Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/816 E. 2022/1276 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/816 – Karar No:2022/1276
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.6 md)
ESAS NO : 2022/816
KARAR NO : 2022/1276
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2021
NUMARASI : 2019/766 E-2021/351 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında mal / hizmet teslimi sağlandığını, fatura tanzim edilip davalı borçluya iletildiğini, faturaya itiraz gelmediğini ve her iki tarafında ticari defterlerine işlendiğini, faturaların tarafların muhasebeleri tarafından BS formlarında vergi dairesine iletildiğini, buna rağmen davalı borçlunun cari hesap ekstresinden kaynaklanan 7.489,21-TL’yi ödemekten imtina ettiğini, bu nedenle Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/5304 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın fatura ve cari hesaptan kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz olduğu, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı gibi ticari defter ve belgelerinin incelenmek üzere sunulmadığı, mali müşavir bilirkişi tarafından davacı tarafın defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme ile taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve dava konusu faturaların toplam tutarının 6.529,21-TL olarak belirlendiği görülmekte ise de; bilirkişi raporu ekinde sunulan cari hesaba dayanak oluşturan ve taraflar arasındaki ticari işe ilişkin olduğu gerekçesiyle davacı tarafça düzenlenip icra takibine konu edilen söz konusu irsaliyeli faturalar incelendiğinde, faturaların davacı tarafça düzenlendiği, alıcının davalı olarak kayıtlarda yer aldığı, ancak irsaliyeli faturalarda teslim alan kısımlarının boş olduğu, bu haliyle irsaliyeli faturaların ve bunların içeriği malların davalı tarafa teslim edildiği hususunun ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça usulüne uygun şekilde ispatlanamadığı, bu nedenle davalı borçlunun takibe yönelik itirazının haklı olduğu gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığını, bu nedenlen davalının müvekkilini ticari kayıtlarını kabul etmiş sayılması gerektiğini, mahkemece; davalı tarafa ticari defterleri sunması için kesin süre verilmesi gerektiğini, buna yönelik usuli işlemlerin tamamlanmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkin olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı, davalıya ait araçların bakım onarımının yapıldığını, bu hususta fatura düzenlediğini, davalı şirketçe faturaya itiraz edilmediğini ve ticari defterlerine işlediğini ileri sürmektedir.
Davacı delil listesinde kendisine ve davalıya ait ticari defter ve kayıtlara da dayanmış olup, mahkemece davacı defterleri incelettirilmiş ise de davalı defterlerinin incelenmesi için 15/09/2020 tarihli celsede, bilirkişiye taraf defterlerini yerinde inceleme yetkisi verdiği ve ticari defterler için irtibat kurulacak kişinin isim ve iletişim bilgilerinin 2 hafta içinde dosyaya sunmaları ve HMK’nın 222. maddesi gereğince ticari ilişkinin bulunduğu yıllara ait tüm ticari defterleri bilirkişi tarafından bildirilen tarihte inceleme için hazır edilmesinin ihtarına, hazır edilmemesi veya sunulmaması durumunda HMK’nın 222.maddesi gereğince durumun değerlendirileceği hususunun ihtarına karar verilmiş ve duruşma zaptı davalı tarafa tebliği edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda irtibat kurulacak kişi bildirilmediğinden davalı tarafın defterlerinin incelenemediği belirtilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul
edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde, dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehine delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Eldeki dosyada; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş ise de; yapılan ihtarat usulüne uygun değildir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, davalı tarafa ihtarlı tebligat çıkarılarak, takip dayanağı işin yapıldığı tarihteki döneme ait ticari defter ve kayıtların, belirlenecek adreste ve tarihte bilirkişi incelemesine sunulması için kesin süre verilip, ibraz edilmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırmak ya da kaçınılması durumunda HMK 222/II ve III. maddeleri dikkate alınarak davacının kanuna göre eksiksiz tuttuğu ticari defter ve kayıtlarının lehine delil teşkil edip etmeyeceği de değerlendirilerek dosyanın sonuçlandırılması gerekir (Yargıtay 15. HD. 2018/2696 E 2018/3431 K).
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2021gün ve 2019/766 Esas 2021/351 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır