Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/931 E. 2023/678 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/931 – 2023/678
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)
ESAS NO : 2022/931
KARAR NO : 2023/678

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2022
NUMARASI : 2015/40 Esas – 2022/500 Karar

TEMLİK ALAN DAVACI :
VEKİLLERİ :

TEMLİK ALAN DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/05/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl ve birleşen davalar eser sözleşmesine dayalı alacak ve istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın, birleşen Ank. 9. ATM’nin 2020/605 Esas, birleşen Ank. 13. ATM’nin 2015/604 E. Sayılı dosyalarının reddine, birleşen Ank. 14. ATM’nin 2015/1085 E. sayılı dosyasının kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde asıl dosya davacısı … ve asıl dosya davalısı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; davalılardan … A.Ş. (İşveren) ile müvekkili … Ltd. (yüklenici ) şirketi arasında; … Regülatörü ve HES Projesi inşaatı işlerinin yapımı konusunda 14.06.2012 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşme ve işin yapımı sırasında imzalanan muhtelif zeyilnameler gereğince; davalı …’ın, garanti eden sıfatıyla düzenlediği 24 Ocak 2013 tarih ve … nolu kesin ve şarta bağlı teminat mektubunun davalı işveren … A.Ş. ye teslim edildiğini, … A.Ş. lehine düzenlenen teminat mektubunun geçerlilik süresi, bütün şartları aynı kalmak üzere 31.10.2016 tarihine kadar temdit edilerek … A.Ş. ye teslim edildiğini, … A.Ş. nin bir taraftan “teminat mektubunun süresinin uzatılmasını” talep ederken, diğer taraftan kötüniyetli bir davranışla Ankara 54. Noterliğinden … A.Ş. ye gönderdiği 23.10.2014 tarihli yazısı ile hiçbir açıklama yapmaksızın ve gerekçe göstermeksizin bu teminat mektubunun paraya çevrilerek kendi bankasına ait hesaba ödenmesini talep ettiğini, bu şekliyle davalı … A.Ş.’nin baştan bu yana kötü niyetle teminat mektubunu nakde çevirme konusunda fırsat yaratmaya çalıştığını ve ticari teamüllere aykırı olarak müvekkilini zor durumda bırakmayı amaçladığının anlaşıldığını, … A.Ş. nin teminat mektubunun temdit edilmesinden çok kısa bir süre sonra, kötü niyetli davranışlarının devamı olarak, 27.11.2014 tarihinde … Ltd. şirketine gönderdiği ihtarnamede: müvekkil şirketin yükümlülüğünde olmayan ve geçici kabule engel teşkil etmeyen bazı işlerin bulunduğunu gerekçe göstererek, … Ltd. Şirketinin 01.12.2014 tarihinde gerekli iş makineleri ve personelle sahada olmasını, aksi halde; sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını, ayrıca teminat mektubunun irat kaydedileceğini ihtar ettiğini, Davalı … A.Ş.’nin ihtarnamesi 01.12.2014 tarihinde müvekkiline teblığ edilmesine rağmen hiç süre verilmeden hemen ertesi günü, 02.12.2014 tarihinde, … A.Ş. Tarafından davalı … A.Ş. ye gönderdiği yazıda hiçbir gerekçe göstermeksizin; ” 650.000,00 TL. tutarlı kesin teminat mektubunun nakde çevrilerek” banka hesabına yatırılmasını talep ettiğini ve aynı gün mektup bedelinin diğer davalı … A.Ş.’nin banka hesabına ödendiğini, … lehine verilen teminat mektubunun şarta bağlı olduğunu, bu nedenle teminat mektubu lehtarının, teminat mektubundaki şartın yerine geldiği veya gerçekleştiği yönünde bir beyanı olmamasına rağmen, dayalı banka tarafından şartın gerçekleştiği araştırılmadan, 650.000,00 TL tutarlı kesin teminat mektubunun nakde çevrilerek ödenmesinin hukuka, bankacılık mevzuat Yargıtay ‘ın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, davalı bankanın, teminat mektubundaki açık şarta rağmen ve konu ile ilgili itirazların daha önce bankaya ulaştırılmasına rağmen hiçbir araştırma ve inceleme yapmadan ödeme yaparak müvekkilini mağdur ettiğini, muhatap bankanın sorumluluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ve gerekli özeni göstermemek süretiyle mektubu ödediğinden müvekkilinin zararından, talep edenle ( garanti edilenle) birlikte müteselsilin sorumlu olduğunu açıkça gösterdiğini, davalı … yönünden de teminat mektubunun nakde çevrilmesinin yasal koşullarının kesinlikle gerçekleşmediğini, taraflar arasında imzalanan sozleşme ve zeyilnamelerde; verilen kesin teminat mektubunun % 50’sinin inşaat işi tamamlanarak geçici kabul yapıldığında, kalan %50’si de bu geçici kabul tarihinden bir yıl sonra yapılacak olan kesin kabulden sonra …’a iade edileceğini, sözleşme ile yapımı taahhüt edilen işin müvekkili tarafından tamamlanarak geçici kabule hazır hale getirildiğinin 20.07.2014 tarihli yazıyla bildirildiğini, … tarafından, işin bitirildiğine ilişkin ön inceleme yapıldığını ve ” işin sözleşmeye uygun olarak tamamlandığı ve geçici kabule hazır olduğu tespit edilerek” DSİ 22. Bölge Müdürlüğüne 14.08.2014 tarihli belge ile geçici kabul teklifinde bulunulduğunu, bunun üzerine geçici kabul heyetinin işin geçici kabule hazır olduğunu belirlediğini ve kabule engel olmayan ufak tefek önemsiz işlerin de kesin kabule kadar bitirilmesi konusunda süre verdiğini, bu hususun davalı tarafından 27.11.2014 tarihinde gönderilen ihtarnamede ” gerçekleştirilen inşaat dönemi neticesinde 11.11.2014 tarihinde DSİ 22. Bölge Müdürlüğü yetkililerince ,ilgili mevzuata göre yapılan geçici kabulünde ” . bilindiği üzere, santralın türbin montaj işlemleri de tamamlanmış olup, birkaç gün içinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının devreye alma kabulünün yapılması beklenmektedir… ” denilerek kabul edildiğini, teminat mektuplarının kısmen nakde çevrilmesinin de mümkün olduğunu, somut olayda teminat mektubunun %50 sinin nakde çevrilmesi hususu ihtilaflı iken, kalan %50 sinin nakde çevrilmesi ile ilgili hiçbir ihtilaf mevcut olmadığını, sözleşmeye ve mevzuata göre nakde çevrilmesinin şartlarının oluşmadıgınm son derece açık olduğunu, Davalı … A.Ş.’nin ihtarnamesinin 01.12.2014 tarihinde tebliğ edildiğini ve bir gün süre dahi verilmeden ertesi gün 02.12.2014 tarihinde tazmin talebinde bulunulduğunu, bu durumda TBK. gereği olarak “makul süre” verilmesinden söz edilemeyeceğini, hiç süre verilmeden mektubun paraya çevrilmesinin davalının kötü niyetinin açık kanıtı olduğunu, Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve zeyılnamelerde teminat mektubunun %50 sinin inşaat işi tamamlanarak geçici kabulü yapıldığında kalan %50 sinin de “kesin kabul” de iade edileceğinin kabul edildiğini, müvekkilinin 20.07.2014 tarihli yazısı ile işin tamamlandığını ve geçici kabule hazır oldugunu bıldırdığını ve davalı tarafından dâ 14.08.2014 tarihli belge ile DSİ 22. Bölge Müdürlüğüne “geçici kabul ” teklifinde bulunulduğunu. Bu hususun davalı …’un ihtarnamesinde de ifade edildiğini, 650.000,00 TL.’lık teminat mektubunun 325.000,00 TL/’lık kısmının müvekkile iade edilmesi gerekirken paraya çevrildiğini. Mektubun diğer %50’sinin ise tazmin koşulları gerçekleşmemiş olması sebebiyle kesin kabule kadar bankada kalması gerekirken haksız olarak ve kötü niyetle paraya çevrildiğini, bu durumda, bakiye 325.000,00 TL.’nın ise önceki mektuptaki şarta uygun olarak davalı bankada depo edilmesi veya bedelinin ödenmesi gerektiğini, Davalı …’un haksız ve kötü niyetle teminat mektubunu paraya çevrilmesini talep ettiğini ve davalı Bankanın da Bankacılık mevzuatından kaynaklı olarak yükümlülüklerini yerine getirmeyerek teminat mektubunu paraya çevirerek müvekkili şirketin ticari itibarının zedelenmesine neden olduğunu, davalı … ‘un şartları oluşmayan mektubu sistemli şekilde davranışlar sonucu, kötü niyetle paraya çevirmesi ve davalı bankanın da yasal sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebiyle müvekkil şirketin manevi zararı doğduğundan ayrıca 200.000,00 TL Manevi tazminatın da davalılardan müştereken ve müteselsilin tahsilini talep ettiklerini belirterek, taraflar asındaki sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespiti ile garanti edilen işin geçici kabul aşamasına gelmekle teminat mektubunun 1/2 nin müvekkile iadesi gerekeceğinden; nakte çevrilen teminat mektubunun % 50 si olan 325.000,00 TL nın 02.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek ( teminat mektuplarında uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden ) faizi ile birlikte davalılar tarafından müvekkili şirkete ( diğer yasal haklar saklı tutularak) ödenmesine, bakiye mektup bedeli olan 325.000,00 TL’nın ise sözleşme gereğince işin kesin kabulünün yapılmasından sonra müvekkiline iade edilmek koşuluyla davalı bankada veya başka bir bankada önceki mektuptaki şarta uygun olarak depo edilmesini veya teminat mektubu şeklinde tanziminin sağlanması gerektiğini ileri sürerek, teminat mektubu komisyon bedellerinin ve teminat mektubunun nakde çevrilmesi sebebiyle müvekkilinin ödemek zorunda olduğu tüm ödemelerin de davalılar tarafından ödenmesine, müvekkilinin manevi zararlarına karşılık 200.000,00 TL nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacının yükleniminde bulunan … Regülâtörü ve HES işini Sözleşme hükümleri çerçevesinde tamamlamadan, Temmuz 2014 tarihinde kalan iş makineleri ve personeli ile birlikte saha’dan ayrıldığını, müvekkil şirketin, kendi çabalarıyla santralın inşaat işlerini DSİ tarafından gerçekleştirilecek inşaatın kabulü aşamasına hazır etmeye çalıştığını, … HES’in çok yakınında bulunan “… A.Ş.” tarafından gönderilen ihtarname ve gerekse de 11.11.2014 tarihinde yapılan DSİ kabulünde ortaya çıkan eksiklikler dikkate alınarak davacıdan; Santralın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yaptırılacak ve ticari işletmeye alınabilmesinin ön şartı olan geçici kabulüne engel olmaması ve dahası, … firmasının tazminat talep etmesini bertaraf amacıyla, bu eksikliklerin, mevcut sözleşme hükümleri çerçevesinde, en kısa sürede giderilmesinin talep olunduğunu, davacının, müvekkil şirketin ihtarına cevaben, 01.12.2014 tarihli yazısında; talep olunan iş ve işlemleri, özetle, projede olmadığı veya çok ucuza tamamlanabilecek işlemler olduğu gibi gerekçelerle, gerçekleştirmeye niyetinin olmadığını açık bir şekilde beyan ettiğini, davacının sözleşme hilafına verdiği bu cevap üzerine müvekkil şirketin de, sözleşmeyi fesih ederek teminatı irad kaydettiğini, Geçici Kabul’ün, DSİ tarafından yapılan geçici kabulle ilgisi olmadığını, santralın devreye alınarak ticari faaliyete başlanılmasını sağlayacak ve ilgili mevzuat çerçevesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından oluşturulan Kabul Komitesi tarafından hazırlanacak tutanağın tariflendiğini. DSİ.’ye ya da herhangi bir başka kuruma verilmek üzere hazırlanarak firmalarına da verilen devir teslim tutanağının, işin bitmiş olduğu anlamını taşımadığı aksine, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin halen devam edeceğinin açıkça ifade edildiğini, Sözleşme’nin 14. Maddesi Teminat’ın % 50’lik kısmının santralın geçici kabulünün yapılarak ticari işletmeye alınmasını müteakip iade edileceğini açıkça hükme bağladığını, … HES Santralinin ancak 06.02.2015 tarihinde ticari işletmeye alınabildiğini bu sebeple davacının talep ve hatta dava tarihinde dahi boyle bir durumun söz konusu olamayacağının açık olduğunu, bununla beraber davacının süresini uzattığı teminat mektubunun yine aynı bedel üzerinden hazırlandığı da dikkate alındığında davacının da geçici kabulden anladığının yukarıda belirtilen Enerji ve tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından oluşturulacak heyet ve kabul olduğu ve santralin ticari işletmeye alınması gerektıgını bildiğini gösterdiğini, davacı tarafından işin tamamlanma tarihinin Kasım 2013 olarak bildirildiğini müvekkilinin bu bildirimi ciddiye alarak, elektromekanik ekipman tedarikçisinin, ekipmanın Ekim 2013 de sahada olmasını sağlayacak şekilde düzenleme yaptığını, tedarikçi firmanın ekipmanı süresinde teslim ettiğini, şantiye de durum uygun olmadığı için 8 ay kadar depoda bekletilmek zorunda kalındığını. ançak, belirtilen tarihte inşaat işinin bitirilmesi söz konusu olmadığını, müvekkilinin işin tamamlamak için sözleşmeyi feshetmek yerine, davacıyla tartışmayı sürdürmesi halinde, santralin devreye alınamayacağını ve daha önemlisi, süre geçtiği için, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu nezdindeki teminat mektubunun irad kaydedileceğini, davacı yanın sözleşme konusu edimleri yerine getirmediğini ve getirmeyeceğini yazılı olarak müvekkiline bildirdiğini, teminat mektubunun sözleşme hükümlerinin kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi halinde nakte çevrileceği şartı olduğu kabul edilse dahi davacının sözleşme şartlarını yerine getirmediği sabit olduğunu, teminat mektubunun irat kaydedilmesinin ne taraflar arasında imzalanan sözleşmeye ne de mevzuata aykırı olduğunu, müvekkili şirketin işlemlerinin tümüyle mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini, manevi tazminatın hukuken belirlenmiş hiçbir unsurunun bu olayda gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili; müvekkili bankanın, taraflar arasında doğacak her türlü uyuşmazlıkta taraf olmadığını ve olmayacağını, kendisine düşen edimin ilk yazılı taleple birlikte tazmin işlemini yerine getirmekle sınırlı olduğunu dava konusu teminat mektubunda açıkça belirttiğini, garantör olarak hazırlanan teminat mektuplarının ödenmemesi için bir tedbir kararının olmasının gerektiğini böyle bir kararın olmaması halinde ilk yazılı talepte teminat mektuplarının tazmin edilmesinin zorunlu olduğunu, … A.Ş.’nin Davacı Şirket aleyhine keşide ettiği Ankara 56. Noterliğinin 27.11.2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini ek yapmak suretiyle 02.12.2014 tarihinde dava konusu teminat mektubunun tazmninini talep ettiğini, işbu talebi ile birlikte davacı Şirket’in 14.06.2012 tarihli sözleşmede yer alan yükümlülüklerini yerine getirmediğini de belirttiğini, bankanın, tazmin talebinin ekinde gönderilen ihtarnameyi esas alarak taraflar arasındaki vuku bulacak her türlü uyuşmazlık ve bunun kanuni sonuçlarını dikkate almaksızın tazmin talebini yerine getirmeye mesul olduğundan tazmin talebinin yerine getirildiğini, hiçbir kabulü içermemekle birlikte; müvekkili Banka’nın taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi tanımlama ve yorumlama zorunluluğu bulunmamasına rağmen Davacı … İnşaat’ın zaten sözleşmede yer alan yükümlülüklerini yerine getirmediğinin de aşikâr olduğunu, bu durumda dava konusu teminat mektubunun tazminin de kaçınılmaz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN ANK. 9. ATM’NİN 2020/605 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
İDDİA :
Davacı vekili; Taraflar arasında 14/06/2012 tarihli sözleşme ve farklı tarihli zeyilnameler ve protokol imzalandığını, davalının 01/07/2014 tarihinde şantiyeyi terk ederek işi bıraktığını ve sözleşmeyi eylemli olarak feshettiğini, davalının gerçekleştirdiği imalatlara karşılık olmak üzere 13 ara hak ediş yapıldığını ve bu hak edişler karşılığı toplam 20.640.407,54 TL ödendiğini, müvekkilinin teknik uzmanlar vasıtasıyla kesin metraj ve hesap çalışması yaptırdığını, buna göre davacının hak ettiği bedelin 19.504.123,02 TL olduğunu, takriben 1.136.284,52 TL nin fazladan ödendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere müvekkilinin davalıya fazladan yaptığı ortaya çıkacak ödemeden 10.000,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili;
derdestlik itirazında bulunduklarını, asıl davada kesin hak ediş talebi bulunduğundan ve birleşen davadaki taleplerde tamamen bununla ilgili bulunduğundan asıl davada verilecek karar ile birleşen davadaki uyuşmazlığında ortadan kalkacağını, tüm iddialar ve taleplerin karşılığı asıl davada mevcut olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca zaman aşımı ve husumet yönünden de birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN ANK. 13. ATM’NİN 2015/604 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkil şirket ile davalı arasında … Regülatörü ve Hes Projesi İnşatı işi sebebiyle 14/06/2012 tarihli sözleşme imzalandığını zeyilname hükümleri çerçevesinde icra takibinin başlatıldığını, davalının borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, itirazların yerinde olmadığını ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacının işi yarım bırakıp ihtara rağmen tamamlamayı reddettiğini, söz konusu protokole dayalı alacağın ödenmesi işin tamamlanması şartına bağlı olduğunu ve bu şartın gerçekleşmediğini, davacı alacaklarının temliki olduğunu, iddia edilen alacak bedelinin Ankara 54. Noterliğinin 06/05/2014 tarih… yevmiye numaralı bildirimle … .. A.Ş. Ye temlik edildiğini, söz konusu temlik işleminin varlığı karşısında mevcut olduğu iddia olunan alacak ortaya çıksa dahi davacıya ödenmesinin söz konusu olmadığını, varlığı iddia olunan alacaktan davacıya çeşitli tarihlerde avans ödemesi yapıldığını, temerrüt oluşmadığından alacağa faiz talep edilemeyeceğini, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karara verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN ANK. 14. ATM’NİN 2015/1085 E. SAYILI DOSYASINDA;
İDDİA :
Davacı vekili; taraflar arasında 14.06.2012 tarihinde … Regülatörü ve HES Projesi inşaatı hususunda sözleşme imzalandığını, müvekkili tarafından işin tamamlanarak geçici kabulle hazır hale getirildiğini ve bu durumun 20.07.2014 tarihli yazı ile davalıya bildirildiğini, davalı tarafın 27.11.2014 tarihli ihtarname keşide ederek sözleşmeyi fesh ettiğini bildirdiğini ileri sürerek, sözleşme gereği müvekkili tarafından hazırlanarak davalı işverene tebliğ edilen kesin hakediş ile onaylı 13 adet hakediş de belirlenen alacaktan şimdilik 350.000,00 TL’nin avans faiz ile birlikte tahsili talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili;
davacının talep ettiği alacağın kaynağının belirsiz olduğunu, ayrıca davacının Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/604 Esas sayılı dosyasında bir alacak davası daha açtığını, bahse konu davadaki alacak talebinin de aynı hukuki ilişkiden ve aynı gerekçeden kaynaklandığını, davanın öncelikle dava şartı yokluğu ile reddini istediklerini, bu talepleri uygun görülmez ise iş bu davanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/604 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, davacı yüklenicinin işi yarım bıraktığını ve ihtarlara rağmen tamamlamayı reddettiğini, davacının alacaklarının temlikli olduğunu, ayrıca davacıya iddia olunan alacaktan avans şeklinde ödemeler yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Davacı şirketin 21/07/2014 tarihli dilekçesi ile işin tamamlandığını belirterek geçici kabulün yapılmasının talep edildiği, tarafların 13/08/2014 tarihinde geçici kabul ön incelemesini yaptıkları, inceleme sonucunda işin tamamlandığı, kabule hazır hale geldiği tespit edilerek yapım işleri geçici kabul , teklif belgesi tanzim ettikleri ve belgeyi itirazsız imzaladıkları, işin süresinden önce tamamlandığının belirtildiği, davalının DSİ’ye geçici kabul için müracaat ettiği, DSİ elemanlarınca 11/11/2014 tarihinde yapılan incelemede 14 kalem halinde eksiklik tespit edildiği, bu kalemlerin geçici kabule engel teşkil etmeyeceğini belirterek tamamlanması için kesin kabule kadar süre verildiği, geçici kabul tutanağının 15/08/2014 tarihi itibariyle tanzim edildiği, EPDK’nın da 12/02/2015 tarihinde işin geçici kabulünün yapıldığı ve tesisin faaliyete geçtiği, Temmuz 2014 itibariyle işin tamamlandığı, geçici kabul işlemlerine başlandığı, geçici kabul tarihi olarak 15/08/2014 tarihi itibar edildiği, bilirkişi kurulu raporuna göre davalının tamamlanmasını istediği eksikliklerin bir hafta içerisinde giderilebileceği, diğer eksikliklerinde uzun bir süre almayacağı, DSİ tarafından 1 yıl süre verildiği göz önünde bulundurulduğunda işin tamamlanması için sözleşme gereğince süre verilmeden ihtarnamenin tebliğ edildiğinin ertesi günü teminatın nakde çevrilerek sözleşmenin feshedilmesinin haklı nedene dayanmadığı bu nedenle sözleşmenin feshedilmesinin ve teminatların nakde çevrilmesinin haksız olduğu, ancak teminatın iadesi şartlarının dava tarihi itibariyle oluşmadığı nazara alındığında davacının teminat bedelinin ödenmesi ve depo edilmesi talebinde haklı olmadığı kanaatine varılmakla buna ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Diğer taraftan her ne kadar davacı tarafından manevi tazminat talep edilmiş ise de sözleşmenin feshi ve teminat mektubunun nakde çevrilmesinin akde aykırılık teşkil etmekte ise de her akde aykırılığın kişinin kişilik haklarını saldırı niteliği taşımayacağı bu nedenle manevi tazminat gerektirmeyeceği, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
Birleşen 13 ATM’nin 2015/604 esas sayılı dosyası yönünden, taraflar arasında imzalanan 19/12/2014 , 21/10/2013 tarihli mutabakat zaptı ve 07/11/2013 tarihli protokole istinaden toplam 891.504,14 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, takibe dayanak 07/11/2013 tarihli protokolde yüklenici …’ın alacağı olarak 750.000,00 TL nin belirlendiği, takip tarihinin 12/01/2015 olduğu, davalı tarafça sunulan Ankara 54. Noterliğinin 06/05/2014 tarih… yevmiye numaralı temliknameye göre davacının temlik borçlusu … enerjiden olan … Regulatörü ve hes projesinden doğan hak ve alacaklarının 800.000,00 TL miktarının temlik alan … .. A.Ş. ye temlik edildiği, alacağın temliki nedeniyle takip konusu alacağın temlik edenin mal varlığından çıktığı, takip tarihi itibariyle davacının takip konusu protokolden dolayı alacağının bulunmadığı, bu nedenle davalının ödeme emrine itirazında haklı olduğu kanaatine varılmakla davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Birleşen 14 ATM’deki kesin hesap alacağına ilişkin dava yönünden, toplanan deliller alınan bilirkişi kurulu raporuna göre davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden 2.274.242,65 TL alacağının bulunduğu ( 4. Ek rapor) , bu alacağın ödenmesinde iş sahibinin sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça birleşen davadaki talep 22/02/2022 tarihli dilekçe ile ıslah edilerek toplam 2.274.242,65 TL ye çıkarılmıştır. Davalı taraf ıslah talebine karşı zaman aşımı definde bulunmuştur.
Davacının iddiasına göre işin teslim tarihinin 2014 yılı olduğu, davalı tarafça feshin 2014 tarihinde yapıldığı, fesih iradesinden davacının en geç 2015 dava tarihi itibariyle haberdar olduğu bu nedenle zaman aşımının en geç dava tarihi itibariyle başlayacağı, eser sözleşmesinden doğan hak ediş alacağının 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, davanın kısmi dava olarak açılmış olması nedeniyle sadece dava edilen miktar yönünden zaman aşımının kesileceği, dava edilmeyen miktar yönünden zaman aşımı süresinin işlemeye devam edeceği, ıslah tarihi itibariyle ıslah edilen miktar yönünden zaman aşımının doğduğu ve davalının da zaman aşımı definde bulunması nedeniyle dava konusu 350.000,00 TL miktar üzerinde kalan yönünden zaman aşımı nedeniyle davanın reddine, ilk dava konusu 350.000,00 TL yönünden davacının 2.274.242,65 TL miktarla hak ediş alacağının bulunması nedeniyle dava edilen miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Birleşen 9 ATM’deki dava yönünden ise, yüklenicinin kesin hesap alacağının bulunması nedeniyle davalı iş sahibi tarafından yapılmış fazla ödemenin bulunmadığı, birleşen davada davacı iş sahibini haksız olduğu” gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl dosya davacısı temlik alan … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkemenin bir taraftan sözleşmenin feshinin haksız olduğunu tespit ederken, diğer taraftan sanki sözleşme yürürlükteymiş gibi değerlendirme yaparak, teminat mektubunun dava tarihi itibariyle iade şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, teminat mektubunun da haksız olarak paraya çevrildiğini, bu hususun müvekkili bakımından ciddi bir itibar kaybına neden olduğunu, TBK 124 ve diğer maddeleri gereğince, sözleşmedeki sürelerin beklenmesi veya tarafların birbirine süre vermesi gibi bir durumun söz konusu olmayacağını, sözleşmenin feshi ile taraflar arasındaki hukuki ilişkinin geleceğe dönük olarak sona erdiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve ve asıl davanın kabulüne, birleşen Ank. 9. ATM’nin 2020/605 Esas sayılı davasının reddine, birleşen Ank. 13. ATM’nin 2015/604 E. sayılı davasının kabulüne, birleşen Ank. 14. ATM’nin 2015/1085 E. sayılı davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Asıl dosya davalısı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında aktedilen 14/06/2012 tarihli sözleşmenin inşaat, hidromekanik ve enerji nakil hattı yapım işi ile, müşavirlik işi içeren karma bir sözleşme olduğunu, yerel mahkemenin yüklenicinin işi geçici kabul seviyesinde tamamladığı hususundaki tespitinin hatalı olduğunu, yüklenicinin sözleşmeye aykırı olarak 01/07/2014 tarihi itibari ile, işi bıraktığını ve iş sahasını terkettiğini, davalının yapmadığı santral binası çelik konstrüksiyon işini, çatı ve cephe kaplama işlerini, otomasyon ve hidromekanik işleri ile, enerji nakil hattı işini ve hatta santral binasının su basman kotundan sonra yapılan tüm işlerini yüklenici namına üçüncü kişilere yaptırdığını, üçüncü kişilere yaptırılan işlerin yerel mahkemece dikkate alınmamasının da hatalı olduğunu, işi bırakıp iş sahasını terkeden yüklencinin sözleşmeyi eylemli olarak feshetmiş sayılması gerektiğini, mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, rapora karşı ayrıntılı olarak yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığını, itirazlarını karşılar nitelikte yeni bir rapor alınması gerekirken mevcut dosya kapsamı ile karar verilmesinin yanlış olduğunu, asıl dosyadaki talepleri bakımından iki ayrı davalı hakkında ayrı ayrı dava sebeplerine dayalı olarak ileri sürülmüş olduğundan, davalı yönünden ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl davanın reddine, birleşen Ank. 9. ATM’nin 2020/605 Esas sayılı dosyasının kabulüne, birleşen Ank. 13. ATM’nin 2015/604 E. Sayılı dosyasının reddine, birleşen Ank. 14. ATM’nin 2015/1085 E. Sayılı dosyasının reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen davalar eser sözleşmesine dayalı alacak ve istirdat istemine ilişkindir. Asıl dosya davacısı, temlik alan, asıl dosya davalısı … A.Ş yüklenici, asıl dosya davalısı … A.Ş … A.Ş’den temlik alan, birleştirilen 9 ATM dosyası davalısı … Ltd. Şti. alt yüklenicidir. Mahkemece asıl davanın, birleşen Ank. 9. ATM’nin 2020/605 Esas, birleşen Ank. 13. ATM’nin 2015/604 E. Sayılı dosyalarının reddine, birleşen Ank. 14. ATM’nin 2015/1085 E. sayılı dosyasının kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm asıl dosya davacısı … ve asıl dosya davalısı … vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yüklenici … A.Ş ile alt yüklenici … Ltd. Şti. arasında imzalanan 14/06/2012 tarihli sözleşme ile yüklenici şirketin taahüdündeki işleri alt yüklenici olarak, … Ltd. Şti. üstlenmiştir. Bu şirket sözleşme doğrultusunda yükleniciye teminat mektupları verdiğini, teminat mektuplarının haksız olarak paraya çevrildiğini belirterek, teminat mektubu bedelinin iadesi istemli olarak ve ayrıca manevi tazminat istemli olarak, asıl davayı açmış, yargılama aşamasında alacağını …’a temlik etmiştir. Davalı yüklenici, davacının işi tamamlamadan iş sahasını terk ettiğini, sözleşmeyi haklı nedenle feshettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar da alınmak suretiyle, dava tarihi itibariyle teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşmadığı, manevi tazminat koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle asıl dava reddedilmiştir. Yine birleştirilen 13 ATM, 9 ATM, 2 ATM davalarının da reddine karar verilmiş; birleştirilen hakediş alacağı talepli 14 ATM davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl dava davacısı alt yüklenici alacağını temlik alan ile yüklenici asıl dava davalısı … A.Ş tarafından istinaf edilmiştir.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır. (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2021/3130 Esas, 2021/2836 Karar)
Mahkemece her ne kadar yargılama aşamasında bilirkişi raporu ve ek raporlar alınmak suretiyle asıl dava ve birleştirilen davalar sonuçlandırılmış ise de, mahkemece alınan rapor ve ek raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu nedenle mahkemece eser sözleşmeleri konusunda uzman bir bilirkişi, makine mühendisi bir bilirkişi, inşaat mühendisi bir bilirkişi ve Sayıştay emekli denetçisi bir bilirkişiden yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, yeni bir bilirkişi raporu alınmalıdır. Bilirkişi raporu tanzim edilirken;
1-a)Mahkemece dava tarihi itibariyle, teminat iadesi koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile, asıl davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme 23/10/2014 tarihlidir. Sözleşme feshedildiği için ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında fesih haksız bulunduğu için mahkeme kabulüne göre, taraflar arasındaki kesin hesap çıkarılırken teminat mektubu bedelinin iadesi gerektiği hususu da gözetilmelidir. Mahkemenin asıl dava ile ilgili gerekçesi yerinde değildir. Bilirkişi heyetince taraflar arasındaki kesin hesap çıkarılmalı, kesin hesap çıkarılırken teminat mektuplarının bedeli kesin hesap ile ilgili Ankara 14. ATM’nin 2015/1085 Esas sayılı dosyası içinde arıtılmamalı ve mahkemece asıl dava için ayrı bir hüküm kurulması gereği nazara alınmalıdır.
b)Davalı yüklenici, davacı alt yüklenicinin ürettiği işlerde eksik ve kusurlu işler bulunduğunu iddia etmiştir. İş sahibi DSİ tarafından 11/11/2014 tarihinde geçici kabulün yapıldığı, geçici kabulde eksiklikler listesi tanzim edildiği, 12/02/2015 tarihinde tesisin işletmeye açılmasına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca izin verildiği anlaşılmaktadır. Davacı alt yüklenicinin imalatlarında eksik ve kusurlu işler bulunup bulunmadığı, geçici kabul eksiklikler listesi çerçevesinde belirlenmeli, bunların giderilmesi için gerekli makul süre de dikkate alınarak, bulunacak tarih itibari ile eksik ve ayıplı işler giderim bedeli serbest piyasa rayiçlerine göre fiyatlandırılmalı ve çıkarılacak kesin hesapta nazara alınmalıdır.
c)Birleştirilen Ankara 13. ATM’nin 2015/604 Esas sayılı dosyasındaki talep irdelenirken, temliknamede … HES projesinden doğan hak ve alacakların 800.000,00 TL’Lik miktarının … A.Ş’ye temlik edildiği belirtilmektedir. Temlik tarihi 06/05/2014 tarihi olup, davacı alt yüklenici iş sahasını 01/07/2014 tarihinde terk etmiştir. Temliknamede doğacak alacakların temliki ibaresi kullanılmadığı için Mahkemenin davacının takip tarihi itibari ile, temlikname bulunduğu gerekçesi ile, davacının bir alacak talep edemeyeceği yönündeki gerekçesi isabetli olmamıştır. Bilirkişi raporu tanzim edilirken bu dosyadaki talepte bu doğrultuda incelenip değerlendirilmelidir.
d)Taraflar arasında düzenlenen 14/06/2012 tarihli sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamında düzenlenen eser sözleşmesi mahiyetindedir. TBK’nın 147/6 maddesine göre yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç yada gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan bütün davalar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımının başlangıcı da alacağın muaccel olduğu tarihtir. Taraflar arasındaki sözleşme feshedildiği için iş bu davada fesih tarihi olan 23/10/2014 tarihi itibari ile, alt yüklenicinin alacağı muaccel hale gelmiştir. Davacı alt yüklenicinin kesin hesabın mahkemece çıkarılacağı bu nedenle, zamanaşımının henüz başlamadığı yönündeki iddiası doğru değildir. Mahkemenin ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımına uğradığı yönündeki kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Birleştirilen Ankara 14. ATM’nin 2014/1085 Esas sayılı dosyası ile ilgili değerlendirme yapılırken bu husus gözetilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, asıl dosya davacısı … ve asıl dosya davalısı … vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dosya davacısı … ve asıl dosya davalısı … vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/40 Esas, 2022/500 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurusunda bulunan tarafça yatırılan, istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Katip
E-imzalıdır