Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/1170 E. 2023/1226 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1170 – 2023/1226
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1170 Esas
KARAR NO : 2023/1226
(Ön İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2023
NUMARASI : 2023/947 Esas (DERDEST)

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Arsa Payı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil – Alacak
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan arsa payı kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil – alacak davasında mahkemece davalı vekilinin ihtiyati tedbir ara kararına yaptığı itiraz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf ön incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 12/09/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında Ankara 26. Noterliğinin 22/10/2004 tarihli 22698 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin bu sözleşme uyarınca inşaat yapmayı taahhüt ettiğini, ancak davalı kooperatif tarafından müvekkili şirkete karşı Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/92 Esas sayılı dosyasında açılan dava sonucunda mahkemenin 13/05/2014 tarihli 2014/141 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, davaya konu… parsel sayılı taşınmaz üzerinde kurulu bulunan C bloktaki 3-10-12-16-26-34-35-50 ve 57 nolu bağımsız bölümler ile aynı yer 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kurulu bulunan B bloktaki 1-2-3-4-5-6-7-8- ve 9 nolu bağımsız bölümlerin nama ifa kapsamında davalı kooperatif tarafından satışına izin verildiğini, ancak davalı kooperatifin kötü niyetli davranarak bu bağımsız bölümler haricinde kalan müvekkiline ait olması gereken A blokta bulunan 27 nolu bağımsız bölümü mahkeme kararına aykırı şekilde sattığını, bu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle mülkiyetinin diğer davalı adına kayıtlı olduğunu belirterek A bloktaki 27 nolu bağımsız bölümün nama ifa kararına aykırı olarak satılması nedeniyle bu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, tapu iptali ve tescil davalarına ilişkin olarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, tapu iptali ve tescilinin mümkün olmaması halinde, haksız fiil nedeniyle açılan maddi tazminat davalarının kabulüne, … parsel sayılı taşınmazda bulunan A bloktaki 27 nolu bağımsız bölümün rayiç bedeli esas alınarak tespit edilecek maddi tazminatın, haksız fiil tarihi itibariyle işletilecek ticari faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat talepli davalarına ilişkin olarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne dair karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı … vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile diğer davalı kooperatif aleyhine alacak/tapu iptali ve tescil davası açıldığını, mahkemece 02/01/2023 tarihli ara karar ile müvekkili adına kayıtlı olan… parselde kayıtlı A Blok 27 numaralı bağımsız bölüm üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, mahkemece taraflar dinlenmeden, deliller değerlendirilmeden ve tapu kayıtları incelenmeden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, teminat miktarının çok düşük olduğunu belirterek, müvekkilinin taşınmazına konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2023 tarihli ve 2023/947 Esas sayılı derdest ara kararında özetle; İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Somut olayda, davacının tapu iptali ve tescil davası nedeniyle tedbir talep ettiği, tedbir talebinin uyuşmazlık konusuna ilişkin olduğu, tedbir konulmaması durumunda taşınmazın 3.kişiye devredilebileceği ve davanın konusuz kalacağı, bu haliyle davacının hakkını elde etmesinin güçleşeceği kanaatine varılarak, dava konusu … parselde kayıtlı A Blok 27 numaralı bağımsız bölümün davalılar adına kayıtlı ise telafisi imkansız zararları önlemek için, dava değeri üzerinden %15 teminat karşılığında dava sonuçlanıncaya kadar tapu kaydı üzerine 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Bu karara davalı … … vekili itiraz etmiştir.
Mahkememizin 2023/947 Esas sayılı dosyasında görülen davanın incelenmesinde dava konusu edilen taşınmazın … parselde kayıtlı A Blok 27 numaralı bağımsız bölüm olduğu, 02/01/2023 tarihli tedbir kararının HMK’nun 389. maddesinde belirtilen şartları taşıdığı, davacı tarafça sunulan belgeler ve davalı tarafın cevabı dikkate alındığında, tedbir kararının verilebilmesi için yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu, bundan başka tedbir kararının, dava konusu olan taşınmaz üzerinde verildiği, davalı tarafça sunulan itirazların tedbir kararını kaldıracak mahiyette olmadığı ve yargılamayı gerektirdiği, dolayısıyla verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından davalı … vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … … vekili tarafından verilen 18/10/2023 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin ihtiyati tedbirin kaldırılması taleplerinin reddine dair karar verdiğini, mahkemenin iş bu ihtiyati tedbir kararını yeterli inceleme yapmaksızın hatalı değerlendirme sonucu verdiğini, ihtiyati tedbirin kaldırılması taleplerinin reddedilmiş olmasının hatalı olup hukuka ve hakkaniyete de aykırı olduğunu, delillerin değerlendirilmeden ve tapu kayıtları incelenmeden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacı tarafın iddialarının gerçekle bağdaşmadığını ve diğer davalı ile arasındaki ihtilaftan kaynaklı olarak ileri sürülen ve iyiniyetli 3. şahıs konumunda olan müvekkilini ilgilendiren iddialar olmadığını, buna rağmen müvekkilininin taşınmazı üzerine tedbir konulmasının hakkaniyet ile bağdaşmadığını, müvekkilince dava konusu taşınmazın davacı veya diğer davalı kooperatiften alınmadığını, dava dışı şahıstan taşınmaz üzerinde herhangi bir şerh olmadan ilgili taşınmazı satın aldığını, müvekkilinin davacı ile diğer davalı arasındaki husumeti bilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca çok cüzi bir teminat karşılığı verilen tedbir kararının hakkaniyete uygun olmadığını, mahkemece %15 teminat kararı ile kanuna uygun hareket edildiği düşünülse de bu durumun hakkaniyete uygun olmadığını, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararına yaptıkları itirazın kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava davacı yüklenici ile davalı arsa sahibi kooperatif arasında Noterde düzenlenen Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca davalı kooperatifin, davacı yükleniciye ait olan A Bloktaki 27 nolu bağımsız bölümü Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/92 Esas 2014/141 Karar sayılı kararı ile vermiş olduğu nama ifa kararına aykırı şekilde satmış olması sebebiyle bu bağımsız bölümün diğer davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescili istemine, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin haksız fiil tarihi itibariyle işletilecek ticari faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsili isteğine ilişkin olup davacı vekili aynı zamanda dava sonuçlanıncaya kadar davaya konu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuş, mahkemece verilen 02/01/2023 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteğinin %15 teminat karşılığında kabulü ile davaya konu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmiş, davalı … … vekilinin bu ara karara itirazı üzerine duruşmalı olarak yapılan değerlendirme sonucunda 2023/947 Esas sayılı dava dosyası üzerinden verilen 03/10/2023 tarihli ara karar ile davalı vekilinin ihtiyati tedbir ara kararına itirazının reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı davalı … … vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK.nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu madde de; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyatı tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkın da iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda mahkemece, ihtiyati tedbir isteğine konu taşınmazın taraflar arasındaki noterde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin konusunu oluşturduğu, eldeki davada taşınmazın tapusunun iptali ile davacının adına tesciline karar verilmesinin talep edildiği, yani taşınmazın aynının uyuşmazlık konusu oluşturması sebebiyle ve yaklaşık haklılık durumunun dava tarihi itibariyle oluştuğu kabul edilerek davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin takdiren %15 teminat karşılığında kabulüne ve davalı … … vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu itirazının aynı gerekçelerle reddine karar verilmiş olmasında yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler kapsamında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı … … vekilinin, 03/10/2023 tarihli ara karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2023 tarihli 2023/947 Esas sayılı derdest dosyasından verilen ara kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olduğundan davalı … … vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan davalıdan alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3- Davalı tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/11/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip