Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/395 E. 2022/472 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2022
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2022

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalılar … …. ve Tic. Ltd Şti ve … … Şirketi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin, 04.01.2016 tarihinde ihale sahibi … 9. Bölge Müdürlüğü (“İdare”) ile imzalamış olduğu … … … İşini yüklendiğini, müvekkilinin, İdare ile imzalamış olduğu sözleşme uyarınca edimlerini eksiksiz, kusursuz bir şekilde yerine getirdiğini, … 9. Bölge Müdürlüğü ile … A.Ş., … … … San.ve Tic. Ltd. Şti. Ve … … … İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. bulunduğu Ortak Girişim 27.08.2014 tarihinde … … … işine ait sözleşme imzalandığını, müvekkilince yapılan imalatların idare tarafından onaylanan projeye uygun olarak idarenin belirlediği şekilde meydana geldiğini, davalının, ortak girişim tarafından baraj … yapımı sırasında boru hattı üzerinden yoğun iş makinesi trafiği ve boru hattı üzerine yoğun malzeme yığılması nedeni ile hat zarar gördüğünü, yapılan incelemeler neticesinde hattın deforme olduğu, ezilmeler ve kırılmaların meydana geldiğini tespit edildiğini ayrıca davalı ortak girişim tarafından A1 ve A1-1 boru hatları ile sanat yapılarına da zarar verildiğinin tespit edildiğini, zararların meydana gelmesinin tespitinden sonra müvekkili şirket tarafından davalı idareye bildirimde bulunulduğunu, gerekli tedbir ve önlemlerin alınması, meydana gelen zararların tespiti ile zararın giderilmesi talep edildiğini, davalı şirketler tarafından 91. Şube Müdürlüğüne yazılan yazıda verilen zararları ikrar etmiş fakat kendisinin kusurlu olmadığını beyan edildiğini, müvekkilince 18/02/2020 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/2 D.İş dosyası ile hasarın meydana geldiği bölgede hasar tespit ve meydana gelen zararın belirlenmesi için delil tespiti talep edildiğini, 26/02/2020 tarihinde yapılan keşif neticesinde zararlar ve zararın miktarı açıkça tespit edildiğini, verilen zarar miktarının 1.049.955,77-TL olarak hesaplandığını, müvekkilinin tüm zararlarından diğer davalılarla birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, davalıların ortak kusuru ile müvekkilin uğramış olduğu tüm zararların davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesini arz ve talep ettiklerini, davanın kabulüne, müvekkili şirkete verilen zarar nedeniyle şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili, işbu davada uyuşmazlık konusu alacaklarda dava konusu işe ait sözleşmenin 31. maddesinde uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak … Mahkemelerinin kararlaştırıldığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını bu nedenle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıların TBK’nın ilgili hükümlerine göre zamanaşımına uğradığını veya uğrayabilecek alacaklarına karşı zamanaşımı itirazlarını sunduklarını, davaya konu edilen tazminat belirlenebilir olduğundan işbu dava belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, müvekkili idare ile davacı arasında … … Sulaması İşi sözleşmesi imzalandığını, yine müvekkili idare tarafınadn ihale edilen ve yapımına başlanılan … … … İşine ait sözleşmenin müvekkili idare ile diğer davalı şirketler arasında akdedildiğini, yapım devam ederken davacı şirket tarafından zarar görüldüğünün ifade edildiğini, müvekkil idare iş sahibi olarak her iki işte de mevzuattan kaynaklanan gerekli denetim ve kontrol görevini yerine getirmiş olup müvekkil idarenin meydana gelen zararlar bakımından herhangi bir ihmali ve sorumluğuluğunun söz konusu olmadığını ve herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili idarenin iş sahibi olarak gerekli kontrol ve denetimleri yaptığı dolayısı ile bu hususta da bir sorumluluğunun olmadığını beyan ederek, yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.ş ve … …Ltd. Şti vekili, huzurdaki davada uyuşmazlık konusu alacakların, diğer davalı …’ye bağlı 9. (…) Bölge Müdürlüğü tarafından müvekkil davalılardan oluşan yüklenici adi ortaklığa ihale edilen “… … … İşi” kapsamında yapılan iş ile ilgili olup söz konusu işe ait sözleşmenin anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 31. maddesinde uyuşmazlıkların çözüm yeri “… Mahkemeleri” olarak kararlaştırıldığını, yetkili mahkemelerin … Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ve usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, genel olarak, kamu düzeni ile kamu menfaati nedeniyle kanunda öngörülen ve özel hukukta teknik bir kavram olan zamanaşımı, belli bir sürenin geçmesi ile alacağa bağlı dava açma hakkını felce uğratan bir kurum olduğunu, . Haksız fiilden doğan tazminat davasının tabi olduğu zamanaşımı süreleri; TBK m. 72. maddede düzenlendiğini, huzurdaki davada davanın zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren iki yıl içinde açılması gerektiğini, bu nedenle zamanaşımı definde bulunduğunu, davacı tarafça zarar sonuçlu olayın meydana geldiği iddia olunan olay üzerinden 2 yıldan fazla geçmiş olmakla, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davanın esası yönünden müvekkili şirketin ortaklarından olduğu adi ortaklığa kusur izafe edilemeyeceğini, davacı tarafça yaptırılan delil tespitinin de kabullerinde olmadığını haberleri olmadan yapıldığını, davacının kendi eylemleri ile özensiz davranışları ile zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini tazminat talebinde haksız olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen tazminatın haksız olduğunu tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın ihbarı talepleri olduğunu … sigorta şirketine davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, beyan ederek her türlü talep ve itiraz hakkımız saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın öncelikle davanın usulden reddini, talebin kabul görmemesi halinde esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. San. Ve Tic. A.ş vekili, davanın özünü kabul etmemekle birlikte davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, talep edilen tazminat yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu davanın davacı ile ihale sahibi … Müdürlüğü arasında akdedilen … … … İşi kapsamında fen ve sanat yapılarına verildiği iddia edilen zararın tazmini talebinden kaynaklandığı belirtildiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesi gereği, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkili olduğu belirtilmiş ise de müvekkil firmanın da içinde bulunduğu iş ortaklığı tarafından yüklenilen iş ile davacı tarafından yüklenilen iş aynı proje kapsamında bulunmakta olduğu, ancak farklı sözleşmeler işin farklı bölümlerinin yüklenildiği açık olduğunu, sözleşme kapsamında yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğu belirtildiğinden davanın yetkisizlik ile usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini davanın belirsiz dava olarak açılmasının mümkün olmadığını, dava dosyasına sunulan tespit raporunun delil olarak kabulünün mümkün olmadığını, beyan ederek müvekkil firma aleyhinde açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle usul yönünden reddine, mahkemenizce aksi kanaatte ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davalı taraflarca süresi içerisinde … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğu yönünde itiraz dilekçesi sunulduğu, dosya kapsamında yer alan inceleme neticesinde, davacının alacak talebinin ve dava konusu uyuşmazlığın temel dayanağının davacı tarafından her ne kadar haksız fiile dayandırılmış ise de davalı … ile davacı ve diğer davalıların taraf olduğu “… … …” işi ile “… … …” işine ilişkin eser sözleşmelerinin, bu sözleşmeler kapsamında yapılan işler nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenildiği, bu durumda haksız fiilden söz edilemeyeceği, davaya konu uyuşmazlığın sözkonusu eser sözleşmelerinden kaynaklandığı, söz konusu her iki eser sözleşmesinin 31. maddesinde yetki sözleşmesine ilişkin hüküm içerdiği, anılan hüküm gereği yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlendiği bu nedenle davalılarca yapılan yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar … …. ve Tic. Ltd Şti ve … … Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilleri lehine vekalet ücreti verilmemesinin AAÜT’nin 7.maddesine aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından diğer taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 12/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….