Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/654 E. 2023/1236 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/654 – Karar No:2023/1236
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Yeniden Hüküm Kurulması/ HMK 353/1-b.2)
ESAS NO : 2022/654
KARAR NO : 2023/1236
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2022
NUMARASI : 2020/652 E-2022/206 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/11/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, devreye alınan Günyüzü Eskişehir’de kurulu GES (Güneş Enerji Santrali) santrali ile ilgili olarak, davacı tarafından davalıya verilen 12.04.2017 tarihli Fiyat Teklifi ertesinde taraflar arasında 05.05.2017 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 6 ncı maddesinde işin süresinin avansın ödenmesi sonrasında imal edilecek boru malzemelerinin davacı işyerine tesliminden itibaren 60 iş günü olduğunun kararlaştırıldığını, avans ödemesinin davacıya 09.05.2017 tarihinde yapıldığını, boru malzemelerinin davacı işyerine 13.05.2017 tarihinde ulaştığını, davacı uhdesindeki vidalı kazıkların imal edilerek 16.05.2017 tarihinden itibaren irsaliyelerle sahaya götürüldüğünü, son teslim tarihi 16.07.2017 itibariyle toplam 4.747 adet vidalı kazığın sahada davalıya teslim edildiğini, bu bağlamda vurgulanması gerekenin, sözleşmenin akdedilmesi ertesinde sahada yapılan kontrolde 1.500’lük vidaların yeterli olmadığının davalı tarafından bildirilmesi ve 2.000’lik vida istenilmesi üzerine, netice olarak davalıya 1.040 adedi 2.000’lik ve 3.707 adedi 1.500’lük olmak üzere 4.747 adet vidalı kazık teslim edildiğini, 1.040 adet 2.000’lik vidalı kazıktan kaynaklanan imalat ve işçilik fiyat farkı ile başlangıçta 4.500 olarak kararlaştırılmış iken sahaya fazladan 247 adet vidalı kazık teslim edilmesinden doğan fiyat farkının da davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, taraflar sözleşmenin 6 ncı maddesinde, işin süresinin avansın ödenmesi sonrasında imal edilecek boru malzemelerinin davacı işyerine tesliminden itibaren sahaya getirilen vidalı kazıkların imalatlarının 60 iş günü içerisinde bitirilmesinin kararlaştırıldığını, 1.040 adet 2.000’lik vidalı kazık imalatı değişikliğine gidilmesi ve sahada imalatlar devam ederken çok yoğun yağışların olmasını değerlendiren davacı tarafından, 08.08.2017 tarihi itibariyle sözleşme süresi bitmeden önce 15.07.2017 tarihli yazıyla sözleşmenin 6 ncı maddesine göre ek süre verilmesi ve 15.07.2017 tarihi itibariyle ödenmesi gereken 48.660-TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, sözlü görüşmelerde olumsuz yanıt verilmesi ertesinde bu istemlerin 18.07.2017 tarihli yazıyla bir kez daha Davalıya bildirildiğini, davalının yazılara yanıt vermediği, davacının ödemesini yapmadığını, davacının sahada çalışan görevlilerini sahadan çıkartarak imalatların devamına izin vermediğini, vekili vasıtasıyla Ankara 41 nci Noterliği’nin 19.07.2017 tarih ve 19826 yevmiyeli ihtarnamesini keşide ettiğini, sahada davacının imalatlarına devam etmesine izin vermediğini dikkate almaksızın süresi dolmayan imalatların 7 gün içerisinde bitirilmesini ve aksi halde de sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilmiş kabul edileceğini bildirdiğini, 15.07.2017 tarihi itibariyle davacı tarafından vidalı kazık çakma işlemi tamamlananın sayısının 2.153 adet olduğunu, 15.07.2017 tarihi itibariyle tüm vidalı kazıkların ön delme işlemleri dahil tüm imalatlarının davacı tarafından gerçekleştirildiğini, davacının bilgisi dışında ihtiyaç olmadığı halde sahaya getirildiği iddia edilen vidalama makinesi nakliye giderinin 1.200-TL’den ve/veya tek taraflı olarak iddia edilen diğer hususlardan davacının sorumlu olmadığını, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi sonucu, sahaya getirilerek davalıya teslim edilen vidalı kazıkların tamamının çakılamaması nedeniyle davacının sözleşmenin haksız feshinden dolayı gelir kaybı oluştuğunu, davacının uğradığı gelir kaybına, kalan 9.000-TL’sinin fesih tarihine kadar davacı tarafından sahaya sevk edilen vidalı kazıklar ile bunların çakılmasına ve/veya burgulanmasına dair bakiyenin bedele ilişkin olduğunu, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, harcını da yatırmış olduğu ıslah dilekçesi ile talebini 36.188,99-TL olarak arttırdığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde davanın; davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin 6. Maddesine göre; imal edilecek boru malzemelerinin sahaya getirilen vidalı kazıkların imalatlarının 60 işgünü içerisinde bitirilmesinin kararlaştırıldığı, davalıya 1040 adedi 2000’lik ve 3707 adedi 1500’lük vidalı kazığın sahada teslim edilip edilmediği ve 15/07/2017 tarihi itibariyle 2153 adedinin çakma işleminin yapılıp yapılmadığı, 1040 adet 2000’lik vidalı kazık imalatı değişikliğine gidilmesi ve sahada imalatlar devam ederken yoğun yağışların olması nedeniyle ek süre verilmesi ve 15/07/2017 tarihi itibariyle ödenmesi gerektiği iddia edilen 48.660,00-TL’nin ödenmesi talep edildiği ancak davacının imalatlara devam etmesine izin verilmediği ve davalı tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiği iddiası ve davalıya teslim edilen vidalı kazıkların tamamının çakılamaması nedeniyle davalı tarafın haksız fesih nedeniyle gelir kaybı da oluştuğu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00-TL’nin davaya konu sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, 19/07/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebine ilişkin olduğu anlaşılmış,
Yukarıda ayrıntılı olarak anlatılan bilirkişi raporları incelendiğinde, Aynı bilirkişi kurulu raporunda devamla, taraflarca imzalanan sözleşme gereği işin süresinin sözleşmenin imzalanması ve avansın ödenmesini müteakip boru malzemesinin işyerine temininden sonra başlayarak 60 iş günü olarak kararlaştırıldığı, avans ödemesinin 09.05.2017 tarihinde yapılarak boru malzemesinin davacı şirkete 13.05.2017 tarihinde ulaştırıldığı
açıklanmakta olup, davalı şirketçe 13.05.2017 tarihinden daha önce boru
malzemesinin davacı şirkete teslim edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığından sözleşmenin 13.05.2017 tarihinde yürürlüğe girdiği ve bu tarihten itibaren 60 iş günü,
bu arada resmi tatil günü 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, 26-27 Haziran Ramazan
Bayramı olmak üzere 3 gün ilavesi ile (araya giren cumartesi+pazar günleri dahil)
10.08.2017 tarihi olduğu, ayrıca sözleşmenin yine 6. Maddesinde mücbir sebepler ve iklim şartlarının müsait olmadığı durumlar ile vidalı kazık sayısının artması ile süre uzatımı verileceği hüküm altına alınmış ise de davalı şirketçe 19.07.2017 tarihinde sözleşmenin tek taraflı feshedildiği, meteorolojiden alınan havanın yağışlı oluğu günleri gösterir yazı yanı sıra sevk
edilen vidalı kazık sayısının sözleşme miktarından 247 adet arttığı gibi ve 1.040 adet vidalı kazığın ölçüsünün de değiştiği tartışmasız ortada olup bu aşamada sözleşmeye
göre süre uzatımı söz konusu olabilecekken sözleşme süresinden önce sözleşmenin
fesh edildiği görüldüğü, davalı şirketçe sevk edilen vidalı kazıkların uygunsuz nitelikte olduğuna ilişkin hiçbir uyarı veya ikazı söz konusu olmadığı, sözleşme kapsamında yapılamayan işlerin tutarı; Sevk edilen malzeme 4,747 adet vidalı kazık olup davacı yanca bunun 2.153 adedini vidaladığını açıkladığından talep ile bağlı kalınarak vidalanması gerekli
kazık sayısı : 4.747 – 2.153 = 2.594 adet olup, 2.594 adet x 10,00 TL=25.940,00 TL olarak hesap edildiği, işçilik-
konaklama vs. giderler düşüldüğünde net kazanç kaybı işin kalan bedelinin %10’u olarak ele alınmış olup, davacının (25.940,00-TL x %10) 2.594,00-TL kazanç kaybı
olarak hesaplandığını belirten raporun sunulduğu anlaşılmış,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 125. Maddesinde, “Sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmış olup, yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen tüm bilirkişi raporları değerlendirilmiş ve hüküm verirken esas alınmış, bu durumda davalı tarafça sözleşmeye göre süre uzatımı verilmesi söz konusu olabilecekken sözleşme süresinden önce sözleşmenin feshedildiği, davalı şirket tarafından vidalı kazıkların uygunsuz nitelikte olduğuna ilişkin davacı tarafa yönelik hiçbir uyarısının da gerçekleşmemiş olduğu anlaşılmış, sözleşmenin 6. Maddesinde belirtildiği şekilde mücbir sebepler ve iklim şartlarının müsait olmadığı durumlar ile vidalı kazık sayısının artması ile süre uzatımı verileceğinin hüküm altına alınmış olmasına rağmen davalı tarafça 19/07/2017 tarihinde sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği ve sözleşme kapsamında yapılamayan işlerin tutarı; Sevk edilen malzeme 4,747 adet vidalı kazık olup davacı yanca bunun 2.153 adedini vidaladığını açıkladığından talep ile bağlı kalınarak vidalanması gerekli
kazık sayısı : 4.747 – 2.153 = 2.594 adet olup, 2.594 adet x 10,00 TL=25.940,00 TL olarak hesap edildiği, işçilik-
konaklama vs. giderler düşüldüğünde net kazanç kaybı işin kalan bedelinin %10’u olarak ele alınmış olup, davacının (25.940,00-TL x %10) 2.594,00-TL kazanç kaybı
olarak hesaplandığı anlaşılmakla, 28.534,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 10.000,00 TL’sine 16/12/2020 dava tarihinden, 18.534,00 TL’sine 09/03/2022 ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamına göre müvekkilinin alacağının daha fazla olduğunu, müvekkilinin toplam alacağının 38.718,99 TL olduğunu, ıslah işlemi ile toplam 36.188,99 TL’ye hükmedilmesini talep ettiklerini, davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini, faizin dava ve ıslah tarihinden değil, fesih tarihi olan 19/07/2017’den başlatılması gerektiğini, dava dilekçesinde sehven 2019 yazıldığını, davalının en geç 19/07/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü, sözleşmenin 5. ve teklif şartlarının 2.maddesinde vadenin belirlendiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının edimlerini yerine getirdiğini kanıtlayamadığını, makinalarından birinin arızalı olması nedeniyle iş sahasından çektiğini ve haftalarca çalıştırmadığını, işin aksatıldığını, sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle, işin başka bir firmaya daha fazla bir miktara tamamlatıldığını, davacının fesih tarihine kadar 1900 adet kazık çakma işlemi gerçekleştirebildiğini, ancak bunların 286 adedi için ön delme işleminin müvekkili tarafından masraf verilerek yaptırıldığını, ödemelerin yapılan iş bedelinden fazla olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde;
Mahkemece, iş bedeli alacağı için, bilirkişi raporunda kar kaybı hesabı sırasında yapılmayan iş bedeli olarak belirlenen 25.940,00 TL üzerinden hüküm kurulmuştur.
Oysa, yargılama sırasında alınan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda; davacının yaptığı işin bedeli 33.594,99 TL olarak belirlenmiş, davacı vekili tarafından da yapılan ıslah işlemi ile bu bedel, iş bedeli olarak talep edilmiştir.
Bu durumda; 33.594,99 TL iş bedeli alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik miktara hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Bununla birlikte; davacı tarafından davalıya gönderilen 18/07/2017 tarihli yazı ile miktar bildirilmek suretiyle iş bedelinin ödenmesi talep edilmiş ve davalı, 19/07/2017 tarihli ihtarında ödeme yapmayı kabul etmediğini bildirmiştir. Bu halde; davalının iş bedeli alacağı yönünden bu tarih itibariyle temerrüde düşürüldüğü anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde de; alacağın sözleşmenin fesih tarihinden itibaren avans faizi ile tahsili talep edilmiş olmakla ve 19/07/2017 tarihinde davalının temerrüde düşürüldüğü anlaşıldığından, iş bedeli yönünden bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihinden faiz işletilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/04/2022 tarih ve 2020/652 Esas ve 2022/206 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Davanın KABULÜNE,
5-33.594,99 TL iş bedeli alacağının 19/07/2017 tarihinden,
2.594,00 TL kar kaybı alacağının 1.000 TL’sine 16/12/2020 dava tarihi, kalan 1.594,00 TL’sine 09/03/2022 ıslah tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Alınması gereken 2.472,06 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL ve 448,00 TL ıslah harcı toplamı 618,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.853,28 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 225,18 TL peşin ve başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yapılan 467,50-TL posta ve tebligat gideri, Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/32 Talimat sayılı dosyasında yapılan keşif masrafları ve bilirkişi ücretleri toplamı 2.119,90-TL, bu dosyada yapılan bilirkişi ücretleri toplamı 2.800,00-TL, 448,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.387,40-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
10-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Gider avansından bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya talep halinde iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
12-Davalıdan alınması gereken 1.949,16 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 487,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.461,87 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
13-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan istinaf başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
14-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
15-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 50,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 270,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
16-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK. 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip