Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/445 E. 2023/1027 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/445 – Karar No:2023/1027
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

ESAS NO : 2022/445
KARAR NO : 2023/1027
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2021
NUMARASI : 2019/712 E-2021/865 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin tüm yasal prosedürü izleyerek kendisinden sipariş edilen malları hazırladığını ve teslim ettiğini, müvekkili şirket tarafından fatura düzenlendiğini, davalı şirketin faturalara yasal itiraz süresinde itiraz edilmediğini, müvekkili şirket tarafından fatura tarihi itibari ile teslimi yapılan malın itiraz edilmeden alındığı ve kullanıldığını, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2019/14179 Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazların iptaline, takibin devamına, davalı takip borcunu ödemek yerine haksız olarak borca itiraz etmesi nedeniyle de alacağın asgari % 20 oranında inkâr tazminatının hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takibine konu 26.070,34 TL ve 331,26 TL tutarında iki adet fatura bulunduğunu, takibe konu 331,26 TL tutarındaki faturanın tebliğ alındığını fakat 26.070,34 TL tutarındaki faturanın ise tebellüğ edilmediğini, dava konusu 26.070,34 TL bedelli faturanın tebellüğ edilmediğinden itiraz süresinin başlamadığını, takibe konu 26.070,34 TL tutarındaki faturanın taraflar arasında faturaya dayanak oluşturabilecek alışveriş bulunmadığından faturanın dayanağı olduğu iddia edilen hukuki ilişkinin ve faturanın müvekkilince tebellüğ edildiğinin ispatının davacı yana ait olduğunu, takip konusu 26.070,34 TL tutarındaki faturanın içeriğinin müvekkili tarafça bilinmediğini, faturanın ticari defterlere kaydedilmiş olması gerektiğini, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini savunmuş davanın reddine, %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacının, diş malzemesi ve cihazlarına ilişkin düzenlenen fatura alacağının tahsiline yönelik davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacının eldeki dava ile itirazın iptaline karar verilmesini istediği görülmüştür.
Davalı yan ise tebliğ aldığı ödeme emrine karşı; alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, aralarında hukuki ilişki olmadığını, sözleşme yapılmadığını bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize, ferilerine itiraz etmiş, davaya cevaplarında ise; takip konusu 26.070,34 TL tutarındaki faturaya ilişkin taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, müvekkili tarafından tebellüğ edilmeyen faturanın icra takibine ve davaya konu edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Somut olayda, taraflar arasında davalının siparişi doğrultusunda diş imalatının gerçekleştirilmesi ve malzemesi ile birlikte davalıya satışı konusunda devam eden ticari ilişkinin bulunduğu, davacının 331,26 TL ve 26.070,34 TL olmak üzere iki adet fatura bedelinin ödenmediği iddiasına karşın, davalının 331,26 TL’lik faturanın varlığını ve tebliğini kabul ettiği ancak 26.070,34 TL’lik fatura içeriğini kabul etmediği gibi faturanın kendisine tebliğ edilmediğini savunduğu görülmüştür. Davalı yan, takip dayanağı 331,26 TL bedelli faturayı tebliğ aldığını bildirmekle, fatura konusu ürünlerin de kendisine teslim edildiğini kabullenmiştir. 331,26 TL’lik fatura bedelinin ödendiğine dair davalı ticari defterlerinde herhangi bir kayıt mevcut değildir. Nitekim, davalı da bu fatura yönünden herhangi bir ödeme savunmasında bulunmamıştır. Bu durumda davalının 331,26 TL’lik faturaya yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmış olup, bu miktar alacak yönünden itirazının iptaline takibin devamına karar verilmiştir. Davalı 331,26 TL miktarlı faturayı kabul ettiğine göre bu alacak likit olup, taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davalının bu alacağa yönelik inkar savunması haksız olduğundan fatura bedelinin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının 26.070,34 TL bedelli faturaya yönelik alacak talebi ise, davalı tarafından kabul görmemiştir. Davalı faturanın kendisine tebliğ edilmediğini ve fatura konusu ürünlerin teslim alınmadığını savunmuştur. Gerçekten, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan bu faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya konulmuş olup, davacı tarafından fatura konusu ürünlerin sipariş verildiğine dair herhangi bir sözleşme, yazışma, mail vs de sunulmamıştır. Davacı vekili tarafından 01.04.2021 tarihli beyan dilekçesi ile taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında oluşan güven nedeniyle teslimin … isimli kişiye gerçekleştiğini savunarak, teslime yönelik tanık dinletmek istemiş, mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir. Fatura altında ismi yazılı… isimli yabancı uyruklu kişinin, davalı çalışanı olup olmadığı belirlenmediği gibi bu hususa ve teslime yönelik dinlenilen tanık anlatımları ispata elverişli görülmemiştir. Davacı, 26.070,34 TL bedelli fatura konusu ürünleri davalı yana teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlayamadığından, davalının bu faturaya yönelik itirazı yerinde görülmüş ve davanın bu miktar yönünden reddine karar verilmiştir. Her ne kadar 26.070,34 TL bedelli fatura yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının takibe girişmesinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine…” karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında teslimin, devam eden ticari ilişkide güvene dayalı olarak gerçekleştirildiğini, davalının, yabancı uyruklu …’in kendi çalışanı olduğunu inkar etmediğini, bilirkişi raporunda devam eden ticari ilişki olduğunun tespit edildiğini, tanık beyanlarının dikkate alınması gerektiğini, fatura tarihi itibariyle ürünlerin teslim alındığını ve kullanıldığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan … Üye … Üye … Katip …