Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/51 E. 2022/64 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-3 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2021
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; …. sunduğu dilekçesinde, müvekkili ile davalının Konya ilinin muhtelif yerlerine güneş enerji santrali sistemlerinin kurulması ve müvekkilinin bu işin bedelini ödemesi konusunda anlaşma yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmeye rağmen davalı şirketin uzun süre işin yapımına çeşitli sebepler öne sürerek başlamadığını, daha sonra ise müvekkili şirkete işin başlaması için avans ödemesi yapılması gerektiğinin bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 20.000,00 USD ödeme yapıldığını, davalı şirketin işe başlamadığını ve ödenen avansı da iade etmediğini, bu sebeple davalı şirket hakkında Konya 4. İcra Müdürlüğünün 2017/6209 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, ancak davalı şirket 16/05/2017 tarihinde bu ilamsız takibine yetki, borç ve ferilerine itiraz ettiğini, bu nedenle takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek, Konya 4. İcra Müdürlüğünün 2017/6209 Esas sayılı dosyasına davalı itirazının iptalini, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiş, davacı vekili 21/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davalarını ıslah ettiklerini belirterek, 20.000,00 USD karşılığı 137328,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; yetki itirazında bulunduklarını, Ankara icra daire leri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, Konya 4. icra dairesinin yetki itirazına ilişkin talebin kabulüne karar verildiğini, borca itiraz yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararlaştırıldığını, müvekkilinin üstlendiği güneş enerji santrallerinin proje onaylarını 08/11/2016 tarihinden 23/11/2016 tarihine kadar … A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne teslim ettiğini, vaki yerlerdeki santrallerin zemin etüt çalışmalarını ise Aralık 2016 tarihinde tamamlandığını, davacıya bu iş karşılığı olmak üzere 20.000,00 Dolarlık fatura kesilerek davacıya gönderildiğini, söz konusu faturanın müvekkilinin kayıtlarına girdiğini, … … tarafından gerçekleştirilen….. etüt çalışması için … Mühendisliğe KDV dahil 9.440,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davacıya 1 megavatlık 10 proje hazırladığını, piyasa koşullarında her birinin 10.000,00 TL olduğunu, bu projelerden dolayı müvekkilinin davacıdan da alacağı olacağını, davacının bir gerekçe göstermeden müvekkilini ve personelini azlettiğini, azilden sonrası için müvekkilinin yapacağı bir hususun bulunmadığını savunarak, her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle dosyanın yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilesini, davanın esastan da reddini, davacının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; “Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yükleniciye ödenen avans bedelinin iadesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Her ne kadar davalının yetki itirazı üzerine Konya 2.ATM tarafından genel yetkili Ankara mahkemelerinin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu bildirilerek yetkisizlik kararı verilmiş ise de, HMK’nun 6 maddesi uyarınca genel yetkili mahkemelerin yanında, HMK’nın 10 maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri mahkemesi de yetkilidir ve kesin yetki söz konusu değildir. Davacının seçimlik hakkı bulunmaktadır. Sözleşmenin konusu, Konya ilinde güneş enerji santrali sistemlerinin kurulmasına ilişkindir. Bu hali ile Konya Mahkemeleri davaya bakmaya yetkilidir. Konya 2 ATM her ne kadar Para alacağı asıl edimle ilgili olmadığından para alacaklarına ilişkin yetki kuralı uygulanamaz, demiş ise de sözleşmeden doğan alacaklarda, sözleşmenin ifa edileceği yerin belirlenmemesi halinde dahi TBK’nun 89/1 maddesi uyarınca alacaklının ikametgahı yeri mahkemesi yetkilidir. Kaldı ki sözleşmenin ifa yeri de bellidir. Avansın iadesine ilişkin istemin sözleşmeye dayanmadığı, sebepsiz zenginleşmeye dayandığı düşünülebilirse de, yine TBK’nun 89/1 maddesi uyarınca alacaklı/davacının ikametgahı mahkemesi yetkili olacağı” gerekçesi ile, davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğunun tespitine karar vermiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili şirketin adresinin “…” olduğunu, bu nedenle genel yetki kuralı gereğince davanın Ankara asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararının doğru olmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını, ve davanın Ankara asliye ticaret mahkemelerinde görülmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece yetkinin dava şartı olduğu düşüncesiyle yetki dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında kurulduğu iddia edilen sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Davacı sözleşme uyarınca davalının işin yapımına başlamadığını belirterek verdikleri avansın iadesini talep ederken, davalı vekili yasal sürelerinde verdiği hem davaya cevap dilekçesi hem de ıslaha cevap dilekçesi ile davaya bakmaya Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek, süresinde yetki ilk itirazında bulunmuş, ayrıca verilen avanstan fazla iş yaptıklarını, borçlu değil alacaklı olduklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Konya 2.ATM, Ankara mahkemelerinin yetkili olduğu düşüncesiyle; Ankara 3 ATM ise Konya mahkemelerinin yetkili olduğu düşüncesi ile, yetkisizlik kararı vermişler, Ankara 3 ATM’nin kararı süresi içinde istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık somut olayda hangi yer mahkemesinin yetkili olduğu hususuna ilişkindir.
Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, yetkili mahkeme, Yargıtay 15. HD. 2015/6236 E,2016/447K; 2019/2763 E., 2019/3958 K.; 2015/6312 E.,2016/542 K. sayılı ilamlarında belirtildiği üzere, HMK’nın 6. maddesi gereğince davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi, aynı yasanın 10. maddesi gereğince sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesi, yahut taraflar tacir ise HMK 17 maddesi doğrultusunda yetki sözleşmesi ile belirlenen yer mahkemesidir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 02/10/2015 tarih ve 2015/3705 Esas – 2015/4747 Karar sayılı bir başka kararında ise; “Eser sözleşmesinde ilişkin ifa yerinin neresi olduğuna dair özel düzenleme bulunmadığında genel kurallara göre ifa yeri belirlenmelidir. TBK’nın 89. maddesine göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerinde ifa edileceğine dair 89. maddedeki kural salt para alacakları ile ilgili olup eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı dairemizce istikrarla uygulanan kararlar ile kabul edilmektedir. ” İçtihatında bulunulmuştur. HMK’nın 17. Maddesinde de, “Tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilir, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılabilir.” Düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki anlaşmaya göre davalı yüklenici, davacıya güneş enerjisi santralleri imal edip, bunların kurulumunu yaparak eseri teslim edecek, davacı iş sahibi de iş bedelini davalıya ödeyecektir. Davalı taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşme olmadığını belirtmiş, davacı ise bir sözleşmeden bahsetmekle birlikte yazılı bir sözleşme sunmamıştır. Bu nedenle uyuşmazlıkta HMK 17 maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesi ile ilgili hükmün uygulanması söz konusu olamayacaktır. Taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre davacının temel borcu iş bedelini ödemektir. Davalının temel borcu ise güneş enerjisi santrali üretmek ve bunların kurulumunu yapmaktır. Tarafların sözleşme ile üstlendikleri asıl edimlere göre akdin ifa yerinin ve yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekir. Eserin teslimi nerede yapılacaksa, davalı yüklenici o yer mahkemesinde eser teslimine yönelik dava açabilir. Davacı iş sahibi de iş bedeli nerede ödenecekse o yer mahkemesinde iş bedeline yönelik dava açabilir. Sözleşmenin taraflarından birisi için geçerli olan yetki kuralından diğer taraf yararlanamaz. Dosya kapsamındaki belgelere göre, söz konusu eserlerin Konya ilinde teslim edileceği anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalının eserin teslim borcu konusunda sözleşmenin ifa yeri Konya olduğundan davalı yüklenicinin söz konusu borcu kapsamında açacağı davalarda Konya mahkemeleri yetkili olacaktır. Davacı iş bu davada yaptığı avans ödemesinin iadesini istemektedir. Davacı, sözleşmeye göre para alacaklısı olmayıp eserin teslimi hususunda alacaklı konumunda bulunduğundan, para alacağının tahsili ile ilgili alacaklının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin yasal kuraldan faydalanamaz. Davacının temel borcu olan iş bedeli ile ilgili somut uyuşmazlıkta, borcun alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden, TBK 89 ve HMK 10 maddesi çerçevesinde Ankara mahkemeleri yetkili olacaktır. Davalının yerleşim yeri Ankara olduğundan, HMK 6. maddesindeki genel yetki kuralı kapsamında da Ankara mahkemeleri yetkili olacaktır. Bu nedenlerle İlk derece mahkemesinin işin esasını incelemesi gerekirken, yetkisizlik kararı vermesi isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/125 Esas, 2021/336 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.