Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/983 E. 2023/700 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/983 – 2023/700
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2022/983
KARAR NO : 2023/700

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2022
NUMARASI : 2016/922 Esas – 2022/229 Karar

DAVACI/KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI/KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl dava eser sözleşmesine dayalı alacak, birleşen dava eser sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, asıl davadaki karşı davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; taraflar arasında 01.08.2013 tarihinde … Regülatörü I-II ve HES I-II İnşaat İşi’ne ilişkin sözleşmenin akdedildiğini, sözleşmenin 8. maddesine göre, imza tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yer teslimi yapılacağını ve işin süresinin 540 gün olacağını, davalının belirlenen 30 günde yer teslimi yapmadığını, ÇED belgesi ve kati proje revizyonu nedeniyle yer tesliminin 01.07.2014 tarihinde yapılabildiğini, kati proje revizyonu sebebiyle … Regülatörü HES I ve … Regülatörü HES II projelerinin yerlerinin değiştiğini, yapı yerleri koordinatlarının değişmesinin mevcut ÇED belgesinin iptaline sebep olduğunu ve yeni ÇED belgesi almak gerektiğini, yeni ÇED belgesi alınıncaya kadar Regülatör ve Santral Binası İnşaatına başlanamadığını, sadece taşkın koruma ile ilgili imalatların yapılabildiğini, ilk keşifte 9.713.250,00 TL olarak belirlenen sözleşme bedelinin son keşifte 23.371.431,22 TL olarak belirlendiğinden sözleşme kapsamındaki işin bitim tarihine keşif artışından gelen 740 günlük ilave sürenin eklendiğini, sözleşmenin 17.1 maddesi doğrultusunda işin bitim tarihinin 01/01/2018 tarihi olması gerektiğini, sözleşmenin 13. maddesine göre sözleşme konusu işte kullanılmak üzere yüklenicinin yazılı talebine istinaden mobilizasyon işe başlama için hazırlıklar yapılması, şantiye kurulması, mühim ihzarat malzemelerinin temini için keşif bedelinin %10’undan az olmamak üzere 975.000,00 TL avans ödendiğini, söz konusu avansa karşılık olarak ise 24.09.2013 tanzim tarihli bila vade tarihli ve 973.000,00 TL bedelli “Teminat senedi”nin müvekkili tarafından davalıya teslim edildiğini, sözleşme konusu işte kullanılmak üzere ayrıca 300.000,00 TL ek avans ödemesi yapıldığını, buna karşılık da 13.11.2013 tanzim tarihli bila vade tarihli ve 300.000,00 TL bedelli teminat senedinin müvekkili tarafından davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin işe 01.07.2014 tarihinde başladığını, 24 adet hakediş düzenlendiğini, işlerin tamamlanıp geçici kabul aşamasına gelindiğini, işin %95’i tamamlanmışken davalının müteahhitliği kendisinin yapacağını belirterek, iş makineleri satın alma ve kiralamaları yaparak, müvekkilini şifahi olarak işten el çektirttiğini, bazı işçilerin müvekkili şirketten 31.07.2016 tarihinde toplu halde istifa ettiklerini ve davalı şirkete sigorta kaydı da yapılmak suretiyle davalı nezdinde işe başladıklarını, … Regülatörü HES II İnşaatı İşi’nin geçici kabul tutanağının 12.01.2016 tarihinde düzenlendiğini, tutanak ile yapılan işin projelerine uygun olduğu, geçici kabule engel olabilecek nitelikte kusur ve arızaların bulunmadığının tespit edildiğini, ancak yatırımcı firmanın işletme aşamasında karşılaşabileceği muhtemel problemleri önleme adına ilave tedbirler ile işin tamamlanması için görülen bir kısım eksikliklerin de maddeler halinde belirtildiğini, geçici kabul tutanağında bulunan işlerden sadece 1-3-4-6-7-8 maddeleri arasında bulunan işlerin müvekkili şirketin taahhüdünde olduğunu, 2,5,9,10,11,12,13,14,15,16,17 maddelerinde eksiklikler bakımından müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirket taahhüdünde bulunan 1,4,7,8 maddelerinde sayılan işleri yerine getirebilmesi için davalı tarafından yeterli büyüklükte ve uygun mesafede taş ocağı temin edilmesinin gerektiğini, bu hususun 18.5.2016 tarihli “Teknik Gezi Raporu”ndan da anlaşıldığını, geçici kabulde 3 ve 6 numaralı maddelerde sayılan işlerin tamamlandığını ve 3 numaralı madde kapsamında yapılan işin bedelinin ödendiğini, ancak 6 numaralı madde kapsamında yapılan işin bedelinin halen müvekkiline ödenmediğini, davalının sorumluluğunda olan ve geçici kabul tutanağının 2,5,9,10,11,12,13,14,15,16,17 maddelerinde sayılan işler, müvekkil şirketin taahhüdünde bulunmamasına rağmen, davalının talebi üzerine 2 ve 9 nolu maddelerde belirtilen işlerin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, 9 nolu maddede belirtilen nakliye işinin yapılmasına rağmen, nakliye bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin 5 Eylül 2016 kesin hesap talebi üzerine davalının iki gün sonra hiç bir haklı sebep olmaksızın Ankara 63. Noterliğinden gönderilen 7 Eylül 2016 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini, ayıplı iş bulunduğu veya işin süresinde yapılmadığı iddialarının doğru olmadığını, … Regülatörü HES I İnşaatı’nın %95 oranında tamamlandığını ve geçici kabul aşamasına geldiğini, … Regülatörü HES II İnşaatı için ise 12.01.2016 tarihinde geçici kabul tutanağı düzenlendiğini, gelinen noktada davalı işverenin sözleşme hükümleri gereğince kesin hesap işlemlerini başlatması gerekirken ibralaşma talep ettiğini, müvekkilinin davalıyı kesin hesaba davet ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 20/2maddesine göre gereği en az 10 gün süreli ihtar çekilmesinin gerektiğini, aynı durumun devam etmesi halinde sözleşmenin feshedilebileceğini, müvekkiline hiçbir tebligat yapılmadığını, davalı tarafından fesih işleminden sonra 9.9.2016 günü 973.000,00 TL bedelli teminat senedi takip dayanağı yapılarak Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2016/17761 Esas sayılı dosyası nezdinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, sözleşme kapsamındaki 13.11.2013 tanzim tarihli ve 300.000,00 TL tutarlı teminat senedi için de 26. İcra Müdürlüğünün 2016/17516 Esas sayılı dosyası nezdinde kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, avans ödemesi 1.273.000,00 TL iken kesinti tutarının 1.430.000,00 TL olduğunu, hakedişlerinden haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olarak 157.000,00 TL kesildiğini, bunların kesin hesapta dikkate alınması gerektiğini, hakedişlerden fazlasıyla tahsil edilen teminat senetlerinin icra takibine konu edilmesinin “Bedelsiz senet kullanma” suçu ile beraber “Resmi Belgede Sahtecilik” ve “Açığa imzanın kötüye kullanılması” suçları da dahil olmak üzere davalı şirket ve şirket yetkilileri aleyhinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, buna ilişkin soruşturma dosyası numarasının 2016/139866 olup, soruşturmanın devam ettiğini, davalı şirketin kesin hesap işlemini yapmaktan kaçındığını, sözleşme dışı imalat bedelinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan şartnamenin 23. maddesindeki yönteme göre hesaplanmasının gerektiğini, avans kesintilerinin fazla yapıldığını, müvekkilinin avans nedeniyle borcu değil 157.000,00 TL fazla ödemesi olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL kesin hakediş alacağı ile 10.000,00 TL sözleşme dışı imalat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, bu nedenle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, yer tesliminin 01.10.2013 tarihinde gerçekleştiğini, yer teslim tutanağı ve iş programının davacı şirket yetkilisi tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt düşülmeden imzalandığını, davacının yer teslimine ilişkin iddiasının hakediş raporları ile çeliştiğini, 01.07.2014 tarihine kadar müvekkiline 9 adet hak ediş gönderildiğini, bu hakedişler tutarının 7.494.640,00 TL olduğunu, yine davacının SGK kayıtlarından bu tarihte işçi çalıştırdığı ve işe başlamış olduğunun görüleceğini, kabul anlamına gelmemek üzere yer tesliminin 01.07.2014 tarihinde gerçekleştiği kabul edilse dahi davacının projeyi en geç 01.09.2015 tarihinde tamamlamasının gerektiğini, davacının işi tamamlayamaması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, müvekkili ile davacı arasında keşif artışına yönelik herhangi bir anlaşmanın yapılmadığını, davacının bu yönde herhangi bir belge sunamadığını, davacı şirketin, projenin hem müşaviri, hem müellifi, hem de müteahhidi olduğunu, sözleşmedeki 9.713.250,00 TL bedelin davacı şirketin müşavirliğinde belirlendiğini, keşif artışında herhangi bir etkisi bulunmadığı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, bu hususta müvekkilini inandırdığını, davacı şirket yetkilisi …’ın sadece müvekkili şirketin çıkarlarını koruduğundan bahisle süreç boyunca müşavirlik görevinin de kendi şirketi tarafından gerçekleştirilebileceğini ısrarla belirttiğini, müvekkili şirketin müşavir hizmetlerinin üçüncü bir şahsa tevdi edilmesi taleplerini bilinçli olarak ertelediğini, davacı şirket ve yetkilisinin müvekkili şirketi, teknik ve mali yeterlilikte olduğu yolunda hataya sevk ederek sözleşmeyi imzalattığını, sözleşme götürü bedelli 9.713.250 TL üzerinden yapılmasına rağmen, kısım kısım 23.371.431,22 TL tahsilat yaptığını, şantiye içerisinde demir ve çimentonun tamamının müvekkili şirket tarafından sağlandığını, ayrıca verilen mazotun da yapılan hakedişlerden düşüldüğünü, keşif artışına rağmen işin bitirilemediğini üçüncü kişilerce davacı şirketin maddi olarak tükendiği yolundaki beyanlar üzerine projenin tamamlanabilmesi için müvekkili tarafından finanse edildiğini, davacı hakkındaki icra takipleri nedeniyle, müvekkilinin İİK 89/1 haciz ihbarnamelerine muhatap olduğunu, götürü bedelin, fahiş miktarda aşılmasına rağmen, sözleşme konusu işlerin ısrarla tamamlanamaması veya tamamlanabileceklerin sözleşmede öngörülen iki üç kat maliyetle ve ayıplı tamamlanabilmesinin ilişkinin devamını çekilmez hale getirdiğini, Ocak 2015 tarihi itibariyle tamamlanması gereken işlerin Eylül 2016 itibariyle hala tamamlanmadığını, davacının inşaat faaliyetini tamamlayacak maddi gücünün bulunmadığını, taş ocağı bulma, patlatma ve taşımanın imalata dahil olduğunu, keşiflerin davacı tarafından yapıldığını, ilave fiyatlandırma yapılmadığını, bütün bir hakediş sürecinde yapılan fiyatlandırmalarda ayrı ayrı taş ocağı bulma, patlatma ve taşımanın ödenmediğini ve 25 TL m3 birim fiyat üzerinden ödeme yapıldığını, Devrek Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/8 D. İş sayılı dosyası kapsamında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporunda eksik ve ayıplı işlerin ortaya konduğunu, davacının şifahi olarak projeden el çektirildiği, çalışanları daha yüksek ücretle işe aldığı yolundaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, öyle ki davacı şirketçe alacakları ödenmeyen 60’a yakın işçinin müvekkiline dava açtıklarını, davacının bahsettiği işçilerin yine davacının ödeme yapmakta zorlanması nedeniyle işçilerin davacı şirketle iş ilişkisinin sona ermesinden belirli bir süre geçmesinden sonra müvekkili şirket nezdinde çalışmaya başladıklarını, müvekkilinin 975.000,00 TL avans ödediğini, müvekkilinin avansı her ay düzenlenen hak edişlerden mahsup ettiğini ve ödenen avans karşılığı alınan teminat senedinin davacı şirkete iade edildiğini, müvekkili tarafından tamamen soyut bir borca istinaden alınan ve Ankara 26. İcra Müdürlüğü nezdinde takibe konulan senet ile mezkur kendisine iade olunan teminat senedini birbirine karıştırdığını, Ankara 5. İcra Mahkemesi tarafından 2016/823 Esas sayılı dosyasında davacı şirketin takibin durması talebinin reddedildiğini, davacının gönderdiği 07/09/2016 tarihli SMS’inde davacı şirket yetkilisinin hiçbir alacağı kalmadığını belirtmişken, bu davada alacak iddiasında bulunmasının yersiz olduğunu belirterek, davanın öncelikle usulden reddini, olmadığı taktirde esastan reddini istemiştir.
Davalı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; sözleşmeye aykırı davranan davacı şirketin müvekkilinin bu nedenle uğradığı zararı tazmin etmesinin gerektiğini, anılan sözleşme uyarınca bedelin tamamının davacı şirkete ödendiğini, müvekkili şirketin davacı şirketin … HES projesinde çalışan işçilerine 41.004,02 TL, Dereköy HES projesinde 241.128,21 TL ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, işçilerin bizzat davacı tarafından kışkırtılarak … HES projesinde müvekkili aleyhine 26 adet, Dereköy HES projesinde 15 adet dava açıldığını, yine davacının işçilere karşı tutarsız ve kanun aykırı faaliyetler nedeniyle Reis AŞ’den işçi alacaklı tahsil edilsin mantığı ile hali hazırda … HES ile ilgili 4 adet davada karar çıktığını ve müvekkilinin tehiri icra için teminat yatırdığını savunarak, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik eksik ve ayıplı imalatlar nedeniyle 44.000,00 TL zararın 4.000,00 TL cezai şart alacağının, üretim kaybı nedeniyle 2.000,00 TL zararın, davacı/karşı davalı işçilerine yapılan işçilik alacakları nedeniyle 10.000,00 TL ödemenin 08.09.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN ANK. 7. ATM’NİN 2017/821 ESAS SAYILI DAVASINDA;
DAVA :
Davacı vekili; davalı tarafından 26. İcra Müdürlüğü nezdinde 2016/17761 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senedine mahsus olarak 1.070.246,00 TL tutarında icra takibi başlatıldığını, icraya konulan 973.000,00 TL tutarlı senedin taraflar arasında akdedilen … REG ve HES İnşaatı Yapım İşi Sözleşmesi nedeniyle alınan avansa karşılık verilen teminat senedi olduğunu, taraflar arasında düzenlenen 24.9.2013 tarihli Teminat Çek/Senet Teslim Tutanağının 2 nolu maddesinde bononun teminat senedi olarak verildiğinin, 4. maddesinde ciro edilemeyeceğinin, başka bir amaçla kullanılamayacağının açıkça belirtildiğini, Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesinde 2016/822-823 Esas sayılı dosyaları ile şikayet edilmişse de davaların reddedildiğini, istinaf mahkemesince kararın onandığını ve temyiz aşamasında olduğunu, davalının hakedişlerden 1.430.000,00 TL kesinti yaptığını, alacaklı olanın aslında davacı olduğunu, buna ilişkin Ankara 14. Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını, taraflar arasında başkaca ticari ilişki bulunmadığını, işin geçici kabulünün yapıldığını, başlangıçta 9.713.250,00 TL olan keşif bedelinin sözleşme gereği yapılan işlerle birlikte 23.371.431,22 TL ye çıktığını yapılan işlerin hakedişlere bağlandığını, kesin hesapla ilgili olarak 05.09.2016 tarihinde toplantı yapmak üzere mail gönderildiği halde, iki gün sonra sözleşmenin 20.2 maddesine aykırı olarak 07.09.2016 tarihli bildirim ile tek taraflı olarak sözleşmenin fesh edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/17761 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitini, %20’den az olmamak üzere tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; iş bu davanın ve Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/922 Esas sayılı davasının tarafları, konuları ve her iki davada dayanılan vakıalar ile hukuki sebepler aynı olduğundan huzurdaki davanın derdestlik nedeniyle reddinin gerektiğini, sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanmadığı iddialarının açıkça destekten yoksun olduğunu, sözleşme 9.713.250,00 TL sabit götürü bedel üzerinden akdedilmiş olmasına rağmen işin bedelinin eksik ve hatalı olarak 23.371.431,22 TL’ye ulaştığını, müvekkilinin teminat senedini icra takibine koyduğu iddiasının doğru olmadığını, davacıya 975.000 TL avans ödemesi yapıldığını, bunun 2. hak edişten itibaren her ay mahsup edildiğini, avans karşılığı alınan teminat senedinin iade edildiğini, davacının, tamamen soyut bir borca istinaden alınan senetten karmaşa ile hak elde etmeye çalıştığını, halen sözleşme konusu işler tamamlanmamış veya ayıplı olarak ifa edilmiş olduğundan, müvekkili şirket tarafından sözleşmenin feshedildiğini, senet ile sözleşme arasında hiçbir bağlantı olmadığını dikkate almayan davacının iddialarının hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın öncelikle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Sözleşmede işin bedelinin sabit götürü bedelli olarak kararlaştırılması, yüklenici şirketin aynı zamanda müşavir firma olması nedeniyle, iş artışı sonucu süre uzatımı talebinin haklı ve iyi niyetli olarak değerlendirilemeyeceği, kaldı ki taraflar arasında ihtilafsız imzalanan hakedişlerde önce yer teslim tarihi 01.09.2013, iş bitim tarihi 01.03.2015, sonrasında yer teslim tarihi 15.07.2014, iş bitim tarihi 15.01.2016 olarak yer aldığı, bu hakedişler sırasında işin metrajı ve bedeli arttığı halde iş bitim tarihine itiraz edilmediği, 12.01.2016 tarihinde sadece sözleşme konusu … Regülatörü ve HES II İnşaatının geçici kabulünün eksik ve ayıplı olarak yapıldığı, … Regülatörü ve HES I inşaatının geçici kabul aşamasına gelmediği, sözleşmenin 20.2 maddesi uyarınca, iş sahibinin en az 10 gün süreli ihtar keşide ederek fesih hakkını kullanabilecek iken bu hususu yerine getirmediği belirtilen nedenlerle sözleşmenin feshinde her iki tarafında kusurlu olduğu, iş sahibi davalı şirket tarafından, yüklenici şirkete, 19.02.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre, 2.865.642,77 TL, 15.08.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre 2.619.243,97 TL fazla ödeme yapıldığı, bu nedenle asıl davanın haklı olmadığı, asıl davaya karşı açılan dava yönünden, sözleşmenin feshinde her iki tarafında kusurlu bulunması nedeniyle gecikme cezası ve üretim kaybı zararının talep edilemeyeceği, kaldı ki gecikme cezasının ifaya bağlı olması, hakedişlerde bu konuda herhangi bir kesinti yapılmaması nedenleriyle de talebinin haklı olmadığı, davalı-karşı davacı iş sahibi şirket tarafından, davacı-karşı davalı şirket işçilerine ödemelerin karşı dava tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle bu aşamada dava konusu edilemeyeceği, eksik ve ayıplı imalatlarından beton kalitesizliği nedeniyle santral binası duvarlarından sızma ve beton yüzeylerin pürüzsüz olmaması nedeniyle hesaplanan bedelin her iki bilirkişi raporunda da talep tutarından fazla olduğu” gerekçesi ile, bu kısım yönünden davanın kabulüne, diğer eksik ayıplı işler bedeli yönünden karşı davanın reddine, karar verilmiş, birleşen dava yönünden, icra takibine konu teminat senedi, yüklenicinin yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması ve iş sahibi şirketin teminat senedi bedelinden çok daha fazla ödemede bulunduğu gerekçesi ile, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı – karşı davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında aktedilen sözleşme gereğince yapılacak projeye ilişkin ÇED belgesi ve yer tesliminin 01/07/2014 tarihinde yapıldığını, 05/09/2013 tarihinden 01/07/2014 tarihine kadar yapılan hakediş avans kesintilerinin ÇED belgesi alınana kadar geçen süreçte taşkın koruma ile ilgili yapılan imalatlara ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin üstlendiği işe ancak 01/07/2014 tarihinde başlayabildiğini, 12/06/2016 tarihli Çayatlı Regülatörü II HES işine dair geçici kabul tutanağına göre; yapılan işin projelerine uygun olduğu, geçici kabule engel olabilecek, kusur ve arızaların bulunmadığının tespit edildiğini, 07/09/2016 tarihli ihtarnamenin müvekkiline tebliğine kadar geçen süreçte, müvekkili tarafından yapılan işlerin eksik veya ayıplı ifa edildiğine dair bir tebligatın yapılmadığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin sözleşme ile yüklendiği edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirdiğini, eksik ya da ayıplı ifanın söz konusu olmadığını; birleşen dava yönünden sözleşmenin feshinde her iki tarafın da kusurlu olduğuna ilişkin yerel mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmanın karşı davacı tarafından haklı sebep olmaksızın feshedildiğini, sözleşmenin feshinde müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, cezai şartın ifaya ekli ceza koşulu olduğunu, alacaklının ancak ifa ile birlikte ceza koşulunu isteyebileceğini, karşı dava yönünden yerel mahkemece yargılama harç ve giderlerinin de hatalı hesaplandığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını ve asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davacı – karşı davalı vekili …. ve … vekili karşı dava yönünden verdiği istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin tüm ödemeleri yaptığını ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, yapılan işler nedeniyle de düzenlenen hakedişlerden, verilen avanstan çok daha fazla kesinti yapıldığını, bu durumda aslında alacaklı olan tarafın müvekkili olduğunu, davalının taraflar arasında aktedilen sözleşmeyi tek taraflı ve haklı sebep olmaksızın feshettiğini, teminat senedi olarak verilen bononun başka amaçla kullanılmayacağı ve ciro edilmeyeceğinin taraflarca kararlaştırılmasına rağmen, davalı tarafça bononun takibe konulduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl dosya davacısı – karşı davalı ve birleşen dosya davalısı Reis RS Enerji vekili istinaf başvuru dilekçesinde; asıl dosya bakımından yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğunu, ancak karşı davaları bakımından sözleşmenin feshinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, karşı davanın tümden kabulü gerektiğini, kararın bu yönüyle bozulması gerektiğini, birleşen dava yönünden ise; iş bitim tarihinin 15/01/2016 tarihi olduğunu, sürenin uzatılmasının da söz konusu olmadığını, davacının kesin hesap talebinin fiilen fesih talebi olduğunu, bu talep ile davacı – karşı davalının işe devam etmeyeceğinin açıkça ortaya çıktığını, müvekkilinin sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, yerel mahkemece gecikme cezası ve üretim kaybı zararına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin mahkeme kararları ile yaptığı ödemelerin, davacının dava konusu işte çalıştırdığı ancak, ödemesini yapmadığı işçilerin işçilik alacaklarından ibaret olduğunu, davacının yaptığı eksik ve ayıplı işler yönünden yerel mahkemenin kısmen kabulüne ilişkin kararının hatalı olduğunu, alınan bilirkişi raporu ve Devrek SHM’nin 2016/8 D. İş sayılı dosyası ile, davacının eksik ve ayıplı imalatlarının açıkça ortaya çıktığını, mahkemece bu rapor ve tespitlerin dikkate alınmadığını, birleşen davaya konu senedin teminat senedi niteliğinde olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava eser sözleşmesine dayalı alacak, birleşen dava eser sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Asıl dava davacısı yüklenici, asıl dava davalısı iş sahibidir. Mahkemece asıl davanın reddine, asıl davadaki karşı davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava bakımından davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın asıl dosya davacısından tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-Asıl davadaki karşı dava bakımından davacı karşı davalı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacı – karşı davalıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
4-Asıl davadaki karşı dava bakımından davalı karşı davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın asıl dosya davacısından tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
5-Birleşen dava bakımından bu dosya davacılarından alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın birleşen dosya davacılarından tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
6- İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 25/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Katip
E-imzalıdır