Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/66 E. 2023/402 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.6)
DOSYA NO : 2022/66 Esas
KARAR NO : 2023/402

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2021
NUMARASI : 2017/195 Esas-2021/386 Karar

DAVACI : ….
VEKİLİ :
DAVALI : … -…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/04/2023

Taraflar arasında görülen Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; Müvekkil ile davalı arasında 3 farklı sözleşme imzalandığını, bu sözleşmelerin haricinde de bir kısım işler yine davalının talimatı doğrultusunda müvekkil tarafından yapıldığını, tüm işler eksiksiz olarak yapılarak davalıya teslim edilmesine karşın davalı tarafından bir kısım ödemeler yapılmış ancak müvekkilin bakiye alacakları ödenmediğini, davalı ödemeleri yaparken hangi sözleşmeye veyahut sözleşme dışı işe istinaden ödeme yaptığını açıklamamış olması sebebiyle taraflar arasındaki tüm ilişkiye işbu dilekçede yer verilmek suretiyle yapılan tüm işlerin bakiyesi olan şimdilik 100.000-TL’nin 10.11.2016 gün ve … yevmiye numaralı ihtarnamede verilen 7 günlük sürenin bitimiyle temerrüdün gerçekleştiği 22.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının davasını kısmi alacak olarak açamayacağını, davacının hangi sözleşmeden ne kadar bakiye alacak talep ettiğini açıklaması gerektiğini, davacının tek taraflı olarak hazırladığı ve sadece kendisinin imzasını taşıyan metraj hesaplamaları sunduğunu, bunun kabul edilemeyeceğini, davacının yaptığı işleri ispatlaması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; Her üç sözleşme kapsamında bulunan işlerin tamamının bitmiş olduğu ve davalı taraf yetkililerinin beyanlarında 3 veya 4 daire dışında kalan dairelerin kullanılmakta olduğu, 28.06.2014 tarihli sözleşme kapsamında yapılan alçı, saten alçı ve boya işlerine ait taraflar arasında düzenlenen 15 adet hakedişin yapılmış olduğu, bu hakkedişlerde bulunan imalatların (duvar alçı sıva, tavan alçı sıva, saten alçı, duvar plastik boya ve tavan plastik boya) metrajları işin projesindeki ölçülere göre hesaplandığı ve yapıldığı, proje üzerinde ve yerinde yapılan incelemelerde; Hırvatistan, Slovakya, Makedonya, Malta, Portekiz ve Arnavutluk blokları birbiri ile aynı ve benzer dairelerden, İzlanda, İrlanda ve İngiltere blokları da birbiri ile aynı benzer dairelerden oluştuğu, bilirkişiler tarafından keşfen yerinde yapılan tespit ve ölçümlemeler kapsamında duvar alçı sıva işleri, tavan alçı sıva işleri, saten alçı ve plastik duvar işleri, tavan plastik boya ve tavanlarda saten alçı işleri değerlendirilerek 29/03/2021 tarihli raporda açıklanan şekilde hesaplamalar yapılarak 15 nolu hakediş yönünden davacının kesin hesap alacağının usulünce hesaplandığı, buna göre davacının 15 nolu hakediş raporundaki gerçekleşme oranlarına göre yapılan kesin metraj ve kesin hesap sonucu 43.592,34 TL alacağı olduğunun anlaşıldığı, bilirkişile tarafından yapılan hesaplamalara göre davacının, tüm ara hakkedişlere ait faturalara ve yapılan ödemelere göre 97.133,04 TL %5 nakit teminat kesintisi alacağı olduğu, ancak 15 nolu hakedişte gerçekleşme oranları dikkate alınarak yapılan hesaplamalara göre davacı tarafından eksik bırakılan ve davalı tarafça gerçekleştirilen işlerin bedelinin 97.734,89 TL olarak hesaplandığı, bu durumda eksik bırakılan iş bedeli ile teminat kesintisi arasındaki fark bedeli olan (97.734,89 TL – 97.133,04 TL =) 601,85 TL tutarın davacının 15 nolu hakedişten kaldığı tespit edilen bakiye alacak tutarı olan 43.592,34 TL’den mahsubu gerektiği, neticeten davacının (43.592,34 TL – 601,85 TL =) 42.990,49 TL bakiye alacağı bulunduğu belirtilerek bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki 3 sözleşme ile davacının …inşaatının duvar, mantolama ve alçı işlerini üstlendiğini, davalının talimatı doğrultusunda sözleşme dışı ilave işler yapıldığını, fazla yapılan işlerin bedelinin 75.618,38 Tl olarak hesaplandığını, müvekkilin davalı ortağı …’ın projedeki… nolu bağımsız bölümü yaptığını, bedelinin 50.000,00 TL civarında olduğunu, günlük çalışan işçi sayısının ve kullanılan malzeme tutarının davalıya aylık olarak maille bildirildiğini, davalının mahsup talebi olmadan eksik iş bedelinin hesaplandığını, alacaktan mahsup edildiğini, 15 nolu hakediş sonrası yapılan imalatların dikkate alınmadığını, işin tamamının müvekkil tarafından bitirildiğini, Yargıtay kararlarında da işin yüklenici tarafından yapıldığı yönünde karine kabul edildiğini, aksini davalının ispat edemediğini, yevmiyeli işçilere yapılan ödemeler ve davalı ortağının evine ilişkin imalatların hesaplamada dikkate alınmadığını, taraflar arasındaki sözleşmelerin de birim fiyatlı olup eksik iş bedelinin talep edilmeden mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, birim fiyatlı işlerde imalat kadar bedelle hak kazanılacağını, hiç yapılmayan işin bedelinin hesaba katılamayacağını, davalının eksik ve ayıplarla ilgili ihbarının bulunmadığını, nakit teminat kesintisinden %3 stopaj kesilemeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 15 nolu hakediş bedelinin eksiksiz ödendiğini, 16 nolu hakediş kapsamında yapılması gereken işlerin yapılmadığını ve işin yarım bırakıldığını, müvekkil şirketin ödeme toplamının 3.688.128,93 TL olduğunu, ödemelerin eksik hesaplandığını, 15/01/2016 tarihli beyanname gereği 16.615,99 TL stopaj ödenmiş olup, bunun 1.496,51 TL’sinin davacı nam ve hesabına yapıldığını, 15 nolu hakediş sonrası yapılan 6.000,00 TL nakit ve 07/01/2016 tarihli ödemelerin nakit teminat kesintilerinden ödenmiş olup, genel ödemeler içinde hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacının 15 nolu hakediş sonrası yapılan iş bedelinin 42.990,49 TL talep etme hakkının bulunmadığını, davacının işi yarım bıraktığını, davacının eksik bıraktığı işleri müvekkilin tamamladığını, bu nedenle yapılan harcamaların davacı tazminatından kesildiğini, davacı teminatından stopaj kesilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2021/3130 Esas, 2021/2836 Karar).
Taraflar arasındaki sözleşmenin ekleri arasında bayındırlık işleri genel teknik şartnamesi sayılmış olup bayındırlık işleri genel şartnamesi sözleşme ekleri arasında sayılmıştır. Bu kapsamda bilirkişi raporunda dayanak bir genel şartname veya sözleşme hükmü gösterilmeden hak edişlere taşeron tarafından ihtirazi kayıt konulmamasına sonuç bağlanması doğru görülmemiştir.
2- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir. Nitekim; Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, bir sözleşme fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, o sözleşme kapsamında kalan işlerin, o sözleşmenin yüklenicisi tarafından yapıldığı kabul edilir. Ancak, sözleşme feshedilmiş ve işin üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülmüşse, bu kez karine, üçüncü kişi yararına oluşmaktadır. Elbette, her iki durumda da, bu karinelerin aksini ileri süren tarafın, bu savunmasını kanıtlanması mümkündür. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/423 Esas, 2021/1860 Karar).
3- O halde Mahkemece yapılacak işlem; alanında uzman bilirkişilerden yeni bir heyet oluşturulması, TBK 470 ve devamı maddeleri ile sözleşme ve ekleri hükümlerine göre değerlendirme yapılarak ve gerekirse keşif de yapılarak ispat kuralları çerçevesinde taraflar arasında imzalanan hak edişlere girmeyen işlerin bedelinin öncelikle sözleşmedeki birim fiyatlarla, olmadığı takdirde yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayiciyle bedelinin hesaplanması, iş bedeli hesaplanırken eksik işlerin hesaba katılmayacağından eksik iş bedelinin ayrıca iş bedelinden mahsup edilmemesi; davalı tarafından ileri sürülen eksik ve ayıplı işlerin niteliğinin belirlenmesi, kabule göre açık ayıp ve gizli ayıplı işler yönünden ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tartışılması, stopaj ödemelerine ilişkin varsa eksik bilgi ve belgelerin getirtilerek nakit teminatlardan stopaj kesintisi yapılıp yapılmadığının tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi, ödeme miktarlarına ilişkin itirazların somut bir şekilde tartışılması; bu şekilde tarafların iddia ve itirazlarını karşılar denetime elverişli bilirkişi raporu ile ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 17/06/2021 tarih ve 2017/195 Esas-2021/386 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
6-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Katip …
✍e-imzalıdır