Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/78 E. 2023/991 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/78 – Karar No:2023/991
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

ESAS NO : 2022/78
KARAR NO : 2023/991
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
NUMARASI : 2020/244 E-2021/222 K

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVACI :
VEKİLİ :
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/09/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket adına 2006 yılından 2015 yılına kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan illerde ve ilçelerde bulunan Askeri Jandarma komutanlıklarında teknik servis görevini icra ettiğini, davalı şirketin bu çalışma karşılığında müvekkilinin bazı ücretlerini müvekkili adına … bankasına yatırdığını, müvekkilinin yetkilendirildiğine dair senelik olarak verilen yetki belgeleri bulunduğunu, bunlardan 2013 yılını dilekçe ekinde sunduklarını, müvekkili davalıdan yapılan arıza işlemleri sonucunda tutanak tutulduğunu ve bu tutanağa askeri yetkililerin de imza attıklarını, müvekkilinin bu teknik işlemleri yaparken bir çok defa hayati tehlike geçirdiklerini, zaman zaman araçlarının yasa dışı örgüt tarafından zarara uğratıldığını, müvekkilinin büyük bir özveri ile çalıştığını ancak 2007-2015 yılları arasında yaptığı teknik servis işlem ücretlerini alamadığını, müvekkilinin aradan geçen zaman süresince ücretlerin kendisine ödenmesini beklediği, sonraki dönemlerde ihtarname ile haklarını istediği ancak davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından yapılan 91 adet teknik servis bedelinin fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL sinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/287 esas sayılı dosyası yönünden davacı vekili; Davacının 2006 yılından 2015 yılına kadar davalı … şirketi adına, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan Diyarbakır, Şırnak, Ağrı, Hakkari, Mardin, Bingöl, Bitlis il ve ilçelerindeki askeri komutanlıklarda, askeri üst bölgelerde, teknik servis görevini icra ederek, elektrik arızaları, klima arızaları, soğuk hava deposu arızaları vs. tamir, teknik eşya bakımı, teknik eşya kurulması, teknik eşyanın teslimi vs. teknik işlerini takip ettiğini, davalı … şirketinin bu çalışmaları karşılığında davacının ücretini, davacı adına kayıtlı … Bankasına yatırdığını, davalı şirket adına faaliyetlerinde bulunabilmesi amacıyla davacının yetkilendirildiğine dair senelik olarak verdiği yetki belgelerinden bazılarının dosyaya sunulduğunu, davacının davalı şirket adına askeri bölgelerde, teknik servis arıza giderme faaliyetini icra ederken, davalı …’ın yetkilisi olarak davacı veya ekibinden ilgili görevlinin ilgili arızayı giderdiğine dair tutanak tutulduğunu, Bingöl 49. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığında 2013 yılında tutulan tutanakta, “82 adet konteynerin keşifleri … … A.Ş. ‘nce görevlendirilen personel tarafından yapılmıştır” şeklinde tutanak tutulduğunu, Bingöl Merkez Komutanlığında 13.02.2012 tarihli tutanakta; “iş bu Merkez Komutanlığında kullanılan boyler kazanı suyunun kontrolünün yapıldığı” belirtilerek tutanak tutulduğunu, 28.08.2010 tarihli tutanakta; “… Klima yetkilileri kışlamıza gelmiş, 20 adet konteynır üzerindeki klimalardan 17 adeti faal olarak teslim alınmıştır. Kalan 3 adet dış ünite değiştirilip yenisi takılmak üzere, şirket yetkilisine teslim edilmiştir”. Şeklinde tutanak tutulduğunu, 17.07.2010 tarihli tutanakta “bataryamızda kullanılmakta olan konteynır içindeki klimalardan 3 tanesinin kartları değiştirilmiştir ” şeklinde tutanak tutulduğunu, ilgili Jandarma Karakollarında davacı tarafından teknik arıza giderildikten sonra, teknik servis belgesi formu düzenlendiğini ve bu formu, teknik arızayı tamir eden davacının ekibinden ilgili kişi ve askeri komutanlıktan ilgili memur ya da asker tarafından imzalandığını, davacının Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde davalı şirket adına teknik servis işini yaparken bir çok defa hayati tehlike geçirdiğini, Şırnak ili Cizre ilçesinde 2. Bölgeye giderken, yasadışı örgüt mensuplarınca davacının aracının yakıldığını, şoförün dövüldüğünü, Şırnak Namaz Dağı yakınındaki Gülyazı karakolunda, davacının park etiği aracına yasadışı örgüt mensuplarınca saldırıda bulunulduğunu, aracın büyük hasar aldığını, davacının çalışma alanının güvenlik yönünden riskli bölgeler olmasına ve sürekli tehdit almasına rağmen büyük bir özveriyle işini yaptığını, bunun karşılığında davacının 2007-2015 yılları arasında yaptığı teknik servis işinin ücretini almadığını, davacının çalıştığı sıralar işini kaybetmemek için alacağının kendisine ödenmesini beklediğini, sonraki dönemlerde ihtarname ile haklarını istediğini, davalı şirketin davacının hizmetleri karşılığında alması gereken alacaklarını ödenmediğini, davacının … şirketinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yetkilisi olarak bu görevini yıllarca icra ettiğini, görevini yaptığı sırada davacının özellikle askeri kurumların teknik işlerini ve arıza tamirlerini konteynır keşifleri vs. işlerin davacı tarafından yapıldığını, bu işleri yaptığı sırada davacının bir çok masrafının ödenmediğini, davalı şirketin davacının yapmış olduğu hizmetler ile ilgili çalışmasının karşılığının ödemediğini, davacının maddi zarara uğradığını, davacının Diyarbakır 5.Noterliği’nin 27 Ekim 2015 tarihli ihtarnamesiyle davalı şirketten olan alacaklarını talep ettiklerini ancak davalı şirket müvekkilinin alacaklarını ödemediğini, davalı şirketin Ankara 33. Noterliği’nin 11 Kasım 2015 tarih 21590 yevmiye numaralı ihtarnameye cevap başlıklı belge ile davacıya verilen cevapta davalı şirketin müvekkilinin kendilerinde herhangi bir alacaklarının olmadığını iddia ettiğini, davalı şirketin davacıyı en tehlikeli yerlerde çalıştırdığını, davacıya emeğinin karşılığını ödemediğini, fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere, davacının uğradığı zararlar için davalı şirketten 40.008,00-TL’nin alınarak davacıya ödenmesini, davacının alacağına alacağın ve zararın doğduğu tarihten bu yana mevduata uygulanan en yüksek ticari faiz uygulanmasını, yargılama harç ve giderlerinin, vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin petrol-doğalgaz sektöründe yer alan firmalara, inşaat firmalarına, askeri organisazyonlara, ordulara ve çeşitli yardım kuruluşlarına prefabrik kamp çözümleri sunan bir firma olduğunu, söz konusu faaliyetler çerçevesinde askeri birlikler için üretilecek olan klimaların montajları ve bir takım teknik işlerin yapılması için … Bobinaj ve Soğutma Atölyesi ile anlaştıklarını, devam eden süreçte ise 19/06/2010 tarihinde sözleşmeyi akdettiklerini, anlaşmaya göre … atölyesinin her türlü sarf malzemesinin kendisine ait olmak kaydıyla sözleşme kapsamındaki klimaların montaj ve geçici kabullerinin yapılması, askeri birliklerde oluşabilecek arızaların giderilmesi ve kesin kabullerin yapılması işini üstlendiği, müvekkil şirketin de söz konusu işlerin karşılığı olarak … atölyesine belirli bir ücret ödeme taahhüdünde bulunduğu, sözleşme ilişkisi süresince müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiği ve işler karşılığında ödenmesi gereken tüm bedellerin eksiksiz bir şekilde ödendiği, müvekkil şirketin ticari defterlerin incelenmesi halinde müvekkili şirketin … Atölyesine hiçbir borcunun bulunmadığının anlaşılacağı, öncelikle dava dosyasının aynı mahkemenin 2017/89 esas sayılı dosyasında görülmekte olan dava ile birleştirilmesini talep ettiklerini, ayrıca davanın HMK nın 6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, bu nedenle davanın yetkisizlikle usulden reddine karar verilmesini, davanın yetki ile ilgili açıklamalarının saklı kalması kaydıyla, somut uyuşmalığın bir eser sözleşmesi olduğu, iş bu alacakların 5 yıllık süre içerisinde talep edilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle de usulden reddi gerektiği, ayrıca davacının soyut ve hukuki dayanaktan yoksun netilikteki iddialarının dikkate alınmaması gerektiği, davacının hiçbir hukuki delil göstermeksizin soyut iddialarla müvekkili şirketten taleple bulunmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/287 esas sayılı dosyası yönünden davalı vekili; … … A.Ş.’nin petrol-doğalgaz sektöründe yer alan firmalara, inşaat firmalarına, askeri organizyonlara, ordulara ve çeşitli yardım kuruluşlarına prefabrik kamp çözümleri sunan bir firma olduğunu, söz konusu faaliyetleri kapsamında davalı şirketin askeri birlikler için üretilecek olan klimaların montajları ve birtakım teknik işlerin yapılması için … Bobinaj ve Soğutma Atölyesi (“… Atölyesi”) ile anlaştığını, devam eden süreçte 19.06.2010 tarihli sözleşmeyi akdettiklerini, taraflar arasındaki anlaşmaya göre … Atölyesi, her türlü sarf malzemesi kendisine ait olmak üzere sözleşme kapsamındaki klimaların montaj ve geçici kabullerinin yapılmasını, askeri birliklerde oluşabilecek arızaların giderilmesi ve kesin kabullerinin yapılması işini üstlendiğini, davalı şirketin söz konusu işlerin karşılığı olarak … Atölyesine belirli bir ücret ödeme taahhüdünde bulunduğunu, sözleşme ilişkisi süresince davalı şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, … Atölyesinin sözleşme kapsamında yapmış olduğu işlerin karşılığı olan tüm bedelleri eksiksiz bir şekilde … Atölyesine ödediğini, muavin defter kayıtlarının davalı şirketin ticari defter kayıtları ve banka hesap hareketleri incelendiğinde davalı şirketin … Atölyesine hiçbir borcunun bulunmadığının anlaşılacağını, … Atölyesini işleten Mehmet …’ın, Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/89 E. sayılı dosyası üzerinden ikame ettiği dava ile kendisinin davalı Şirketin doğu ve güneydoğu bölgesi yetkilisi olarak askeri kurumların teknik işlerini ve arıza tamirlerini, konteyner keşifleri vs. işleri yaptığını, 07.06.2007-20.03.2008 tarihleri arasında yaptığı birtakım teknik servis işlerine ilişkin ücretlerin davalı şirket tarafından kendisine ödenmediğini ileri sürerek davalı şirketten alacak talebinde bulunduğunu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, işbu iddiaların dikkate alınmamasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (“HMK”) 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, her davanın, davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde görüleceğini, tarafların aralarında yapacakları bir yetki sözleşmesiyle de yetkili mahkemeyi belirleyebileceklerini, davanın taraflarca belirlenen mahkemede açılması gerektiğini, Davalı Şirket ile … Atölyesi arasındaki sözleşmenin 21. maddesinde “Bu PROTOKOL de belirtilen işlerde, taraflar arasında ortaya çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde Ankara Mahkemeleri ve Ankara İcra Daireleri yetkilidir.” hükmü geçtiğini, davanın davalı şirketin merkezinin bulunduğu Kazan/Ankara Mahkemelerinde açılması gerekirken yetkisiz Diyarbakır Mahkemelerinde açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından beş yıllık süre geçirildikten sonra açılan davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacının alacağını hukuka uygun delillerle ispatlayamadığını, davacının 2007-2008 yıllarında davalı şirket adına birtakım teknik işler yaptığını, söz konusu işlerin bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmediğini ileri sürdüğünü, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise zamanaşımı nedeniyle usulden reddine bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise davanın esastan reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 06.12.2016 tarihli 2016/5633 E. Ve 2016/5021 K. Sayılı kararında ” Dava, klima montajının hatalı yapılması nedeniyle yangın çıktığı ve zarar doğduğu iddiasına dayandığından TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve konusu klima montajı işi olan eser sözleşmesine dayalı açılmış olarak açılmış tazminat davasıdır. ” şeklinde klima montaj işlerinin eser sözleşmesi kapsamında olduğu tespiti yapılmıştır. Davacının davasına konu ettiği işler, klima takılması ve tamiri, kalorifer kazan takılması işi ve tamiri, dış trafo takılması işi, kazan dairesi bakımı işi, borlör tamiratı ve soğuk hava deposu ve klima tamiri işi gibi eser sözleşmesinden kaynaklanan işlerdir.
818 sayılı mülga Borçlar Kanunu “2 – BEŞ SENELİK MÜRURU ZAMAN
Madde 126 – Aşağıdaki alacak veya davalar hakkında beş senelik müruru zaman cari olur: 1 – Alelümum kiralar ile resülmal faizleri ve muayyen zamanlarda tediyesi meşrut aidat hakkındaki davalar.
2 – Erzak bedeli ve nafaka ve otel ve lokanta masraflarına müteallik davalar.
3 – (Değişik bent: 29/06/1956 – 6763/41 md.) Sanatkarların veya esnafın emeklerinin karşılığı, perakendecilerin sattıkları malların parası, noterlerin mesleki hizmetleri karşılığı, başkalarının maiyetinde çalışan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve işçilerin ücretleri hakkındaki davalar;
4 – (Ek bent: 29/06/1956 – 6763/41 md.) Ticari olsun olmasın bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün davalar ile bir şirketin müdürleri, temsilcileri, murakıplariyle şirket veya ortaklar arasındaki davalar, vekalet akdinden, komüsyon aktinden, acentalık mukavelesinden, ticari tellallık ücreti davası hariç, tellallık akdinden doğan bütün davalar, mütaahhidin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere istisna akdinden doğan bütün davalar.” hükümlerini haizdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ” Madde 147- Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır:
1. Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler.
2. Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri.
3. Küçük sanat işlerinden ve küçük çapta perakende satışlardan doğan alacaklar.
4. Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.
5. Vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar.
6. Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar. ” hükümlerini haizdir.
Davacı davasını 09.03.2017 tarihinde ikame etmiştir. Dava konusu 93 kalem işin yapımı 19.03.2008 ve 27.05.2011 tarihleri arasındadır. Bu alacaklar yönünden gerek 818 sayılı mülga Borçlar kanunun 126/4. Maddesi, gerekse 6098 sayılı TBK’nın 147/6 maddesi gereği 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Davalı da cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuştur. 93 kalem iş yönünden dava zamanaşımı nedeniyle reddedilmiştir.
2014-2015 yıllarında Kuzey Irak’ın Habat ilçesi’ndeki termik santral işinin keşfi için yapılan harcamalara ilişkin dosyaya herhangi bir fatura ibraz edilmemiştir. Bu nedenle davalının bu yöndeki talebinin de reddi gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden dava 09.03.2017 tarihinde ikame edilmiştir. Davacının talepleri yine klima tamiri, kalorifer kazanı tamiri, soğuk hava deposu tamirine yönelik işlerdir. Yukarıdaki Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere bu tip tamir işleri eser sözleşmesi hükümlerine tabidir. Dava ile 18 kalem işin bedeli talep edilmektedir. Bu işler 22.07.2007 ile 20.03.2008 tarihlerini kapsamaktadır. 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 126/4 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147/6 maddeleri gereği 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Davalı cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Bu nedenle davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olmadığını, çeşitli iş kollarının bulunduğu alacak davası olarak yorumlanması gerektiğini, Irak şantiyesi için sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini ve buna göre zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, müvekkilinin 2015 yılana kadar çalışmalarının devam ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, bir kısım bedeli ödemesini borcun kabulü niteliğinde olup, zamanaşımını kestiğini, Kuzey Irak işi için belgeler sunduklarını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır