Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/514 E. 2023/1090 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/514 – Karar No:2023/1090
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

ESAS NO : 2022/514
KARAR NO : 2023/1090
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2022
NUMARASI : 2020/57 E-2022/179 K

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 03/11/2017 tarihli “… A.Ş.’nin Gebze İşletme Binası Yangın Sistemi Revizyon İşi Sözleşmesi” yapıldığını, müvekkilinin sözleşme konusu işleri eksiksiz olarak yaptığını, davalının sözleşme kapsamındaki iiş dışında müvekkiline başkaca işler de yaptırtdığını, müvvekkilinin fazladan yaptığı işler nedeniyle düzenlediği faturaları davalıya tebliğ ettiğini ancak davalının faturaları sebep belirtmeksizin iade ettiğini, bu nedenle sözleşmeden kaynaklanan ve ek olarak yapılan işler nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL’nin 05.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamındaki işleri yarım bırakarak üzerine düşen edimi yerine getirmediğini, bu hususa ilişkin tutanak tutulduğunu ve davalıya haber verildiğini, davacının yarım ve eksik yaptığı işleri üçüncü şahıslara tamamlattığını, müvekkilinin davacının hakettiği tüm alacakları ödediğini, davanın haksız olduğunu ve reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “… Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı …. ile davacı ….Şti. arasında imzalanan 03.11.2017 tarihinde taşeronluk sözleşmesi kapsamında, davacı alt yüklenici, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamı tüm imalatları ve sözleşme dışı talep edilen imalatları tamamlayıp tamamlamadığı, davacının üstlendiği işlerde eksik veya ayıplı işler bulunup bulunmadığı, davacının yarım ve eksik yaptığı işler varsa üçüncü şahıslara tamamlattırılıp tamamlattırılmadığı, davacının hakettiği tüm alacakları ödenip ödenmediğini, tarafların üzerine düşen edimi yerine getirip getirmediği hususlarına ilişkindir.
Mahkememizce aldırılan 18/12/2020 ve 16/02/2022 tarihli bilirkişi raporlarında, taraflar arasındaki eser sözleşmesi nedeniyle davacının yapması gereken işleri yaptığını, davalının eksik ve ayıplı işlere ilişkin iddialarını desteler dosya kapsamında delil bulunmadığını, davalının 3. Şahıslara yaptırdığı eksik ve ayıplı işler olduğuna ilişkin iddialarını destekler delil sunulmadığını, davacının alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı yanca dava konusu alacağa dayanak yapılan eserde ayıp olduğu, ayıp ve eksik bırakılan işler nedeniyle nama ifa yapıldığı savunulmuş ise de, davalı tarafından 3. şahıslara yaptırılan imalatlarla ilgili davacıya herhangi bir bildirim yapılmadığı, davacı ile birlikte tutanak tutulmadığı, bu imalatların davacının yaptığı imalatlar kapsamındaki eksik işler olup olmadıklarına, gizli ya da açık ayıplı işler olup olmadıklarına dair davalı yanca usulüne uygun bir delil sunulmadığından davalının bu yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili tarafından 02/03/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi sunularak, talebin 25.567,50 TL’ye yükseltildiği görülmüşütür.
Sonuç itibariyle; Davalı …. ile davacı ….Şti. arasında imzalanan 03.11.2017 tarihinli taşeronluk sözleşmesi kapsamında davacının, dava dışı … A.Ş.’nin Gebze İşletme Binası Yangın Sistemi Revizyon İşi kapsamındaki teknik şartnamede yazılı bir kısım işlerin yapımını üstlenmiş olduğu, daha sonra yapılan ek protokolle bir kısım inşaat işlerinin de üstlenildiği, sözleşme kapsamındaki iş ile ilgili davacı tarafından 4 fatura düzenlendiği ve 3 fatura davalı tarafından ödendiği, 05.10.2018 tarihli 12.667,50 TL tutarlı fatura ise iade edildiği, fatura incelendiğinde “… Hakediş Bedeli” açıklaması ile düzenlendiği görülmekte olup davacı tarafın hakedişinin onaylandığı ve faturanın hakedişe istinaden düzenlendiği beyanına davalının itirazının bulunmadığı, bu durumda hakediş eki yeşil defterlerdeki imalatların yapıldığı, davalı tarafından bu imalatlara eksik/ayıplı oldukları yönünde bir ayıp ihbarı yapılmadığı, TBK 474 ve 477.nci maddeleri gereği eserin davalı yanca kabul edildiğinin anlaşıldığı, davacının yapmış olduğu işe karşılık davalı tarafından 25.567,50 TL bakiye alacağın ödenmemiş olduğu, bu nedenle davacının haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, 18/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda eksik ve ayıplı işlere ilişkin delil bulunmadığının belirtildiği şeklinde hatalı gerekçeye yer verildiğini, bilirkişi raporu incelendiğinde, gerekçenin hatalı olduğu ve diğer firmalara yaptırılan işlerin davacı firma ile imzalanan sözleşme kapsamındaki işlerle aynı olduğu, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle tekrar yaptırıldığının görüleceğini, 16/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda 3 inşaat bilirkişisi yer almasına rağmen, raporda inşaat işlerine ilişkin hiç bir değerlendirme yapılmadığını, müvekkili ve çalışma sahasında bulunan 3.kişi şirket yetkilileri tarafından düzenlenen tutanaklarla, davacının hiç bir çalışma yürütmediği ve eksiklikleri tamamlamadıklarının tespit edildiği, kesin kabule ilişkin bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, davacının geçici kabul için başvuru yapmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.746,52 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 436,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.309,89 TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan istinaf başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan … Üye … Üye … Katip …