Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/322 E. 2022/393 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2022/322
KARAR NO : 2022/393

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2022
NUMARASI : 2021/422 Esas – 2022/125 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
ADRES :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; Ankara … arasında yapılması planlanan teleferik sistemlerinin yapım ve montajı konulu iş için … Büyükşehir Belediyesi … Genel Müdürlüğü Raylı Sistemler Dairesi Başkanlığı tarafından 26.03.2013 tarihinde ihale yapıldığını, ihale sonucu … ve … arasında 14.05.2013 tarihinde 2013/16152 ihale kayıt numarası ile 51.6 milyon TL değerinde bir sözleşme imzalanarak, alınan ihalenin … firması üzerinde kaldığını, … ile imzalanan bu ihale sözleşmesindeki işlemlerin yapımı için … – Türkiye Bursa Şubesi müvekkil şirket ile 14.06.2013, 25.06.2013 ve 12.12.2013 tarihinde 3 adet ayrı sözleşme imzalayarak müvekkil şirketin alt yüklenici sıfatına haiz olduğu hukuki bir ilişkiye girdiğini, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 25.06.2013 ve 12.12.2013 tarihli sözleşmelerde herhangi bir hukuki ihtilaf çıkmadığını ve tarafların bu iki sözleşmeden doğan yükümlülüklerimi gereği gibi ifa ettiğini ancak müvekkil şirketin iş bu davaya konu 14.06.2013 tarihli sözleşmeden doğan alacaklarını gereği gibi tahsil edemediğini, 14.06.2013 tarihli … sözleşmesinin imzalanmasından önce davalı şirketin işbu sözleşme kapsamında yapımını talep ettiği işlerin müvekkil şirket tarafından aşama aşama ayrıntılı olarak fiyatlandırıldığını ve toplam yapılacak iş bedelinin KDV dahil 7.914.109,15 Euro olarak hesaplanarak davalı şirkete … adı altında teklif olarak gönderildiğini, davalı şirket tarafından uygun bulunan bu teklif üzerine müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 14.06.2013 tarihinde alt yüklenici sözleşmesi imzalanarak sözleşme kapsamındaki işlerin müvekkil şirket tarafından yapımı için KDV dahil 7.906.000,00 Euro üzerinden anlaşmaya varıldığını, tarafların sözleşme bedeli üzerinde anlaştığını, müvekkil şirketin sözleşme kapsamında üzerine düşen tüm edim yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve ilgili yapı usulüne uygun olarak 15.05.2015 tarihinde …’ya teslim edilmiş olmasına rağmen şirket sözleşme bedelini gereği gibi ifa etmeyerek huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini, alt yüklenici sözleşmesinden doğan uyuşmazlık kapsamında davalı şirketin ödeme yükümlülüğü olan 1.85.119,88 Euro’nun şimdilik 1.000,00 Euro’luk kısmının ihtarnameden itibaren başlayacak ticari faiz talepleriyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini, alt yüklenici sözleşmesinden doğan uyuşmazlık kapsamında vekaletsiz iş görme bedeli olan 824.595,40 TL’nin şimdilik 1.000,00 TL’lik kısmının 06.03.2015 tarihinden itibaren başlayacak ticari faiz talepleriyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini, ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davaya konu olan … – Türkiye Şubesi ile … arasında imzalanan 14.06.2013 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin 13. Maddesine göre taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıkların tahkim vasıtasıyla çözümleneceğinin kararlaştırıldığını, dava miktarı alacak miktarının zaman aşımına uğradığını, sözleşme kapsamına giren işlerin gerçeğe aykırı olarak eksik belirtildiğini, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin davacı tarafından tam ve gereği gibi ifa edilmediğini, iş eksilişlerine rağmen mevcuduyiyeti iddia edilen alacak taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, yapılan hakedişlere usulüne uygun olarak itirazda bulunulmadığı için davacı şirketin tüm hakedişleri kabul ettiğini, tamamlanan işlerin halihazırda sözleşme kapsamına giren işlerden olup vekaletsiz iş görme hükümlerine tabi olmadığını savunarak, davanın usulden reddini, aksi halde esastan reddini ve her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Her ne kadar davacı vekili 02.12.2021 tarihli dilekçesinde 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun hükümleri gereği taraflar arasındaki sözleşmenin yabancı dilde düzenlenmiş olması nedeniyle geçersiz olacağını ve geçersiz sözleşmeye dayalı tahkim şartının kabul edilmeyeceğini beyan etmiş ve davalı şubenin Türk şirketi gibi hareket ettiği ve fiili idare merkezinin Bursa olduğunu ileri sürmüş ise de, dosyanın incelenmesinden davalı firmanın Türk firması değil İtalyan firması olduğu, Merkezinin Vipiteno / İtalya olduğu, Ankara … arasında yapılması planlanan teleferik sistemlerinin yapım ve montajı konulu iş için … Büyükşehir Belediyesi … Genel Müdürlüğü Raylı Sistemler Dairesi Başkanlığı tarafından 26.03.2013 tarihinde yapılan ihale sonucu 14.05.2013 tarihinde 2013/16152 ihale kayıt numarası ile 51.6 milyon TL değerinde imzalanan sözleşmenin tarafının … olduğu ve dava konusu sözleşmeye konu işe ilişkin ihalenin … firması üzerinde kaldığını, 14.06.2013 Tarihinde imzalanan ‘Alt Yüklenici’ Başlıklı Sözleşmeninde … firmasının Bursa şubesi ile imzalandığı, dosya kapsamındaki delillere göre davalı şirketin yabancı şirket olduğu, 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki kanunun 1. maddesinde Türk tabiyetindeki her nevi şirket ve müesseseler için Türkiye dahilindeki her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmaya mecbur olmalarının öngörülmüş olmasına karşılık, aynı kanunun 2. maddesinde yabancı şirket ve müesseseler için bu mecburiyet Türk müesseseleri ile Türkiye tebasından olan fertlerle mukavele hariç sadece muhabere, muamele ve temaslar ile Devlet dairelerine ibraz mecburiyetinde bulundukları evrak ve defterlere hasredilmiş olmasına ve bu durumda Türk şirketleri ile müesseselerin yabancı şirket ve müesseselerle Türkçe dışında bir dil ile yapılan sözleşmelerin geçerliliğinin yasaklanmamış bulunmasına göre, tahkim şartı içeren ve yabancı dilde düzenlenen sözleşmenin ve tahkim şartının da geçerli olduğu anlaşılmakla( İstanbul BAM 43. H.D. 2020/1903E. 2020/249 K. Sayılı 05/11/2020 tarihli kararı) davanın 6100 Sayılı HMK’nun 413’üncü Maddesi uyarınca Tahkim İlk İtirazı sebebi ile HMK’nun 116/1-b bendi uyarınca uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözülmesi gerektiği” gerekçesi ile, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında kararlaştırılan sözleşmenin İngilizce olarak düzenlendiğini, 805 sayılı yasa hükümleri uyarınca Türkçe sözleşme yapılması zorunluluğu bulunduğunu, davalı şirketin Türk tabiyetinde ve/veya Türk şirketi gibi hareket edip etmediği konuları araştırılmadan yabancı şirket olduğu kabul edilerek karar verilmesinin doğru olmadığını, sözleşmenin ifa yerinin Ankara olması nedeni ile yetkili ve görevli mahkemenin Ankara ATM olduğunu, ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı alt yüklenici, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 21/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …