Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/646 E. 2022/807 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.6)

DOSYA NO : 2022/646 Esas
KARAR NO : 2022/807

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2021
NUMARASI : 2020/463 Esas-2021/1059 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkilinin, … isimli işletmesi ile dış sıva mantolama ve inşaat malzemesi satım işiyle, davalının ise müteahhitlik işiyle iştigal ettiğini, davalının müteahhitlik işi kapsamında 30.09.2016-29.04.2020 tarihleri arasında müvekkilinden inşaat malzemeleri aldığını, 16.06.2020 tarihinde çıkarılan son cari hesaba göre davalının müvekkiline 616.257,00 TL borçlu kaldığının anlaşıldığını, davalının iş bu borcu ödemesi için müvekkilinin bir süre beklediğini, ancak bu bekleyişten olumlu netice alamaması üzerine davalı aleyhine Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2020/2473 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız ve dayanaksız bir şekilde itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine dava konusu bedelin %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında bir sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkili tarafından … üzerinde yapılacak olan 6 blokluk konutlarda bir kısım işlerin davacı tarafından yapılacağı ve yapılacak olan iş tamamlanıncaya kadar çalışacak işçilerin SGK primlerinin de davacı tarafından ödeneceğinin taahhüt edildiğini, davacı tarafça sözleşmede belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, çalışanların SGK primlerini de ödemediğini, davacı tarafça yapılacak imalatların metrajlarının artırılarak faturalandırıldığını, yapılmayan imalatların faturalar ile yapılmış gibi gösterildiğini, Eskişehir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile davacı tarafın sözleşmede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmediğinin ve ayıplı mal yapması nedeniyle tespit yapılmasının talep edildiğini, ancak tespit taleplerinin delillerin kaybolma ihtimali bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında ticari mal alım satımı ve eser sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından davalı şirkete 30/09/2016-25/04/2020 tarihleri arasında cari hesap üzerinden inşaat malzemeleri satıldığı, ayrıca taraflar arasında “… Sözleşme” başlıklı eser sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca davacı yüklenici tarafından … üzerine davalı işverence yapılacak konut inşaatının dış cephe kaba sıva, dış cephe mantolama, iç cephe tuğla üzeri kaba alçı sıva, saten alçı ve boya, WC banyoların kaba sıvasının kdv dahil 396.450,00-TL karşılığı yapılmasının kararlaştırıldığı, davacı yüklenici tarafça eser sözleşmesinde kararlaştırılan edimlerin yerine getirilerek davalıya teslim edildiği, her ne kadar davalı işveren davacı yüklenicinin işini hiç yapmadığını, eksik yaptığını, bazı işlerde metrajları arttırdığını veya yapılmayan imalatları yapmış gibi gösterdiğini savunmuş ise de, davacı tarafından yapılan işin davalıya tesliminden sonra davalının 6098 sayılı TBK 474 ve 477 maddeleri uyarınca süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, bu nedenle yapılan işi kabul etmiş sayıldığı, ayrıca buna ilişkin düzenlenen faturalara da süresinde itiraz etmediği, bilirkişi tarafından tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden yapılan inceleme sonucunda da; tarafların ticari defterlerinde sözleşmeye dayalı işler ile mal alım satımından kaynaklı diğer işlerin hesaplarının ayrıştırılmadığı, davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile davalı şirketten 1.026.498,05-TL alacaklı, davalı şirketin usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıya 976.089,33-TL borçlu olduğu, tarafların cari hesap bakiyelerinin birbiriyle örtüşmediği, ancak davacının icra dosyasında 616.257,00-TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak davacının davalıdan 616.257,00-TL alacaklı olduğunu ispatladığı, aksinin davalı tarafça ispat edilemediği, ancak davalı tarafın delil listesinde yemin deliline başvurması nedeniyle davalı vekiline yemin deliline başvurup başvurmayacakları hususunda kesin süreli ihtarat içeren davetiyenin usulüne uygun tebliğ edildiği, davalı vekilinin kesin süre içerisinde beyanda bulunmaması nedeniyle yemin delilinden vazgeçmiş sayıldığı, bu haliyle davalı tarafın aksi yöndeki savunmasını ispat edemediği anlaşılmakla, sübut bulan davanın kabulü ile, davalı tarafından Eskişehir 6. İcra Dairesinin 2020/2473 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, eser sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıklarda alacağın likit olmaması, ayrıca her ne kadar dava konusu uyuşmazlıkta alacağın bir kısmı mal satım sözleşmesi, bir kısmı ise eser sözleşmesinden kaynaklı ise de, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, tarafların ticari defterlerinde eser sözleşmesine dayalı işler ve diğer işlerle ilgili hesapların ayrıştırılmadığı, bu nedenle mal satım sözleşmesinden kaynaklı alacak miktarının tespitinin mümkün olmadığından alacağın likit olmadığı kabul edilerek davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu işlerin teslimi sonrasında Türk Borçlar Kanunu’nun 474. vd. maddeleri uyarınca gözden geçirme ve ihbar yükümlülüğü üzerinde olan davalı şirketin, yargılama esnasında müvekkilin söz konusu işleri düzgün yapmadığını ya da hiç yapmadığını ifade etse de, davalının, icra takibinin başlatıldığı 16.06.2020 tarihine kadar müvekkile ayıba ilişkin bir bildirimde bulunmadığını, yerel mahkemece, davalı tarafından Türk Borçlar Kanunu’nun 474. vd. maddeleri uyarınca herhangi bir ihbarda bulunulmadığını, yerel mahkemece hem davalının hem de müvekkilin ticari defterleri celp edilerek alanında uzman mali müşavir bilirkişiden 30.04.2021 tarihli bilirkişi kök raporu ve 02.08.2021 tarihli bilirkişi ek raporu alındığını, bahsi geçen bilirkişi raporlarında müvekkilin davaya konu edilen miktar kadar davalı borçludan alacaklı olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesine istinaden detaylı bir bilirkişi raporu düzenlenmeksizin sadece ticari defterlerin incelenmesi sonucunda mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda müvekkilin davalıdan alacaklı olduğu anlaşıldığından dava öncesinde davalı borçlu tarafından yapılacak basit bir incelemeyle bile müvekkilin kendisinden alacaklı olduğu hususunun tespit edilebileceğini, müvekkilin alacağının likit olması sebebiyle icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, icra inkar tazminatı taleplerinin kabulünü istemiştir.
GEREKÇE :
Dava, Satım Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Her ne kadar uyuşmazlık, Dairemizin görev alanında bulunmamakta ise de, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 13/06/2022 tarih, 2022/240 Karar sayılı kararı uyarınca dosyanın incelenmesi yapılmıştır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında eser sözleşmesi ve mal alım satımına ilişkin ticari ilişki olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf, taraflar arasındaki somut uyuşmazlığa ilişkin takip alacağını, 30/09/2016-29/04/2020 tarihleri arasındaki inşaat malzemeleri satışından kaynaklandığı ve 616.257,00 TL cari hesap alacağı bulunduğu konusunda talebini belirlemiş ve sınırlandırmıştır.
HMK’nın 31. Maddesinde Hâkimin, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği; soru sorabilieceği; delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
O halde Mahkemece; belirtilen tarihler arasında yer alan kayıtlardan hangilerinin inşaat malzemesi satışına ilişkin olduğu konusunda taraflara açıklama yapmak üzere imkan tanınması; bu alacak kalemlerinin davalı kayıtlarında da yer alıp almadığı konusunda denetime elverişli ek rapor alınması; bu şekilde eser sözleşmesi ile mal alım satım sözleşmesinden kaynaklı kayıtlar ayrıştırılarak ulaşılacak sonuca göre davacının icra inkar tazminatına ilişkin talebi hakkında bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2021 tarih ve 2020/463 Esas-2021/1059 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …