Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.6)
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2022
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; Müvekkili firma alacağının tahsili amacıyla Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13256 E. sayılı dosyası İle davalı aleyhine icra takibi başlattıkları, davalı tarafından borca itiraz ile takibin durmuş olduğu, müvekkili ile davalı arasında “…..yapılması amacıyla 23.07.2014 tarihinde sözleşme İmzalanmış, bu sözleşme ile asansörlerin imalat ve montaj işleri ile montajdan sonra işletme ruhsatının İlgili Belediyelerden alınarak hizmete sokulmasının taahhüt edilmiş olduğu, sözleşme konusu işlerin tamamı müvekkili tarafından eksiksiz bir biçimde yerine getirilmiş olup, asansörlerin hizmete geçebilmesi için gerekli başvurular da resmi mercilere yapılmış, bu kapsamda …. Belediyesi tarafından tescil belgesi düzenlenmiş …. asansörlerin kullanıma uygun ve hazır olduğuna dair etiket ve benzeri onaylar alınmış olduğu, Müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimini . …olarak yerine getirmiş, asansörlerin müvekkilince ediminin yerine getirildiğinden bu yana hizmet vermeye devam ettiği, Asansörün devrede olduğu dönem için taraflar arasında 26.07.2019 tarihinde “Asansör aylık periyodik bakım sözleşmesi**(EK-4) imzalanmış, bu sözleşme ile müvekkilinin imalatını tamamlayarak teslim ettiği asansörlerin 26.07.2016-25.07.2019 tarihleri arasında 36 ay süre ile aylık bakım hizmeti müvekkili tarafından sağlandığı, bu durum müvekkilinin işi eksiksiz bir biçimde tamamlayarak teslim ettiğinin kabulü anlamında olduğu, müvekkilinin yapmış olduğu imalata ilişkin düzenlenmiş faturanın davalıya tebliğ edildiği, davalının fatura içeriğine herhangi bir itirazının bulunmadığı, ancak borçlu davalı tarafından eksik ödeme yapılmış olduğu, Alacağın tahsili içinAnkara 19. İcra Müd.’nün 2018/13256 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine borçlunun itirazı üzerine durdurulmuş İcra takibi başlatıldığı, belirtilerek; davanın kabulü ile davalı tarafından Ankara 19. İcra Müdürlüğümün 2013/13256 E. sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında İcra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi talebinde bulunulmuştur.
Davalı vekili; Davacı yan, dava dilekçesinde, davacı şirketin, sözleşme gereği üzerine düşen görevleri yerine getirdiğini, işin eksiksiz teslim edildiğini iddia etmiş ise de bunun gerçeği yansıtmadığı, davacı şirket sözleşmesel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemiş, eksik işlerin tespiti için, tespit işinin teknik bir konu olması sebebi ile başka bir firmadan …..rapor alınmış olup, “Durum Tespit Raporu” başlıklı bu raporu dilekçe ekinde sunduklarını, İş bu tutanak, raporu hazırlayan şirket, müvekkil şirket ve site yönetimi tarafından imza altına alındığı, Yapılan tespitlere ilişkin rapor ve ekler davacı şirket yetkilisine imza karşılığında tebliğ edilmek istenmiş ancak imzadan imtina edilmesi nedeniyle söz konusu raporlar tebliğ edilememiş olduğunu, Müvekkili şirketin, davacı şirkete, Ankara 57.Noterliğinin 21034 yevmiye numaralı ve 04.06.2018 tarihli ihtarnamesi ile söz konusu eksiklikleri bildirmiş ve sözleşme gereği bu eksikliklerin tamamlanmasını ihtar ettiği, ancak ihtarnameden bir sonuç alınamadığı,hal böyle olunca da müvekkili şirketin söz konusu eksikliklerin giderilmesi için ….. eksikliklerin tamamlattırılmış olduğu, Davacı ile26.07.2019 tarihinde asansörlerin aylık periyodik bakım sözleşmesi imzalanmış ise de dava konusu sözleşme ile iş bu sözleşmenin farklı olduğunu, sırf asansörlerin bakım işi de aynı şirkete verildi diye asansörlerdeki eksikliklerin kabul olunduğu iddiasının hayatın olağanına ve hukuka aykırı olduğu davacı yanca iddia edilenin aksine müvekkil şirket tarafından yapılan işlerin kabul edilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, dava konusu sözleşmede tarafımızca tespit edilen ve ayrıca bağımsız bir şirket tarafından da tespit edilip tutanak altına alınan eksikliklerin mevcut olduğu, belirterek; davanın reddedilmesi talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; Davacı tarafından sözleşme konusu işin ikmal edilip, davalıya teslim edilmesi, yapılan işin yetkili kurum olan belediyeden ruhsatının alınması, 2018 yılına kadar periyodik kontrollerinin yapılmasının, dava konusu işin sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğinin işareti olduğu, davalı tarafından harici bir firma tarafından yapılan bilirkişi raporunun, tek taraflı düzenlenmiş olması, denetlemeye imkan vermemesi, dosyada bulunan delillerle uyumsuz olması nedenleriyle değerlendirmeye alınmasının yasal olarak mümkün olmaması nedeniyle delil olarak kabulünün mümkün olmadığı, dosyaya sunulan bilirkişi heyet raporunun açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alındığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının tam olarak edimini ifa etmediğini, … asansör firmasına eksik ve ayıpları tespit ettirdiklerini, davacının eksiklikleri gidermediğini, ….. müzekkere cevabında da eksikler tespit edildiğin,i uygunsuzluklar için 30 gün süre verildiğini, eksik ve ayıplar için 16.520,00 TL masraf yaptıklarını, işin müvekkil tarafından kabul edilmediğini, geçici ve kesin kabul yapılmadığını, sözleşme gereği yapım işleri genel şartnamesinin sözleşmenin eki olduğunu, davacının tacir olduğunu, basiretli davranması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2021/3130 Esas, 2021/2836 Karar).
Taraflar arasında imzalanan 23/07/2014 tarihli sözleşmede, iş bedeli toplam KDV dahil 185.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Buna göre taraflar arasında iş bedelinin 6098 sayılı TBK 480. (818 sayılı BK 365. maddesi) maddesinde düzenlenen götürü bedel olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak götürü bedelli eser sözleşmelerinde, iş bedelinin tamamı veya bir kısmı ödenmemiş ise, yüklenici işi kararlaştırılan götürü bedelle yapmak zorunda olduğundan yüklenicinin hakettiği imalât bedelinin, fiziki oran yöntemi ile başka bir ifadeyle yüklenicinin sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların eksik ve ayıpları da dikkate alınarak işin tamamına göre fiziki oranının tespit edilip, bulunacak bu oranın götürü iş bedeline uygulanması suretiyle saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir. Bu şekilde belirlenen iş bedeli yapılan ödemelerden az ise, iş sahibi fazla ödediği bedelin iadesini; fazla ise yüklenici ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsilini isteyebilir. Sözleşme dışı iş kalemlerine ilişkin istemlerde ise, yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiç bedellerine göre hesaplama yapılarak iş bedelinin bulunması gerekir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2020/2407 Esas, 2020/3033 Karar).
Ancak götürü bedelli sözleşmelerde iş bedelinin tamamı ödenmiş ise, eksik ve ayıplar nedeniyle fiziki oran kurulması gerekmez; bu durumda iş sahibi, eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelini isteyebilir (ÖZTÜRK, Muammer; GÖZÜTOK Zeki: Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, 2019, s. 569).
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıbı öğrenir öğrenmez gecikmeksizin yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Öte yandan ayıplı işlere ilişkin ihbar mükellefiyeti getiren kanun koyucu eksik işler yönünden iş sahibine böyle bir yükümlülük yüklememiştir. Bir başka deyişle, eksik işlerde ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işler bedeli her zaman talep edilebilir.
Bu hükümler gereğince gerek açık gerek gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmakta ise de yüklenici eserdeki işçilik, malzeme ve yapımla ilgili açık ve gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu garanti ettiği süre için önceden kabul ettiğinden yüklenici lehine olan iş sahibinin ihbar zorunluluğunu aramaktan vazgeçtiği ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları ücretsiz olarak gidermeyi sözleşme tarihinde peşinen kabul ve taahhüt ettiği kabul edilmektedir.
2- Taraflar arasındaki sözleşmenin 31. Maddesinde … ve …..sözleşme ekleri arasında sayılmış olup 6100 sayılı HMK’nın 193. maddesine göre delil sözleşmesi niteliğinde olup mahkemelerce görevi gereği kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Somut olayda sözleşme ve ekleri hükümleri tartışılmadan sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
3- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir. Nitekim; Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, bir sözleşme fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, o sözleşme kapsamında kalan işlerin, o sözleşmenin yüklenicisi tarafından yapıldığı kabul edilir. Ancak, sözleşme feshedilmiş ve işin üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülmüşse, bu kez karine, üçüncü kişi yararına oluşmaktadır. Elbette, her iki durumda da, bu karinelerin aksini ileri süren tarafın, bu savunmasını kanıtlanması mümkündür. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/423 Esas, 2021/1860 Karar).
4- O halde Mahkemece yapılacak işlem; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda gerekirse mahallinde keşif de yapılarak davalı tarafın ayıp iddiasının değerlendirilmesi, …. raporunun tartışılması, kabule göre ayıbın türü, niteliğinin belirlenmesi, sözleşmede garanti süresi öngörülüp öngörülmediğinin tartışılması, götürü bedele oran yapılması, sözleşmenin ayakta olup olmamasına göre karinelerin tartışılması; 590,00 TL periyodik bakım bedelinin davalı defterlerinde yer almamasına göre davacı tarafın bakım hizmeti edimini ifa edip etmediğinin tartışılması, denetime elverişli bilirkişi raporu ile
bu şekilde ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 19/01/2022 tarih ve 2019/560 Esas-2022/51 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
✍e-imzalıdır
✍e-imzalıdır
✍e-imzalıdır