Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/595 E. 2022/822 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/595 – Karar No:2022/822
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

ESAS NO : 2022/595
KARAR NO : 2022/822
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2022
NUMARASI : 2017/608 E-2022/267 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davalı….(İşveren) ve… (idare) arasında 02.10.2012 tarihli sözleşme imzalandığını, … İ.Ö. Okulunun inşaat işini davacı …Tic. Ltd. Şti.’nin (taşeron) üstlendiğini 3.693.250 TL götürü bedelli işin bitirilme tarihinin 31.03.2013 olduğunu, davacı müvekkilinin inşaat işine başladığını,inşaatın ve yükümlülüklerinin çok önemli ve ciddi kısmını da eksiksiz ve ayıpsız olarak tamamladığını ve davalıya teslim ettiğini, ancak davalının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ödemelerini eksik yaptığını; davalının idareye yaptığı hakedişleri davacı müvekkile bildirmediğini, sözleşmenin 10.maddesine göre, davalının idareden aldığı hakedişlerden 15 gün içerisinde gerekli kesintileri yaptıktan sonra davacı şirkete ödeme yapmaları gerekirken yapmadığını, müvekkilinin de işi bitiremediğini, bu durumun sorumlusunun davalı şirket olduğunu, davalı şirketin bilgi vermesi sonucunda davacı müvekkilin 2012 yılında (1.142.441,31 TL+KDV)= 1.306.956,07 TL tutarlı üç adet (05.10.2012, 01.11.2012 ve 20.12.2012 tarihli) fatura düzenleyebildiğini, davalının bilgi vermemesi sebebiyle yapılan işlerin ve malzemelerin fatura edilemediğini, davalının müvekkiline işi bıraktırttığı 30.04.2013 tarihine kadar (20.09.2012, 15.10.2012, 22.11.2012, 19.12.2012, 28.02.2013, ve 30.04.2013 tarihli) kesinti sonrası toplam 3.312.654,29 TL tutarlı 6 adet hakediş düzenlendiğini öğrendiğini, toplam iş bedeline göre 4 69,74 oranında imalat yapıldığını, taraflar arasındaki KDV hariç sözleşme bedeli 3.693.250,00 TL dikkate alındığında, müvekkilinin hakediş tutarının 2.575.672,55 TL + KDV olacağını, KDV hariç 1.142.441,31 TL fatura düzenlediğini, bu durumlar karşısında (2.575.672,55 – 1.142.441,315)= 1.433.228,24 TL + KDV alacaklı olduklarını, taraflar arasında bu iş dışında başka işlerde olduğu, ancak davacının diğer işlerle birliktte … İ.Ö. Okulu inşaatının hakedişleri ve tahsilatlarını bir cari hesapta izlendiği, davacının 2012 yılı kanuni defterlerinde 1.096.385,56 TL ve 2013 yılı kanuni defterlerinde 719.408,54 TL alacaklı göründüğünü, 719.408,54 TL’lik tutara 67.404,03 TL kesintiler ve 1.691.209,32 TL eklenince toplam alacağının yaklaşık 2.478.000,00 TL olduğu, ancak davacı adına ödenen SGK Primleri (31.05.2012-10.02.2013 tarihleri arasında 195.805,82 TL -20 işlem), kayda alınmayan banka havaleleri (20.07.2012, 20.12.2012, 20.12.2012, 20.08.2012 tarihlerinde 437.250,00 TL- 4 işlem-), kayda alınmayan banka çekleri (10.08.2012- 20.01.2013 tarihleri arasında- 212.750,00 TL -4 işlem) olmak üzere toplam 845.801,82TL’nın ticari kayıtlara işlenmediğini, davacının … İ.Ö. Okulu dışında Kağıthane ve Esentepe’de okul binaları yaptığını, yapılan tüm işler için 4.196.159,50 TL fatura kestiğini, haricen yapılan araştırmalar sonucunda davalı şirketin bazı faturaları kanuni defterlerine işlemediği bilgisine ulaşıldığını, bu suretle davalı şirketin yasal defterlerini davacı şirketten alacaklıymış gibi işlendiğini, davacı şirkete 1,4 milyar TL fazla ödeme yapmış gibi hesaplama yapmış olduğunu, bu hesabın doğru olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda hesaplanacak ticari/avans faizleri ile birlikte (sözleşmeye göre hakedişlerin davalıya ödendiği tarihlerden itibaren) davalıdan tahsiline ve ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının müvekkili aleyhine Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1000 Esas sayısıyla açtığı davada bilirkişi kurulu raporunda, davacının alacağının bulunmadığının tespit edildiğini, ancak daha sonra davayı takip etmediğinden işlemden kaldırıldığını, davacı şirketin 1.758.613,55 TL alacaklı olduğunu beyan etmesine rağmen 1.000,00 TL’lik belirsiz dava açtığını, davacının zaman aşımı süresi içerisinde açılmadığını, müvekkilinin 4.750.000,00 TL + KDV bedelle üstlendiği … İ.Ö. Okulunun inşaat işinin, çevre düzenlemesi hariç kalan kısmının yapımı için davacı ile 02/10/2012 tarihinde 3.693.250,00 TL + KDV bedelli sözleşme imzaladığını, sözleşmeye göre işin 31/03/2013 tarihine kadar tamamlanması gerektiğini, 02/10/2012 tarihinde iş yerinin tutanakla davacıya teslim edildiğini, davacının iş programına uygun çalışmadığını, işi büyük oranda alt taşerona devrettiğini, taşeronların alacağını ödememesi sebebiyle işin aksadığını, ana işveren idarenin müvekkilini uyardığını, taşeronlara müvekkilinin ödeme yaptığını, davacı şirketin tüzel kişiliği paravan kullandığı, davalı şirket alt taşeronlarla daha çok şahıslar üzerinden yürütüldüğünü, unvan değişikliğine giden davacı, şirketin yükümlülüğünde olan işler %40 seviyesinde iken ve alt taşeronların alacaklarını ödemeden işi eksik bırakarak şantiyeyi terk ettiğini, davacının SGK prim borçlarını da müvekkilinin ödediğini, sözleşmenin 4 maddesi sözleşmesi türü ve bedelini 10 maddesi hak ediş ödemesini, 14 maddesi taşeron yükümlülüğünü, 21 maddesi işin geciktiğini, 26.2 maddesi iş verenin sözleşmeyi fesihi, 28.2. Geçici kabulü düzenlendiğini, sözleşmenin açık düzenlemeler karşısında yüklenmiş olduğu işi eksik bırakan sözleşme ve ekleriyle fen ve sanat kurallarına uygun şekilde yapmayan davacı şirketin talebinin herşeyden önce Medeni Kanunun 2 maddesindeki düzenlemeye aykırı olduğunu, dava dışı idarenin her hak ediş ödemesi alacaklıların başvuruda bulunmasını ilan ettiğini, bu aşamaların hiçbirinde başvurmayan davacının hakediş yapıldığında haberi olmadığı iddiasının hukuken anlamsız olduğunu, davalı şirketin davacı şirkete yapmış olduğu işlerin sözleşmeye göre düzenlenmesi gereken faturaların üzerinde ödeme yaptığını, davacı şirketin işi bırakıp gitmesinden dolayı davalı firmanın alt taşeronlarına davalı firma adına ödeme yapıldığını, bu durumun davalı şirketin defter v kayıtları ile sabit olduğunu, davacı firmanın yükümlülüğünde işlerin davalı şirket tarafından tamamlandığını, davacının işin gecikmesine ve müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiği belirterek, davanın reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi ve ek bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı şirkete 3.693.250,00 X %71,429229 = 2.638.060,00 TL + KDV = 3.112.910,80 TL tutarında imalat yaptığını, buna mukabil yalnızca KDV dahil 1.348.084,29 TL fatura kestiği, kalan 1.764.826,51 TL için fatura kesmediği, davalı şirketin ticari defterlerinde davacı şirketten 1.509.143,33 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin davalının yaptığı ödemelerin başka iş karşılığında yapıldığını iddia etmiş ise de; ticari defterlerinde davalıyı tek bir alt hesapta takip ettiği, bu nedenle bu tasnifin yapılmasının mümkün olmayacağının bilirkişi raporu ile belirlendiği, fatura edilmeyen 1.764.826,51 TL alacaktan -1509.143,33 TL ödeme çıkarıldığında 255.683,18 TL alacağı kaldığı, davacının 22/09/2021 tarihli dilekçesi davasını ıslah ettiği, davalının alacağın zamanaşımına uğradığı savunmasında bulunduğu, davacının ise davanın belirsiz alacak davası olduğunu ileri sürdüğü, alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığının değerlendirilmesi için İstanbul Valiliği Yatırım İzleme Müdürlüğünden … ilk öğretim okulunun geçici ve kesin kabul tutanaklarının istendiğini, geçici kabulün 03/07/2013 tarihinde yapıldığı, eksikliklerin tamamlanarak kesin kabulün 13/12/2015 tarihinde onaylandığı, tacir olan davacının, elinde bulundurduğu ticari defter ve kayıtlar ve sözleşme çerçevesinde alacağını belirlemesi mümkün olduğu, böyle bir durumda belirsiz alacak davası açılabileceğinin kabulünün mümkün olmadığı, davanın belirsiz alacak davası değil, kısmi dava olduğu, taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi olup 6098 sayılı yasanın 147 maddesi maddesi hükümlerine göre 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, zamanaşımı süresi yüklenicinin edimini yerine getirerek, eseri iş sahibine teslim ettiği tarihten başlayacağı, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin ek olduğu sözleşmelerde ise zamanaşımının kesin kabul onay tarihinden itibaren başlaması gerektiği, kesin kabul onay tarihinden sonra 5 yıllık sürenin 13/12/2020 tarihi itibari ile dolduğu, Ankara 7 Asliye Ticaret mahkemesinde açılan davada açılmamış sayılma kararı verilmekle ve kesinleşmekle açılmamış sayılmasına karar verilen davanın zamanaşımını kesmeyeceği, dava tarihi olan 09/09/2017 tarihinde alacak zamanaşımına uğramamış olduğu, ıslah ile talep edilen kısmın ise zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olduğunu, müvekkilinin alacağını belirlemesinin mümkün olmadığını, davalının idareden hak edişlerini aldığını davacının bilemeyeceğini, davalının hak edişleri müvekkilinden gizlediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; faturalandırılmayan alacağın dikkate alınamayacağını, davacının 7 gün içinde fatura kesmek zorunda olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 29/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …