Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/394 E. 2023/1026 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/394 – Karar No:2023/1026
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)
ESAS NO : 2022/394
KARAR NO : 2023/1026
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2022
NUMARASI : 2020/428 E-2022/36 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, … Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından ihaleye çıkartılan ve …. A.Ş. – …. A.Ş. İş Ortaklığı tarafından üstlenilen Kuzey Doğu … Muhtelif Mahallelerine ait İçmesuyu İnşaat Yapım İşi, 21/08/2019 tarihli devir sözleşmesi ile davalı …. A.Ş.’ne devredildiğini, 21/08/2019 tarihli devir sözleşmesinin devir bedeli başlıklı 6. maddesine göre 1.800.000,00 TL devir bedelinin müvekkili… A.Ş.’ne verileceği, 12/01/2020 keşide tarihli 800.000,00-TL bedelli ve 12/06/2020 keşide tarihli 1.000.000-TL bedelli çekler ile ödeneceği konusunda anlaşıldığını, 12/01/2020 keşide tarihli 800.000,00-TL bedelli çekin ödemesine müteakip müvekkili tarafından 05/02/2020 tarihli… numaralı KDV dahil 944.000,00 TL’lik fatura düzenlendiğini, fatura’nın 800.000,00 TL’si ödendiğinden 144.000,00 TL KDV alacağının ödenmesi için davalı tarafa Ankara 30. Noterliği’nin 07/02/2020 tarihli 02007 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen ödenmeyen alacağın tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2020/2851 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını belirterek, yapılacak yargılama neticesinde davalının borca itirazının iptaline ve takibin devamına, geçerli icra takibini, haksız ve dayanaksız itirazı ile durduran, müvekkilinin alacağına geç ulaşmasına sebebiyet veren kötü niyetli borçlunun, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili, 21/08/2019 tarihli sözleşmenin devir bedeline ilişkin 6. maddesi incelendiğinde taraflarca bedel olarak 1.800,000 TL’nin kararlaştırılmış olduğunu, sözleşme içerisinde ayrıca KDV tutarına yer verilmediğini, ayrıca madde içerisinde işi devreden tarafın devredilen iş nedeni ile devralandan geçmişe ya da ileriye yönelik hiçbir hak alacak talebinde bulunmamayı kabul ettiğinin açık olduğunu, davacı tarafın sorunu vergisel bir problemmiş gibi aksettirmeye çalıştığını ancak Yargıtay’ın bir çok kararında ve Hukuk Genel Kurulu’nun 2004/19-456 E., 2004/531 K. Sayılı ve 13.10.2004 tarihli kararında belirtildiği üzere bu konunun Borçlar Kanunu’nun sözleşme hukukunu düzenleyen hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir sorun olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş devir sözleşmesi dikkate alındığında bedel unsurunun sözleşmenin esaslı unsurlarından olduğunu, müvekkili tarafından davacıya verilmiş olan çeklerin tahsil edilip, fatura düzenlenmemesinin ve müvekkili tarafından fatura düzenlenmesi istenildiğinde KDV bedelinin sözleşmedeki bedele dahil olmadığı iddiası ile ayrıca sözleşme dışına çıkarak KDV bedeli talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; davacının davasının reddini, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında, taraflar arasında akdedilen 21/08/2019 tarihli devir sözleşmesinde devir bedeli olarak 1.800,000 TL’nin kararlaştırılmış olduğu, sözleşme içerisinde ayrıca KDV tutarına yer verilmediği, devir bedeline bu verginin de dahil olup olmadığına dair bir kararlaştırmada bulunmadıkları, davacının KDV’yi devir bedelinden ayrı olarak gösterip davalının bilgisine ve onayına sunmadığı, devir işlemi geçerli şekilde yapılıp devir bedelini aldıktan ve böylece davalı ile aralarındaki hukuki ilişki sona erdikten sonra KDV’yi içeren fatura düzenleyip davalıya tebliğ ederek ödeme isteminde bulunduğu, sözleşme aşamasında devir bedeli ve vergi tutarını ayrı ayrı göstermeyen davacının, o devir işleminden dolayı ödediği KDV’yi davalı adına değil kendi adına ödemiş olacağı, bunu sonradan davalıdan isteyip isteyemeceği hususunun; vergi hukukunun düzenleme alınının dışına taşan, vergi hukukunun kural ve ilkelerine göre değerlendirilmesine olanak bulunmayan, dolayısıyla Borçlar Kanunu’nun sözleşme hukukunu düzenleyen hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir sorun niteliği taşıdığı, Borçlar Kanunu çerçevesinde değerlendirme yapıldığında ise; bedel unsurunun satış sözleşmesinin esaslı unsurlarından biri olduğu, satıcının başlangıçta iradelerinin birleştiği bedel dışında alıcıdan sonradan ayrıca bir istemde bulunmasına olanak olmadığı, dolayısıyla somut olayda olduğu gibi satış bedelini tahsil ederken alıcıdan ayrıca KDV isteyip almamış olan satıcının sonradan alıcıdan bu yönde bir istemde bulunamayacağı kanaatine varılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacı yanın kötüniyetli olarak takip başlattığına dair herhangi bir delil sunulmadığından, davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine…” karar verilmişitr.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; KDV’nin ayrıca alınıp alınmayacağının, olayın özelliğine göre incelenmesi gerektiğini, tarafların sözleşme bedeline KDV’yi dahil etmediklerini, Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının, sözleşmede KDV dahil ve ya hariç ibaresinin bulunmaması halinde sözleşmede belirtilen bedel üzerinden ayrıca KDV hesaplanması gerektiğini belirttiğini, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan … Üye … Üye … Katip …