Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/604 E. 2023/1146 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/604 – Karar No:2023/1146
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

ESAS NO : 2022/604
KARAR NO : 2023/1146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019
NUMARASI : 2015/238 E-2019/181 K

DAVACI-KARŞI DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali-Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali-alacak istemine ilişkin davada mahkemece asıl davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı-karşı davalı vekili, davalı şirkete ticari alışveriş kapsamında davacı şirket tarafından faturası ile sunulan mal ve hizmetlere karşılık ödeme yapılmaması üzerine Ankara 5.İcra Müdürlüğü’nün 2015/643 E sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun yetkili icra müdürlüğünün Eskişehir İcra Müdürlüğü olduğunu iddia ederek yetki itirazında bulunduğunu, sözleşmenin kurulduğu yerin Ankara olduğunu, İİK . ‘ nun 50. maddesinde sözleşmenin kurulduğu yerde yetkili icra müdürlüğü olarak gösterildiğini, buna göre Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, davalının mal ve hizmet sunumunu almış olmasına rağmen haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu ileri sürerek Ankara 5.İcra Müdürlüğü’nün 2015/643 E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile ticari faiz oranı üzerinde takibin devamına, davalının itirazında haksız olması ve alacağın likit olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, davacı şirketten alınan kırıcının ayıplı bir mal olduğunu, kırıcı ataşmanın bizzat Eskişehir’e getirildiğini, monte edildiğini, denendiğini ve çalışmadığının bizzat davacı tarafça da görüldüğünü, kusurun giderileceğinin söylenmesine rağmen daha sonraki başvurularının sonuçsuz kalarak oyalandıklarını, davacı şirket tarafından 01/12/2014 tarih ve 30.090,00 TLbedelli fatura gönderildiğini, süresi içinde noter kanalıyla iade edildiğini, kırıcının amaç işlerini görmemesi ve aramalarının da sonuçsuz kalması üzerine malın TTK. Md.23 ve TBK.Md.223 ‘ e göre taraflarınca muayene ettirilerek kırıcının ayıplı olduğunun tespit ettirildiğini, davacıya aparatın bedeline mahsuben 10.000,00 TL’nin hesabına yatırıldığını, ödedikleri bedelin ve yaptıkları masrafların 10.906.00 TL olduğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla karşı davalarının kabulüne, davacı hesabına satışa istinaden yatırılan 10.906,00 TL ‘nin fatura tarihi olan 06/02/2015 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte iadesine, müvekkili şirketin davacı şirkete borçlu olmadıgının tespitine, satış sözleşmesinin ve takibin iptaline, °/o 20 ‘ den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini ve davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, taraf vekillerinin beyanları, bilirkişi raporu, fatura örneği, icra takip dosyası ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca asıl davacı-karşı davalının asıl davalı-karşı davacıya dava konusu … makinasının satımı konusunda anlaştıkları, tüm aşamalarda alınan bilirkişi raporlarında özetle davaya konu üründe mekanik yıkım makasının verimli çalıştırılamamasının kırıcının çene dizaynı ve konstrüksiyon hatasından kaynaklandığı, ayıbın kullanımla ortaya çıktığından gizli ayıp niteliğinde olduğunun tespit edildiği, ürünün davalıya 20.11.2014 tarihinde teslim edildiği, davacı tarafından 01.12.2014 tarihinde ürün hakkında fatura kesildiği, üründeki ayıbın kullanımla ortaya çıktığı, davalı alıcının faturanın kendisine tebliğinden sonra 6098 sayılı TBK nun 223/2 maddesi gereği makul süre içinde kullanımla ortaya çıkan gizli ayıbı satıcıya bildirdiği, zira ayıbın niteliği, kullanımla ortaya çıkması ve ayıbın bildirim süresinin makul olması nedeniyle davacı satıcı itirazlarının yersiz ve davacının bakiye ücret istemine ilişkin olarak giriştiği icra takibine yapılan itirazın haklı olduğu, takipte haksız olan ve kendisine malın ayıplı olduğu bildirilmesi rağmen takibe girişen davacı satıcı aleyhine 2004 sayılı İİK’nın 67/2 md. gereği tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı alıcının ayıplı ürün nedeniyle 10.000,00-TL peşinatı davacı satıcıya ödediği, diğer yandan faturada bulunan dava konusu ayıp mal dışında 2 adet kovanın bulunduğu, ayıplı olmayan bu kovaların bedellerinin KDV dahil 3.540,00-TL olduğu, bu bedellerin peşinattan düşülmesi gerektiği, dolayısıyla 6098 sayılı TBK. md. 227 gereği dava konusu … makinasının davalıya iadesi ile 6.460,00-TL’nin ve 6098 sayılı TBK. md. 229. gereği davacı tarafın yapmış olduğu gönderi masrafı olan 21,00-TL’nin 04.11.2014 tarihinden itibaren, muayene ücreti olan 885,00-TL’nin ise 06.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği, davalı alıcının karşı davada talep konusu ettiği asıl alacak yönünden açık ve net bir şekilde faiz isteminde bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığı anlaşıldığından asıl davanın reddi ile karşı davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının kırıcının dişlerinin karşılıklı olmasını talep ettiğini, talebi doğrultusunda imalatın yapıldığını ve 19/11/2014 tarihinde davalıya teslim edildiğini, davalının kırıcının montajının yapılmasını istediği makinanın …’den daha düşük güçte olan FH200 olduğunu, montaj ekibinin imal edilen makinanın ölçülerinin ellerindeki makinaya uymayacağı konusunda davalıyı uyardığını, ayıp ihbarında bulunulmadığını, sevk irsaliyesinde davalı personelinin ihtirazı kaydı bulunmadığını, montajdan sonra makinanın çalışmadığını ve müvekkiline bunu bildirdiklerini kanıtlaması gerektiğini, bilirkişinin, hem dizayn hatası olduğunu hem de ayıbının belli bir kullanımdan sonra ortaya çıkacağını söylemesinin çelişkili olduğunu, dizayn hatasının ilk denemede ortaya çıkacağını ve çıplak gözle görüleceğini, cevap dilekçesinde deneme ile çalışmadığı belirtilmesine rağmen, bilirkişinin gizli ayıp şeklinde belirlemesinin hatalı olduğunu, davalının teslim tarihi itibariyle makinanın ayıplı olduğunu bildiğini, yine cevap dilekçesinde; teslim aldıktan 20 gün sonra ayıp ihbarında bulunduklarının belirtildiğini, TTK 23.maddesi gereğince, ayıp varsa 2 gün içinde bildirilmesi gerektiğini, karşı davada reddedilen kısım için vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali-alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında; makinalar arasındaki güç farklılığının ayıbın kaynağı olmadığının belirtildiği, ayıbın kullanılmakla ortaya çıktığı ve bu durumda eser sözleşmesi hükümlerine göre, teslimden itibaren 20 gün içinde ihbar yapılmasının makul olduğu anlaşılmakla davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl davada alınması gereken 269,85 TL TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacı-karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
3-Karşı davada alınması gereken 441,28 TL TL istinaf karar harcından peşin alınan 110,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 330,96 TL harcın davacı-karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı-karşı davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan … Üye … Üye … Katip …