Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/248 E. 2022/351 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/ Gönderme/ HMK m. 353/1-a.6)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2021
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkilinin, 06.10.2009 ve 06.10.2010 günlü sözleşmeler ve proje protokolleri ile ile davalı şirketin kamyon projesi için çeşitli kalıpların üretimi işlerini üstlendiğini, bu sözleşme gereği üretilen tüm kalıpların sözleşme, protokol, hukuk ve fen kurallarına uygun olarak üretilerek davalı şirkete teslim edildiğini, en son kalıpların üretilmesi aşaması tamamlandığında davalı şirketin iflas ettiğini ve … tarafından tüm varlıklarına el konulduğunu, bu aşamadan sonra müvekkilinin, karşısında bu kalıplar hakkında ilerleme kaydedebilecek, genel ve baskı test ve kontrollerini yapacak yada kalıpları teslim alacak hiçbir muhatap bulamadığını, daha sonra … tarafından satışa çıkarılan … şirketinin şu anki ortaklarınca satın alındığını ve işletilmeye başlandığını, böylece müvekkili şirketin, davalı şirketin yeni yönetimi ile görüşerek kalıpları küçük düzeltmeler gerekebilecek biçimde tamamladığını ve davalı şirkete teslim ettiğini, bu arada kalıpların ufak tefek üretim hatalarının davalı şirketin tedarikçisi olan davadışı … … A.Ş tarafından düzeltilmesi ve bedelinin müvekkili şirket tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığını, davalı şirketin kalıpların desenlerinde değişiklik olabileceğini tanımladığını, müvekkili şirketin, davalı şirketten sözleşme konusu kalıpları yerinde kontrol ederek teslim almasını bir çok kez istemiş olmasına karşın, davalı şirketin buna yanaşmadığını ve kalıpların, tedarikçisi olan davadışı … … A.Ş’nin adresine sevk edilmesini yazılı olarak bildirdiğini, bunun üzerine bu kalıpların … … A.Ş. adresine gönderilerek sevk irsaliyesi karşılığında teslim edildiğini, ancak, davalı şirketin kalıpları teslim aldıktan itibaren hiçbir biçimde anlaşmaya sadık kalmadığını, müvekkili şirketin önce çeşitli bahanelerle oyaladığını ve en sonra da görüşmeleri nedensiz yere durdurduğunu, borçlarını da ödemediğini, Karşıyaka 5. Noterliği’nden 10.03.2017 / …. yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderdiğini ve sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, … … A.Ş. neden aldığı hizmetlerin bedeli olduğunu iddia ettiği 425.000,00 TL + KDV nin ödenmesini istediğini, taraflarınca bu ihtara Ankara 24. Noterliği 24.03.2017 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarname ile yanıt verildiğini ve borçlu bulunan tutarların ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı şirketin Bornova 3.Noterliği’nin 11.10.2017 gün ve …. yevmiye numaralı ihtarını keşide ettiğini ve sözleşmeyi 2. kez ve yine tek taraflı olarak feshettiğini, ancak bu kez ne olduğu açıklanamayan ve anlaşılamayan 1.664.280,00 TL zararlarının olduğunun belirtildiğini ve ödenmesi ihtarını yaptığını, ne olduğu anlaşılamayan ve her yönü ile açıklanmaya ve dayanağa muhtaç bu ihtara da Ankara 24. Noterliği 23.10.2017 tarihli ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile yanıt verilerek ihtar ve içeriğinin reddedildiğini ve borç bakiyesi ile sözleşmeden kaynaklanan kur farklarının ödenmesinin de yeniden ihtar edildiğini, taraflar arasındaki kayıtlar incelendiği takdirde müvekkili şirketin davalı şirketten 454.916,00 TL alacağı bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşme proje protokollerinin 3.4 maddesi uyarınca ödenmesi gereken kur farkı hesabının 2.834.766,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten sözleşmeye dayalı 3.298.682,00 TL alacağı bulunduğunu, müvekkilinin bu noksanların giderilmesi bedelini 96.100,00 Euro karşılığı 413.230,00 TL olarak hesapladığını, bu bedel toplam alacaktan düşüldüğünde davalı şirketin 2.876.452,00 TL bakiye borcu bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000,00 TL toplam alacağın, ilk ihtar tarihi olan 24.03.2017 gününden itibaren avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin İstanbul’da bulunduğunu, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, talep edilen miktarın niteliği itibariyle bölünebilir olmadığını, hatta kesin ve açık belirlenebileceğini, bu nedenle belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, dava dilekçesinde, davacının ileri sürdüğü alacak talebinin 2.876.452,00 TL olduğu dikkate alındığında, dava harçlarının re’sen bu miktar üzerinden tamamlattırılması gerektiğini, aksi halde yine davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekeceğini, 5 yıllık yasal zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili …. VE TİC.A.Ş.’nin, davacının bahsettiği şirket yani “davalı” olmadığını, davalının, … ünvanlarının birbirine benzemesi nedeniyle tüzel kişilikleri birbirine karıştırıldığını, davacının sözleşme akdettiği, kalıp ürettiği, teslim ettiği vs. işlerin muhatabının müvekkili şirket değil, halen aktif ve … … … Müdürlüğüne kayıtlı, bir başka tüzel kişilik olan … … VE … A.Ş. olduğunu, davacının kestiği faturaların muhatabının dahi müvekkil olmadığını, davacı ile müvekkil … VE TİC A.Ş. arasında hiçbir akdi ilişki bulunmadığını, davacının tüm iddia ve taleplerini … … ve … A.Ş.’ye yöneltmesi gerektiğini, bu nedenle, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının bahsettiği ve asıl husumeti yönettiği, … … A.Ş. ünvanlı şirketin halen hukuki ve mali varlığını devam ettirdiğini, ayrıca, … … A.Ş.’nin geçmiş döneme dair tüm borçlarının, …’nin kamusal ihalesi ile elde edilecek ihale bedelinden … tarafından ödeneceğini, davacının sözleşmeye dayalı alacağı olduğunu iddia ettiği 454.916,00 TL’nin dayanağı olan proforma faturaların avans tutarlarının dahi … … tarafından ödendiğini, bu … bedellerinin … tarafından … …’e ödendiğini, yani …’nin de borcun kendisi tarafından ödenmesi gerektiğini kabul ve teyit ettiğini, bu çerçevede, davacının talebini tümüyle …’ye ya da … San. A.Ş.’ye yöneltmesi gerektiğini, davacının, dava konusu ettiği kalıplara dair ifa borcunu zamanında ve gereği gibi ifa etmediği gibi garanti borcunu da ihlal ettiğini, davacının alacıklı değil bilakis borçlu durumda bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; davacı şirket ile dava dışı … San ve Tic AŞ arasında 06.10.2009 ve 06.10.2010 tarihlerinde, kamyon projesi için çeşitli kalıpların üretimi hususunda sözleşmeler imzalandığı, teslim aşamasında, … …’nun 16.05.2013 tarih ve 2013/135 sayılı kararı ile … San ve Tic AŞ’nin yönetimlerinin devralınmasına karar verildiği, akabinde 23.05.2013 tarihli ve 2013/143 sayılı … Kararı ile … San ve Tic AŞ’nin tüm mal, hak ve varlıklarının bir araya getirilerek “… Ticari ve İktisadi Bütünlüğü’nün oluşturulduğu, … …’nun 17.07.2014 tarihli ve 2014/175 sayılı kararına istinaden bütünlüğün mülkiyetinin … AŞ’ye (Yeni Unvanı: … ve Tic AŞ) geçtiği, davacı ile davalı … ve Tic AŞ arasında akdi ilişki bulunmadığı, ayıplı kalıpların onarılmasının talep edilmesinin yeni bir sözleşme olarak kabul edilemeyeceği, … tarafından davalı şirkete iktisadi bütünlük içerisinde yer alan tüm mal, hak ve varlıkların devredildiği, borçların devredilmediği, bu nedenlerle davalı şirketin taraf ehliyetinin (pasif ehliyetinin) bulunmadığı kanaatine varılmakla, davalı şirket vekilinin 30.11.2021 tarihli tahsis ve tavzih talebi yerinde görülmeyerek ancak hüküm kısmının birinci fıkrasındaki “…114/1-a” yazısı, “114/1-d” olarak düzeltilmek suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının, dava konusu kalıpların üretimi, değiştirilmesi için sipariş verdiğini, bunun dahi tek başına bir sözleşme olduğunu, davalının müvekkile gönderdiği 2017 yılındaki ihtarlarla … San. Ve Tic.a.ş.’nin halefi olduğunu bildirdiğini, müvekkilin … sürecinin şartlarından haberi olmadığını, davalının beyanları esas alınarak hüküm kurulduğunu, delillerin tartışılmadığını, kalıpların 2016 yılında üretildiğini, 2014 yılından itibaren davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin devam etmekte olduğunu, davalının üretilen kalıpları teslim aldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının istinaf harcını nispi olarak yatırması gerektiğini, istinaf başvurusunun kabul edilemez olduğunu belirterek mahkemenin yaptığı tespitler sonucu davanın pasif husumet yokluğundan esastan reddine ve müvekkil lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kural olarak eser sözleşmelerinde iş bedeli alacağı işin teslimi ile muaccel hale gelir. Somut olayda … … ve … Şirketinin yönetimine … tarafından el konulduktan sonra ihale süreci tamamlanıncaya kadar eserin teslimi söz konusu olmamıştır. İhale tarihinden önce sözleşme tam olarak sonuç doğurmamışsa … ihale tarihinden önceki sonuçlardan sorumlu olacaktır. Eserin teslimi ile birlikte iş bedeli muaccel hale geldiğinden borç, teslim tarihine göre davalı nezdinde doğmuş olacaktır.
O halde Mahkemece işin esasına girilmesi; taraflar arasındaki ihtarlar, yazışmalar ve ticari defter kayıtlarının incelenerek değerlendirilmesi; davacı tarafından davalıya teslim edilen kalıpların incelenmesi; davalının ayıp iddialarının tartışılması; bu şekilde iş bedelinin hesaplanması suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA 14. ASLİYE … MAHKEMESİ’nin 25/11/2021 ve 2017/688 Esas-2021/792 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
6-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.