Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/368 – 2023/780
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK m. 353/1-b.1)
DOSYA NO : 2022/368 Esas
KARAR NO : 2023/780
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2021
NUMARASI : 2020/223 Esas-2021/721 Karar
DAVACI
VEKİLİ
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında “… Kafe Yapım İşi”ne ait çeşitli mermer kaplama imalatları yapılması ile alakalı olarak 13.03.2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin, … adresindeki kafeye ilişkin yükümlülüklerini sözleşme kapsamında yerine getirdiğini ve işi teslim ettiğini, davalı kafenin de açılışını yaparak işletmeye başladığını, buna rağmen 48.000,00 TL bakiye alacağın ödenmediğini, davalı yanın 22.11.2017 tarihinde bir sözleşme daha imzaladığını, ancak davalının, iş yerinin üniversite çevresinde olduğu, müşteri kaybetmek istemediği söylemiyle yer teslimini sağlamadığını, müvekkili tarafından defalarca iletişim kurulmasına ve işyerine gidilmesine rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin alacağına kavuşamadığını, alacağın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3307 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı yanın itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek davalı şirketin Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3307 sayılı dosyasına yönelik itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili ile davalı arasında 13/03/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme ile; davacı tarafın müvekkilinin işlettiği işyerinin mermer kaplama işini 180.000,00 TL bedel karşılığında üstlendiğini, yapılan bir kısım imalatın ayıplı olması nedeniyle müvekkili ile davacı arasında 22/11/2017 tarihli protokol taahhüt ve garanti belgesi başlıklı sözleşme imzalandığını, davacı şirketin yapmış olduğu tüm iş mekan mermerlerinin değişimini 2018 yılı içeresinde değiştirmeyi taahhüt ettiğini, değiştirilmemesi halinde 50.000,00 TL cezai şart ödemeyi ayrıca iş bitiminde ödenecek 48.000 TL’lik alacağından feragat etmeyi kabul ettiğini ancak davacı şirketin 2018 yılı içeresinde herhangi bir iş, eylem, değiştirme yapmadığını, bu nedenle davacı yanın müvekkilinden alacağının bulunmadığını savunmuş davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin sabit birim fiyat esaslı bir sözleşme olduğu nazara alınarak, davacının yaptığını ileri sürdüğü imalâtlar bakımından hak ettiği iş bedelinin sözleşmede gösterilen birim fiyatlar dahilinde hesaplanması, sonrasında ise yapılan işlerde ayıp olup olmadığının belirlenmesi, varsa, davacının hak ettiği iş bedelinden mahsup edilmek suretiyle bakiye bedelin bulunması gerektiği, dava konusu taşınmazın bodrum kat, zemin kat ve 1. kat olmak üzere 3 kattan oluştuğu, zemin katın, kafenin mutfak ve oturum alanı olarak kullanıldığı, bodrum katta WC lerin bulunduğu, üst katın
ise yönetim katı olarak kullanıldığı, davacı yanın sözleşme uyarınca işin yapılacağı kafenin bina girişi, zemin kat ve bodrum kat tabanında, WC duvarları ve merdiven basamaklarında mermer imalatlarını gerçekleştirdiği, yapının dış cephesinde pencere denizlikleri altında kullanılan dış cephe kaplamasının traverten olduğu
, yapının bodrum katından zemin katına ve zemin katından 1. katına çıkan merdiven basamakları ve sahanlıkların da mermerden yapıldığı ancak kullanılan malzemelerde kılcal çatlaklar olduğu, yerinde yapılmış bazı mermerlerin çatlamış veya kırılmış olduğunun tespit edildiği, öte yandan, dış cephe mekanik duvar kaplamaları içinde, yerinde yapılan tespitte kullanılmış olan bazı travertenlerin kırık olduğunun
da belirlendiği, tespit edilen bu ayıpların, malzemenin kendisi ya da işçilikten kaynaklanabileceği, her iki halde de taraflar arasında akdedilen sözleşmeyle, işi malzemeli olarak yapımını üstlenen davacının, oluşan kusurlardan sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile, eksik ve ayıplı imalatlar nazara alındığında, işin bütünündeki tamamlanma seviyesinin %90 olarak tespit edildiği, tamamlanan iş bedeli; 290.000,00 TLx%90=261.000,00 TL olarak hesaplandığı, davalının yapmış olduğu ihtilafsız ödemeler toplamı olan 242.000,00 TL
, tamamlanan iş bedelinden (261.000,00TL-242.000,00TL) mahsup edildiğinde davacının alacağı 19.000,00 TL olarak tespit edildiği, o halde, davalının bu miktar asıl alacağa yönelik itirazı yerinde görülmediği, taraflar arasındaki sözleşmede hakediş ödemeleri ile ilgili kesin vadeye rastlanmadığı, davalının icra takibinden evvel temerrüte düşürüldüğü de iddia ve ispat olunmadığına göre, davalının takip tarihinde temerrüte düştüğü, davacının ancak takip tarihinden itibaren faiz isteyebileceği, davalının takip öncesi işletilen faize itirazının yerinde olduğu, dava konusu alacağın varlığı ve miktarının, yapılan yargılama neticesinde ortaya çıktığı, takip tarihi itibariyle belirlenebilir olmadığı belirtilerek davacının inkar tazminatı isteminin de reddine; r davalı yan taraflar arasındaki 22.11.2017 tarihli sözleşmeye atıfta bulunarak, davalının 2018 yılında
iç mekan mermerlerin değişimini yapmadığını, bu sebeple 48.000,00 TL’nin tahsilini isteyemeyeceğini savunmuş ise de; davacı yüklenicinin, eser sözleşmesiyle sadece bir faaliyette bulunmayı değil, aynı zamanda bir
sonucu (eser) gerçekleştirmeyi de taahhüt ettiği, davalı iş sahibi öncelikle yüklenicinin işi yapacağı yeri gereği şekilde teslim etmekle yükümlü olduğu, davalı yanın, usulüne uygun teslim iradesine rağmen davacının edimini yerine
getirmediği konusunda bilgi ve belge sunmadığından, işin zamanında yapılmadığına yönelik savunması yerinde görülmeyerek davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 14/01/2022 ve 26/01/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçelerinde özetle; 13/03/2017 tarihli asıl sözleşme gereği iş bedelinin 180.000,00 TL olduğunu, 22/11/2017 tarihli protokol ile iş bedelinin 290.000,00 TL’ye yükseltildiğini ve 2018 yılında iç mekan mermerlerinin değiştirilmemesi halinde davacının 5.000,00 TL ceza ödemesi ve 48.000,00 TL bakiye alacağından feragat etmesinin kararlaştırıldığını, davacının 2018 yılında işlem yapmadığını, 2019 yılındaki ihtarın geçerliliğinin bulunmadığını, yer teslimi yapmadıkları yönündeki tespitin hatalı olduğunu, davacının bakiye alacağının bulunmadığını, fazla ödemenin mevcut olduğunu, temerrütün sözleşme konusu olmaması sebebiyle icra takibi itibariyle avans faize hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını, müvekkilin sözleşme gereği edimlerini ifa ettiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden alınması gereken 1.297,89 TL harçtan peşin alınan 325,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 972,89 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
✍e-imzalıdır
Üye
✍e-imzalıdır
Üye
✍e-imzalıdır
Katip
✍e-imzalıdır