Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK m. 353/1-b.1)
DOSYA NO : 2022/778 Esas
KARAR NO : 2023/1242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2022
NUMARASI : 2020/177 Esas-2022/227 Karar
DAVACI/KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR/KARŞI
DAVACILAR :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali/Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/11/2023
Taraflar arasında yargılaması yapılan İtirazın İptali/alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında yapılan işler ve düzenlenen faturalar sonucunda müvekkilinin davalılardan cari hesap alacağı doğduğunu, alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacı yan tarafından müvekkili aleyhine Bursa 20.İcra Müdürlüğünün 2018/4865 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, taraflarcın haksız ve hukuka aykırı takibe itiraz edildiğini, daha sonra müvekkili ile imzalanan taşeron sözleşmesi kapsamında yapılan işler ve düzenlenen faturalar sonucunda müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davacının müvekkiline borçlu olduğunu, taşeronluk sözleşmesi gereğince ödemekle yükümlü olduğu kalemleri ödemediğini, müvekkilini ödeme yükümlülüğü altında bıraktığını ve tüm ihtarlara rağmen geri ödemediğini,bu nedenle haksız kazanç elde etme çabası içerisinde olduğunu, hukuka aykırı ve mesnezsiz iddiaların reddini, karşı davanın arzı ve iş sahibi tarafından asıl davacıdan kaynaklı olarak kesilen kdv tevkifatı, stopaj, damga vergisi alacağın tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; dava dışı DSİ 12. Bölge Müdürlüğü ile davalı/karşı davacı arasında 03/02/2014 tarihli Yozgat-Sorgun Araplı Göleti Sulaması İşi’ne ait sözleşmenin imzalandığı, davalı/karşı davacının, sözleşme kapsamındaki işleri KDV hariç 1.815.497,00 TI. Bedel karşılığında yapmayı üstlendiği, diğer yandan, davacı ile davalı arasında 08/03/2014 tarihli Taşeron Sözleşmesi imzalandığı, imzalanan bu sözleşmeyle de davalının, dava dışı DSİ 12. Bölge Müdürlüğü ile imzaladığı 03/02/2014 tarihli sözleşme kapsamındaki işi, 60.000,00 TL bedel karşılığında davacıya devrettiği, “TAŞERON bu işi MÜTEAHHİT’den KDV dahil 60.000 TI. ile anlaşıp almıştır. Bu İŞ’in sözleşme bedelinin artması durumunda MÜTEAHHİT bir bedel talep etmeyecektir.” şeklinde düzenlemelerin mevcut olduğu, her hakediş bedelinden % 3 oranında kesinti yapılarak, kalan bedelin davacıya ödenmesi suretiyle, söz konusu 60.000,00 TL’lik bedelin davalıya ödenmesi hususunda taraflar arasında mutabakata varıldığı, nitekim davacı tarafça davalıya düzenleren faturaların bu esasa göre hazırlandığı, hakedişlerde, gecikme cezası yahut benzeri başkaca bir kesintiye rastlanmadığı, diğer yandan, dava dışı İdare ile davalı arasındaki sözleşme bedeli 1.815.497,00 TL şeklinde belirlenmiş olsa da, verilen fiyat farkları nedeniyle KDV hariç toplam hakediş tutarının 1.876.097,65 TI.’ye ulaştığı ve bu tutarın davalı tarafça dava dışı İdareden tahsil edildiği, fakat davacı tarafa ödenmediği, Ticari/yasal defterlerin tacirin lehine ve aleyhine delil olduğu kuralından hareketle, takip tarihi itibariye davacının davalı yandan 93.804,89 TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek asıl dava yönünden davanın kabulüne;
Karşı dava yönünden ise, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesinde “Bu sözleşme nedeniyle tahakkuk edecek her türlü vergi, resim, fon ve harcamalar TAŞERON tarafından ödenecektir.” Şeklinde düzenleme bulunduğu, bu düzenlemenin de sadece taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin vergi, resim, fon ve harcamaları içerdiği, dava dışı İdare ile davalı arasındaki sözleşmeyle ilgili vergi, resim, fon ve harcamaları içermediği anlaşılmakla, bu yansıtmaların davacıya yapılmayacağı, bu nedenle, davalı yanca karşı davaya konu edilen teminat mektubu masraflarının, Allrisk sigortası masrafının, sözleşme damga vergisinin ve KİK payının davacıdan talep edilemeyeceği, yine davalı vekilinin, 11.02.2021 havale tarihli dilekçesinde, ödenen personel maaşları, SGK primleri ve işçi vergilerinin davacı tarafından kendilerine iade edilmesi gerektiği ileri sürülmüş ve bu hususla ilgili ücret bordroları ibraz olunmuş ise de ibraz olunan bordrolar incelendiğinde, ilk bordronun Şubat 2014 ayına ilişkin olduğu ve 4 işçiyi kapsadığı, ikinci bordronun Mart 2014 ayına ilişkin olduğu ve 3 işçiyi kapsadığı, 3.Bordronun Nisan 2014 ayına ilişkin olduğu ve 3 personeli kapsadığı, oysa taraflar arasındaki sözleşmenin tarihinin 08.03.2014 olduğu, buna göre Şubat 2014 ayına ilişkin işçi bordrolarının dava konusu sözleşmeyle ilgili olmasının mümkün olmadığı izahtan vareste olup, diğer yandan dilekçe ekindeki, bordroların SGK ve İşçi ücretlerinden kesilen vergilerin davalılar tarafından ödendiğini ispatlamaya yeterli olmayacağı, işçi maaşları ile SGK primleri ve işçi ücretlerinden kesilen vergilerin, davalı adi iş ortaklığınca ilgili idarelere ödendiğine dair, banka dekontu, tahsilat makbuzu gibi belgelerin ibrazının şart olduğu ancak bu konuda belge olmadığı anlaşılmakla, davalı yanca karşı davaya konu edilen “ödenen personel maaşları, SGK primleri ve işçi vergilerinin” davacıdan talep edilemeyeceği, buna göre davalı/karşı davacı tarafin, teminat mektubu masrafları, ödenen personel maaşları, SGK primleri, işçi vergisi, allrisk sigortası, sözleşme damga vergisi ve KİK payı olarak ödediği tutarları karşı dava kapsamında talep etmiş ise de, yukarıda izah edildiği gibi davalı yanca karşı davaya konu edilen “ödenen personel maaşları, SGK primleri ve işçi vergilerinin” davacıdan talep edilemeyeceği sonuç itibariyle davalı/karşı davacının karşı davadaki taleplerinin yerinde olmadığı belirtilerek asıl dava yönünden davanın kabulüne karşı davanın reddine ve alacak likit olmakla davalı itirazında haksız olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 13/04/2014 tarihli taşeron sözleşmesinden kaynaklı olduğunu, sözleşmenin 3,4,6,8,9.maddelerinde sözleşme kapsamında yapılan prim vergi diğer masrafların kimin sorumluluğunda olduğunun düzenlendiğini, itirazın iptali davasında yetkisiz icra müdürlüğünün dosyası üzerinden takibin devamına karar verilmesinin hatalı olduğunu, Bursa İcra Müdürlüğü tarafından dosyanın Ankara İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmediğini, yetkili icra müdürlüğü tarafından ödeme emri gönderilmediğini, karşı davada yemin deliline dayanmış olmalarına rağmen bu haklarının hatırlatılmadan karar verildiğini, karşı tarafın edimini süresinde ifa edemediğini, bu nedenle dava dışı iş sahibi tarafından müvekkilden stopaj, kdv tevkifatı, damga vergisi kesildiğini, ek raporda da damga vergisi yönünden haklılıklarının tespit edildiğini, sözleşme gereği yapılan all risk sigorta bedelinin karşı taraf tarafından karşılanması gerektiğini, bulundurulması zorunlu personelin sözleşme gereği müvekkil tarafından istihdam edildiğini, bedelinin ödenmesi gerektiğini, sözleşmenin 9.4 maddesinde yer alan ödenmesi gereken 60.000,00 TL’nin dikkate alınmadığını, karşı davanın konusunu oluşturan teminat mektubu masrafları, sözleşme damga vergisi, KİK payı, kesintiler ve eksik iş bedellerinin tahsiline karar verilmesi gerektiğini, bu ödemeler yapılmadığından kesin hesabın kapatılamadığını, dava konusu alacak miktarının ancak yargılana sonunda ortaya çıkabileceğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava/karşı dava Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali/alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davalılar vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı karşı davacılar yönünden asıl ve karşı davalar yönünden alınması gereken toplam 6.677,66 (6.407,81+269,85) TL harçtan peşin alınan 1.682,66 (1.601,96+80,70) TL harcın mahsubu ile bakiye 4.995,00 TL harcın davalı karşı davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı karşı davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Katip …
✍e-imzalıdır