Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/914 E. 2022/900 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/914 – Karar No:2022/900
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)
ESAS NO : 2022/914
KARAR NO : 2022/900
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2022
NUMARASI : 2021/512 E-2022/454 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 18/10/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 01/06/2009 tanzim tarihli … Otel İnşaat, kompoze levha kaplama, isi yalıtımlı alüminyum doğrama, alüminyum korkuluk, alüminyum menfez, katlanan cam ve kapı, kompakt lamine kaplama, döner kapı, kör kasa ve cam işlerinin malzeme ve işçilik yapım işi ile ilgili sözleşme imzalandığını, müvekkili tarafından işin ilave işler de dahil olmak üzere tamamlanarak teslim edildiğini, ancak bakiye işler bedelinin ödenmediğini, ilave iş kabullünde yer alan son hesap ve ölçümlerin Ankara 17.Noterliği’nin 19/12/2016 gün ve… Yevmiyeli ihtarname ile davalı tarafa tebliğ edildiğini belirterek, yapılan iş kapsamında müvekkili şirkete ödenen 450.000 TL ve 74.196,35 TL ödemeler düşüldükten sonra kalan 137.775,69 TL ve 15.500 Euro asıl alacak bedelinin dava tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, dava konusu yabancı para alacağı için, dava tarihinden itibaren yabancı para faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı ve usule ilişkin itirazlar ileri sürerek alacağın somutlaştırılmadığını, Sözleşmede belirtilen edimlerin karşılıklı olarak yerine getirildiğini ve davacının müvekkili şirketten hiçbir alacağı olmadığını, davacı şirketin cari hesap ve muavin defter kayıtlarında yer aldığı üzere 74.196,35-TL alacağını Ankara 15.İcra Müdürlüğü’nün 2016/15834 E. Sayılı dosyası ile 08.08.2016 cari hesap alacağı olarak ilamsız icra takibine konu edildiğini ve dosyaya bu ödemenin yapıldığını, davacı tarafın bizzat kendisi tarafından tanzim edilmiş olan mutabakat mektubu’nda bakiye 74.196,40-TL olduğuna dair beyanının bulunduğunu, müvekkili şirketin muavin defter kayıtlarında da borç olarak 524.196,35- TL yer aldığını ve bu meblağın ödenmiş olmakla hesabın kapatıldığını, davanın iş yapıldıktan 5 yıl sonra açılmasının iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararından sonra, bilirkişi heyetine mali müşavir bilirkişi eklenerek taraf ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir. Bilirkişi heyetince, taraf ticari defterleri incelenmek suretiyle yeniden yapılan değerlendirmede, 30.11.2011 tarihli “İş Teslim Tutanağı” ve bu tutanak ekindeki “İş Sonu Hakediş” başlıklı belgeye konu imalatlar ayrıntılı olarak ortaya konulmuş, sözleşme kapsamında kalan işler belirlenmiştir. Buna göre; sözleşme kapsamında kalan imalatlara ilişkin, davacı tarafça davalıya hitaben 2009 yılında toplamı 524.196,35 TL bedelli 5 adet fatura düzenlendiği, bu faturalara karşılık, 2009 yılında 450.000,00 TL tahsil edildiği ve yıl sonu itibariyle davacı tarafın davalıdan 74.196,35 TL alacağının kaldığı, bu alacağın 2016 yılına kadar devrettiği ve tamamının icra yoluyla tahsil edildiği, mutabakat mektubunda yer verilen tutarın, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamındaki işlerle ilgili olarak düzenlenmiş olan 5 adet faturaya ilişkin olduğu belirlenmiştir. Böylece; davacı tarafından sunulan 30.11.2011 tarihli “İş Teslim Tutanağı” ve bu tutanak ekindeki “İş Sonu Hakediş” başlıklı belgeye konu işlerden; sözleşme kapsamındaki işler için düzenlenen ve taraf ticari kayıtlarında yer alan fatura bedellerinin ödendiği, teslim tutanağında yer alan ve ancak davacı yanca yapıldığı ileri sürülen ilave işler bedelinin ödenip ödenmediğine dair her hangi bir kayıt bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça dosyaya sunulan mutabakat mektubu ile davacının alacağının kalmadığı savunulmuş ise de; az yukarıda açıklandığı üzere mutabakat mektubunda yer verilen tutarın, taraflar arasındaki sözleşme kapsamındaki imalatlarla ilgili olarak düzenlenen faturaları kapsadığı, dahası, taraflar arasında imzalanan mutabakat mektubunun, tarafların, mutabakat tarihindeki alacak ve borç durumunu gösterdiği, sözleşme kapsamı dışında davacının yaptığı imalâttan bakiye alacağının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği ortadadır.( bkz. Yargıtay 15. HD. 2016/418 E., 2017/2707 K.). Bu halde, sözleşme uyarınca yapılan tüm işler ile varsa davacı tarafından ispat edilen ilave işler bedelinin çıkartılarak kesin hesabın yapılması gerekmektedir. Her ne kadar, 30/12/2011 tarihli “İş Teslim Tutanağı”nda bir kısım ilave işlerin yapıldığı görülmüş ise de; bu tutanak, davacı ile davalı şirket adına … arasında imzalanmış olup, İstinaf mahkemesince de işaret edildiği üzere, davalı tarafça …’in davalıyı temsile yetkili olmadığı savunularak, teslim tutanağı kabul edilmediği gibi bu tarihten sonrada teslime ilişkin herhangi bir belge dosyaya sunulmamıştır. Diğer yandan, kaldırma kararında; “mutabakat mektubunun ilave işleri kapsamadığı anlaşılırsa, yerinde keşif yapılarak ilave işlerin neler olduğu da davacı tarafa açıklatılarak gerekli ölçümler yapılmalı ve gerçekten ilave iş yapıldığı anlaşıldığı takdirde ilave işler bedeli yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenerek hüküm altında alınmalıdır.” denilmiştir. İspat yükü davacı yanda olup, davacı, sözleşme kapsamı dışında kalan ilave işler yaptığını ispat etmelidir. Kaldırma ilamında, ilave işlerin varlığı ve bedeli konusunda yerinde keşif yapılması gerektiği açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, davacı vekili, 20.06.2022 tarihli duruşmada keşif yapılması taleplerinden vazgeçtiğinin bildirmiştir. Bu aşamada, davacının sözleşme kapsamı dışında kalan ilave iş yapıp yapmadığı, yapmış ise ne kadar yaptığı ve bedelinin ne olduğu belirlenememiştir. Bilirkişi raporunda da, yapıldığı belirtilen ilave işlerin varlığı, 30.11.2011 tarihli teslim tutanağına dayandırılmış olup, iş bu tutanak, İstinaf Mahkemesince kabul görmemiştir…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf mahkemesi kararının teslim tutanağının geçersiz olduğuna dair bir açıklama bulunmadığını, …’in davalının imzaya yetkili temsilcisi olup, davalının bu hususa bir itirazının bulunmadığını, ilave işlerin cari hesapta ve faturalarda gösterilmemesinin bunların yapılmadığı anlamı taşımayacağını, davalı adına düzenlenen çeklerin iş teslim tutanağının ve hak edişlerin altında bu kişinin imzasının bulunduğunu, dava konusu otele dışarıdan bakıldığında dahi ilave iş yapıldığının anlaşıldığını, mutabakat metninin cari hesapla ilgili olduğunu ilave işleri kapsamadığını, dava dosyasında bulunan bilirkişi raporlarının keşif ve yerinde inceleme ile tespit edildiğini, metrajların ölçüm yapılarak bulunduğunu, bu nedenle; keşif talebinden vazgeçildiği gerekçesiyle davanın reddedilemeyeceğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle Dairemizin kaldırma kararına uygun inceleme ve değerlendirme yapıldığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 13/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …