunda sözleşme uyarınca yapılan işin bedeli, fazla yapılan imalat ve cezai şart alacakları ile hesaplanacak alacak miktarının, talep ettikleri ihtiyati hacize konu fatura ve iki adet villa bedelinden çok daha fazla olacağını, müvekkili şirketin dava sonucunda alacağına kavuşmasının teminatı olarak ihtiyati haciz ve iki adet taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesinin yasaya ve hakkaniyete uygun olacağını, bu sebeple istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesinin 19/01/2023 tarihli ve 07/02/2023 tarihli ara kararlarının kaldırıldırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava ve birleşen davalar taraflar arasında düzenlenen 11/01/2020 tarihli inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile bu alacaklara karşılık davalıya ait … nolu parseller ile … nolu parseller üzerine yapılan on bir adet villadan iki adet villanın tapularının iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 960.000,00 TL alacağa mahsuben davacı adına tapuya kayıt ve tescili ile davacının davaya konu ettiği alacaklarının dava sonuçlanıncaya kadar tahsilini güvence altına almak amacıyla davalının mal varlığı üzerine alacağı karşılayacak oranda ihtiyati haciz konulması ile yine tapusunun iptali istenen iki adet villanın dava sonuçlanıncaya kadar tapu kayıtları üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir şerhi konulması isteğine ilişkindir.
Mahkemece davacı vekilinin asıl ve birleşen davadaki ihtiyati haciz isteminin davacının muaccel alacağının varlığı konusunda ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirecek şekilde yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği kabul edilerek reddine, davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin ise davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği ve üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen iki adet villa niteliğindeki bağımsız bölümlerin, numara olarak belirtilmeden mahkemece belirlenecek iki adet villanın tapu kaydının iptalinin talep edilmiş olması sebebiyle tedbir konulması talep edilen taşınmazların belirlenebilir olmaması ve davanın esası yönünden davacının haklılığının yaklaşık olarak ispatlanamaması sebebiyle reddine dair ara kararları verilmiş, asıl ve birleşen dosyada davacı …. Şti. Vekilinin bu ara kararlara karşı yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK.nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu madde de; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyatı tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkın da iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için ihtiyati haczin, ihtiyati tedbirden farkına da kısaca değinilmesi gereklidir; ihtiyati haciz yalnız para (ve teminat) alacakları hakkındaki davalarda veya icra takiplerinde söz konusu olduğu halde, ihtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. İhtiyati tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır; buna karşılık ihtiyati hacizde alacaklıya henüz kesin haciz isteme yetkisinin gelmediği bir dönemde, alacaklının para alacağının zamanında ödenmesi güvence altına alınır.
İhtiyati hacizde (ihtiyaten) haczedilen mallar üzerinde (bu malların borçluya ait olduğu hakkında) bir çekişme yoktur ve bu nedenle bu mallar alacaklının açtığı veya yaptığı (veya açmayı veya yapmayı düşündüğü) bir dava veya icra takibinin konusu değildir. Oysa ihtiyati tedbirde üzerine ihtiyati tedbir konulan mallar çekişmeli olup, davacının açmış olduğu veya ileride açmayı düşündüğü bir davanın konusudur. Taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir konulması halinde, genellikle taşınmazın başkasına devrinin yasaklanmasına (ferağdan menine) de karar verilmektedir ve üzerine ihtiyati tedbir konulan taşınmaz başkasına satılamamaktadır/devredilememektedir.
Oysa borçlu, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan taşınmazını başkasına satabilir/devredebilir (İİK md. 261., m.91). İhtiyati hacizde alacaklı, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşürse, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan mal icra dairesi tarafından satılır ve bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. Oysa ihtiyati tedbirde, davacı davayı kazanırsa, üzerine ihtiyati tedbir konulmuş olan mal aynen davacıya verilir (teslim edilir). İhtiyati hacizle ihtiyati tedbir arasındaki bu açık farka rağmen uygulamada ihtiyati haciz yerine hatalı olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmektedir.
Somut olayda, asıl davada dava konusunun davacı taşeronun sözleşme kapsamında talep ettiği alacağın tahsili isteğine ilişkin olduğu ancak davalı tarafın cevap dilekçesindeki açıklamalardan alacağın taraflar arasında çekişmeli olduğu ve alacağın varlığının yargılama sonucu belirlenebilecek olup bu aşamada alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, birleşen davanın ise iş bedeli karşılığı olarak talep edilen ve davalı adına kayıtlı bulunan villa niteliğindeki bağımsız bölümlerin tapularının iptale ve tescili isteğine ilişkin olduğu ancak üzerine tedbir konulması talep edilen villa niteliğindeki bağımsız bölümlerin ferdileştirilmediği, mahkemenin belirleyeceği iki adet villa denilerek tercih hakkı kullanılmadan talepte bulunulduğu bu sebeple ihtiyati tedbir konulması talep edilen taşınmazların talep tarihi itibariyle belirlenebilir nitelikte olmayıp yaklaşık haklılık durumunun da bu itibarla değerlendirilmesi bu aşamada mümkün olmadığından mahkemece de aynı gerekçelerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemlerinin 19/01/2023 ve 07/02/2023 tarihli ara kararlar ile reddine karar verilmiş olmasında yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler kapsamında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu ara kararlara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/818 Esas sayılı derdest dosyadan vermiş olduğu ve asıl ve birleşen dosyada davacı vekilinin ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemlerinin reddine dair 19/01/2023 ve 07/02/2023 tarihli ara kararları usul ve yasa hükümlerine uygun olduğundan davacı vekilinin bu ara kararlara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan davacıdan alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3 – Asıl ve birleşen dosyada davacı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f ve İİK’nın 258/3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır