Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/693 E. 2023/557 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/693 – 2023/557
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

ESAS NO : 2022/693
KARAR NO : 2023/557

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2022
NUMARASI : 2020/642 Esas – 2022/258 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 27/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/05/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait “G…” adresindeki işyerindeki Arge kompenant Atölyesi ve Lojistik Alanlarında “240
metrekare poliüretan bazlı beton kaplama, 540 metrekare kompenant PÜ beton kaplama” işini
ihale ile üstlendiğini, üretici firma olan müvekkili Şirketin, işin uygulamasını bu dalda uzman olan
…’in … firmasına yaptırmak için anlaştığını, uygulamayı yapan firmaya işin yapımı sırasında davalı Şirket çalışanlarınca sürekli engel
ve zorluk çıkarıldığını, ilim ve tekniğe uygun olarak işe devam ederken ve işin 1/3’ünden fazlası
bitirilmiş iken, işe devam etmemesinin istendiği ve devamında da sözleşmenin feshedildiğinin
ihtar edildiğini,
sözleşme ile üstlenilen ve uygulama firmasına yaptırılan, zeminde fiilen mevcut ve davalı
tarafından kullanılan işin miktarı, sözleşmeye aykırı ve ayıplı olup olmadığı, fiilen kullanılıp
kullanılmadığı ve yapılmış olan işin parasal değerinin tespit edilmesi için Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/103 Değişik iş sayılı dosyası kapsamında
düzenlenen 16.10.2020 tarihli Raporda; işyeri yetkililerince bu yerin yaklaşık 2 aydır
kullanılmakta olduğu, kullanım nedeniyle oluşan küçük çaplı hasarlar bir yana yapılan işin ilim ve
tekniğe uygun olduğu, yapılan 240 metrekare alandaki poliüretan bazlı kaplama işinin bedelinin
sözleşmedeki fiyatla tutarının 5.280 Euro + KDV olduğu, taraflar arasındaki Sözleşmede ihale ile üstlenilen işin bedelinin, işin tamamlanması
sonrası düzenlenecek fatura karşılığı ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak işin tamamlanmasına
fırsat tanınmayarak bıraktırılması nedeniyle o ana kadar yapılan, zeminde mevcut ve fiilen
kullandıkları kaplama için hiçbir ödeme yapmadıklarını, tespit raporunda belirlenen tutarın TL
karşılığı olan 58.108,40 TL’nin ödenmesi için keşide edilen ihtarnameye gönderilen cevabi
ihtarnamede ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, davalının sözleşmeye uygun ifa edilmediği
yönündeki beyanının yerinde olmadığını ileri sürerek, 58.108,40 TL alacaklarının temerrüt tarihi olan 27.10.2020 tarihinden itibaren reeskont
avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, ayrıca 1.369,60 TL tespit
giderinin de davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacının, işe geç başladığını, nitelik ve nicelik anlamında yetersiz işçi ve
malzeme ile işi yürütmeye çalıştığını, sürekli olarak özensiz ve basiretli tacirlik ile bağdaşmayan
davranışlarda bulunduğu ve nihayetinde, işin tamamladığı kısmını sözleşme şartlarına aykırı ve
kendisinden beklenen faydayı sağlamayan, aksine iş akışına ve iş güvenliğine zarar veren şekilde
yerine getirdiği, bu nedenle müvekkili şirket tarafından yapılan işin kabul edilmediğini, sözleşme
gereği davacı tarafından uygulama yapılacak olan ikinci alanda davacıya uygulama
yaptırılmasından vazgeçildiğini, sözleşmenin 27.08.2020 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, yapılan işin bütünüyle sözleşme ve şartname hükümlerine aykırı olduğunu, yaklaşık 6 aydır kullanılan zeminin, parça parça dökülmeye başladığı için müvekkili
tarafından tamir ettirildiğini, davacının, bizzat yürütmek üzere aldığı işi, sözleşmenin 15. maddesine aykırı şekilde,
müvekkilinden onay almaksızın taşerona devrettiğini, bizzat ifa yükümlülüğünü yerine getirmediğini,
davacı yanca iş sözleşmeye uygun yapılmadığından ve giderilmesi talep edilen ayıp ve
eksiklikler giderilmediğinden, müvekkili tarafından kesin kabulün yapılmadığını, sözleşme
uyarınca işin düzeltilmesi için yapılmakta olan masraflar ve ileride işin yenilenmesi için
yapılacak masrafların davacıdan talep edileceğini, davacı yanın kur hesaplaması ve faiz talebine itiraz ettiklerini, borcun muaccel olmadığını, bedel alacağının muaccel olması için mutlaka eserin bütün kısımlarıyla sözleşmeye uygun ve
ayıpsız olarak tesliminin gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesin istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Taraf iradeleri ile karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinin kurulduğu görülmektedir. Kural olarak eser sözleşmesi taraflardan biri diğer tarafın vermeyi taahhüt ettiği bedel karşılığında bir şey imalini içeren bir akittir. Nitekim;eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmelerden olup yüklenici teslimi, iş sahibi de ödemeyi kanıtlamakla yükümlüdür (TBK 470 vd. Md) Eserin, sözleşmede belirlenmiş olan iş süresi sonunda yani teslim tarihinde, sözleşme hükümlerine, fen ve sanat kurallarına uygun olarak imal edilip iş sahibine teslim edilmesi, yüklenicinin “özen borcu” gereğidir. Yüklenici, eser sözleşmesiyle sadece bir faaliyette bulunmayı değil, aynı zamanda bir sonucu (eser) gerçekleştirmeyi de taahhüt etmektedir. Borçlar Kanunumuza göre; meydana gelen eserin beklentiyi karşılamaması halinde, sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eserin fen ve sanat kurallarına uygun, iş sahibinin beklentilerini – karşılar – özelliği taşıması gerekir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. TBK 475. maddesine göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu, TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir. Bu hükümler gereğince gerek açık gerek gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmakta ise de yüklenici eserdeki işçilik, malzeme ve yapımla ilgili açık ve gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu garanti ettiği süre için önceden kabul ettiğinden yüklenici lehine olan iş sahibinin ihbar zorunluluğunu aramaktan vazgeçtiği ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları ücretsiz olarak gidermeyi sözleşme tarihinde peşinen kabul ve taahhüt ettiği kabul edilmektedir. İş sahibi ihbar zorunluluğu olmaksızın garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili zamanaşımı süresi içinde seçimlik haklarını kullanarak yükleniciden ayıpların giderilmesini talep edebileceği gibi, aleyhine dava açabilecek ve iş bedelini ayıp giderim bedeli miktarınca ödemekten kaçınabilecektir.
Eldeki davada; davalı tarafından, işin gereği şekilde yerine getirilmediğinin mail yoluyla davacıya bildirildiği, akabinde Ankara 38. Noterliği’nin 27 Ağustos 2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin 13. ve 17. maddelerine dayanarak fesih bildiriminde bulunulduğu, ihtarnamenin 29.08.2020 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının fesih bildiriminden sonra Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/103 D.iş sayılı dosyasında tespit yaptırdığı ve 21.10.2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile davalıdan iş bedeli ile tespit giderlerinin 3 gün içinde ödenmesini istediği, davalının ise 28.10.2020 tarihli cevabi ihtarı ile; sözleşmeye uygun ifa gerçekleştirilmediği için firmalarından herhangi bir hak ve alacak talep edilemeyeceğini, sözleşmeyi haklı olarak feshettiklerini davacıya bildirdiği görülmüştür.
Mahallinde yapılan keşif sonrası bilirkişi kurulundan alınan kök ve ek raporlarla; davacı tarafından gerçekleştirilen 240 m2 poliüretan bazlı beton kaplama zemin imalatında hava kabarcıkları, renk değişiklikleri, kararmalar, dalgalanmalar ve malzemenin kalkması gibi ayıpların oluştuğu, bu nedenle davalı tarafından yapılan imalatların ayıplı ve kusurlu olduğu belirlenmiştir. Gerçekten; mahkemece yapılan keşifte de, koridorda yapılan poliüretan bazlı beton kaplama imalatında kullanılan malzemenin yapıştırıldığı yüzeyden kalktığı, parçalandığı ve ciddi boyutta hasar gördüğü, 12×12 m lik alanda ise malzemenin renginin değiştiği ve kararmaların meydana geldiği tespit edilmiştir. Oysa ki, sözleşmenin eki niteliğindeki özel teknik şartnameye göre, bakteri gelişimine izin vermeyen, kolay temizlenebilir, zemini dış etkilerden korumalı, basınçlı soğuk sıcak su, buharlı temizlik gibi bakıma izin veren ve orta ve ağır hizmet ağırlıklı iş yerleri ile depo bakım onarım, üretim mekanlarında kullanılabilir termal şoklara, solventlere ve kimyasal etkilere dirençli, mükemmel aşınma ve darbe dayanımı olan malzemenin kullanımı şart kılındığı görülmüştür. Davacı tarafından imalatta kullanılan malzemenin sözleşme eki şartnameye uygun olmadığı hükme esas alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12 nolu garanti ve sigorta başlıklı maddesinde; “sözleşme konusu mal ve hizmet her türlü arıza ve imalat hatalarına karşı geçici kabulden itibaren iki yıl süreyle firma garantisi altındadır.”, sözleşmenin eki fiyat teklifinin 5 nolu maddesinde “giriş muayenesinde uygunsuz bulunan malzemeler iade edilecek ve uygun malzemeler, Türk traktöre hiçbir ek ücret fatura edilmeden satıcı firma tarafından en kısa sürede sağlanacaktır ürünlerin iki yıl garantisi vardır.” düzenlenmesine yer verilmiştir. Buna göre, teknik şartnameye uygun olmayan ve bilirkişi raporu ile ayıplı olduğu belirlenen mazemelerin davalı tarafından sökülmesi ve şartnameye uygun malzemeler seçilerek yeniden imal edilmesi gerekmektedir. Dava konusu imalatların kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı olduğu, ayıbın sözleşme ve eki şartname hükümlerine aykırı malzeme kullanılması nedeniyle ortaya çıktığı, sözleşmeye aykırı malzeme seçiminden kaynaklan ayıplı imalat neticesinde, davacının hiç bir ek ücret talep etmeden ayıbı gidermekle yükümlü olduğu taraflarca şart koşulduğuna göre, artık davacının ayıplı imalatlar için hiçbir bedel talep edemeyeceği” gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olduğunu, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmesi için yeni bir heyetten birleştirici rapor alınması gerektiğini, alınan raporların hükme esas alınamayacağını, sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar yapılan ve davalı tarafından kullanıldığı belirlenen imalatlar nedeni ile, davalının sebepsiz zenginleştiğini, talep ettikleri miktarın işin bırakıldığı ve sözleşmenin feshedildiği zamana kadar yapılıp davalıya bırakılan 240 m² Poliüretan Beton için davalının sebepsiz zenginleştiği miktarın parasal karşılığından ibaret olduğunu, müvekkilinin yapılan imalatlarda bir ayıbının bulunmadığını, ayıp olsa idi davalının ayıbın giderilmesini talep etmesi ve müvekkilinin de bu ayıbı gidermekle yükümlüğü olacağını ancak, davalının sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar müvekkili tarafından yapılan imalat bedellerinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 01/06/2020 tarihli sözleşme ile davacı davalıya poliüretan bazlı beton kaplama işi yapmayı, davalı da 17.600,00 Euro+KDV iş bedeli ödemeyi taahhüt etmiştir. Davacı işin ifasına başladığını ancak, davalının sözleşmeyi feshettiğini, iş bedelini de ödemediğini belirterek, alacak talep etmiştir. Davalı ise davacının işi süresinde yapamadığını, kalitesiz malzeme ile işi yapmaya çalıştığını, davacının yaptığı iş kısmının kullanılabilir durumda olmadığını, davalının işine yaramadığını, bu nedenle davacının iş bedeli talep edemeyeceğini savunmuştur.
1- Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/103 D.İş sayılı Dosyasının bilirkişi raporunun bir örneği dosya kapsamına sunulmuştur. Bahsi geçen dosyanın tamamının bir suretinin dosya kapsamı içine alınması gereklidir.
2- Mahkemece yargılama aşamasında mali müşavir, inşaat mühendisi ve eser sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulan heyetten rapor ve ek rapor alınmış, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda, davacının kullandığı malzemenin teknik şartnamede belirtilen vasıfları taşımadığı, malzeme renginde bozulmalar görüldüğü, zeminde yırtıklar ve tekerlek izleri görüldüğü, tamamlanmış bir iş kısmından söz edilemeyeceği, davacının yaptığı iş kısmının davalı tarafından kullanılmasının mümkün olmadığı, davalının sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, bu nedenle davacının bir iş bedeli talep edemeyeceği kanaati bildirilmiş, rapor ekinde iş mahalline ilişkin fotoğraflar da eklenmiştir. Dosya arasına sunulan inşaat mühendisi bilirkişinin tespit dosyası kapsamında düzenlediği raporda ise, 240 m2 lik alanda poliüretan bazlı zemin kaplamasının yapıldığı, bu kısmın davalı tarafça kullanıldığı belirtilerek, bu kısım nedeniyle davacının 5280,00Euro+ KDV iş bedeli hak ettiği belirtilmiştir. Yargıtay kapatılan 15. Hukuk Dairesi istikrar kazanmış içtihatlarında tespit dosyası üzerinden alınan rapor ile mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu arasında teknik hususular yönünden çelişki bulunması halinde, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği, bu durumda yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulamayacağı belirtilmektedir. Bu itibarla, mahkemece tespit dosyasının onaylı bir sureti dosya içerisine alındıktan sonra, eser sözleşmeleri konusunda uzman bir bilirkişi ile, inşaat mühendisi bir bilirkişiden oluşturulacak heyetten tespit dosyası içerisindeki bulunduğu iddia edilen fotoğraflarda incelenip değerlendirilmek sureti ile, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderildiği uzlaştırıcı bir bilirkişi raporu alınmalı, bu kapsamda, yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporunda belirtilen yırtık ve hasarların kullanım sonucu oluşup oluşmadığı, imalat hatası bulunup bulunmadığı, davacının ürettiği iş kısmının davalı tarafından kullanılmasının mümkün olup olmadığı, üretilen iş kısmında davalı iş sahibinin kabule icbar edilemeyeceği derecede ayıplar bulunup bulunmadığı hususları ortaya çıkarılmalı, davacının ürettiği iş kısmının davalı tarafça kullanılmasının mümkün olduğu sonucuna varılması halinde götürü bedelli sözleşmelerde iş bedeli hesabı ile ilgili Yargıtay uygulaması çerçevesinde bu iş kısmı fiziki oran yöntemi ile, belirlenerek, davacının hak ettiği iş bedeli hesaplatılmalı, davacının ürettiği iş kısmında davalının kabule icbar edilemeyeceği derecede imalat hataları bulunduğunun tespit edilmesi halinde ise, şimdiki olduğu gibi davanın reddine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/642 Esas, 2022/258 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurusunda bulunan tarafça yatırılan, istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Katip
E-imzalıdır