Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/594 E. 2023/473 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2022/594
KARAR NO : 2023/473

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2022
NUMARASI : 2021/126 Esas – 2022/316 Karar

DAVACI : … (TC: …)
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; taraflar arasındaki anlaşma doğrultusunda davacının davalıya ait otel binasının oda mobilyaları, oda kapıları ile düğün salonunun tefrişi ve dekorasyonu işini eksiksiz olarak yaparak davalıya teslim ettiğini, iş bedeli olarak kesilen 13/07/2014 tarihli 780.000,00 TL’lik fatura tutarının ihtarnameye rağmen ödenmediğini, fatura iadesi söz konusu olmadığını, başlatılan takibe itirazların haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalının %40 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacı ile aralarında herhangi bir ilişki olmadığını, davacının hiç bir edimin ifasını üstlenmediğini, müvekkili şirket ile söz konusu işleri üstlenen kişinin dava dışı … isimli kişi olduğunu, davacı …’nın adına hareket ettiğini kendilerine bildirmediğini, söz konusu faturanın farkedildiği anda kayıtlardan çıkarıldığını, … ile 36 kalem işi için 349.000,00 TL + KDV üzerinden anlaşma yaptıklarını, fiyat teklifini kabul etmediklerini, fazla ödeme yapıldığını belirterek, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “… ünvanlı işletmenin sahibinin … olması nedeniyle ve …’nın … adına söz konusu işi yapması nedeni ile davalının husumet itirazı yerinde olmadığı, yapılan iş miktarı, ödeme gözönünde bulundurulduğunda varsa alacak miktarının belirlenmesi için tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra muhasebeci, ağaç işleri uzmanı, seramik ve dekorasyon uzmanından oluşturulan bilirkişi kurulundan 14/03/2017 tarihli rapor alındığı, davacı vekilinin bilirkişi raporunda geçen davalıca ödendiği bildirilen 09/05/2014 tarih ve 2.800,00 TL bedelli ödeme ile 10/06/2014 tarihli ve 5.000 TL bedelli ödeme belgesindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını belirttiği, davalıdan söz konusu belgelerin aslının sunulması talep edilmesine rağmen belge aslının sunulamadığı, davalı vekili tarafından davacı tarafın talebi üzerine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/262 D. İş sayılı dosyasında keşif neticesinde ortaya konulan bilirkişi raporunda projeye göre imalatların %55’nin tamamlandığının tespit edildiğini, faturada yazılı imalatların çoğunun yapılmadığını belirterek itiraz ettiği ancak, bilirkişi raporunda taraflara ait defterler yerinde incelenerek ve imalatlar da yerinde görülerek yapılan imalatlar ve bedeli belirlendiğinden davalının bu itirazının da yerinde görülmediği, taraflar arasında davalıya ait otel binasının, oda mobilyaları, oda kapıları ile düğün salonunun tefrişi ve dekorasyonu işinin yapımı ile ilgili anlaşma yapıldığı, davacı tarafından söz konusu iş yapılarak teslim edildiği, taraf defterleri de incelenerek yapılan işlerin bilirkişilerce belirlendiği, davacının talep edebileceği iş bedelinin 663.469,00 TL olduğu, davalının bu işle ilgili yaptığı ödemenin ise 274.000,00 TL olduğu, bu durumda davacının bakiye alacağının 389.469,00 TL yaptığı, buna göre de davalının itirazının kısmen yerinde olmadığı gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine alacak eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve likit olmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin istinaf başvurusunda bulunmaları üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin 10/12/2020 tarih, 2020/172 esas, 2020/242 karar sayılı ilamı ile; “Davacı gerçek kişi olup, Mahkemece davacının tacir olup olmadığına ilişkin bir araştırma yapılmamıştır. Somut uyuşmazlıkta öncelikle görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğunun belirlenmesi gereklidir. Kabule göre de dava dosyası içerisinde çıktığı görülen Ankara 1. İcra Dairesinin 2014/25819 esas sayılı takip dosyasının onaylı bir örneğinin dosya içerisine kazandırılmadan, tarafların sunduğu teklif formları aynı olmadığından taraflardan teklif formların asılları istenerek, hangi teklif formunun uyuşmazlıkta esas alınacağının belirlenmesi, teklif formu altındaki davalı şirkete atfen atılan imzanın davalı şirket yetkili temsilcisi, ticari vekili yahut yetkili elemanı tarafından atılıp atılmadığı ve davalı şirketi bağlayıp bağlamadığı hususunun irdelenmesi, taraflar arasında ihtilaflı bulunan düğün salonundaki işler yönünden taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı yaptıkları ayrıntılı ve gerekçeli itirazların incelenmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor almak gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için mahkemesine gönderilmesine” karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce üzerine yeni esasa kaydı yapılarak taraflara duruşma günü bildirir davetiyeler gönderilmiş, taraf vekillerinin istinaf mahkemesi kararına karşı beyanları alınmış, davacı vekili istinaf mahkemesi kararında belirtilen teklif formunun kendilerinde asılları olmadığı yönünde beyanda bulunmuş, beyanını imzası ile tastik etmiş, davalı vekiline ise bu celsede belirtilen teklif formunun asıllarını sunması yönünde 10 günlük kesin süre verilmiş, beyanda bulunmadığı ve asılları sunulmadığı taktirde teklif formu asıllarının kendilerinde olmadığının kabul olunacağı ihtarı yapılmasına rağmen davalı vekili tarafından da teklif formunun asılları mahkemeye sunulmamıştır.
Verilen ara kararı doğrultusunda dosya muhasebeci bilirkişiye tevdii edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen kriterler incelenerek davacı şirketin esnaf ya da tacir olup olmadığı yönünde rapor alınmasına karar verilmiş, düzenlenen 18/05/2021 tarihli raporda davacının birinci sınıf tacir olarak kabul edilip, beyannameleri dikkate alındığında buna göre davacının dava tarihi itibariyle tacir niteliği taşıdığı belirtilmiş, daha sonra ise dosya daha önce rapor düzenleyen bilirkişi kuruluna tevdii edilmiş, alınan 08/11/2021 tarihli raporda daha önceki kök raporda belirtilen görüşlerini tekrar ettiklerini belirtmişlerdir. Ek rapora karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazları alınmış, taraf vekillerince alınan ek rapora karşı itirazda bulunulmuş ise de; ek raporda taraf itirazları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı tartışıldığından bilirkişi raporuna itirazlar yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce istinaf mahkemesinin kaldırma kararından önce ve kaldırma kararından sonra toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ile iddia ve savunmalar gözönünde bulundurulduğunda 6102 sayılı TTK’nun 4.ve 5. maddesine göre eldeki davanın taraflarının tacir olması ve iki tarafından da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması nedeniyle iş bu davaya bakmaya mahkememizin görevli olduğu, bilirkişi raporlarında davalıca ödendiği bildirilen 09/05/2014 tarih ve 2.800,00 TL bedelli ödeme ile 10/06/2014 tarihli ve 5.000 TL bedelli ödeme belgesindeki imzaların davacı tarafça müvekkiline ait olmadığını belirtildiği, davalıdan söz konusu belgelerin aslının sunulması talep edilmesine rağmen belge aslının sunulmadığı, davalı vekili tarafından davacı tarafın talebi üzerine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/262 D. İş sayılı dosyasında keşif neticesinde ortaya konulan bilirkişi raporunda projeye göre imalatların %55’nin tamamlandığının tespit edildiği, faturada yazılı imalatların çoğunun yapılmadığı belirtilerek itiraz ettiği ancak, bilirkişi raporunda taraflara ait defterler yerinde incelenerek ve imalatlar da yerinde görülerek yapılan imalatlar ve bedeli belirlendiğinden davalının bu itirazının da yerinde görülmediği, taraflar arasında davalıya ait otel binasının, oda mobilyaları, oda kapıları ile düğün salonunun tefrişi ve dekorasyonu işinin yapımı ile ilgili anlaşma yapıldığı, davacı tarafından söz konusu iş yapılarak teslim edildiği, taraf defterleri de incelenerek yapılan işlerin bilirkişilerce belirlendiği, tarafların sunduğu teklif formları aynı olmadığından taraflardan teklif formlarının asıllarının istenildiği, davacı vekilinin teklif formunun aslının kendilerinde olmadığını beyan ettiği, davalı tarafından da teklif formlarının asıllarının ibraz edilmediği, bu duruma göre de teklif formlarının uyuşmazlıkta esas alınamayacağı, bilirkişilerden alınan raporlara göre de davacının talep edebileceği iş bedelinin 663.469,00 TL olduğu, davalının bu işle ilgili yaptığı ödemenin ise 274.000,00 TL olduğu, bu durumda davacının bakiye alacağının 389.469,00 TL olduğu, buna göre de davalının itirazının kısmen yerinde olmadığı” gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, davalının 389.469,00 TL’ye yapmış olduğu itirazın iptaline, kabul edilen miktara takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 i geçmemek üzere avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, şartları oluşmadığından davacının inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığını, davalının süresinde sonra delil göstermesinin de mümkün olmayacağını, müvekkilinin davalıya ait otel binasında yaptığı işlere ilişkin dava konusu oluşturan 13/07/2014 tarihli, 780.000,00 TL bedelli faturaya davalının yasal 8 günlük süresi içerisinde bir itirazının bulunmadığını, davalının fatura içeriğini kabul ettiğini, davalı tarafın 2014 yılı envanter defterini dosya kapsamına sunmadığını, bu nedenle bilirkişilerce yapılacak denetlemede müvekkilince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtların esas alınması gerektiğini, faturaya bağlı alacağın likit nitelikte kabul edilmesi gerektiğini, davalının icra takibine yaptığı itirazın kötü niyetli olduğunu, müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; daha önceden istinaf mahkemesince işaret edilen incelemenin yerel mahkemece gereğince yapılmadığını, iş bedelinin hatalı hesaplandığını, düğün salonu tadilatı işinde esas alınması gereken iş bedelinin müvekkilince sunulan teklif metninde yazılı olduğu gibi 349.000,00 TL + KDV olduğunu, müvekkilince yapılan ödemelerin ve ödemeden sayılması gereken bedellerin eksik hesaplandığını, bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olduğunu, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, müvekkilinin bilirkişi raporuna yaptığı itirazların mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece Dairemizin HMK 353/ 1-a.3-6 maddesi gereğince yaptığı kaldırma kararı doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırmaların yapıldığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 179,90 TL i karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı taraftan alınması gereken 26.604,63 TL istinaf karar harcından peşin alınan 6.651,15 TL’nin mahsubu ile bakiye 19.953,48 TL’nin davalıdan tahsili ile, hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 06/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır