Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/254 E. 2023/840 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/254 – Karar No:2023/840
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)
ESAS NO : 2022/254
KARAR NO : 2023/840
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2021
NUMARASI : 2020/451 E-2021/638 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/07/2023

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davacı ile davalılardan müteşekkil yüklenici iş ortaklığı arasında 17.01.2018 tarihinde “… Doğalgaz Depolama Tevsi Projesi (Faz III) Yapım İşi” sözleşmesi imzalandığını 01.03.2018 tarihinde sözleşmenin 13. Maddesi kapsamında davalı iş ortaklığının 388.350.000,00 TL avans ödemesi yapıldığını, yapım faaliyetleri sürerken yüklenici iş ortaklığının 08.02.2019 tarihli yazısı ile 17.01.2019 tarih ve 7161 sayılı kanunun 32. maddesi ile 05.01.2002 tarih ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa eklenen Geçici 4. madde kapsamında 07.02.2019 tarihinde imalat girdilerinde meydana gelen beklenmeyen fiyat artışları gerekçesiyle sözleşmenin tasfiye edilmesi talebinde bulunduklarını, Bakanlığın olumlu görüşü üzerine 20.05.2019 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedilerek tasfiye edilmesine karar verildiğini, fesih kararının karşı tarafa 21.05.2019 tarihli yazı ile bildirildiğini, davacı tarafından 13.11.2019 tarihli ve 27.11.2019 tarihli yazılar ile sözleşmenin 13.9.5 maddesi hükmü uyarınca yüklenici iş ortaklığından avansın iade edilmesinin talep edildiğini, gönderilen yazılar üzerine tarafların katılımıyla 29.11.2019 tarihinde görüşülen konuların tutanak altına alındığını, alınan kararlar doğrultusunda yüklenici iş ortaklığının 02.12.2019 tarihinde 251.217.762,30 TL avans bakiyesinin davacı kuruluş hesabına yatırdığını, ancak avans bedeline ilişkin faizin ödenmediğini, sözleşmenin ifa sürecinde sözleşmenin 13.9 maddesi uyarınca avansın her bir hakedişin sözleşme bedeline ait tutarına avans mahsup oranı uygulanarak hakedişlerden kesinti yapılmak suretiyle mahsup edildiğini, 01.03.2018 tarihinde ödenen 388.350.000,00 TL avanstan 8 ayrı hakedişte 137.132.237,70 TL mahsup edildiğini, sözleşmenin yüklenici iş ortaklığın talebi üzerine tasfiye edildiğini ve sözleşmenin 13. Maddesi kapsamında yapılan hesaplama ile ulaşılan bakiye avans miktarı olan 251.217.762,30 TL’nin 02.12.2019 tarihinde davacı kuruluşa iade edildiğini, ancak avansın ödendiği 01.03.2018 ile bakiyesinin iade edildiği 29.11.2019 tarihine kadar işleyen faizin davacıya ödenmediğini, davacı kuruluşun Kamu İktisadi Teşebbüsü olup tacir vasfında olduğunu, TTK 20. maddesinin 2. cümlesinde tacirin verdiği avanslar için ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanacağının hüküm altına alındığını, davacı kuruluşun ihale edilen işin bir bütün olarak yapılması ve teslim edilmesi için sözleşme kapsamında yüklenici iş ortaklığına 01.03.2018 tarihinde 388.350.000,00 TL avans verdiğini ve bir tacir olarak bu miktarın bakiyenin iade edildiği 02.12.2019 tarihine kadar kullanmak, değerlendirmek ve nemalandırmak imkanından mahrum kaldığını, bu durumun yüklenici iş ortaklığının avansı yerinde tutuğu 01.03.2018 – 02.12.2019 tarihleri arasında 388.350.000,00 TL tutarında sebepsiz zenginleşmiş olduğu anlamına da geldiğini, bir tacir olan davacı kuruluşun yüklenici iş ortaklığına avans verdiği için kredi kullanmak zorunda kaldığını, bu sebeple yüklenici iş ortaklığının iade yükümlülüğü kapsamında olan faiz türü ve oranlarının ticaret kredi faiz oranlarına göre hesaplanması gerektiğini, faiz hesabı yapılırken yüklenici iş ortaklığının yerinde tuttuğu avans miktarlarına ayrı ayrı her döneme tekabül eden ticari kredi faiz oranları üzerinden faiz tahakkuk ettirildiğini belirterek 145.126.015,37 TL faiz alacağı ile bakiye avans tutarı olan 251.217.762,30 TL’ye 02.12.2019 tarihinden sonra ödeme tarihine kadar ticari kredi faiz oranı üzerinden işletilecek faizi ile birlikte yüklenici iş ortaklığı şerikleri davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı kuruluşa ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalılar ile davacı arasında 17.01.2018 tarihli “… Doğalgaz Depolama Tevsi Projesi (Faz III) Yapım İşine ait sözleşme” imzalandığını ve sözleşme kapsamında projenin yüklenici olan davalılara sözleşme uyarınca belirlenen şekilde ve tutarda avans ödemesi yapıldığını, 7161 sayılı kanunun 32. Maddesi uyarınca 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri kanununa eklenen Geçici 4. madde uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle devam eden sözleşmelerin imalat girdilerinin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idarenin onayına bağlı olarak feshedilip tasfiye edilebilir veya devredilebilir kılındığını, davalıların kanun ile verilen bu hakka istinaden davacıya başvurduğunu, talebin davacı tarafından uygun bulunduğunu ve 21.05.2019 tarihinde davacı idare tarafından yapılan bildirim uyarınca sözleşme feshedilerek sözleşme konusu işin tasfiye işlemlerine başlanılmasına karar verildiğini, tasfiyeye yönelik olarak taraflar arasında bir çok yazışma ve görüşme akabinde davalıların beyan ve taleplerinin Yapım İşleri Genel Şartnamesinde düzenlene merasimler doğrultusunda davacıya iletildiğini, davacının 07.11.2019 tarihli yazısı ile kesin hakediş raporunu tek taraflı düzenleyerek davalılara ilettiğini, kesin hakediş raporunun itirazlarına yönelik ihtirazi kayıtla hakları saklı kalmak kaydıyla davalılarca da imzalandığını, davacının 13.11.2019 ve 27.11.2019 tarihinde iletilen yazıları ile sözleşmenin 13.9.5 maddesine istinaden avansın 15 gün içerisinde iade edilmesi talebinde bulunduğu ve ödenmemesi halinde avans teminat mektubunun nakde çevrileceğini ihtar ettiğini, davalılarca ilgili yazılarak 14.11.2019 ve 28.11.2019 tarihli yazılar ile cevap verildiğini, anılan yazılarda sözleşme uyarınca belirlenen 30 günlük sürenin uygulanması gerektiğinin belirtildiğini, davalılarca 28.11.2019 tarihli yazı ile avans bakiye tutarının net olarak bildirilmesi veya davalılarca hesaplanarak belirtilen tutarın yanlış hesaplanmış olduğundan hareketle davacıdan düzeltilmesinin talep edildiğini, taraflar arasında 29.11.2019 tarihinde toplantı gerçekleştirildiğini, bu toplantıda davacının daha önce 07.11.2019 tarihinde bildirdiği kesin hakediş raporunda görülen iade edilecek avans rakamının değiştiğini ve iadesi gereken tutarın kesin olarak belirlendiğini, davalılar için 30 günlük ödeme süresininde başladığını, bu sürenin dolması beklenmeden 02.12.2019 tarihinde iadesi talep olunan avans bakiyesinin ödendiğini, davacı idarenin semere faizi talebinin haksız ve mevzuata aykırı bulunarak değerlendirme sonucunun davacıya iletildiğini, sözleşme devam ederken avansın mahsubunun hakedişlerden kesinti suretiyle yapıldığını ve faiz uygulanmamakta olduğunu, mevzuatta avansın faizi ile iadesinin kabul edildiğini, vekalet ilişkisine ilişkin TBK 510 ve vekaletsiz iş görmeye ilişkin TBK 529.1 maddeleri incelendiğinde verdiği avansı faizi ile geri alma hakkı tanınanın kendi işinin yapılması için avans veren değil üstlendiği işi gereği gibi yapabilmek için üçüncü bir kişiye ödene yapan iş gören statüsündeki kişi olduğu, bu noktada tacir niteliğindeki vekillerin yapmış oldukları avans ödemelerine uygulanacak faizin başlangıç tarihinin tespitinde TTK’nun ücret isteme hakkı başlıklı 20. maddesinin dikkate alınacağını, ilgili maddenin çıkış noktasının borçlar kanunu uyarınca düzenlenmiş olan vekaletsiz iş görme kavramı olduğunu, ilgili maddenin ilk ve 2. cümlesinin bir bütün teşkil etmekte olup ilk cümlede bahsi geçen iş veya hizmet görmüş tacire ilgili madde kapsamında faiz talep etme hakkı tanındığının anlaşıldığını, maddenin ancak iş gören/hizmet veren tacirin iş sahibinden talebi yönünden uygulama alanı bulabileceğini, davalıların sözleşme uyarınca hizmet veren ve iş gören davacının iş veren konumunda olduğunu, hizmet veren veya iş gören sıfatına haiz olmayan davacının ilgili maddeye dayanarak faize ilişkin hak iddia etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin 13.9. maddesinde ve iş eksiltmede avans iadesinin düzenlendiği 33.14 maddesinde faize yer verilmemiş olduğunu, sözleşmenin uygulandığı dönemde hakedişlerden avans mahsubu yapılırken avans faizi tahakkuk ettirilmediğini, ara hakedişlerden avans mahsubu yapılırken faiz iddiasında bulunmayan davacının TBK 131. Madde gereğince ve usulünce saklı tutulmamış bir fer’i alacak iddiasının artık ileri sürülmesinin de mümkün olmadığını, diğer yandan davalılara izafe edilebilecek kusur veya acz durumuna bağlı bir feshin söz konusu olmadığını, geçici 4. maddede gösterilen tasfiye usulü haricinde tarafların ilave bir talepte bulunmalarının hukuken mümkün olmadığını, davacının fesih nedeniyle uğranılan zarar bağlamında da avans bakiyesine faiz ödenmesini talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının bahsi geçen faiz alacağının ticari kredi faiz oranlarına göre talep etmesinin de ayrıca hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…Taraf delilleri toplanış, 17.01.2018 tarihli sözleşme ile eki idari ve teknik şartname, hakediş ve ödeme belgeleri dosya kapsamına sunulmuş, re’sen seçilen mali müşavir, makine mühendisi ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda özetle; “tarafları … Taşıma A.Ş. (idari) ile … Tesisleri İnşaat San ve Tic. A.Ş adi ortaklığı (yüklenici) olan 17.01.2018 tarihli sözleşme imzalandığı, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu çerçevesinde ihalesi ve sözleşmesi yapılan “… Doğalgaz Depolama Tevsi Projesi (Faz III) Yapım İşi”nin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa 17.01.2019 tarihli ve 7161 sayılı kanunun 32. maddesi ile eklenen sözleşmelerin tasfiyesi veya devri başlıklı Geçici madde 4 gereği tasfiyesi sonucunda iş süresince davalıların oluşturduğu yüklenici iş ortaklığı uhdesinde kalan ve iadesi gereken avans miktarına işleyecek faizin talep edildiği, ödenen avans miktarının 01.03.2018’de 374.833.553,20 TL olduğu, davacının 388.350.000,00 TL ödendiğini beyan ettiği tarafların 29.11.2019 tarihli toplantıda bakiye avans miktarı üzerinde mutabakat sağladıklarından nihai hesaplamada davacı beyanının esas alındığı, hakedişlerden mahsup edilen avanslar yönünden de tasfiye kesin hesap hakedişinde iade edilen avans miktarı kayıtlarda 99.924.404,16 TL olarak görülmekte olup davacının 99.923.638,12 TL mahsup edildiğini beyan ettiği tarafların 29.11.2019 tarihli toplantıda bakiye bedel üzerinde mutabakat sağladıklarından davacı beyanın esas alındığı, birinci seçenek olarak sebepsiz zenginleşme hükümlerinin somut olayda uygulanacağı kanaatine varılır ise davalı adi ortaklığın aldığı avans nedeniyle sağladığı kazancın bir ticari kredi kullansa idi ödemek zorunda kalacağı faiz olduğundan bu varsayıma göre TCMB’nın yayınladığı ticari kredi faiz oranları veri seti kullanılarak yapılan hesaplamada davalıların bu miktar kredi için ödemesi gerekirken ödemekten kurtulduğu faiz miktarının 160.684.762,81 TL olarak hesaplandığı, ikinci seçenek olarak taraflar arasında bir sözleşme olduğu ve tarafların tacir olduğu, sözleşmenin tasfiye edilmesi nedeniyle davalılar uhdesinde kalan avans yönünden tacir davacının TTK 20. Maddesi 2. Cümlesi gereği faiz talep edebileceği düşünülür ise bu durumda 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanuna göre davacının kanuni faiz talep edebileceği sözleşme tasfiye edilmeden avans sözleşme gereği verilmiş olduğundan davalıların sözleşmeden doğan temerrütünden söz edilemeyeceğinden kanuni faiz uygulanarak yapılan hesaplamada ödenmesi gereken faiz miktarının 57.757.859,41 TL olduğu, üçüncü seçenek olarak taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin tasfiyesinin kanunun cevaz vermesi sonucu ve davacı kabulü ile gerçekleştiği olgularına dayanılarak taraflar arasındaki sözleşmede 13.9.5 “işin tasfiye edilmesi halinde yüklenici tasfiye kabul tarihinden itibaren 30 gün içerisinde avans bakiyesini hakden ödemek zorundadır. Bu süre sonunda ödeme yapılmadığı takdirde avans bakiyesi avans teminatı nakde çevrilerek mahsup edilir.” düzenlemesinin yer aldığı davacı ifadesi ile fesih gerçekte davacının tasfiyeyi kabulü ile sözleşmenin sonlanması tarihi esas alınacak olursa (20.05.2019 + 30 gün + 1 gün =) 20.06.2019 gününün davalı iş ortaklığının sözleşmeye göre avans iadesi yönünden temerrüt günü olup 3095 sayılı kanuna göre davacının temerrüt faizi (avans faizi) talep edebileceği buna göre hesaplandığında 29.11.2019 tarihli toplantıda bakiye bedel üzerindeki mutabakat öncesi olduğu gözetilerek davalılara ödenen avans 374.833.553,20 TL ve hakedişlerde iade edilen çıkarıldığında kalan 337.624.683,62 TL olup avans faizi ile 16.084.211,46 TL olarak hesaplandığı, bu hesaplamada 29.11.2019 tarihli toplantıda bakiye bedel üzerindeki mutabakatın esas alınması gerektiği düşünülür ise bu kezde faizin 30.792.142,30 TL olarak hesaplandığı, sözleşmenin yüklenici tasfiye kabul tarihinden itibaren 30 gün içerisinde avans bakiyesinin nakden ödemek zorundadır düzenlemesinde sözü edilen tarihin tasfiye kesin hesabı tarihi değil tasfiye kabul tarihi olduğu, dosya kapsamından bu tarihin davacının fesih tarihi olarak ifade ettiği, 20.05.2019 tarihi olduğunun anlaşıldığı, 29.11.2019 tarihli toplantıda iadeye konu avans miktarı hakkında taraflar anlaşmaya vardıklarından üçüncü seçenek içinde yer alan ve 29.11.2019 tarihli toplantıda bakiye bedel üzerindeki mutabakatın esas alınması gerektiği seçeneği ile yapılan hesaplamanın taraflar arasındaki sözleşmenin 13.9.5 maddesinin uygun hesaplama olduğunun düşünüldüğü” ifade edilmiştir.
Davalılar vekilinin 03.09.2021 tarihli dilekçe ekinde 30.07.2021 tarihli … Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve … Hukuk Fakültesi öğretim üyesi tarafından düzenlenmiş uzman görüşünü, davacı vekilinini ise 24.11.2021 tarihli dilekçe ekinde …Hukuk Fakültesi öğretim üyesi tarafından düzenlenmiş hukuki mütalaayı sundukları anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 09.09.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin 160.684.762,81 TL’ye artırılarak arttırılan dava değerine ilişkin peşin harcın ikmal edildiği görülmüştür.
Dava; 4734 sayılı Kamu İhaleleri Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu çerçevesinde ihalesi yapılarak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4735 sayılı kanunun Geçici 4. Maddesi kapsamında tasfiyesi nedeniyle yüklenici uhdesinde kalan avans tutarının faizi talebine ilişkindir.
Davacının işvereni davalıların oluşturduğu adi ortaklığın yüklenicisi olduğu 17.01.2018 tarihli … Doğalgaz Depolama Tevsi Projesi (Faz III) Yapım İşine ait Sözleşmenin imzalanarak sözleşmenin 13. maddesi gereğince her iki yanın kabulünde olan 388.350.000,00 TL avansın davacı tarafından yüklenici iş ortaklığına 01.03.2018 tarihinde ödenmiş olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
18.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7161 sayılı kanunun 32. maddesi ile 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa eklenen Geçici 4. maddesinde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle devam eden sözleşmelerin imalat girdilerinin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idarenin onayına bağlı olarak feshedilip tasfiye edilebilir veya devredilebilir düzenlemesi bulunmakta olup 17.01.2018 tarihli sözleşmenin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun Geçici 4. maddesi kapsamında yüklenici iş ortaklığının 07.02.2019 tarihli yazılı tasfiye talebi üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığının olumlu görüşü alınarak 20.05.2019 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından yüklenici iş ortaklığına hitaben yazılan 07.11.2019 tarihli yazıda yüklenicinin imzadan imtina ettiği hesap kesme hakedişinin kendilerince düzenlendiği ve onaylandığı belirtilerek yazı ekinde gönderildiği, 13.11.2019 tarihli ve 27.11.2019 tarihli yazılarda ödenen avansın iadesinin talep edildiği davalıların oluşturduğu adi ortaklık tarafından davacıya hitaben yazılan 28.11.2019 tarihli yazıda iadesi talep edilen tutarın net olarak bildirilmesinin istenildiği taraflar arasında düzenlenen 29.11.2019 tarihli toplantı tutanağında ise taraflarca mutabık kalınan 251.217.762,30 TL avans borcunun yüklenici tarafından 02.12.2019 tarihinde … hesabına yatırılacağı belirtilerek tutanağın 3. maddesinin “yükleniciye ödenmiş olan avansa ilişkin …’ın faiz talebi yüklenici temsilcisine bildirilmiş olup faiz hesabının bilahare bildirileceği karara bağlanmıştır. Bu hususu firma yetkilisi değerlendirileceğini ifade etmiştir.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhaleleri Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında imzalanmış olan 17.01.2018 tarihli sözleşme gereğince davacı iş sahibi tarafından davalıların oluşturduğu yüklenici iş ortaklığına 01.03.2018 tarihinde 388.350.000,00 TL avansın ödendiği sözleşmenin yüklenici iş ortaklığının talebi ile 4735 sayılı yasanın Geçici 4. maddesine dayalı olarak 20.05.2019 tarihi itibariyle feshedilmiş olduğu, sözleşmenin 13. maddesi kapsamında sözleşmenin ayakta olduğu dönemde 7 ayrı hakedişte ve son olarak 29.11.2019 tarihinde olmak üzere toplam 137.132.237,70 TL avansın davacı tarafından mahsup edildiği bakiye 251.217.762,30 TL avans tutarının ise 29.11.2019 tarihli tutanak ile kararlaştırılan 02.12.2019 tarihinde yüklenici iş ortaklığı tarafından davacıya ödendiği hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sözleşmenin 13.9.5 maddesinde “işin tasfiye edilmesi halinde yüklenici tasfiye kabul tarihinden itibaren 30 gün içerisinde avans bakiyesini nakden ödemek zorundadır.” düzenlemesinin bulunduğu, . 17.01.2018 tarihli sözleşmenin ise 4735 sayılı yasanın Geçici 4. maddesine dayalı olarak sözleşmenin feshedilmiş olduğu ve davacı yanın yazılı taleplerine rağmen taraflarca karşılıklı mutabakat ile yapılmış bir tasfiyenin söz konusu olmadığı ,tasfiyenin davacı idare tarafından YİGŞ 40 ve 47. maddeleri kapsamında tek yanlı yapıldığı, kesin hak ediş raporunun 24.10.2019 tarihinde onaylandığı ve son avans mahsubunun 29.11.2019 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı iş sahibi idare tarafından davalıların oluşturduğu yüklenici iş ortaklığına 17.01.2018 tarihinde 388.350.000,00 TL avansın ödendiği, avansın sözleşmenin ifayla sonuçlanacağına duyulan güven nedeniyle ödenmesi karşısında sözleşmenin ağırlıklı edimi yerine getirilmeden yüklenicinin talebi ile 4735 sayılı yasanın Geçici 4. maddesi kapsamında 20.05.2019 tarihinde feshedilmesi ile birlikte iş sahibinin ifaya olan menfaati ortadan kalktığı gibi 17.01.2018 tarihinde ödenen ve mahsubu yapılan 137.132.237,70 TL’yi aşan bakiye 251.217.762,30 TL avansın da 02.12.2019 tarihine kadar yüklenici iş ortaklığı uhdesinde kaldığı, TTK 20. maddenin 2. cümlesinde tacirin verdiği avanslar ve yaptığı giderler için ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanacağına yönelik yasal düzenleme çerçevesinde sözleşmenin ifa ile sonuçlanmayarak feshedilmesi ve bu suretle sözleşmenin ayakta olmaması nedeniyle tacir vasfında olan davacının davalıların oluşturduğu yüklenici iş ortaklığına ödenen avans tutarına ödeme anından itibaren yapılan mahsup tutarları ve mahsup tarihleri nazara alınarak bakiye avansın iade edildiği 02.12.2019 tarihine kadar faize hak kazandığı mahkememizce kabul edilmiştir. Bakiye 251.217.762,30 TL avansın iade edildiği 02.12.2019 tarihinden önce taraflar arasında düzenlenen 29.11.2019 tarihli tutanağın 3. maddesinde faiz talebinin yüklenici temsilciline bildirildiği ve faiz hesabının bilahare bildirileceğinin karara bağlandığı ifade edilmekle TBK 131/2 maddesine uygun olarak faiz hakkının saklı tutulduğunun anlaşıldığı, TTK 20 maddesinin 2. cümlesinde sözü edilen faiz kapital faiz olduğundan 3095 sayılı kanunun 1. maddesi kapsamında kanuni faiz uygulanmak suretiyle bilirkişi heyeti raporunda ikinci seçenek olarak hesaplanan toplam 57.757.859,41 TL faiz alacağının istenebilir olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; faiz alacağının türü ve miktarının hatalı olduğunu, müvekkilinin tacir olması nedeniyle TTK 20.maddesi gereğince, avans faizi talep edilebileceğini, müvekkilinin yoksul kaldığı bedelin telafisi adına ticari kredi kullanmak zorunda kalan müvekkilinin zararının temerrüt faizi tutarını aştığı ve kredi faizine hak kazandığının kabulü gerektiğini, sözleşmeye konu iş için kullanılmayan bedelin yaklaşık 2 yıl davalıların tasarrufunda kaldığını, semeresinden yararlandıklarını, davalıların kredi çekmek zorunda kalmadıklarını, bu durumda davacının avansı temin etmek için ödediği faiz miktarı kadar hesaplama yapılması gerektiğini, mahkemece kabul edilen 57.757.859,41 TL’ye faiz işletilmesi gerektiğini, kapital faizi bakımından faize faiz yürütülmemesi kuralının geçerli olmadığını belirterek, mahkeme kararanın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin tarafların mutabakat ile kusursuz olarak sona erdirildiğini, TTK 20.maddesinin uygulanabilmesi ve faiz istenebilmesi için avansın, avansı veren tacirin kendi işin görülmesi amacıyla verilmemesi avansın hukuki sebebinin bulunmaması veya avans verilen tarafın kusurlu olması gerektiğini, dava konusu avansın davacının işinin görülmesi nedeniyle verilmiş olup, faiz talep edilemeyeceğini, yapılan hak edişlerde hak ediş bedellerinin avans bedelininden mahsup edildiğini ve faiz uygulanmadığını, faiz hakkının saklı tutulmadığını, ayrıca avanstan hakediş bedelini mahsup etmesi ve mahsup sırasında faiz uygulamamasının feragat anlamına geldiğini, sözleşme anlaşma doğrultusunda tasfiye ile sonlandığından sebepsiz zenginleşme bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu, faizin 251.217.762,30 TL üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı anlaşma ile tasfiyesine karar verildiği, sözleşmenin davalıların kusuruyla sona ermediği, taraflar arasında düzenlenen 29/11/2019 tarihli toplantı tutanağı başlıklı belgede faiz talebinin geriye doğru saklı tutulduğunun anlaşıldığı, böylece TBK’nın 131.maddesinde düzenlenen ihtirazı kayıt şartının gerçekleştiği, davada TTK’nın 20.maddesi gereğince faiz talep edilmiş olup, yasal faiz uygulanmasının doğru olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalılardan alınması gereken 3.945,439,37 TL istinaf karar harcından peşin alınan 986.361,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.959.078,37 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 22/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip