Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/73 E. 2022/1118 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/73 – 2022/1118
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2022/73
KARAR NO : 2022/1118

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2021
NUMARASI : 2019/242 Esas – 2021/681 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında … Belediyesine ait havuzlar için yapılacak poliüretan esaslı izolasyon ve yalıtım işine ilişkin 01.10.2018 tarihli taşeronluk sözleşmesi yapıldığını, müvekkili tarafından işin belirgin bir kısmının tamamlandığını ve davalıya 2.499.795,09 TL’lik fatura düzenlediğini, davalının ise 1.060.000 TL yaptığını, bakiye 1.439.795,09 TL alacak kaldığını, ayrıca henüz faturası düzenlenmeyen 1.500 m2 lik iş tutarı olan 157.839,75 TL daha alacakları olduğunu, söz konusu tutarın ödenmesi için davalıya 08.01.2019 tarihli noter ihtarı keşide ettiklerini, davalının ise bu ihtara 09.01.2019 tarihli ihtarla karşılık verdiğini ve işin süresinde bitirilemediğini gerekçe göstererek sözleşmeyi tek yanlı feshettiğini, davalının feshinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira sözleşmenin 3.4 maddesine göre davalı tarafından zemin hazırlıklarının yapılmaması veya mevsimsel koşullara göre iş programında sapma olabileceğinin kararlaştırıldığını, kullanılan malzemenin özelliği nedeniyle uygulamanın ancak 8-30 dereceler arasında mümkün olduğunu, Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan veriler incelendiğinde işin uzamasının müvekkilden kaynaklanmadığının anlaşılabileceğini, Yargıtay içtihatlarına göre de hava koşullarının el vermediği günlerin ihale süresine eklenmesi gerektiğini, bu kapsamda işin sözleşmedekinden daha uzun sürede bitirilebildiğini, davalının feshinin haksız olduğunu, zira davalının müvekkiline uygun bir süre vermeden doğrudan fesih bildirime yaptığını müvekkilinin usule uygun temerrüde düşürülmediğini, işin tamamlanan kısmına ilişkin idarece geçici kabulün yapılarak hakedişlerin davalıya ödendiğini, davalı tarafından Sulh Hukuk Mahkemelerinden delil tespiti yaptırdığını, düzenlenen raporların eksik incelemeye dayalı olduğunu, raporlarda işin miktarı ve seviyesinin tespit edilmediğini, müvekkili tarafından alacağın Ank.14.İcra Müd.2019/1478 sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve %20 oranında kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; sözleşmeye göre davacıya ödeme yapılabilmesi için işin tam ve eksiksiz olarak tamamlanması ve … Belediyesince kesin kabulünün yapılması gerektiğini, sözleşmeye göre davacının işi 31.12.2018 tarihine kadar bitirmesi gerektiğini, davalının bu tarih itibariyle işi bitiremediğini ve 05.01.2019 tarihinde şantiyedeki tüm araç, gereç ve malzemeyi alarak işi bıraktığını, buna ilişkin tutanak tutulduğunu, davalı tarafından yapılan imalatların belediye tarafından kabul görmediğini, belediye denetçilerinin hakedişe almadığını, buna ilişkin olarak Ank.12 ve Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemelerinde tespit yaptırdıklarını, yine davalı tarafından tamamlanan …Yalıtım ve İzolasyon işinde bir çok kusurlu ve eksik imalat olduğunu, bu hususun Ank.5 ve 6. Sulh Hukuk Mahkemeleri aracılığıyla tespit edildiğini, davacıya yapılan ödemelerin tamamlanan işin karşılığı olmayıp avans ödemesi olduğunu, kaldı ki sözleşmeye göre davacıya yapılacak hakediş ödemelerinden %15 teminat kesintisi yapılacağını, davacının faturaları kötü niyetle düzenlediğini, hava koşulları nedeniyle işin geciktiği iddiasının mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, hava koşullarına bağlı olarak davacının müvekkilinden her hangi bir süre uzatım talep etmediğini, işin bitirilebilmesi ve yağışlı havalarda uygulama yapılabilmesi için müvekkili tarafından davacıya 3 adet 12×72 metre ebatlarında portatif tekerlekli gezer çadır temin edildiğini, bu çadırların D.İş dosyası üzerinden tespitler sırasında şantiyede görüldüğünü, işin büyük kısmının müvekkili tarafından başka bir şirkete yaptırıldığını savunarak, davanın reddine ve % 20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Taraflar arasındaki sözleşme birim fiyat sözleşmesi olup, taraflarca düzenlenmiş herhangi bir hak ediş bulunmamaktadır. Davacı tarafın 08.07.2019 tarihli dilekçesinde dava konusu işin davalı tarafından daha önce…Ltd. Şti’ne alt yüklenici olarak verildiği, tarafların anlaşmazlığa düşmesi üzerine müvekkili ile sözleşme yapıldığını belirttiği, bu durumda davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin imza tarihi olan 01.10.2018 tarihinden önceki imalatların dava dışı …. Ltd. Şti tarafından yapıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan 20.01.2021 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirmeler çerçevesinde davalı yüklenici ile dava dışı iş sahibi … arasında düzenlenen hak ediş belgelerinin incelenmesi sonucu; davacı tarafından yapılan imalat miktarının 01.10.2018-31.10.2018 tarihleri arasındaki 2, 3 ve 4 nolu hak edişlerden yola çıkılarak 5.000 m2 olarak kabulü gerektiği, bu miktarın üzerinde imalat yapıldığına dair herhangi bir kayıt ve belge olmadığı anlaşılmıştır. Sözleşmenin “İşin Bedeli” başlıklı 4. maddesinde; 14,50 Euro/m2 + KDV olarak belirlendiğine göre, davacının hak ettiği tutar (5.000 x 14,50) = 72.500 Euro olup, fatura tarihi olan 28.12.2018 tarihli kur (6,04 TL) üzerinden karşılığının 437.900,00 TL + KDV olmak üzere 516.722,00 TL olduğu hesaplanmıştır. Mahkemece alınan 07.06.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan teknik incelemelerde; havuzlara uygulanan Poliüreten malzemenin renk değiştirmesi, kırılması, soyulması gibi hasarların imalat kusuru olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede imalatların ayıpsız ve hatasız olması gerektiği, keşfe gidilen bütün havuzlarda sistematik olarak belirtilen hasar tiplerine rastlandığı, bu ayıpların davacı alt yüklenicinin sorumluluğunda olduğu, teknik şartnamede söz konusu malzemelerin teknik özellikleri ve uygulama sırasında sağlanması gereken koşulların açıkça belirtildiği, bu şartların davacı şirketin sorumluluğunda olduğu, davacının meteorolojik şartların uygun olmadığı günlerde uygulama yapmaması gerektiği, oysa tanık ifadelerinden ve dosya kapsamındaki fotoğraflardan anlaşıldığına göre yağışlı günlerde dahi uygulama alanına çadır kurularak imalata devam edildiği, davalı tarafça davacıya imalat bedeli olarak ödenen toplam tutarın 1.060.000,00 TL olup, davacı tarafın takip tarihi itibariyle herhangi bir alacağı bulunmadığı belirtilmiştir.
Alınan bilirkişi ve ek bilirkişi raporlarındaki tespit ve değerlendirmelerin dosya kapsamına ve sunulan delillere uygun olduğu, bilirkişi raporunda saptanan hak ediş tutarı üzerinden imalat yapıldığının davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, taraflar arasında yapılan iş ve imalatlara ilişkin herhangi bir hak ediş düzenlenmediği, davalı yüklenici ve iş sahibi … arasında düzenlenen hak edişlerde tespit edilen imalat miktarının 5.000 m2 olduğu, bu miktarı aşan bir imalat olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı gibi, sözleşmeye konu havuzlara yapılan yüzey patlamalarının ayıplı olduğu, davalı tarafından yapılan ödeme dikkate alındığında takip tarihi itibariyle davacının herhangi bir alacağı bulunmadığı” gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin gerekçeli kararında feshin haklı olup olmadığına dair bir hüküm kurulmadığını, bu haliyle mahkemece kurulan hükmün eksik olduğunu, hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda uygulama yapan firmaların yaptığı işin metraj ve niteliğine göre bir inceleme yapıp rapor düzenlemeleri gerekirken, sanki yapılan tüm uygulamayı müvekkili yapmış gibi kusur yüklemelerinin hatalı olduğunu, müvekkilinin olumsuz hava koşulları nedeniyle mücbir sebep sonucunda uygulamayı durdurduğunu, olumsuz hava koşullarında gerekli tüm önlemleri aldığını, bunun da davalının kabulünde olduğunu, davalı tarafça ek süre taleplerinin sözleşmeye aykırı bir şekilde reddedilerek, sözleşmenin feshedilmesinin haksız olduğunu, hava koşullarının düzelmesi ve zeminin uygun hale gelmesi beklenmesine imkan verilse idi müvekkili tarafından sözleşme ile yüklenilen edimlerin yerine getirilip, işin de tamamlanacağını, sözleşmenin feshedilmesinde müvekkilinin bir kusur bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 01/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip