Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/526 E. 2022/641 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/526 – 2022/641
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/526 Esas
KARAR NO : 2022/641 Karar (İnceleme aşamasında/Duruşmasız)
(Kararın kaldırılarak mahkemesine
gönderilmesi/HMK m.353/1-a.4,6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2021
NUMARASI : 2020/308 Esas-2021/745 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak-Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2022

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davacının alacak talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine dair karar verilmiş, verilen bu karara süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 22/07/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında … Konutları Teknik Altyapı Tesisi İnşaatı işine ait sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre davacının üzerine düşen tüm edimlerini eksiksiz olarak ifa ettiğini, 02.07.2003 tarihinde geçici kabul ve 06-08.07.2004 tarihlerinde kesin kabullerin yapıldığını ve davacının işi tamamlayarak davalıya teslim ettiğini, 20.06.2003 tarihli kesin hak edişin davalı tarafından onaylanarak bedelin davacıya ödendiğini, sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya …’a ve … Bank’a ait toplamı 1.553.700,00 TL tutarında olan 13 adet kesin ve süresiz teminat mektubu verildiğini, sözleşmeye göre teminat mektubunun davacıya iadesine ilişkin tüm şartlar oluşmasına rağmen davalının uzun yıllar boyunca teminat mektuplarını iade etmediğini, sözleşmenin genel şartnamesinin 45. maddesine göre teminat süresinin kesin kabulün yapıldığı tarihe kadar olduğunu, kesin kabul tarihinin 06-08.07.2004 olduğunu, davacının teminat mektuplarını temin etmek süresini uzatmak için krediler kullandığını, ipotekler verdiğini, bankalara masraf, komisyon, faiz ve benzeri birçok ödemelerde bulunduğunu, davalının davacı şirketi aynı zamanda manevi zarara da uğrattığını, haksız yere davalı tarafından tutulan teminat mektupları nedeniyle davacı şirketin yıllardır özenle koruduğu bankalar nezdindeki sicili ve ticari itibarının zedelendiğini belirterek 06-08.07.2004 tarihinden itibaren teminat mektuplarının davacıya haksız ve hukuka aykırı olarak teslim edilmemesi nedeniyle teminat mektubunun serbest bırakılması gereken 06-08.07.2004 tarihinden itibaren dava konusu teminat mektupları için davacı şirket tarafından ödenen tüm banka masraf, komisyon, faiz ve diğer ödemelere istinaden şimdilik 300.000,00 TL’nin her biri için ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı şirketin uğramış olduğu manevi zarara karşılık 1.000.000,00 TL manevi tazminatın 06-08.07.2004 tarihinden itibaren ticari temerrüt avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 02/09/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, davacı ile 12.07.2001 tarihinde sözleşme imzalandığını, Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 16.12.2003 tarih ve 2868 sayılı olurlarında genel olarak kazı artığı malzemelerin taşınmadığı veya cüzi bir miktar taşınarak taşınmış gibi gösterildiğine ilişkin hazırlanan tahkikat raporunda banka çalışanları hakkında disiplin cezası verilmesi ve suç duyurusunda bulunması banka hakkı yönünden fazla ödemenin yasal faizi ile birlikte yüklenicilerden tahsil edilmesinin istenildiğini, haksız kazanç elde eden 44 yükleniciden söz konusu miktarları ödemeleri için yazı yazılarak süre verildiğini, bunlardan … Konutları Teknik Alt Yapı İnşaatı yüklenicisi davacının toplam 246.153.412 m³ kazı artığı malzemeyi kesin depoya taşımadığı 573.768.894.626 TL haksız kazanç elde ettiği, bu sebeple davacıdan banka alacağının tahsilinin istenildiği ancak davacı yüklenici tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, yüklenici aleyhine Ankara 1 ATM’nin 2004/685 Esas sayılı dosyasında alacak davası açıldığını, bu davanın daha önce aynı iş ile ilgili olarak anılan şirket tarafından davalı aleyhine açılan Ankara 8 ATM’nin 2004/86 Esas iken Yargıtay bozma kararından sonra 2009/241 esas numarası alan menfi tespit davası ile birleştiğini, yine anılan şirket tarafından davalı aleyhine Ankara 8 ATM 2004/446 esasında açılan menfi tespit davasının da bu dava kapsamında birleştiğini, yerel mahkemece 2009/241 esas 2015/912 karar sayılı 30.12.2015 tarihli ilam ile yüklenici şirketin davalarının kabulüne, davalı bankanın davasının reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından onandığını, 19.06.2017 tarihinde karar düzeltme taleplerinin reddine karar verildiğini, ilamın kesinleştiğini, davacı yetkilisinin banka kayıtlarına 07.07.2017 tarihinde alınan teminat mektuplarının iadesine ilişkin dilekçesi ile davalı bankanın Bankacılık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’nın 21.07.2011 tarih ve 19124 sayılı yazısı ile yüklenicinin bahse konu işle ilgili vermiş olduğu 12 adet teminat mektubunun ilişiği kalmadığından … A.Ş Çankaya Şubesi’ne iade edildiği, davacı yüklenicinin talep dilekçesinin hemen ardından gerekli işlem yapılarak teminat mektuplarının iade edilmiş olduğunu, sözleşme hükümleri çerçevesinde tutulan teminat mektuplarının masraflarının davalıya yükletilemeyeceğini, sözleşmeni eki … Bankası Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 18.,38.,39. ve 45. maddeleri gereğince haklı olan davalı bankadan işlemiş komisyon tutarlarının istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarih 2020/308 Esas ve 2021/745 Karar numaralı kararında özetle; taraf delilleri toplanmış, … T.A.Ş ve … Katılım Bankası A.Ş’den dava konusu teminat mektuplarına ilişkin tüm bilgi ve belgeler temin edilmiş, Ankara 8 ATM’nin 2009/241 esas 2015/912 karar sayılı dosya aslının temini ile incelenmesinde asıl ve birleşen Ankara 8 ATM 2004/446 esas sayılı davalarından davacının … İnş. Tic. A.Ş, davalının … Bankası A.Ş olduğu, menfi tespit talebi ile açılan asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verildiği, birleşen 1 ATM 2004/685 esas sayılı davada davacı … Bankası tarafından davalı … İnş. Tic. A.Ş hakkında kazı atağı malzemelerin kesin depoya taşınmadığı, haksız kazanç elde edildiği, iddiası ile açılan alacak davasının reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından onandığı, 19.06.2017 tarihinde karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde mali müşavir, inşaat mühendisi ve nitelikli hesaplamalar bilirkişisi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapor ve ek raporlarda özetle; “taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden verilen teminat mektuplarının sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 45. maddesinin 1. fıkrası gereğince iadesi gerekirken davalının alacağı olduğundan bahisle iade edilmediği, taraflar arasında alacak/menfi tespit davaları neticesinde kesinleşen Ankara 8 ATM 2009/241 esas 2015/912 karar sayılı kararı ile davacı yüklenicinin borçlu olmadığı, davalı iş sahibinin de alacaklı olmadığının tespit edildiği, dolayısıyla davalının teminat mektuplarını iade yükümlülüğünün doğduğunu, davalının 21.07.2017 tarih ve 19124 sayılı yazısıyla 12 adet teminat mektubunu … T.A.Ş Çankaya Şubesi’ne iade ettiği, oysa sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 45. maddesinin 1. fıkrası gereğince kesin hesap tasdik edilip müteahhit tarafından Sosyal Sigortalar Kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin ibrazından sonra kesin teminatın yarısının kesin kabul tutanaklarının onaylanmasından sonra da diğer yarısının iade edilmesi gerektiği, Marmara Deprem Bölgesi … Konutları Teknik Alt Yapı Tesisi İnşaatı kesin kabul tutanağına göre kesin kabul gününün 06-08-2004, onaylanma tarihinin ise 15.07.2004 olduğu, davalı birimi olan … Dairesi Başkanlığının 21.07.2011 tarihli yazısında yüklenici firmadan teminat iadesi için SGK ilişiksiz belgesi istendiği, SGK’nun yüklenici firmaya vermiş olduğu 20.07.2017 tarihli cevabi yazısında bahse konu iş yeri dosyasının arşiv yönetmeliği gereği 10 yıllık zamanaşımı gereği ifa edildiği ve işle ilgili herhangi bir prim borcu bulunmadığının belirtildiği, kesin kabulün onay tarihi olan 15.07.2004’ten itibaren sözleşmeye istinaden alınan mektupların davalı tarafça iadesinin gerektiği bu bağlamda işbu tarihten itibaren davacının ödemek zorunda kaldığı banka komisyonlarını davalıdan talep edebileceği, … tarafından düzenlenen 23.01.2004 tarihli 110.700,00 TL bedelli teminat mektubunun Ankara 8 ATM 2004/86 esas sayılı dosyasında tedbir kararı nedeniyle verildiği, dava konusu sözleşmeye istinaden düzenlenip de davalı tarafından geç teslim edilen teminat mektuplarından olmadığı anlaşılarak hesaplamaya dahil edilmediği, …’ın 23.06.2011 tarihli 350.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davacının grup şirketi … İnş. kredi riskinden karşılandığı, komisyon giderlerinin de bu firmaya düzenlendiği, 41.301,33 TL devre komisyonunun davacı tarafından değil … tarafından ödendiği, bu nedenle söz konusu teminat mektubunun hesaplamaya dahil edilmediği, …, T. … Katılım Bankası ve davacı nezdinde yapılan defter incelemesi sırasında incelemeye sunulan hesap ekstrelerine göre davacının 15 adet teminat mektubundan kaynaklı toplam zararının 125.906,66 TL olduğu” ifade edilmiştir.
Dava; sözleşme kapasımda verilen teminat mektuplarının zamanında iade edilmemesi nedeniyle ödenen banka komisyon bedellerinin tahsili ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasında … Konutları Teknik Altyapı Tesisi İnşaatı işine ilişkin imzalanan sözleşmenin kesin kabulünün 06-08.07.2004 tarihinde yapıldığı ve kesin kabul tutanağının 15.07.2004 tarihinde onaylandığı, sözleşme gereğince davacı yüklenici tarafından davalıya verilen teminat mektuplarının ise davalı iş sahibinin 21.07.2017 tarihli yazısı ile banka şubesine iade edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı yan, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince edimlerini yerine getirdiklerini, işin kesin kabulü yapılarak onaylandığını, ancak teminat mektuplarının zamanında iade edilmediğini belirterek kesin kabul tarihinden sonra bankaya ödenen komisyon bedellerinden davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise taraflar arasındaki sözleşmeye konu işe ilişkin teftiş raporu kapsamında davacı hakkında açmış oldukları alacak davasının reddine ilişkin kararın 19.06.2017 tarihinde kesinleştiğini, davacı talebi ile teminat mektuplarının iade edildiğini, Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümleri gereğince komisyon tutarlarından sorumlu olmadıklarını savunmuştur.
Davalıya sözleşme gereğince verilmiş olan teminat mektuplarının davalı uhdesinde tutularak 21.07.2017 tarihinde iade edildiğinden banka komisyon bedellerini ilişkin açılan işbu davada zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmakla davalı yanın zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
… Deprem Konutları Teknik Altyapı Tesisi İnşaatı işine ilişkin sözleşme eki … Bankası Yapım İşleri Genel Şartnamesinin kesin teminatın geri verilmesi başlıklı 45. maddesinde “kesin hesap tasdik edilip müteahhit tarafından sosyal sigortalar kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin ibrazından sonra kesin teminatın yarısı, kesin kabul tutanaklarının onaylanmasından sonra da diğer yarısı iade edilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince 06-08.07.2004 tarihli kesin kabul tutanağı düzenlenerek 15.07.2004 tarihinde onaylandığı, davalı vekilinin 12.10.2021 tarihli dilekçe eklerinin tetkikinde davacı şirketin 20.07.2004 tarihinde kesin teminat mektubunun iadesi talebinde bulunduğu, yine davacı şirket tarafından 07.03.2005 tarihli yazı ile kesin kabulün eksiksiz yapıldığı belirtilerek SSK’dan alınan yazı eki ile birlikte teminat iadesi talebinin yinelendiği, 04.03.2005 tarihli … İl Sigorta Müdürlüğü yazı içeriğinde teminatın davacı şirkete iadesinde bir sakınca bulunmadığının ifade edildiği görülmekle Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 45. maddesi kapsamında kesin teminat iadesine ilişkin koşulların gerçekleşmiş olmasına rağmen davalı tarafça teminat mektuplarının iadesinin yapılmadığı, davacı yanın son kez 07.07.2017 tarihli talep yazısı üzerine 21.07.2017 tarihinde teminat mektuplarının iade edilmiş olduğu, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde aynı taraflar arasında açılan ve birleştirilen davalarda davalı tarafından açılan alacak davasının reddedildiği, davacı tarafından açılan menfi tespit davalarının ise kabul edilerek kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya verilen ve 15.07.2004 kesin kabul onay tarihi itibari ile iade koşulları oluşan teminat mektupları yönünden bu tarih ile teminat mektuplarının iade edildiği tarih arasında davacı tarafından ödenen banka komisyon bedellerinden davalının sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından 15 adet teminat mektubu için davacı tarafından ödenen toplam banka komisyon tutarı 125.906,66 TL olarak hesaplanmış olup dava dilekçesinde talep edilen … T.A.Ş’ne ait 23.06.2011 tarihli 350.000,00 TL bedelli teminat mektubunun dava dışı Biltek İnş. şirketinin kredi riskinden karşılandığı ve komisyon bedelinin de bu şirket tarafından ödendiği tespit edilmekle davacı tarafından ödenmeyen bu komisyon bedeli yönünden davacının talep hakkının bulunmadığı, öte yandan Ankara 8 ATM 2004/86 esas sayılı dosyasına ihtiyati tedbir kararı nedeniyle verilen teminat mektubunun taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalıya verilen teminat mektuplarından olmadığı anlaşılmakla bu mektup nedeniyle ödenen komisyon tutarının istenebilir olmadığı kabul edilerek kanıtlanan 125.906,66 TL komisyon bedeline ilişkin dava tarihinden evvel davacı tarafından davalıya keşide edilmiş bir ihtarname bulunmadığından temerrüdün dava tarihi itibariyle gerçekleştiği anlaşılmakla dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiş, tüm dosya kapsamına göre davacı tarafça kişilik haklarının hukuka aykırı haksız saldırıya uğradığı iddiasının kanıtlanamadığı kanaati ile davacının yerinde görülmeyen manevi tazminat talebinin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 18/02/2022 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının bazı yönlerden haksız ve hukuka aykırı olduğunu, komisyon giderlerine dahil edilmeyen … A.Ş’ye ait 23/06/2011 tarihli 350.000,00 TL bedelli teminat mektubunun dava dışı … İnş şirketinin kredi riskinden karşılandığı ve bu sebeple komisyon bedelinin de bu şirket tarafından ödendiğinin kabulü ile davacı tarafından ödenmeyen bu komisyon bedeli yönünden davacının talep hakkının bulunmadığı şeklindeki tespit ve değerlendirmenin doğru olmadığını, dosyaya sunmuş oldukları muvaffakatname ile … İnş. Ltd. Şti’nin, söz konusu teminat mektubuna istinaden ödemiş olduğu tüm banka, masraf, komisyon, faiz ve diğer ödemelerin tamamına ilişkin olarak tüm alacaklarının tahsili amacıyla …’ün tam yetkili olduğu ve eldeki dava dosyası da dahil olmak üzere tüm kurum, kuruluş, mahkeme ve icra dairelerinde alacağın takibini yapması ve alacağı tahsil etmesi konusunda davacıya gayrikabili rücu olarak açıkça muvaffakat verdiğini, bu sebeple bu muvaffakatname nedeniyle dava dışı … firması tarafından ödenen komisyon bedelinin de davacı tarafından tahsilinin mümkün olduğu gözetilmeden bu konudaki komisyon giderlerine ilişkin talebin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,her iki şirketin yetkililerinin aynı olduğunu, bu konudaki delillerine neden itibar edilmediği gerekçesine kararda yer verilmediğini, yine Ankara 8 ATM’nin 2004/86 Esas sayılı dosyasına ihtiyati tedbir kararı nedeniyle verilen teminat mektubunun, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalıya verilen teminat mektuplarından olmadığı gerekçesiyle bu mektup nedeniyle ödenen komisyon tutarının istenebilir olmadığına dair tespitin de doğru olmadığını, zira söz konusu teminat mektubunun davalının müvekkiline karşı haksız olarak açmış olduğu dava dosyasına sunulmuş olduğunu ve bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere söz konusu haksız dava nedeniyle teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi nedeniyle tedbir kararı alınabilmesi için işbu dava dosyasına sunulduğunu, bu sebeple de bu teminat mektubu için ödenen banka, masraf, komisyon ve diğer ödemeler nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı tüm zararlardan davalının sorumlu olduğunu, bu bedellerin de davalıdan tahsili gerektiğini ve müvekkili şirketin uğradığı zararların tahsilinin talep edilebilmesi için söz konusu mektubun sözleşmeye istinaden davalıya verilmesi gereken teminatlardan olmasının gerekmediğini, bu sebeple bu taleplerinin reddine dair mahkeme kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2010 yılı öncesi komisyon kesintilerinin hangi teminat mektubuna ait olduğu belirtilmeden bu komisyon bedellerinin hesaba dahil edilmediğini, … A.Ş’nin göndermiş olduğu ödeme listesinde 2010 öncesine ilişkin ödeme listesi bulunduğunu, yine bu tarihlere ilişkin bankadan alınan ödeme listesinin de taraflarınca dosyaya sunulduğunu, hal böyle iken belirtilen tutarların da hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, yine mahkemece bankaya yazılan müzekkerede, dava konusu mektuplara ilişkin olarak ödenen bedellerin sorulduğunu ve banka tarafından da müzekkereye cevaben söz konusu ödeme belgelerinin gönderildiğini, bu nedenle banka tarafından gönderilen ödeme belgelerinin mahkemece yazılan müzekkerede yer alan teminat mektuplarına ilişkin olduğunun açık olduğunu, bu sebeple de söz konusu ödeme belgelerinin bilirkişi raporunda dikkate alınması gerekirken haksız ve hukuka aykırı değerlendirmeler neticesinde dikkate alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kesilen teminat mektubu masraflarının, her teminat mektubu için ayrı ayrı banka tarafından kayıt altına alınmamış olmasının bu masrafların ödenmediği anlamına gelmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet mahkemece yazılan müzekkereye cevaben bankanın sunmuş olduğu ödeme belgeleri hesaba dahil edilmeyecekse … A.Ş’ye ihtaratlı müzekkere yazılarak 2010 yılı öncesine ait banka masraf, komisyon, faiz ve diğer ödemelere ilişkin oranların sorulması, söz konusu oranlar geldikten sonra da bankadan gelen ödeme belgeleri de dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılması gerektiğini,
Yine manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş olmasının da dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirttikleri sebeplerle haksız ve hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararında dava tarihinden itibaren faize hükmedildiğini, oysa ki mahkemece de kabul edildiği üzere 20/07/2004 tarihli yazı ile davalı şirketten dava konusu teminat mektuplarının iadesinin talep edildiğini, SGK Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu 04/03/2005 tarihli dosyada mevcut yazıda, teminat mektuplarının müvekkili şirkete iadesinde herhangi bir mahsurun bulunmadığının ve müvekkiline iadesinin açıkça belirtildiğini ve bu yazı eklenerek müvekkili tarafından 07/03/2005 tarihli yazı ile teminat mektuplarının davalıdan iadesinin istendiğini, sonuçta pek çok kez müvekkili tarafından teminat mektuplarının iadesinin talep edildiğini, bu sebeple davalının temerrüde talep edilen tarihte düşmüş olup faiz başlangıcının da teminat mektubunun ilk talep edildiği tarih olması gerektiğini, yine davadaki taleplerinin yalnızca banka komisyon bedellerine ilişkin olmayıp müvekkili şirket tarafından davaya konu teminat mektupları için ödenen tüm banka, masraf, komisyon, faiz ve ödemelerine ilişkin olduğunu, bu yönden de raporun eksik ve hatalı olduğunu, bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile teminat mektuplarının serbest bırakılması gereken tarih olan 06-08/07/2004 tarihinden itibaren dava konusu teminat mektupları için müvekkili şirket tarafından ödenen tüm banka, masraf, komisyon, faiz ve diğer ödemelere istinaden şimdilik 300.000,00 TL’nin her biri için ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi, yine manevi tazminat davalarının kabulü ile manevi tazminat istemlerine de 06-08/07/2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili yönünde davalarının kabulüne karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili 03/02/2022 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının pek çok hukuki hatalar içerdiğini, zamanaşımı def’ilerinin reddine karar verildiğini ancak zamanaşımı def’ilerini tekrar ettiklerini, yinelemek gerekirse davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere davanın sözleşme ve ekleriyle yasalarda öngörülen itiraz ve hak düşürücü süreler geçirildikten sonra açılmış olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, bu sebeple öncelikle zamanaşımı def’ileri yönünden inceleme yapılarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini,
Esasa yönelik istinaf sebeplerine gelince, cevap dilekçesinde yazılı hususları aynen tekrar ettiklerini, davacı yüklenicinin … Konutları Teknik Alt Yapı İnşaatı İşi kapsamında müvekkili idare ile 12/07/2001 tarihli sözleşme imzaladığını, bu sözleşme kapsamında müvekkiline verilen teminat mektuplarının davacıya yapılan fazla ödeme sebebiyle ve bu ödemenin müvekkili bankaya talep edildiği halde iade edilmemesi sebebiyle açılan dava ve davacı yüklenici tarafından müvekkili bankaya karşı açılan menfi tespit davalarının yargılama süreci sebebiyle ve bu süreç sonuçlanmadan haklı sebeple iade edilmediğini ancak söz konusu davaların birleştirildiğini ve sonuçta Ankara 8 ATM’nin 2009/241 Esas-2015/912 Karar sayılı dosyası ile davacı yüklenicinin açtığı menfi tespit davalarının kabulüne, müvekkili banka tarafından açılan alacak davasının reddine karar verildiğini ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 19/06/2017 tarihinde kesinleştiğini, davacı şirket yetkilisinin 07/07/2017 tarihli teminat mektuplarının iadesine ilişkin müvekkiline vermiş olduğu dilekçesi üzerine bankalarının … Dairesi Başkanlığı’nın 21/07/2017 tarihli yazısı ile yüklenicinin bahse konu işle ilgili bankaya vermiş olduğu 12 adet teminat mektubunun ilişiği kalmadığından dolayı … A.Ş Çankaya Şubesi’ne iade edildiğini, yargılama devam ederken dahi davacının teminat mektuplarının iadesi hususunda bankalarından talepte bulunmadığını, yargı süreci kesinleştikten sonra talep ettiğini, davalı müvekkilinin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eki olan … Bankası Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 18, 38, 39 ve 45.maddeleri uyarınca haklı gerekçelerle alıkonulmuş teminat mektuplarından doğan borçlardan bu sebeple sorumlu olmadığını, davacıya 12/02/2004 tarihli yazı yazılarak sözleşme ve yapım işleri şartnamesinden doğan borcun ödenmesinin talep edildiğini ancak yüklenicinin herhangi bir ödeme yapmadığını ve bu sebeple davacı aleyhine dava açıldığını, son olarak da kesinleşen mahkeme ilamı üzerine davacının 07/07/2017 tarihli dilekçesi ile teminat mektuplarının iadesini talep ettiği ve müvekkili tarafından da ilişiği kalmadığından teminat mektuplarının 21/07/2017 tarihli yazı ile … A.Ş Çankaya Şubesi’ne iade edildiğini, bu sebeple davacının aradan bunca zaman geçtikten sonra açtığı davanın haksız ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tüm taleplerinin reddi gerektiğinden istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak müvekkili aleyhine açılan davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında düzenlenen ve konusu … Konutları Teknik Alt Yapı Tesisi İnşaatı işine ait sözleşme sebebiyle davalı iş sahibine verilen … ve Türkiye …bank’a ait 13 adet kesin ve süresiz banka teminat mektubunun taraflar arasındaki işin kesin kabulünün 06-08/07/2004 tarihinde yapılmış olduğu ve sözleşme konusu teminat mektuplarının bu tarihte davacı yükleniciye iade edilmesi gerekirken edilmemesi ve son olarak 21/07/2017 tarihinde davacıya iade edilmiş olması sebebiyle teminat mektuplarının serbest bırakılması gereken 06-08/07/2004 tarihinden itibaren dava konusu teminat mektupları için davacı şirket tarafından ödenen tüm banka, masraf, komisyon, faiz ve diğer ödemelere istinaden fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 300.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsili, yine davacının uğradığı manevi zararlara karşılık 1.000.000,00 TL manevi tazminatın 06-08/07/2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsili isteğine ilişkindir.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığından öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, bu talepleri yerinde görülmeyecek olursa yukarıda ayrıntıları belirtilen sebeplerle davanın esas yönünden de reddi gerektiğini belirterek bu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalının zamanaşımı def’inin hüküm kısmında reddine karar verildiği belirtildikten sonra davacının manevi tazminat isteminin, davacı tarafça kişilik haklarının hukuka aykırı ve haksız bir şekilde saldırıya uğradığı iddiasının kanıtlanamaması sebebiyle reddine, komisyon ve diğer giderlere ilişkin alacak davasının ise kısmen kabulü ile 125.906,66 TL alacağın 22/07/2020 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin alacak talebinin ise reddine karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurdukları anlaşılmıştır.
Davalı, davaya cevabında, öncelikle zamanaşımı def’inde bulunarak davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi isteminde bulunmuş, mahkemece davalı tarafın zamanaşımı def’inin süresinde verilen cevap dilekçesinde usulüne uygun olarak ileri sürülmesine rağmen davalının zamanaşımı def’inin hangi gerekçelerle yerinde görülmediği ve reddedildiği kararın gerekçesinde tartışılmamıştır. Bu husus davalının Anayasa ve yasalar ile güvence altına alınan hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Davalının zamanaşımı def’i yönünden dairemizce yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, taraflar arasındaki … Konutları Teknik Alt Yapı Tesisatı İnşaatı işine ait sözleşme kapsamında davacı yüklenici tarafından sözleşme kapsamında edimin tamamlanarak işin davalı iş sahibine teslim edildiği ve işin kesin kabulünün 08/07/2004 tarihinde yapıldığı, kesin kabul onay tarihinin ise 15/07/2004 tarihi olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 45.maddesine göre kesin hesap onaylanıp yüklenici tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan alınan ilişiksiz belgesinin ibrazından sonra kesin teminatın yarısının kesin kabul tutanaklarının onaylanmasından sonra da diğer yarısının iade edilmesi gerektiği, buna göre yapılan değerlendirmede kesin kabulün 15/07/2004 tarihinde onaylandığı, ancak davacı yüklenicinin SGK’dan ilişiksiz belgesini alarak davalı iş sahibinden teminat mektubunun iadesini talep ettiği tarihin 07/03/2005 tarihi olduğu, bu yazının davalıya ulaştığı tarihte yani bu tarih itibariyle davalı iş sahibinin davacı yükleniciye teminat mektuplarını iade etmesi gerektiği, her ne kadar davalı vekili müvekkilinin taraflar arasındaki görülmekte olan davalar sebebiyle sözleşme kapsamında verilen teminat mektuplarının davacı yükleniciye haklı sebeplerle iade edilmediğini ve bu süreçte davacı yüklenicinin de söz konusu teminat mektuplarının iadesi talebinde bulunmadığını belirterek haklı sebeplerle teminat mektuplarının davalı nezdinde tutulduğunu savunmuşsa da taraflar arasında görülen davalar sebebiyle sonuçta Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/241 Esas-2015/912 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen karar ile davacı yüklenicinin davalı iş sahibine karşı açtığı menfi tespit davalarının kabulüne, davalı iş sahibince davacı yükleniciye karşı açılan alacak davasının ise reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek 19/06/2017 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle yargılama süreci sonucunda davalı idarenin davacının sözleşme kapsamında sunmuş olduğu teminat mektuplarını haksız yere elde bulundurduğu olgusu kesinleşmiş durumdadır. Bu sebeple davalının buna yönelik savunmasına itibar edilmesi mümkün değildir.
Somut olayda yargılama sürecinin sonunda davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden 07/07/2017 tarihli talep yazısı ile sözleşmeye konu ve idare nezdinde bulunan teminat mektuplarının iadesini talep etmiş, davalı idare de bu yazı üzerine 21/07/2017 tarihinde elinde bulunan teminat mektuplarını bankaya iade etmiş durumdadır. Bu durumda davaya konu teminat mektupları sebebiyle davacının bankaya ödemiş olduğu komisyon, masraf ve faiz giderlerinin en son 21/07/2017 tarihine kadar işleyen komisyon, masraf ve giderler yönünden talep edilebileceği açıktır. Zira davalının teminat mektuplarının iadesi borcu, bu tarihte ödeme ile son bulmuştur.
Teminat mektupları sebebiyle ödenmiş olan banka, komisyon, masraf ve sair giderlerinin banka teminat mektuplarının iadesi talebine bağlı onun ferisi niteliğinde bir alacak niteliğinde bulunmaması sebebiyle bu giderlerin ödendiği tarih, alacağın muaccel olduğu tarih yani zamanaşımının başlangıç tarihi olduğundan ödeme tarihinden itibaren taraflar arasındaki eser sözleşmesinin tabi olduğu 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davalıdan talep edilmesi gerekir.
Buna göre davalının zamanaşımı def’inin değerlendirilerek davacının, davalının haksız yere sözleşmeye konu teminat mektuplarını elinde bulundurduğu tarihin başlangıcı olan 07/03/2005 tarihinden itibaren ödemiş olduğu banka, komisyon, masraf ve giderler sebebiyle her ilgili ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 5 yıllık süre içerisinde davalıdan komisyon giderlerini talep etmesi gerektiğinden ancak davacının söz konusu teminat mektupları sebebiyle eldeki dava tarihine kadar davalı iş sahibinden herhangi bir talepte bulunmadığından davacının teminat mektuplarının bankaya iade edildiği 21/07/2017 tarihi itibariyle davaya konu teminat mektubu giderlerini talep hakkı iade ile son bulduğundan davanın açılış tarihi olan 22/07/2020 tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreye tekabül eden 22/07/2015 tarihinden teminat mektuplarının iade edildiği tarih olan 21/07/2017 tarihi arasındaki dönemde sözleşme sebebiyle davalıya verilen teminat mektupları sebebiyle davacının ödemek zorunda kaldığı banka, komisyon gideri, masraf ve faiz adı altında tüm zararların tespiti ile buna göre ve tarafların önceki bilirkişi kurulunun rapor ve ek raporlarına yaptıkları tüm itirazların da değerlendirilmesi, yine davacının istinaf dilekçesinde ve aşamalarda davacının talep edebileceği banka komisyon gideri alacağı hesabına katılmayan 23/06/2011 tarihli 350.000,00 TL bedelli teminat mektubunun her ne kadar dava dışı … İnş. Ltd. Şti’nin kredi riskinden karşılanmış ise de dava dışı şirketin müvekkili şirkete bu teminat mektubuna istinaden ödenmiş olan tüm komisyon, masraf ve ödemelerin tahsili ve takibi konusunda açıkça muvaffakat ettiğine dair muvaffakatname verdiğini iddia ettiğinden bu muvaffakatname hükümlerinin de değerlendirilerek bu muvaffakatnamenin hukuki niteliği tartışılıp yine zamanaşımı yönünden de yukarıda belirtilen hususlara göre değerlendirilme yapılmak suretiyle gerekirse içinde hukukçu bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekirken davalının zamanaşımı def’inin hangi gerekçelerle yerinde görülmediği tartışılıp değerlendirilmeksizin yukarıda anlatıldığı şekliyle taraf itirazlarını karşılamaktan uzak, yetersiz bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması sebebiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının dairemizce kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.4 ve 353/(1)-a.6 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek, eksik hususlar giderildikten sonra yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Davacı … İnşaat Elektrik Üretim Ticaret Anonim Şirketi vekili ve davalı … Bankası A.Ş vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı KABULÜNE,
2 – Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarihli 2020/308 Esas-2021/745 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.4 ve 353/(1)-a.6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
3 – Dosyanın dairemiz kararına uygun olarak yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin yeni bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4 – İstinaf başvurusunun kabul edilmiş olması sebebiyle istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına ve davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu peşin karar harcının ve davalı tarafından yatırılan toplam 2.150,17 TL istinaf nisbi peşin karar harçlarının talep halinde davacıya ve davalı yana iadesine,
5 – Davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip