Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/358 E. 2023/771 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.6)
DOSYA NO : 2022/358 Esas
KARAR NO : 2023/771

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2022
NUMARASI : 2019/592 Esas-2022/97 Karar

DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; Müvekkiline ait … parsel sayılı taşınmaz üzerine 273 m² Hafif Çelik Villa imalat, Nakliye ve montajının tamamının 230.000,00 TL + KDV ödenmesi karşılığında yapılması ve 60 iş günü içerisinde müvekkile teslim için davalı ile anlaşma yapıldığını,müvekkilim bahse konu sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini , villanın yapımına ilişkin olarak toplam 285.650,00TL nin tamamının davalı borçluya ödendiğini, ancak bahse konu yapının davalı tarafından tamamlanmadığını ve müvekkilline teslim edilmediğini, sözleşme konusu yapının 22.12.2017 tarihli faturada yazılı olan 135.700,00 TL’ lik kısmının davayı tarafından yapıldığını, geri kalan kısmının yapılmadığını, villanın yapını bedelinin tamamını müvekkili taragından ödemiş olmasına rağmen davalı şirket sahibi …, müvekkili ile olan önceye dayalı arkadaşlığım kullanarak bu süreçte müvekkilinden aldığı parayı başka işlerde kullandığını beyan ederek; yapıyı tamamlamak için 6.500 avro ödünç para dahi istediğini ve bu bedelinde müveklili tarfafından gönderildiğini buna rağmen davalı şirketin işi tamamlamadığını ve davalı tarafa Beyoğlu 16. Noterliğinin 24.05.2019 tarihli ve 14046 yevmiye nosu ile gönderilen ihtarname gönderildiğini ve icra takibi başlatıldığını ve davalı tarafın takibe haksiz olarak itiraz ettiğini bildirerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı olmak kaydıyla müvekkilinin mağdur olmaması alaaklarını tahsil edebilmesi ve kararın infazısınn mümkün olabilmesi için davalı şirkete ait üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına bu mümkün olmaz ise bu kez teminat karşılığında davalı şirkete ait üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, davalı borçlunun Ankara 19.İcra Müdürlüğünün 2019/9417 esas sayılı dosyasına vaki 171.550,00 TL’lik haksız itirazın iptaline karar verilmesini, %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ve vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; Kesilen faturanın 135.700,00 TL olduğunu, faturanın sadece müvekkili şirketin kendi imalatı olan “çelik kısmının imalat ve montajına” ait olduğunu, davacının 31.05.2018 tarihinde sipariş ettiği … teslim edilerek faturasının kesildiğini, iş devam ederken davacının talebi üzerine işe ara verildiğini, davacının talebi üzerine inşaata ara verilen bir yıllık süre zarfında yaşanan ekonomik kriz sebebi ile inşaat malzemelerinde ciddi bir artış olduğunu, davacıya kesilen faturanın kendi imalatı olan çelik kısmı imalat ve montaj bedeli olduğu, yapılan diğer malzemelerin piyasadan alındığını, bu malzemelerin ücretinin ödenmediği ve ödemesinin yapılmasının beklendiği, üçüncü kişilere yaptırılmış işçi ücreti ve malzeme faturaları olduğunu, işçilerin konaklama ve diğer giderlerin davacıya ait olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, davacı tarafın ihtarına noter vasıtası ile cevap verdiklerini, davacı gibi davalı yanın bahse konu inşaata ilişkin tespit yapılması gerektiğini, yapılan işlere karşılık ödeme yapılması gerekirken davacı tarafın ödemeden kaçmak için icra takibi başlattığını belirterek davacı yanın İhtiyati Haciz talebinin reddine, Haksız açılmış davanın reddi ile Ankara 19.İcra Müdürlüğünün 2019/9417 E. sayılı dosyasının iptaline, Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak başlatılmış icra takibi nedeniyle, yargılama sonucunda davacı yanın %20 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; Bilirkişiler tarafından eksik yapılan işlere ilişkin belirlemenin davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen fotoğraflar ile CD kayıtları ve taraflar arsındaki sipariş formu esas alınarak yapıldığı, taraflar arasında yapılan mail görüşmeleri ile ödeme dekontları ve ihtarlardan davacı tarafından davalıya dekontlar kayıtları, davalı tarafından hak edişlere ilişkin faturaların kabulü ile teslimden, davacı tarafın bedelin ödenmesine ilişkin olarak çekmiş olduğu ihtarnameden ve bilirkişi raporlarından davacı tarafından davalıya yapılan çek ödemeleri ile 19.07.2017 tarihli 30.000,00TL, 10.08.2017 tarihli 20.000.00TL, 27.09.2017 tarihli 3.000,00 TL ve 20.10.2017 tarihli 2.500,00 TL bedelli ödemelerin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından 6500,00 Euro karşılığı borç olarak verildiği anlaşılan 10.08.2018 tarihli 25.117,60 TL ödeme ile 10.08.2018 tarihli 15.125,00 TL bedelli ödemeler ile 10.07 2018 tarihli 5.000,00 TL, 16.07.2018 tarihli 3.000,00 TL ve 04.03.2019 tarihli 750,00 TL bedelli ödemelerin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerine kayıt edilmediği, bu ödemelere ilişkin dekontların bulunduğu, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 171.550,00 TL alacaklı olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının dava dışı 3.şahısla imzaladığı 15/07/2019 tarihli sözleşmeyi kabul etmediklerini, her zaman oluşturulabileceğini, bu sözleşmeye ilişkin faturaların dava tarihinden sonra olduğunu, faturaların açık olarak düzenlenmiş olmasının da hukuki gereklilik ve teamüllere aykırı olduğunu, faturaların vergi kanunu da aykırı olduğunu, dosyada alınan raporların çelişkili olduğunu, defterlerin birlikte incelenmediğini, defterlerin uyumlu olmadığını, davacının delil tespiti yaptırmadan afaki olarak eksik iş iddiasında bulunduğunu, bilirkişinin teklifte kendilerinin sorumluluğunda olmayan işleri de eksik iş kapsamına aldığını, bölme duvar, asma tavan, taş yünü ara bölme levhası, iç bölüm elektrik işlerinin müvekkil tarafından yapıldığını, tavan boyası yapıldığını, dış ceple boyalı sıva denilen malzeme ile kaplandığını, diğer işlerin ise ya ikinci kez hesaplandığını ya da kendilerinin sorumluluğunda olmadığını, davacının 6500 Euro borç verdiği iddiasının kabul etmediklerini, 4000 Euro ve 15.125,00 TL’nin inşaata ilişkin ödendiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir. Nitekim; Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, bir sözleşme fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, o sözleşme kapsamında kalan işlerin, o sözleşmenin yüklenicisi tarafından yapıldığı kabul edilir. Ancak, sözleşme feshedilmiş ve işin üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülmüşse, bu kez karine, üçüncü kişi yararına oluşmaktadır. Elbette, her iki durumda da, bu karinelerin aksini ileri süren tarafın, bu savunmasını kanıtlanması mümkündür. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/423 Esas, 2021/1860 Karar).
2-Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2021/3130 Esas, 2021/2836 Karar). Eserin teslim olgusu hukuki fiil ve maddi vakıa olup tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2016/217 Esas, 2017/486 Karar).
Taraflarca benimsenen teklif formunda iş bedeli 230.000,00 TL + KDV olarak belirlenmiştir. Buna göre taraflar arasında iş bedelinin 6098 sayılı TBK 480. (818 sayılı BK 365. maddesi) maddesinde düzenlenen götürü bedel olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak götürü bedelli eser sözleşmelerinde, iş bedelinin tamamı veya bir kısmı ödenmemiş ise, yüklenici işi kararlaştırılan götürü bedelle yapmak zorunda olduğundan yüklenicinin hakettiği imalât bedelinin, fiziki oran yöntemi ile başka bir ifadeyle yüklenicinin sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların eksik ve ayıpları da dikkate alınarak işin tamamına göre fiziki oranının tespit edilip, bulunacak bu oranın götürü iş bedeline uygulanması suretiyle saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir. Bu şekilde belirlenen iş bedeli yapılan ödemelerden az ise, iş sahibi fazla ödediği bedelin iadesini; fazla ise yüklenici ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsilini isteyebilir. Sözleşme dışı iş kalemlerine ilişkin istemlerde ise, yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiç bedellerine göre hesaplama yapılarak iş bedelinin bulunması gerekir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2020/2407 Esas, 2020/3033 Karar).
Ancak götürü bedelli sözleşmelerde iş bedelinin tamamı ödenmiş ise, eksik ve ayıplar nedeniyle fiziki oran kurulması gerekmez; bu durumda iş sahibi, eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelini isteyebilir (ÖZTÜRK, Muammer; GÖZÜTOK Zeki: Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, 2019, s. 569).
Somut olayda taraflar arasında işin tamamlanma yüzdesi ve hangi işlerin davalı yüklenici tarafından yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmaktadır.
3- O halde mahkemece; HMK’nın 169 ve devamı maddeleri uyarınca her iki taraf isticvap edilerek davacının işi hangi tarihte bıraktığı, işin bırakıldığı tarihe kadar hangi işlerin davacı tarafından, hangi işlerin davalı tarafından yapıldığı taraf beyanlarıyla ispat kuralları ve karineler dikkate alınarak belirlenmeli, tarafların anlaşamadıkları çekişmeli işlerin ise kim tarafından yapıldığı konusunda süresinde gösterilen tanıklar varsa dinlenilmeli ve yazışmalar, fotoğraflar, sair deliller tartışılmalı; mahallinde teknik bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak götürü bedele göre iş bedeli hesaplanmalı, bulunan tutardan kanıtlanan ödemeler düşülerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 08/02/2022 tarih ve 2019/592 Esas-2022/97 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Katip …
✍e-imzalıdır