Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/328 E. 2023/731 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.6)
DOSYA NO : 2022/328 Esas
KARAR NO : 2023/731

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2022
NUMARASI : 2019/616 Esas-2022/88 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; Müvekkili ile davalı arasında …; taşınmazlarına ilişkin mekanik ve elektrik tesisat proje çizilmesi konusunda anlaşma sağlandığını, anlaşma uyarınca davalı tarafından istenen mekanik ve elektrik tesisat proje çizilmesi işinin müvekkili tarafından yerine getirilerek davalıya teslim edildiğini, karşılığında 17.05.2018 tarih ve 083186 sayılı 24.190,00 TL. bedelli fatura ile 15.08.2018 tarih ve 083220 sayılı 590,00TL bedelli fatura düzenlendiğini, ancak davalı tarafından faturaların ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilinin alacağının tahsili için Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13156 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, arabuluculuk sonucu anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin yapmış olduğu iş karşılığında düzenlediği faturalara istinaden 24.780,00 TL alacağı bulunduğunu, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı ile duran takibin devamı için işbu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek davalının borca yönelik itirazının iptaline takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Davacının dava dilekçesindeki iddialar gerçeği yansıtmadığını, müvekkili ile davacı arasında uzun yıllardır süren bir ticari ilişki mevcut olduğunu, icra takibine konu edilen 15/08/2018 tarihli 590,00 TL tutarındaki diğer fatura da müvekkili cari hesabına 10/09/2018 tarihinde işlendiğini, müvekkilinin 10/03/2019 tarihinde yapmış olduğu 1.000,00 TL’lik ödeme ile iş bu fatura bedeli olan 590 TL’yi ödediğini, … Parşeldeki iş için davacıya yine 410,00 TL avans ödemesinde bulunduğunu, müvekkilinin basiretli bir iş adamı gibi davranarak ödemekle yükümlü olduğu tüm ödemeleri yerine getirdiğini ve davacının henüz tamamlamadığı … Parseldeki iş işin avans ödemelerinde dahi bulunduğunu, müvekkilinin üzerine düşen her şeyi eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, icra takibine konu edilen iş bedellerinden yalnızca … Parseldeki işin bedelini davacıya ödenmediğini, müvekkilinin iş bu bedeli ödemekle yükümlü olmadığını, Müvekkili…ilçesi … parsel de … AŞ’ye ait arazi üzerinde uygulanması düşünülen … binalarına ait mimarlık ve mühendislik projelendirme çalışmalarını yerine getirmek üzere …. Şti ile 01.05.2018 tarihli Proje Yapım Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin yüklenmiş olduğu iş kapsamında mimari proje kısmını kendisinin hazırlamaya karar vermiş olduğunu, statik proje çizimleri için …. Şti. ile mekanik ve elektrik projelerinin çizimi için davacı ….Şti. ile anlaştığını, proje sürecinde işin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi eksikliklerin tespiti ve tespit edilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla … A.Ş ile pek çok kez toplantılar yapıldığını, toplantılara müvekkili ile statik proje çizimlerini üstlenen…. Şti. eksiksiz bir şekilde katıldığını, ancak davacı … mühendislik toplantılara katılmadığını, ve bu durumun davacının özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını gösterdiğini, … A.Ş. ile yapılan ve davacının katılım göstermediği bu toplantılarda inceleme notları tutulduğunu ve projede yapılması gereken hususlar tek tek belirtildiğini, projede belirtilen eksikliklerin büyük bir kısmı davacının üstlenmiş olduğu Mekanik ve Elektrik projesine ait olduğunu, “YATA uygulama projeleri eksiklikleri listesi” başlıklı projedeki tüm eksiklikler kalem kalem sayılmış olduğu ve bu listede de eksikliklerin neredeyse tamamı davacı şirketin sorumluluk kısmına ait olduğunu, davacının faturaya konu edilen iş için belirlenen bedele hak kazanması için yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olması gerektiğini, ancak davacının haksız eylemi nedeniyle iş ilişkinin fesine sebep olması ve bu nedenle söz konusu ilişkinin taraflarını büyük zararlara, hak ve menfaat kayıplarına uğratmış olmasına rağmen fatura bedelini talep etmesi sebepsiz zenginleşmeye çalışmaktan başka bir şey olmadığını, davanın reddini, davaya konu icra takibinin iptalini, davacının %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; tüm dosya kapsamı, iddia, savunma ve toplanan deliller ile birlikte, alınan bilirkişi kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişilerden alınan raporuna göre, Elektrik mühendisliği açısından, davacı tarafından bu projelere çizim ve hesaplar açısından emek ve mesai harcadığı ve faturalarla talep edilen bedellerin piyasa şartlarına uygun olduğunu, … parsel Sıhhi Tesisatı Uygulama Projesi için 500,00 TL olmak üzere bedelinin KDV dahil 7.500,00.TL olacağı belirtilmiş olup buna göre mekanik ve elektirk tesisat proje çizilmesi işi için KDV dahil toplam (15.930,00.TL+7.500,00.TL) 23.430,00.TL belirlenmiş olduğundan, bilirkişilerin kök ve ek raporları karar ve hüküm kurmaya da uygun olduğundan, Tarafların aralarında kararlaştıkları taşınmazlarına ilişkin mekanik ve elektrik tesisat proje çizilmesi konusunda anlaşma sağlandığı, anlaşma uyarınca davacı tarafından istenen mekanik ve elektrik tesisat projelerine emek ve mesai harcayarak çizip davalıya teslim ederek, karşılığında iki adet fatura düzenlendi ancak davalı tarafından faturaların ödenmediği anlaşıldığından, davacı tarafın çizdiği mekanik ve elektrik tesisat projelerine karşı sarf ettiği emek ve mesai bilirkişiler tarafından toplam 23.430,00 TL tespit edildiğinden, buna göre davanın kısmen kabulü ile, davalının, Davalının, Ankara 25. İcra Dairesinin 2019/13156 Esas sayılı ilamsız icra dosyasına yöneltilmiş olan itirazının İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca kısmen iptali ile, 23.430,00 TL alacağın takip talebinde belirtildiği gibi takip tarihi itibariyle avans faizi başlatılmak suretiyle birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, alacak faturaya davayı olduğundan, likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından davacıya 23/05/2018 tarihinde 10.000,00 TL ve 10/03/2019 tarihinde 1.000,00 TL olmak üzere 1.000,00 TL ödendiğini, bakiye 3.010,00 TL düşüldüğünde 7.990,00 TL ödeme yapıldığının sabit olduğunu, mahkemenin bu ödemeleri dikkate almadığını, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmediğini, banka ödemelerinin dikkate alınmadan davacı tarafından kötüniyetle takip yapıldığını bilirkişilerin … parselin mekanik tesisat çizim bedelini iki kez hesapladığını, davacının yüklenici olarak edimini ifa etmediğinden bedele hak kazanamadığını, davacının, iş sahibi …’dan proje onayı alamadığını, icra inkar tazminatının hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıbı öğrenir öğrenmez gecikmeksizin yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Öte yandan ayıplı işlere ilişkin ihbar mükellefiyeti getiren kanun koyucu eksik işler yönünden iş sahibine böyle bir yükümlülük yüklememiştir. Bir başka deyişle, eksik işlerde ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işler bedeli her zaman talep edilebilir.
Somut olayda kabule göre ayıbın türü, niteliği, açık mı yoksa gizli mi olup olmadığı tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/6380 Esas, 2022/5655 Karar; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Somut olayda takip konusu fatura davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı ise de davalı taraf ayıp iddiasında bulunmuş olup ayıbın var olup olmamasına göre alacağın takip tarihinde likit olup olmadığının tartışılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- O halde Mahkemece yapılacak işlem; dava dışı iş sahibi … şirketinden dava konusu işe ilişkin sözleşme/ihale dosyasının getirtilmesinden sonra bilirkişi heyetinden ek rapor alınması; yukarıdaki açıklamalar kapsamında ayıp iddiasının tartışılması; proje onayı yaptırılmamış ise kusurun kime ait olduğunun ve onaysız haliyle eserin davalı yönünden faydalanma imkanının bulunup bulunmadığının tartışılması; kabule göre ayıbın türü ve niteliğinin tespiti; davalı tarafın 7.990,00 TL’lik ödeme iddiasının ve mekanik tesisat bedelinin mükerrer hesaplandığı itirazının tartışılması; bu şekilde alınacak denetime elverişli bilirkişi ek raporu ile ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 16/02/2022 tarih ve 2019/616 Esas-2022/88 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Katip …
✍e-imzalıdır