Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/24 E. 2023/153 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/24 – Karar No:2023/153
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.4 md)
ESAS NO : 2023/24
KARAR NO : 2023/153
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2021
NUMARASI : 2015/421 E-2021/661 K

DAVACILAR …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/02/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, …. Şti. ve…. Şti. iş ortaklığı ile… arasında akdedilen 07/11/2012 tarihli “… HES’de Zemin Kayması Nedeniyle Hasara Uğrayan Lojmanların Yerine Yeni Lojman Yapılması”na ilişkin Sözleşmeye göre davacı iş ortaklarının işi süresinde ve İdarenin talimatına uygun bir biçimde yaptığını, 10/04/2014 tarihinde Geçici Kabul Heyeti tarafından düzenlenen ve 22/04/2014 tarihinde Daire Başkanı tarafından onanan geçici kabul tutanağında, “işin 5.316.249,99 TL (4.883.000,00 + 483.249,99 TL) bedelle sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamlandığı, geçici kabule engel olabilecek eksik ve arızaların bulunmadığı” belirtilerek, elektrik işleriyle ilgili olarak 1.000,00 TL nefaset kesintisi yapılarak geçici kabulün yapıldığını, geçici kabul için müteahhidin başvuru tarihi esas alındığından geçici kabul tarihinin yasa ve yönetmeliğe göre 2014 Mart olduğunu, bu tarihten itibaren 16 ay geçtiğini, geçici kabulden sonra lojmanların ilgili idarenin personeline dağıtıldığını ve ikamet edilmeye başlandığını, müvekkillerinin …A. Ş. …Şubesinden alınıp İdareye verilen 06/02/2012 tarih ve … numaralı 290.000,00 TL teminat mektubunun 130.450,00 TL sinin serbest bırakıldığını ancak 159.550,00 TL sinin ise serbest bırakılmadığını, Sözleşmenin anahtar teslimli götürü bedel bir sözleşme olduğunu, talimata uygun olarak işin yapıldığını, İdarenin talimatı doğrultusunda kapsam dışı işlerinde yapıldığını, İdarece yapılan projenin hatalı ve maliyet hesaplarının yanlış olmasından dolayı müvekkillerinin ciddi şekilde zarara uğramasına rağmen işi süresinde bitirdiklerini, Müvekkillerinin geçici kabulden sonra kesin kabul için davalıya başvurduğunu, davalının ise bundan kaçındığını, konuya ilişkin Bayındırlık Bakanlığı Yapım İşleri Şartnamesi’nin 44.maddesinde yer alan düzenlemeye göre Ortaklığın bu süre içerisinde yükümlülüğünü yerine getirdiğini, Yasada tanımlanan yükümlülüğün gizli ayıp olduğunu, davalının ise bu yönde bir bildiriminin olmadığını, kesin kabulden kaçınan İdarenin kusurlu olduğunu, Müvekkillerinin Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 13. maddesinde belirtilen edimleri yerine getirdiğini, sigorta ve vergi borcu bulunmadığı için kesin kabulün yapılması gerektiğini, Yargıtay’ın da bu yönde talepte bulunulabileceğini hüküm altında aldığını ifade ederek, teminat mektubunun serbest bırakılmayan kısmına tedbir konulmasını, İdarenin kesin kabulden kaçındığının tespit edilmesini ve kesin kabulün Mahkemece yapılmasını, teminat mektubunun serbest bırakılmayan kısmının serbest bırakılarak müvekkillerine iade edilmesini talep etmiş,Teminat mektubunun ise, dava tarihinden sonra nakde çevrilmiş olması nedeniyle, teminat mektubu bedelinin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, Kesin kabul işlerinin ikmali için İnşaat Daire Başkanlığının 01/06/2015 tarih ve 47 sayılı Başkanlık Makam Oluru ile Kesin Kabul Heyeti teşkil edildiğini, bunu müteakip İnşaat Daire Başkanlığının 02/06/2015 tarih ve 26246 sayılı yazısı ile taahhüt konusu işe ait kesin kabul çalışmalarının 04/06/2015 tarihinde başlatılacağının davacı Yüklenici İş Ortaklığına bildirildiğini, kesin Kabul Heyetinin yazılı bildirimde de bulunarak 04/06/2015 tarihinde iş mahallinde inceleme ve tespit çalışmalarına başladığını ancak yazılı bildirime rağmen davacıları temsilen herhangi bir katılımın olmadığını, bu itibarla İdarenin kesin kabulden kaçındığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, belirtilen sebeplerle uyuşmazlığa konu işi içeren Sözleşmenin Teşekkül Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2015 tarih ve 2015/NA-2 numaralı soruşturma raporu içeriğindeki hususların Genel Müdürlük Makamının 03/08/2015 tarih ve 1622 sayılı Olurları ile feshedildiğini, feshin mevzuata ve Sözleşmeye uygun olduğunu, zira Yüklenici İş Ortaklığının Sözleşmeye aykırı hareketinin Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 25 inci maddesinin (c) ve (f) bentlerinde yer alan hükme uymaması sebebiyle aynı Kanunun 20 nci maddesi gereği yapıldığını, ayrıca kesin ve varsa ek kesin teminatların gelir kaydedilmesi hususunun da yine Teşekkül Genel Müdürlük Makamının 03.08.2015 tarih ve 1622 sayılı Olurları ile hukuka uygun olarak yapıldığını, ayrıca taraflar arasındaki Sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu düşünüldüğünde, TBKnın 473 üncü maddesi gereği Teşekkülün hukuken haklı olduğunu ifade ederek işbu davanın haksız ve mesnetsiz olması hasebiyle usul ve esastan reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma, taraflar arasındaki mevcut sözleşme ve dayanılan deliller bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.1.maddesine göre, sözleşme anahtar teslimi götürü bedel üzerinden ihale dökümanında yer alan uygulama projeleri ve bunlara ilişkin mahal listelerine dayalı olarak işin tamamı için yüklenici tarafından teklif edilen 4.833.000,00 TL tutarındaki toplam bedel üzerinden akdedildiği, sözleşmenin 9,2.maddesine göre ise, yüklenicinin taahhüdün tümünü, iş yeri teslim tarihinden itibaren 400 gün içerisinde tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmek zorunda olduğu, işin süresinde imal ve teslim edildiği, geçici kabulün 20/03/2014 tarihinde yapıldığı, kesin kabulün bu tarihten sonra 12 ay içerisinde yapılmasının gerekmesine karşın süresinde yapılmadığı, idare tarafından oluşturulan kesin kabul heyetince işin kesin kabule hazır olmadığı davacıya da bildirilmiş ise de, işin kesin kabule engel bir durumunun görülmesi halinde kusur ve eksikliklerin tutanak ile tespit edilip bunların giderilmesi için yükleniciye tebligat yapılması, eksikliğin giderilmesi halinde müteakip kabul işlemlerinin gerçekleştirilmesi ancak davacı yükleniciye bu yönde bir bildirim yapılmadığı gibi, geçici kabul tutanağında da yapılan işin sözleşme ve eklerine uygun olduğu, tespit raporu ile eserde bir kısım eksiklik ve ayıplı işlerin olduğu anlaşılmakta ise de, buna ilişkin davacı tarafa herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, idarenin sözleşme ve ekleri ile yasa kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi, kesin kabulden kaçınma hakkı da yukarıda açıklanan nedenlerle bulunmadığı anlaşılmakla yine dava konusu ihale ile ilgili olarak davacı tarafça Sosyal Güvenlik Kurumunca düzenlenen ilişiksizlik belgesini sunduğu, teminat mektubunun bakiye kısmının da 21/08/2015 tarihinde haksız olarak nakde çevrildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; soruşturma raporunda işe ilişkin proje kapsamında olup, yapılmayan veya projede belirtilenden farklı şekilde imalatlar bulunduğu ve geçici kabule engel teşkil edecek şekilde eksiklikler bulunmasına rağmen geçici kabul yapıldığını, bu nedenle kurum personeli ile davacı iş ortaklığı hakkında TCK’nın 236.maddesine göre, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasının gerektiğinin bildirildiğini, teminat mektubunun bu nedenle gelir kaydedildiğini, kesin kabul şartlarının oluşmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın istinaf incelemesinde olduğu ve Dairemizin geri çevirme kararından sonra mahkemece dosyaya eklenen Ticaret Sicil Gazetesine göre, davacı…. … Ltd. Şti’nin 18/01/2016 tarihinde resen sicilden terkin edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde,”01.07.2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. a) 24.6.1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince, sermayelerini anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış anonim şirketler ile limited şirketler. b) Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olan anonim ve limited şirketler. c) Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış olan kooperatifler. d) Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler. e) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatifler. (2)Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. “ hükmü bulunmaktadır.
Bu hükme göre, elde açılmış bulunan dava olduğundan resen terkin işlemi yapılması mümkün olmamakla birlikte, şirket terkin edildiğinden davacı…. Ltd. Şti’nin ava ehliyeti ortadan kalkmış bulunmaktadır.
Dava ehliyeti; 6100 sayılı HMK 51. maddede açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre;medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6100 sayılı HMK 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartları davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken şartlarıdır. Bir başka deyişle, dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişi bu davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır.
Bu hükümler ve açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davanın açıldığı tarih itibariyle dava ehliyeti bulunan davacı…. Ltd. Şti’nin davanın devamı sırasında ve hükümden önce terkin edildiği anlaşılmakla dava ehliyeti ortadan kalkmış durumdadır. Bu durum, taraf teşkiline ve dava şartlarına ilişkin bulunduğundan davanın her aşamasında resen nazara alınması gereken bir durum olduğundan Dairemizce de resen nazara alınarak taraf teşkili yönünden kararın kaldırılması gerekmiştir.
Bu itibarla mahkemece, davacı….. Ltd. Şti’nin davanın devamı sırasında terkin edilmekle dava ehliyetini kaybettiği anlaşılmakla, davacı vekiline davacı şirketin ihya edilerek yeniden sicile kaydının sağlanması ve usulünce taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilip esas hakkında karar verilmesi gerekir (Yargıtay 15. HD. 2018/4030 E 2019/360 K; 2020/1688 E 2021/150 K).
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2021 gün ve 2015/421 Esas 2021/661 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 2.724,71 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 09/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır