Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/982 E. 2022/1148 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2022/982
KARAR NO : 2022/1148

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2022
NUMARASI : 2021/147 Esas – 2022/372 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
ADRES :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; “…Genel Müdürlüğü Bilişim ve Veri Teknolojileri Merkez Binası İnşaatı işi kapsamında yapılacak olan elektrik, mekanik elektronik, elektromekanik vb imalatı” ihalesini alarak işin yapımını üstlendiğini, işin yapımının 18/02/2011 tarihli sözleşme ile taşeron sıfatıyla müvekkiline tevdi edildiğini, taraflar arasındaki 18.02.2011 tarihli sözleşme çerçevesinde şantiye kurulumu vb işe başlama öncesi yapılacak masrafların peşinatı olarak ödeneceği kararlaştırılan meblağların teminatını teşkil etmek üzere, sözleşmenin 4. maddesindeki “Taşeronun Yapacağı işler ve Sorumluluklar” bölümünün 26. maddesinin 30. bendi uyarınca 900.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun 02.03.2011 tarihinde davalıya teslim edildiğini, davaya konu teminat mektubunun şantiye kurulumu vb işe başlama öncesi yapılacak masrafların peşinatı olarak ödeneceği kararlaştırılan meblağların teminatını teşkil etmek üzere verilmesi kararlaştırılan ödemenin teminatı olmak üzere verilmiş bir mektup olup davalının müvekkiline ödeyeceği kararlaştırılan peşinatın teminatı niteliğinde olduğunu, ancak davalının … Şirketine ödemeyi vaad ettiği peşinatı ödemediğini, bu nedenle teminat mektubunun karşılıksız kaldığını, davalının, sözleşmeyi feshetmesi ile birlikte, (fesih işleminin haklılığı/haksızlığından bağımsız olarak) yedindeki teminat mektubunu; hiçbir işlem yapmaksızın … Şirketine veya bankaya iade etmesi gerektiğini, ancak davalının müvekkili ile aralarındaki sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini ve akabinde dava konusu banka teminat mektubunu haksız ve hukuka aykırı olarak nakde çevirdiğini, bu sebeple davalının sözleşmeye aykırı davranışıyla müvekkilini zarara uğrattığını, ayrıca sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşmenin feshine kadar geçen 4 aylık süreçte yapılan işlerin karşılığının ödenmediğini, bu bakımdan … şirketinin zarara uğradığını ileri sürerek, sözleşmeye aykırı olarak paraya çevrilen 900.000,00 TL bedelli teminat mektubunun,nakde çevrildiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müflis … Şirketine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkili şirket ile Tasfiye Halinde … … Ltd. Şirketi arasında 18/02/2011 tarihinde “…Genel Müdürlüğü Bilişim ve Veri Teknolojileri Merkez Binası İnşaatı” işi kapsamında yapılacak olan elektrik, mekanik, elektronik, elektromekanik vb. imalatının yapımı işine ilişkin Taşeron Sözleşmesi imzalandığını, davacının Tasfiye Halinde … … Ltd. Şirketinin iflası açılana dek şirketin yetkilisi olduğunu, anılan Şirketin sözleşme konusu işin gereklerini yerine getirememiş olması sebebiyle sözleşmede işin teminatı olarak belirlenen ve müflis…Şirketin tarafından davalı müvekkili davalı Şirkete verilen 900.000,00-TL bedelli banka teminat mektubunun irat olarak kaydedildiğini, müflis şirketin sözleşme konusu işi yapmamış olması sebebiyle müvekkil şirketin sözleşmede belirlenen tutardan daha yüksek bir bedelle işi yapmak zorunda kaldığını, söz konusu irat kaydedilen teminat mektubunun müvekkilinin zararını tam olarak karşılamaya yetmediğini, davacının İİK 245.m. gereğince adına düzenlenen yetki belgesiyle işbu davayı ikame etmişse de; dava konusu talebin davacının yetkisinin kapsamında olmadığı gibi (aleyhine dava açılmasına) yetki verilen şirketin de müvekkili şirket olmadığını, davanın zamanaşımı süresi sona erdikten sonra ikame edildiğini, İ.İ.K. 245 gereğince davacı …’e müflis Şirketin davalı Şirketten olan ticari alacağı için yetki verildiğini, ikame edilen davanın iflas masası tarafından verilen yetkinin dışında kaldığını, HMK m.84/1-b m. gereğince iflasına karar verilmiş olan bir müflisin dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması durumunda teminat göstermesi gerektiğini savunarak, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının haksız iddia ve taleplerinden ibaret davasının öncelikle “zamanaşımı” nedeniyle reddine, zamanaşımı defi yerinde görülmez ise davacı taleplerinin hukuken kabul edilebilir olmaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;”Dosyamızda dava dışı müflis Şirket ile davalı yüklenici Şirket arasında alt yüklenici sözleşmesi bulunduğundan, uyuşmazlıkta TBK 470 vd m. hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bilindiği üzere; Yargıtay’ın yerleşik içtihat ve uygulamalarında; eser sözleşmenin feshi halinde mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 126/4 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 147/6. maddesi hükmünde öngörülen beş yıllık zamanaşımı süresinin feshin karşı tarafa bildirileceği tarihten başlayacağı, kısmi davanın sadece dava edilen bölüm yönünden zamanaşımını keseceği, saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar yönünden zamanaşımını kesici etkisi olmadığı kabul edilmektedir. Somut uyuşmazlıkta yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. 6098 sayılı TBK’nın 149. madde hükümleri gereğince zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Eser sözleşmelerinde sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa iş bedeli alacağı eserin tamamlanıp teslim edildiği tarihte, sözleşmenin feshi halinde ise fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla muaccel hale gelir. (Yargıtay 15. HD. Başkanlığı’nın 2020/750 E., 2020/2390 K.; 2020/11 E, 2020/2552 K; 2020/1166 E, 2020/2875 K).
Somut uyuşmazlıkta davacının isteminin dayanağı olan Banka Teminat Mektubu da eser sözleşmesi kapsamında davalı yükleniciye verildiğine göre; Teminat mektubunun haksız yere nakde çevrilmesinden kaynaklandığı ileri sürülen tazminat talebi yönünden de TBK 147.m. gereğince 5 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekmektedir. Nitekim, emsal nitelikteki Yargıtay 15.H.D. Başkanlığı’nın 29/03/2016 tarih, 2016/1162E., 2016/1975K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Dava konusu Banka Teminat Mektubu 30/06/2011 tarihinde nakde çevrilmiş olup işbu dava ise; ödemenin yapılmasından sonra 5 yıllık zamanaşımı süresi geçirilerek 11/03/2021 tarihinde açılmıştır. Bu nedenle de, davalı vekilinin yasal süresinde sunduğu zamanaşımı def’inin yerinde olduğu” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davaya konu alacağın iş yapım bedeli ile ilgili olduğunu, iş bedeli olarak değerlendirilemeyeceğini, davanın dayanağının eser sözleşmesi olmayıp, TBK. 146’ya göre sözleşmeye aykırı eylemler nedeni ile tazminat istemine ilişkin olduğunu, 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiğini, TBK. 147. maddesinde yalnızca parasal nitelikli alacakların söz konusu edildiğini, aynı sözleşme türüne taraflardan birinin aykırı davranışı söz konusu olduğunda, 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı taşeron şirketin yetkili temsilcisi, davalı ise yüklenicidir. Davacı Bakırköy 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11 iflas sayılı takip dosyasında, davacı taşeron şirket adına davalı aleyhine dava açılması için verilen yetki üzerine iş bu davayı açmıştır. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır