Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/274 E. 2022/330 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/274 – Karar No:2022/330
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.6 md)
ESAS NO : 2022/274
KARAR NO : 2022/330

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI : 2016/141 E-2019/543 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :12/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davacının davalı şirket ile … … bulunan … İlköğretim okulunun elektrik tesisat işlerinin tamamının yapımı konusunda anlaştıklarını, davacının okulun elektrik tesisat işinin tamamını eksiksiz olarak süresi içerisinde yaptığını, yapmış olduğu işlere karşılık davalı firma adına faturalar kestiğini ve bir kısmının da davalı tarafça çek ile ödendiğini, ancak bakiye tutarın ödenmediğini, bu hususta davalı aleyhine Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2014/13911 Esas sayılı ilamsız icra takibi yapıldığını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ederek durmasına sebebiyet verdiğini belirterek, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davanın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında 24/07/2012 tarihli … İlköğretim Okulu elektrik tesisat imkanlarının anahtar teslimi ve götürü bedel üzerinden bina iç ve dışından elektrik tesisatlarının yapımı için sözleşme akdedildiğini, davacı tarafın edim ve yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi teslim tarihindeki gecikmelere sebebiyet verdiğini, 19/05/2013 tarihinde işyerini terkederek işi eksik bıraktığını, yapılan iş karşılığında davalının gerekli ödemede bulunduğunu ve davacı tarafın alacağının kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davacı tarafın alacak talebi konusunda karar verilebilmesi için mahallinde keşif yapılmasından sonra, tarafların ticari defterleri de incelenerek bir bütün halinde, yapılan iş ve alacak durumunun tespit edilmesi gerektiği, tarafların ticari defterleri incelenmeden ve yapılan iş, ödemeler, hakedişler birlikte değerlendirilerek bilirkişi raporu alınmadan davacı tarafın alacak talebi ile ilgili olarak karar verilmesine imkan bulunmadığı aynı zamanda davacı vekilinin de delil olarak taraf defterlerine dayandığı ve incelenmesi talep ettiği, 12/02/2019 tarihli duruşmada, “davacı ve davalı ticari defterlerinin incelenerek SMMM ve elektrik mühendisi bilirkişilerden, TTK nun 82. ve devamı maddeleri ile HMK nun 222. maddesine göre delil olma özelliği tespit edildikten sonra, takip ve dava konusu edilen uyuşmazlıkla ilgili defterlerde her hangi bir bilgi ya da kaydın bulunup bulunmadığı, ayrıca delil olarak dayanılan cari hesap alacağına ilişkin bilgi ve belgelerinintarafların ticari defterlerinde kayıtlı bulunup bulunmadığı, taraflar arasında iş ilişkisini gösteren kayıtların bulunup bulunmadığı, ticari defterlerin usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, her iki tarafın defter ve belgelerin birbirini teyit edip etmediği, tarafların iddia ve savunmaları, önceki bilirkişi raporunun değerlendirilmesi, davacının sözleşme hükümlerine göre işi tamamlayıp tamamlamadığı, tamamlamamışsa tamamladığı kısım bedeli, davalının eksik kalan işi başka firmaya yaptırıp yaptırmadığı, davacının yaptığı iş nedeni ile bakiye cari hesap alacağı olup olmadığı ve davacının dava/takip tarihi itibari ile alacak ve faiz miktarını gösterir şekilde “ rapor düzenlemesinin istenmesine karar verildiği, huzurda bulunan davacı vekiline gider avansı yeterli olmadığından talimat ve bilirkişi ücretlerini yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği, bu süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususunun ihtar edildiği, ancak verilen kesin süre içerisinde ve bir sonraki duruşma tarihi olan 21/05/2019 tarihine kadar bilirkişi ücreti yatırılmadığı, davacı vekili tarafından 17/05/2019 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi ücretlerinin indirilmesi talebinde bulunulduğu, bu taleple ilgili olarak 21/05/2019 tarihli duruşmada; “her ne kadar davacı vekili bilirkişi ücretlerinin indirilmesi veya karşı tarafa yükletilmesi talebinde bulunmuş ise de, verilen kesin süre içerisinde bu talepte bulunulmadığı, duruşma gününden birkaç gün öncesinde talepte bulunulduğu, bir önceki duruşmada belirtilen bilirkişi ücretlerinin verilen kesin sürede yatırılmadığı gibi duruşma gününe kadar da yatırılmadığı, ayrıca bilirkişi ücretlerinin de yüksek olmadığı ve dosya kapsamı itibariyle uygun olduğu dikkate alındığında davacı vekilinin talebinin reddine” karar verildiği, taraf ticari defterleri incelenmeden davacının alacak talebi konusunda karar verme imkanının bulunmadığı, davacı vekili tarafından ise verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı ve bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş olduğu gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi ücretinin fahiş olarak belirlendiğini, müvekkilinin belirlenen miktarı ödemeye ekonomik gücünün olmadığı, HMK’nun 324 maddesi gereğince taraflar aynı delile dayandığında ücretin yarı yarıya ödenmesi gerektiğini, diğer delillerin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, hesap mutabakatının tek başına yeterli olduğunu, yapılan ihtaratın usulüne uygun olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Mahkemece, 12/02/2019 tarihli duruşmada davacı tarafa bilirkişi ücreti ve diğer masrafları yatırması için kesin süre verilmiş ise de; söz konusu masraflar delil avansı olduğu halde, gider avansı şeklinde nitelendirilmesi ve bir numaralı ara kararında avans yatırılmadığı takdirde “bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtarına” karar verildiği halde, iki numaralı ara kararında “usulden reddine karar verileceği hususunun ihtarına” şeklinde çelişkili karar kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur (Yargıtay 15 HD 2018/2525 E 2018/2646 K).
2- HMK’nın 190/1 maddesine göre, ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. İspat yükünün doğru tayini davanın seyri açısından hayati öneme haizdir. TMK’nın 6. maddesine göre de kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Ayrıca HMK’nın 324. maddesinde taraflardan her birisinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen ücreti kesin süre içerisinde yatırmak zorunda olduğu, tarafların aynı delilin ikamesini talep etmeleri halinde gereken avansı yarı yarıya ödeyecekleri düzenlenmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı yüklenicinin şantiyeden ayrıldığını, iş yerini terk ederek işi eksik bıraktığını, davacıya alacağının tamamının ödendiğini, eksik işlerin dava dışı firmaya yaptırıldığını savunmuştur. Davacı, dava konusu elektrik tesisat işlerinin tamamını yaptığını iddia etmektedir. Her iki taraf da, tarafların ticari defterlerini delil olarak göstermiştir. Bu durumda; mahkemece, tarafların bilirkişi ücret ve diğer masrafları yarı yarıya karşılamaları hususunda usulüne uygun şekilde ihtarat yapması ve sonucuna uygun bir hüküm kurulması gereklidir (Yargıtay 11 HD. 2020/5623 E 2021/4735 K).
Mahkemece, ispat yükünün kimde olduğu hususunda hataya düşülerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere yatırılması gereken avansın tamamının davacıya yüklenmesi ve kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2019 gün ve 2016/141 Esas 2019/543 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 31/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …