Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/1136 E. 2023/1201 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/1136 – Karar No:2023/1201
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

ESAS NO : 2023/1136
KARAR NO : 2023/1201
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 01/08/2023
NUMARASI : 2023/571 E

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, dava konusu iş ve eylemin “ticari iş mahiyetinde” olması, tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması, TTK 4. ve 5. maddeleri gereğince davaya bakmak ile görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle iş bu davanın Nöbetçi Ticaret Mahkemesinde açıldığını, itirazın iptali davasında yetkili mahkemenin icra takibin yapıldığı yer mahkemesi olması nedeniyle borçlu şirketin Ankara adresinde de açılabileceği ayrıca da 15.03.2021 tarihli sözleşme ile de yetkili mahkemenin Ankara olması dolayısıyla Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Ankara Arabuluculuk Bürosu 2023/3571 Esas, 2023/29028 başvuru numarası ile Anlaşamama Tutanağının düzenlendiğini, davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin 15.03.2021 tarihinde yürürlüğe giren “Alt Yüklenici Sözleşmesi” imzalanması ile başladığını, müvekkilinin yüklenici olduğunu, davalının ise “alt yüklenici sözleşmesinde ki” işveren olduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmeye dayalı olarak davacının edimlerini yerine getirmediğine dair herhangi bir iddia söz konusu olmadığı gibi, davanın konusunun da müvekkilinin edimleri olmadığını, bu konuda davalı tarafından ileri sürülen TTK 18/3 kapsamında bir husus da olmadığını, müvekkili ile davalı arasında 15.03.2021 tarihinde yürürlüğe girecek tarzda imzalanan sözleşmeye göre davalının sözleşmeye aykırı olarak hak edişler, fatura bedelleri ve kur farklarını ödemelerini yapmaması üzerine iş bu davanın açıldığını, davacının cari hesap ekstrelerine göre 2.198.791,19-TL alacağının olduğunu, müvekkili tarafından davalıya 04.08.2022 tarih ve HMA 20220000000080 seri nolu fatura ile 3.311.394,73-TL., 26.09.2022 tarih ve HMA 20220000000099 seri nolu fatura ile 2.273.100,74-TL., 26.02.2023 tarih ve HMA 20230000000015 seri nolu fatura ile 1.320.938,10-TL olmak üzere 3 adet fatura kesildiğini, davalının peyder pey 4.000.000,00-TL ödeme yaptığını, bu ödemeler yanında yapılan kesintiler düştükten sonra 2.198.791,19-TL borcunun kaldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesine göre ödeme günlerinin hak edişlerden itibaren 10 gün olarak belirtildiğini, hakedişin doğduğu ve faturanın kesildiği tarihten sonraki 10 günlük süre içerisinde de ödenmediği için temerrüd oluştuğunu, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 19.’ncu maddesinin 2. bendinde kur farkı-fiyat farkının nasıl ödeneceği hususunun ifade edildiğini, davalının her hak ediş sonrasında 14.65-TL üzerinde Merkez Bankası kuru üzerindeki oluşan fiyat farkını işveren tarafından yükleniciye ödeneceğinin ifade edildiğini, Kur farkının hesap edilen rakamın 305.560 USD olduğunu, 14.65-TL üzerinden faturanın kesilmesi tarihi itibariyle oluşan USD farkının ise 4.20-TL olduğunu, dolayısıyla bu rakam ile birlikte kesin hak ediş faturası da dahil olmak üzere alacak miktarını ortaya konulduğunu, davalının aleyhine Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2023/2473 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, davalının borca yeter malları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini, ihtiyati haciz müessesesi olduğunu, ihtiyati haciz müessesinin İİK’nun 257-268 maddelerinde düzenlendiğini, davalının icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesi gerektiğini, uyuşmazlık konusu olayda da icra inkâr tazminatının şartlarının oluştuğunu, alacağın likit ve belirli olması gerektiğini, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olmasının da şart olmadığını, davada kabul edilen miktarın faturaya dayandığını İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca alacağın likit nitelikte olduğundan davacı yararına bu miktar yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinin doğru görülmediğini, İİK 67 maddede %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedileceğinin ifade edildiğini, dolayısıyla asgari sınırın %20 olduğunu, ancak faiz ile alacak miktarında ki paranın değer kaybının önlenemeyecek olması karşısında %20 üzerinden verilecek olan icra inkar tazminatının yeterli olmayacağını, icra inkar tazminatının TBK 122’nin ve denkleştirici adalet ilkelerinin de taraflarına sağladığı haklarda dikkate alınarak, HMK 26. maddesi kapsamında bu nedenle enflasyonist farklarda dikkate alınarak %39,59 olarak hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek; HMK’nun 114, 115, 118 ve 119, 120 maddeleri kapsamında dava şartlarının varlığını kabul edilmesi, davalının kötü niyetli olması ve dava miktarının büyüklüğü göz önüne alınmasına, karşısında oluşan hukuki ve fiili somut durumlar dikkate alınarak davalı adına kayıtlı tescile tabi araçlar ile tescile tabi gayrimenkul mallar üçüncü kişilerden olan bankalarda ki hak ve alacaklarının üzerine alacak miktarını karşılayacak-teminatı olacak şekilde Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 6. HD 2019/725 Esas, 2019/399 karar ve 03.05.2019 tarihli kararı da dikkate alınarak ihtiyati haciz kararı verilmesine, davalının Ankara 4. İcra müdürlüğünün 2023/2473 E sayılı icra takibine vaki itirazının şimdilik 2.198.791.19 TL karşılığı üzerinden iptaline, Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2023/2473 Esas sayılı dosyasının takip talebi içeriğindeki talepler doğrultusunda, şimdilik 2.198.791.19-TL’lik kısmı için alacak aslı- faizi ve diğer ferileriyle birlikte takibin devamına, kötü niyetli olarak icra takibin durdurulmasına sebebiyet veren davalının itiraz ettiği toplam borç miktarından şimdilik 2.198.791.19-TL alacak aslı üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere denildiğine göre mevcut dosya kapsamında davalının kötü niyeti (TBK 122 ve denkleştirici adalet ilkelerinin tarafımıza tanıdığı haklarında etkisi dikkate alınarak) HMK 26 maddesine uygun olarak gerekçesi ile %39.59 üzerinden İİK 67. maddesine göre icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, HMK 323, HMK 326/1 ve HMK 332/1 maddesi gereğince resen aleyhinde hüküm tesisi edilecek olan davalının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesi, müvekkili tarafından yargılama safahatında ödenen-yapılan- yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, arabuluculuk ücretinin de dava aşamasında lehlerine olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…İİK.’nun ihtiyati haciz şartlarını düzenleyen 257/1. maddesinde, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin ikinci fıkrasında da, vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında 15/03/2021 tarihli “Alt Yüklenici Sözleşmesi” başlıklı eser sözleşmesinin bulunduğu, davaya konu edilen 3 adet faturanın söz konusu sözleşme uyarınca davacı tarafından davalı aleyhine kesildiği, söz konusu fatura içeriklerinin hakediş ve kesin hakediş alacaklarına yönelik olduğu, fatura içeriklerindeki işin davacı tarafından yapıldığına ilişkin, davalının kabulünde olan bir belgeye dosya kapsamında rastlanmadığı, sadece faturanın tek başına fatura içerisindeki işin yapıldığını göstermeyeceği, arabuluculuk tutanağı ve icra dosyasına davalı tarafından borcun olmadığı yönünde itirazda bulunulduğu hususları göz önüne alındığında, taraflar arasındaki var olduğu iddia edilen alacağın yargılamaya gerektirdiği, İİK 257 maddesinin aramış olduğu yaklaşık ispatın mevcut dosyada bulunmadığı anlaşılmakla, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin vadesi gelmiş alacağı bulunduğunu, alacağın sözleşme gereğince düzenlenen faturalara ve cari hesap ekstresine dayandığını, bunların dosyada bulunduğunu, müvekkilinin edimini ifasına ve fatura içeriğine yönelik TTK’nun 18/3 ve 21.maddelerine göre yapılmış bir itiraz bulunmadığını, borcun miktarını davalının bildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati haciz talep eden davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan istinaf başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip