Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/277 E. 2023/724 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/277 – 2023/724
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.4,6)
DOSYA NO : 2022/277 Esas
KARAR NO : 2023/724

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : 2021/112 Esas-2022/31 Karar

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili;Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalıya ait … parselde kayıtlı binanın 3 cephesinin giydirme cephe uygulaması işlerinin yapılması amacıyla taraflar arasında 05.04.2018 tarihinde sözleşme yapıldığı, sözleşmede iskele kurma sökme nakliye birim fiyatı 9 TL ve betopan uygulama işlerinin metrekare birim fiyatı 142 TL +KDV olarak kararlaştırıldığı, yine iskele geldiğinde 10.000 TL, 30.05.2018’ de 15.000 TL, 30.06.2018’de 15.000 TL, 30.07.2018’de 15.000 TL, 13.08.2018’de 15.000 TL olmak üzere ara ödemelerin yapılacağı, işin bitiminde ise net hesapların yapılıp kalan ödemelerin 45-60 gün çek ile yapılacağının sözleşmede hüküm altına alındığı, tüm malzeme ve işçiliğin karşılanmak suretiyle sözleşme ile kararlaştırılan 18.07.2018 tarihinde bitirildiği, müvekkil tarafından malzeme, işçilik ve KDV Dâhil 205.783,00 TL ‘ lik iş yapıldığı, davalı tarafından kısmi ödeme yapıldığı fakat tüm taleplere rağmen bakiye kısım ödenmediği, davalı tarafından 2 yıl boyunca oyalandığını, yapılan işlerle ilgili 01.10.2019 tarihli 112.100,00 TL, 20.03.2020 tarihli 55.808,10 TL faturalar düzenlendiği, yapılan işin bedelinin daha fazla olmasına karşın davalı tarafından ödeme yapılmamasına ve cevap verilmemesi nedenleriyle ek faturaların düzenlenemediği, dava konusu iş nedeniyle 85.000,00 TL alacağın kaldığı, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığından dava açma zarureti doğduğu, 85.000,00 TL alacağın 18.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasında 05.04.2018 tarihli eser sözleşmesi yapılarak iş sahibi tarafından yükleniciye “… parselde” yer alan binanın 3 cephesini giydirme cephe uygulaması işi verildiği, ancak yüklenicinin işin az bir kısmını yaptıktan sonra işi yapmaktan imtina ettiği ve iş mahallini terk ettiği, yüklenicinin yapmış olduğu işi eksik ve hatalı yaptığı, müvekkilin öncelikle yapılan hataları düzeltmek için uğraştığı, kendi çalışanları ile işi tamamladığı, yine ekte sunulan muavin defter kayıtlarına göre davacının müvekkilden talep edebileceği alacak miktarının 17.100,00 TL olduğu, bu miktar kadar cevap süresi içerisinde davayı kabul etikleri ve buna göre aleyhe yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesini, bunun dışında davacı yanın taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacı beyanına göre 18.07.2018 tarihinde işin tamamlandığının iddia edildiği, işin tamamlandığı iddia edilen tarihte herhangi bir tespit yaptırılmaksızın inşaat tamamlandıktan ve aradan geçen 3 yıla yakın bir süreden sonra geriye dönük olarak alacak talebinde bulunulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi TMK’nın 2. ve 3. maddelerinde düzenlenen dürüst davranma ve iyi niyet kurallarına da açıkça aykırı olduğu, davacı tarafın beyanlarının çelişkili olduğu, dava dilekçesinde 205.783,00 TL’lik iş yapıldığı ve karşılığında kısmi ödeme yapıldığının belirtildiği, 85.000,00 TL’lik dava açıldığı ancak müvekkil şirkete 09.03.2020 tarihli 55.808,10 TL’lik fatura düzenlendiği, davacı yanın talepleri kendi içinde dahi çelişkili olduğu, söz konusu faturanın taraflar arasındaki ticari alacağı aşan miktarda olduğu için müvekkil şirket tarafından da aynı tarihli iade faturası düzenlendiği, davacı tarafın işi eksiksiz tamamladığını ve müvekkile teslim ettiğini ispatla mükellef olduğu, bunun dışındaki ispat edilemeyen taleplerin kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığı, açıklanan nedenlerle kabul edilen 17.100,00 TL dışındaki miktar yönünden davanın reddi gerektiği, miktar yönünden haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddiyle yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; Taraflar arasında 05.04.2018 tarihli eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde, defter kayıtlarının usulüne uygun tutulmasına rağmen birbirini teyit etmediği, yine davalının ticari defterlerinde davacıya herhangi bir borç/alacak bakiyesinin mevcut olmadığı, işin teslim olgusunun ispatının yüklenici davacıya ait olup, bu konuda dinlenen tanık …’ın aynı zamanda davacı şirketi temsilen eser sözleşmesinde imzasının bulunması sebebiyle mahkemece beyanına itibar edilmediğini, bu yönüyle, davacının eserin sözleşmeye uygun olarak teslimi olgusunu kanıtlayamadığı, ancak, davalının sözleşmeye konu işin 17.100,00 TL’lik kısmına yönelik davacının talep sonucunu kabul etmiş olduğu gözetilerek, davanın kısmen kabulü ile 17.100,00 TL’nin sözleşme gereği işin teslimi tarihi olan 18.07.2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eserin tesliminin ispatının tanıkla dahi olabileceğini, sözleşmede aksi yönde hüküm bulunmadığını, davalının eksik işten bahsetmediğini, tanık …’ın davacının temsilcisi, yetkilisi ve ortağı olmadığını, şirket yetkilisinin talebi ile sözleşmeyi şirket adına imzaladığını, tanığın taraf olmadığını, davalının borç ikrarının içerir whatsapp kayıtlarını dikkate almadığını, davalının iddia ettiği eksik hatalı işleri ispat edemediğini, tüm işlerin davacı tarafından yapıldığının kabulünün gerektiğini, bilirkişinin dış mantolama konusunda uzman olmadığını, aradan geçen sürenin tespite engel olmadığını, işin yapımının özel ve teknik bilgi gerektirdiğini, bu işin sıradan inşaat işçileri tarafından yapılamayacağını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir. Nitekim; Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, bir sözleşme fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, o sözleşme kapsamında kalan işlerin, o sözleşmenin yüklenicisi tarafından yapıldığı kabul edilir. Ancak, sözleşme feshedilmiş ve işin üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülmüşse, bu kez karine, üçüncü kişi yararına oluşmaktadır. Elbette, her iki durumda da, bu karinelerin aksini ileri süren tarafın, bu savunmasını kanıtlanması mümkündür. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/423 Esas, 2021/1860 Karar).
Somut olayda yukarıda bahsedilen karineler kapsamında değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Taraflar arasında yazılı olarak eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafça taraflar arasında gerçekleştiği belirtilen whatsapp yazışmaları dosyaya delil olarak sunulmuş ise de söz konusu delile ilişkin raporda ve gerekçeli kararda yöntemince olumlu veya olumsuz bir bir değerlendirme bulunmamaktadır. Bu kapsamda söz konusu yazışmaların taraf yetkilileri arasında gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile sonuca etkisinin tartışılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- O halde Mahkemece yapılacak işlem; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda karinelere göre davacı tarafından gerçekleştirilen imalatın tespiti; bu kapsamda bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sözleşmedeki birim fiyatlar üzerinden davacı ticari defterlerinde kayıtlı faturalar bakımından faturaya dahil işlerde fatura bedelini aşmamak üzere iş bedelinin hesaplanması; şirket yetkilisi/temsilcisi tanık olarak dinlenemeyeceğinden davacı tanığının şirketin çalışanı mı yoksa yetkilisi mi olduğunun tespiti ile yetkilisi veya temsilcisi olduğunun anlaşılması halinde isticvabının düşünülmesi, whatsapp yazışma delilinin tartışılması, bu şekilde ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4,6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 20/01/2022 tarih ve 2021/112 Esas-2022/31 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4,6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Katip
✍e-imzalıdır