Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/544 – 2023/486
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/544 Esas
KARAR NO : 2023/486
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2019
NUMARASI : 2018/603 Esas-2019/564 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 29/08/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirkete 09.03.2018 tarihli 6.212,70 TL bedelli, 08.03.2018 tarihli 21.717,90 TL bedelli irsaliyeli fatura ile imal edilen ürünleri gönderdiğini, irsaliyeli fatura ve ürünlerin davalı şirketçe teslim alındığını, müteakip fatura içeriğinin ödenmesi için yapılan şifahi görüşmeler sonuç vermeyince müvekkilince Ankara 19.İcra Müdürlüğü’nün 2018/3816 E.sayılı dosyasından esas takibe geçilmek zorunda kalındığını, başlatılan takibe davalı şirketin fatura içeriğindeki malların teslim alınmadığı ve böyle bir borcun olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, söz konusu ürünlerin teslim alınmamış olması halinde irsaliyelerin altında imza olmayacağının açık olduğunu, davacının Ankara 10.Noterliği’nin 9 Nisan 2018 tarihli … nolu ihtarnamesi ile müvekkili şirkete 23.128,00 TL iade faturası kesip, bakiye kalan 4.802,60 TL’sını müvekkili şirkete ait hesaba 09.04.2018 tarihinde yatırmış olduğunu, davalı şirketçe gönderilen iade faturasının yine noter aracılığıyla süresinde içeriği kabul edilmediğinden müvekkili şirketçe iade edildiğini, irsaliyeli fatura konusu ürünlerin davalı şirketçe teslim alındığının fatura altındaki imzalardan da açıkça belli olduğunu, 09.03.2018 ve 08.03.2018 tarihli irsaliyeli faturaların içeriğine itiraz süresinin 8 gün olduğunu, iş bu süre geçtikten ve icra takibi başlatıldıktan sonra iade faturaları tanzim edilmiş olduğunu, iş bu fatura ekinde gönderilen ürünlerin iade edilmediğini, yapılan işlemlerin açıkça yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketçe irsaliyelerle birlikte imal edilen ürünlerin davalı şirkete imza karşılığı gönderilmiş olduğunu, nakliye işlemi esnasındaki tır görüntülerinin de müvekkili şirkette mevcut olduğunu, davalı –borçlu şirket tarafından geçerli bir yetki itirazında bulunulmadığından bu hususa ilişin cevap verilmediğini, davanın kabulü ile borçlunun Ankara 19 İcra Müdürlüğü’nün 2018/3816 E.sayılı dosyasından vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine % 20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalılara yüklenilmesine” karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde bir takım malzemelerin alım satımının sağlandığını, taraflar arasında devam eden bir cari hesap söz konusu olduğundan malzemelerin alım satımı işi için herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, Ankara 10.Noterliği vasıtası ile davacı tarafa keşide edilen 10/04/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile, müvekkili şirket adına düzenlenen 08/03/2018 tarih ve … sıra numaralı ve 09/03/2018 tarih … sıra numaralı faturaların, müvekkili şirkete teslim edilmeyen malzemeleri de kapsadığını, bu durumun fatura üzerine şerh düşülerek de belirtildiğini, davacı tarafça sonrasında da işin gereğine uygun teslimatların yapılmadığını, bu nedenle de şerh olunan eksikliklerin 27/03/2018 tarih ve … sıra numaralı 19.600 TL + KDV bedelli fatura kapsamında keşide edilerek ihtarname ekinde davacıya gönderildiğini,… söz konusu ihtarnameyi, müvekkili şirkete tebliğ edilen faturaları ve müvekkili şirket tarafından davacıya kesilen faturaları dilekçe ekinde dosyaya sunduklarını, davacı tarafın dava dilekçesinde, söz konusu ürünler teslim alınmamış olması halinde irsaliyelerin altında imza olmayacağını iddia ettiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete tebliğ edilen faturalarda müvekkili şirket tarafından faturalara şerh konularak “eksik olarak teslim alınmıştır” ifadesinin yer aldığını, ürünlerin tam olarak teslim alındığının iddia edilmesinin kabul edilmediğini, müvekkili şirketin, süregelen ticari ilişkisinin verdiği iyiniyet gereğince edimin borca uygun olarak tam ve doğru şekilde yerine getirilmemesi, eksik ifa edilmiş olması nedeni ile 27/03/2018 tarih ve … sıra numaralı faturayı düzenleyerek, söz konusu faturanın ticari ilişki kapsamında yer alan cari hesaptan düşülerek kalan 4.802,60 TL tutarındaki alacak bedelini 10/04/2018 tarihinde davacı şirketin hesabına yatırdığını, müvekkili şirketin herhangi bir borcu olması halinde düzenlenen fatura ile bakiye alacağın davacı tarafın banka hesabına yatırılmış olmasının ne gibi bir mantığı olduğunun davacı tarafından izah edilmesi gerektiğini, hayatın olağan akışı içerisinde düşünüldüğünde borcu olan bir şirketin durduk yerde fatura düzenleyerek işbu faturayı cari hesaptan düşüp bakiye ödemeyi alacaklı şirkete ödemeyeceğini, ekte sunulan kayıtlardan müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmeden ve kanundan doğan yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı tarafından başlatılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde söz konusu iddialarının doğruluğunun ortaya çıkacağını, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinin talep edildiğini bu sebeplerle davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, ” görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 tarih 2018/603 Esas 2019/564 Karar sayılı kararında özetle;Ankara 19 . İcra Müdürlüğünün 2018/603 E sayılı dosyasının tetkikinde takip alacaklısının dosyamızın davacısı,takip borçlusunun dosyamızın davalısı,takip konusunun 2 faturadan kaynaklı 27,930,60 TL asıl alacak ve faizi talebi olduğu, itiraz üzerine, takibin durduğu takip tarihinin 22/03/2018 olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça ibraz edilen faturaların tetkikinde 08.03.2018 tarih ve … numaralı, 21.717,90-TL(KDV dahil) tutarlı irsaliyeli faturada, eksiksiz teslim alan kısmında “fabrikada kontrol edildikten sonra geri dönüş yapılacaktır” ibaresinin ve imzanın olduğu, ancak şerh’ i düşenin ve imzalayanın isim ve soyisminin olmadığı, 09.03.2018 tarih ve … numaralı 6.212,70-TL(KDV dahil) tutarlı irsaliyeli faturada, eksiksiz teslim alan kısmında “eksik olarak teslim alınmıştır. … mühendislikte yapılan tamirat-işçilik fatura edilecektir ” ibaresinin yazılı olduğu,Söz konusu faturalarla ilgili eksik alınan malzemeler için herhangi bir tutanak düzenlenmediği, tam olarak ne kadar malzemenin eksik olduğunun belirtilmediği görülmüştür.
Tarafların Ba,Bs formlarının getirtildiği görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişinin 15/03/2019 tarihli raporunda “…Davacının davalıya düzenlediği 08.03.2018 tarih ve … numaralı 21.717,90-TL (KDV dahil) tutarlı irsaliyeli faturada eksiksiz teslim alan kısmında “fabrikada kontrol edildikten sonra geri dönüş yapılacaktır “ibaresinin malzemenin tamamının eksik olduğu için mi yoksa alıcı firmanın fabrikasında kontrol edildikten sonra bilgi verileceği anlamına mı geldiğinin anlaşılmadığını,TTK m.23-l-c bendinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür” denilmekte olduğunu İnceleme sonucunda böyle bir ihbarın yapıldığının tespit edilmediğini,davacının davalıya düzenlediği 09.03.2018 tarih ve … numaralı 6.212,70-TL(KDV dahil) tutarlı irsaliyeli faturada ise eksiksiz teslim alan kısmında “eksik olarak teslim alınmıştır. … mühendislikte yapılan tamirat-işçilik fatura edilecektir” ibaresinin ve imzanın olduğu ancak eksik malzemenin ne kadar olduğunun belirtilmediğinin görüldüğünü, dava konusu faturaların ilgili dönem içerisinde davalı ve davacı tarafın kayıtlarına aldıklarını ve davalı tarafından BA, davacı tarafından da BS formunda karşılıklı beyan edildiğinin görüldüğünü, davalının bu faturalar için 27.03.2018 tarih ve … numaralı 19.600,00-TL+KDV tutarlı iade faturası düzenlenmişse de TTK’nın m.21/f.2 hükmünde: “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” denilmek suretiyle, faturaya karşı ancak tebellüğ edildiği tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içinde itiraz edilebileceği ifade edilmiştir. Bu madde hükmü gereği faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içerisinde içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa fatura içeriğini kabul etmiş sayılır…08.03.2018 tarihli 21.717,90-TLtutarlı ve 09.03.2018 tarihli 6.212,70-TL tutarlı irsaliyeli faturaların iki firma arasında karşılıklı olarak kayıtlara alındığı, Ba ve Bs formlarında yine karşılıklı olarak beyan edildiği ve söz konusu faturalara 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmediğinden faturaların geçerli olduğu kanaatine varıldığının…” belirtildiği görülmüştür.
Davacı tarafça ticari ilişki sırasında düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye alacak için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davalı tarafça faturalardaki ürünlerin eksik olduğu, iade faturası düzenlendiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup;
Taraflar arasında süre gelen ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça 08.03.2018 tarih ve … numaralı, 21.717,90-TL(KDV dahil) tutarlı irsaliyeli fatura ve 09.03.2018 tarih ve … numaralı 6.212,70-TL(KDV dahil) tutarlı irsaliyeli faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiği, 08.03.2018 tarih ve … numaralı, irsaliyeli faturaya düşülen “fabrikada kontrol edildikten sonra geri dönüş yapılacaktır” ibaresinin ürünlerin eksik olduğunu kabule yeterli olmadığı,09.03.2018 tarih ve … numaralı irsaliyeli faturaya düşülen “eksik olarak teslim alınmıştır. ” şerhine rağmen ,hangi ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin her hangi bir tutanak tutulmamış olması ,fatura düzenleyene ihbarda bulunulmamış olması ve 8 günlük süre içerisinde fatura içeriklerine itiraz edilmemiş olması nedeniyle davacı tarafça düzenlenen faturaların TTK m.23-l-c ( “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür” ) hükmü gereği geçerlilik kazandığı, tarafların itibar ettikleri faturaları BA ve BS olarak vergi dairelerine bildirdikleri, bedel ödenmemesi üzerine davacının 22/03/2018 tarihinde icra takibine başlamasını müteakip davalı tarafça 27.03.2018 tarih ve … numaralı 19.600,00-TL+KDV tutarlı iade faturası düzenlendiği, süresinde düzenlenmeyen iade faturasına itibar edilemeyeceği, davalı tarafça fatura ve mal tesliminden sonra 4.802,60-TL tutarındaki alacak bedelinin ödendiği davacının takibe konu bakiye 23.128,00 TL (KDV dahil) alacağının kaldığı bilirkişi raporu, taraf ticari defter ve kayıtları ile anlaşılmış olmakla davanın kabulüne, davalının Ankara 19 İcra Müdürlüğünün 2018/3816 Esas sayılı takip dosyasındaki itirazının iptaline, takibin 23.128,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, asıl alacak tutarı olan 23.128,00 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen 08/08/2019 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili … …. A.Ş’nin 2000 yılından itibaren ulusal ve uluslararası alanda önemli projelere imza atan, tanınmışlık ve saygınlık düzeyi çok yüksek bir firma olduğunu, müvekkili … Mühendislik 30.000 metrekaresi kapalı olmak üzere, 170.000 metrekare toplam alanda yılda 30.000 ton çelik konstruksiyon üretimi yaptığını, kuruluşundan bu yana kapasite artışı ve iyileştirme çalışmaları devam ederken, gün geçtikçe makine parkına eklenen teknolojik makinalar ile üretim hızı artarak devam eden müvekkilinin ulusal ve uluslararası platformda kendisini kanıtlamış olduğunu, İstanbul Sanayi Odası verileri ile ikinci 500 Büyük Sanayi kuruluşu arasında olduğunu, müvekkilinin iş hacmi ve imza attığı dev projeler gözetildiğinde, davacının iddia ettiği tutarda düşük bir meblağı borçlu olduğu halde ödemekten kaçınacak bir firma olmadığının gözetilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin kanundan doğan yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiği ortada iken, tam tersi değerlendirme ile tanzim edilen bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kuran mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, kararda her ne kadar faturaya düşülen şerhe rağmen faturayı düzenleyene ihbarda bulunulmamasını, faturaya itiraz edilmemiş olması gibi hususlar nazara alınmışsa da yapılan değerlendirmenin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin, basiretli bir tacir olarak defter içeriğinin aleyhine delil teşkil ettiğini bilmek durumunda olduğundan, kusurlu ve eksik teslim edilmiş bir mal yada hizmet ile ilgili faturaya ihtirazi kayıt düştüğünü, iade faturası kestiğini ve buna ilişkin olarak davacı yana yazılı ihtar çekildiğini, müvekkilinin, düzenlemiş olduğu 27/03/2018 tarih ve … sıra numaralı iade faturası ile söz konusu faturanın ticari ilişki kapsamında yer alan cari hesaptan düşülmesi ile kalan 4.802,60 TL tutarındaki alacak bedelinin 10/04/2018 tarihinde davacı şirketin hesabına yatırıldığını, ticari hayatın olağan akışı düşünüldüğünde, borcu olan bir şirketin, durduk yerde fatura düzenleyerek işbu faturayı cari hesaptan düşmek suretiyle kalan bakiye bedeli alacaklı şirkete ödemeyeceğini, müvekkili ile davacı arasında tipik bir alıcı satıcı ilişkisi bulunmadığını, hazırlanan raporda, davacı imalatçı müvekkilinin ise alıcı gibi değerlendirildiğini, oysa ki taraflar arasındaki ilişkide; müvekkili tarafından imal edilen çelik saç ve profillerin, kesilmesi, biçilmesi, kaynak işlemleri yapılarak şekil verilmesi için davalıya teslim edildiğini, davalının ise işlem yaptığı malzemeleri tekrar müvekkiline gönderdiğini, davalı tarafından yapılan malzeme teslimine karşın müvekkilinin ayıp ihbarı, malzeme iadesi yahut fatura itirazının söz konusu olmadığını, bu noktada izaha çalışılan hususun, müvekkili tarafından imalat için gönderilen ancak imalatı kararlaştırıldığı şekilde yapılmayan malzemesini teslim aldığını, faturaya da imalatı eksik olarak yapılan malzemenin tamirat ve işçilik masraflarının fatura edileceğinin şerh düşüldüğünü, bu hususun gayet açık ve net olduğu halde bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmesi ve işbu hatalı değerlendirme neticesinde kurulan hükmün hatalı olduğunu, 09.03.2018 tarihli faturaya düşülen kayıtta malzemenin eksik olarak teslim alındığını, … Müh. A.Ş. tarafından yapılan tamirat ve işçiliğin fatura edileceğinin açıkça belirtilmek suretiyle şerh düşüldüğünü, bilirkişinin eksik malzemenin ne kadar olduğunun belirtilmediğini ifade etmişse de, “eksiklik” olarak belirtilen ibarenin, miktarda bir eksiklik olmadığını, imalatın eksik ve kusurlu yapıldığına ilişkin olduğunu, teslim alınan malzeme ile ilgili eksikler, ayıplar tespit edildiğini ve bu ayıp ve kusurlar nedeni ile iade faturası düzenlendiğiini ve bu hususta Ankara 10. Noterliği aracılığı ile ihtarname keşide edildiğini, keşide edilen 10/04/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile, müvekkili şirkete düzenlenen 08/03/2018 tarih ve … sıra numaralı ve 09/03/2018 tarih … sıra numaralı faturaların, müvekkili şirkete teslim edilmeyen malzemeleri de kapsadığını, bu durumun fatura üzerine şerh düşülerek de belirtildiğini, davacı tarafça sonrasında da işin gereğine uygun teslimatların yapılmadığını, bu nedenle de şerh olunan eksikliklerin 27/03/2018 tarih ve … sıra numaralı 19.600 TL + KDV bedelli fatura kapsamında kesilerek ihtarname ekinde gönderildiğini, tüm bu hususların raporda değerlendirme dışı bırakıldığını, somut olayda eksik bir mal değil hatalı bir imalatın söz konusu olduğunu, bu noktada ticari ilişki gereği faturaya itirazın söz konusu olmayacağını, imalatın gereği gibi yapılmamış olması sebebi ile faturaya düşülen şerhin ve düzenlenen iade faturasının gereği gibi değerlendirilmemiş olmasının, alanında uzman bilirkişilerce faturaya düşülen şerhin tam olarak ne anlama geldiğinin anlaşılamamasını, şerhin niteliği ve önemi değerendirilmeksizin dosyanın karara çıkmış olmasının, müvekkili açısından hakkaniyetsiz sonuçlar doğurduğunu, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava; taraflar arasındaki cari hesap şeklinde devam eden ticari ilişki kapsamında davacı tarafından imal edilen ürünlerin iş bedeli konusunda düzenlenen iki adet faturaya dayalı olarak davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ve %20 oranında icra inkar tazminatının tahsili isteğine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davalı vekili davaya cevabında, fatura bedellerini kabul etmediklerini, irsaliyeli faturalarda teslim alan kısmının şerhle imzalandığını ve ürünlerin eksik teslim edildiğinin belirtildiğini, ayıplı olarak teslim edilen ürünler sebebiyle bu ayıplar giderilmesi için müvekkili tarafından yapılan giderlerin faturaya bağlanarak, davacı tarafça düzenlenen ve kendilerine tebliğ edilen faturalarla birlikte davacıya iade edildiğini, ayıpların giderilmesi karşılığında düzenlenen fatura bedelinin davacı alacağından mahsubu sonucunda kalan 4.802,60 TL lik alacağın davacı şirketin hesabına yatırıldığını, bu sebeple davacının başkaca alacağının kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece taraf ticari defterleri üzerinde uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmış ve bilirkişi raporuna göre icra takibine konu faturaların her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın tebliğ aldığı tarihten itibaren sekiz gün içerisinde bu faturalara itiraz etmediği, iade faturasının davalı tarafça sekiz günlük itiraz süresinden ve icra takibinden sonra davacıya gönderildiği, davacıya gönderilmiş bir ayıp ihbarının da bulunmadığı anlaşılmakla bu rapor hüküm vermeye yeterli görülerek davacının takibe konu fatura bedellerini davalıdan talebe hakkı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının, hakkında yapılan icra takibine itirazının iptali ile takibin 23.128,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, asıl alacak tutarı olan 23.128,00 TL üzerinden %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiş bu karara karşı davalı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece de dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 tarihli 2018/603 Esas 2019/564 Karar sayılı kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olduğundan davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan davalıdan alınması gerekli 1.184,90 TL istinaf nisbi karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 329,53 TL’nin mahsubu ile kalan 855,37 TL harç bedelinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3 – Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücretine takdirine yer olmadığına,
5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip