Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)
DOSYA NO : 2022/20 Esas
KARAR NO : 2023/1250
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI : 2014/648 Esas- 2021/597 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 28/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/12/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 12/08/2009 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kooperatif ile davalı …’ın … Bölgesinde bulunan 70 adet villadan oluşan inşaatı tamamlama işine ilişkin 18.08.2006 tarihli 1.510.000 TL bedelli bir sözleşme imzaladığını, daha sonra 14.12.2007 tarihli yeni bir sözleşme daha imzaladıklarını, bu sözleşmede hangi işlerin hangi sürede yapılacağının ayrıntıları ile belirlendiğini, müvekkili tarafından davalıya 1.000.000,00 TL ödeme yapıldığını, sözleşmedeki işlerin tamamlanması için davalıya 18.07.2008 tarihli noter bildirimi yapıldığını ancak davalının her hangi bir iş yapmadığını ve kendisine fazla ödenen tutarı iade etmediğini, davalının yaptığı işlerin tespiti için Sincan 2.AHM 2009/15 D.iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, yapılan imalat bedelinin 463.258,00 TL olarak belirlendiğini belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı olmak üzere davalıya fazla ödenen tutardan şimdilik 50.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Dosyaya sunulan 12/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak toplam 436.393,00 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Sözleşme konusu inşaatın ruhsatının olmadığını, davacının ruhsat almaya ilişkin yükümlülüğü yerine getirmediğini, müvekkilinin yaptığı imalatlar karşılığında davacı kooperatiften alacaklı konumda olduğunu, davalının müvekkiline 1.000.000,00 TL ödeme yaptığı iddiasının doğru olmadığını, davacının sunduğu ödeme belgelerindeki imzaların bir kısmının müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin kooperatiften olan alacaklarını tahsil amacıyla Ankara 12. İcra Müd. 2010/2370 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davacı tarafından keşide edilen ihtarnamelerin müvekkiline tebliğ edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2021 tarihli 2014/648 Esas 2021/597 Karar sayılı kararında özetle; Davacı kooperatif ile davalı yüklenici arasında 18.08.2006 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin konusu davacı kooperatife ait … İlçesi … Bölgesinde bulunan 70 adet villadan oluşan inşaatın tamamlama (ikmal) işi olup sözleşme kapsamında yapılacak işlerin Ek-1’de tarif edildiği, yüklenicinin sözleşmeyi takiben derhal işe başlayacağı, ve 120 takvim günü içerisinde işi tamamlayıp sözleşme ve eklerine uygun olarak iş veren kooperatifi yönetimine teslim edeceği, aksi takdirde her geçen gün için günlük 1.000,TL gecikme cezası kesileceği, EK:1 deki işlerin tamamına karşılık (malzeme + işçilik + nakliye + yükleme boşaltma dahil) toplam yükleniciye 1.510.000,TL ödeneceği, ödeme şeklinin 4 adet villa hissesi olarak yapılacağı (her villa 125.000,TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL) hisselerden geriye kalan 1.010.000,TL’nin işin bitimi ve kesin kabulden sonra 10 ay içerisinde eşit taksitle ödeneceği, kararlaştırılmıştır. Sözleşme eki “Ek-1” liste iki sayfadan oluşmakta olup yüklenici tarafından yapılacak işler tarif edilmiştir.
Bilahare taraflar arasında 14.12.2007 tarihli Ek sözleşme imzalanmıştır. Ek sözleşmenin konusunun ilk sözleşmedeki ile aynı olup, iş bitim tarihinin 30.07.2008’e ötelendiği, işin bedelinin önceki sözleşmede olduğu gibi 1.510.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, ödeme şeklinin ise değiştirildiği, değiştirilen ödeme şekline göre (4 adet villa hissesi x 155.000 TL)= 620.000 TL olup kalan tutarın nakit olarak veya üye senedi olarak geçici kabulden itibaren 6 ay içinde eşit taksitlerle yükleniciye ödeneceği öngörülmüştür. Sözleşmede ayrıca yükleniciye şimdiye kadar 80.484,00 TL nakit ödeme yapıldığı ve üç adet villa hissesinin verildiği ve 1 adet hissesinin ise sözleşmenin imzası ile birlikte devredileceği öngörülmüştür. Yapılacak işler listesi 18.08.2006 tarihli sözleşme ekinde olduğu için yeni bir yapılacaklar listesi hazırlanmamıştır.
Davacı kooperatif tarafından keşide edilen 18.07.2008 tarihli ihtarnamede; 14.12.2007 tarihli ek sözleşmenin 11/ı maddesi gereğince 30.01.2008 tarihine kadar yapılması gereken imalatın bitirilmediği, ayrıca 11/i maddesi gereğince 30.05.2008 tarihine kadar yapılması gereken imalatların bitirilmediği, bu işlerin en geç üç gün içerisinde bitirilmemesi halinde sözleşmenin 12. maddesi gereğince başka bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın sözleşmenin tek taraflı olarak fesih edileceği doğacak tüm zararlarının tazmini için yasal yollara baş vurulacağı bildirilmiştir.
Davacı tarafından keşide edilen 11.09.2008 tarihli fesih bildiriminde; 14.12.2007 tarihli ek sözleşme çerçevesinde tüm işlerin 30.07.2008 tarihi itibariyle bitirilmediği için ek sözleşmenin 12. maddesi gereğince sözleşmenin tek taraflı fesih edildiği belirtilmiştir.
Feshi müteakip davacı tarafından Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/15 D.İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespitte davalı yüklenicinin yapmış olduğu imalatın teklif fiyatına göre tutarının 463.258,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekilinin 11.10.2011 tarihli dilekçe ekinde sunduğu deliller arasında; tarihsiz “Tutanak” başlıklı belge bulunmakta olup belgede; davalı yüklenicinin (1.sözleşme kapsamında 765.000,00 TL + ikinci sözleşme kapsamında 479.000,00 TL + … boru ve toprak tesviyesi 390.000,00 TL) = 1.634.000,00 TL’lik toplam iş yaptığı verilen avanslar düşüldükten sonra kalan tutarın yükleniciye 21.12.2008 tarihine kadar ödeneceği belirtilmiş olup belge altı davacı kooperatif yönetim kurulu üyeleri tarafından imzalanmıştır.
Davacı vekili söz konusu belge altındaki imzaların kooperatif yöneticilerine ait olduğunu ancak belgenin içerik olarak gerçeği yansıtmadığını, belgenin aslında sözleşmenin 1 nolu eki olup üst kısımdaki boşluğa sonradan ilave yapıldığını, sonradan yapılan ilavenin sahte olduğunu bildirmiştir.
Davalı tarafından dosyaya sunulan ve kooperatif yönetim kurulu üyelerinin imzasını taşıyan tarihsiz “Yükleniciye Yapılacak olan ödeme ile Alt Yapı ve Proje İşleri” başlıklı belge dosyaya sunulmuş olup davalı vekili söz konusu belgenin yapılan iş miktarı yönünden davalı … bağlayıcı olduğu, o nedenle bilirkişi raporunda hesaplanan hakediş miktarı yerine söz konusu belgede yer alan tutarın hakediş olarak kabulü gerektiğini dile getirmiş ise de davacı tarafça belgenin sahte olduğu öne sürülmüş olup ibraz edilen belge aslı üzerinde yapılan 11.03.2021 tarihli bilirkişi incelemesinde; davalının savunmasına dayanak teşkil den “Tutanak” , “Yükleniciye Yapılacak Ödeme ile” , “……..” ibaresi ile başlayıp “….Ödenecektir” ibaresi ile biten kısmın aynı makine ile oluşturulmadığı, başka bir anlatımla davalının savunmasına dayanak olan kısmın belgeye sonradan ilave edilmiş olduğu bu yönü ile belgenin hükme esas alınamayacağı anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 13.10.2014 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı kooperatif tarafından davalı yükleniciye yapılan ödemeler toplamı devredilen villa hisseleri de dahil olmak üzere 954.284,00 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporunda tespit edilen ödeme tutarına yönelik taraf vekillerinin bir itirazının olmadığı ve bu konuda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı kooperatif tarafından Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/598 D.İş sayılı dosyası aracılığıyla yaptırılan tespitte; fesihten sonraki bir yıllık süreçte yapılan imalatlarda bozulmalar ve yıpranmalar olduğu, belirtilerek yapılan imalatın yeniden yapılması gerektiği belirtilerek eksik ve kusurlu imalat bedelinin hesaplandığı görülmektedir. Sözleşmenin feshi ile birlikte yapılan imalatların sorumluluğu iş sahibine geçtiği için fesihten sonraki süreçte imalatlarda meydana gelen bozulma ve yıpranmanın davalıya yükletilmesi olanaklı değildir. Bu nedenle delil tespitindeki bulgular dosyamız bakımından hüküm ifade etmemektedir.
Mahkememizce mahallinde keşif yapılmak suretiyle alınan 10.12.2018 tarihli ek raporda; yüklenicinin 18.08.2006 tarihli sözleşme kapsamında yapmış olduğu işler tutarının 467.891,00 TL olduğu buna ilaveten keşfen belirlenen işler tutarının ise 115.400,00 TL olup toplam hakediş tutarının 583.291,00 TL olduğu, yüklenicinin kanalizasyon işini büz yerine … boru ile yapması nedeniyle her iki malzeme bedel farkının hesaplanabilmesi için ASKİ tarafından onaylanmış projenin dosyaya kazandırılması gerektiği, belirtilmiştir. Mahkemece alınan 11.05.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı tarafından dosyaya kazandırılan ASKİ tarafından onaylanmış kanalizasyon projesi üzerinde yapılan incelemede yapılan boru hattının 612,5 metre uzunluğunde 200 mm … boru ile yapıldığı, bu itibarla kanalizasyon hattının büz yerine … boru ile yapılmış olmasından kaynaklı fiyat farkının 7.840,00 TL olduğu bu çerçevede davalı hakediş tutarının 583.291,00 TL + 7.840,00 TL = 591.131,00 TL olup davalıya yapılan 954.284,00 TL ödeme nazara alındığında davalıya yapılan fazla ödeme tutarının 363.153,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Dava; davalı yükleniciye yapılan fazla ödemenin istirdadı istemine ilişkin olup alınan bilirkişi raporları ve ek raporlar kapsamında hesaplanan fazla ödeme tutarı olan 363.153,00 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 363.153,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, alacağın 50.000,00 TL’sine dava tarihinden, kalanına 12/11/2014 ıslah tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen 29/11/2021 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacı kooperatifin sözleşme ile yüklendiği edim ve taahhütlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin bir kez daha mağdur konumuna düştüğünü, iddialarının ve itirazlarının dava aşamalarında değerlendirmeye alınmadığını, müvekkilinin yapmış olduğu imalatlar karşılığında müvekkilinin alacaklı durumda olduğunu, davacı kooperatifin müvekkiline yaptığı ödemelerin de gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan ödeme belgelerindeki bir kısım imzaların müvekkiline ait olmadığı gibi, bazı ödemelerin ise yetkisiz 3. kişilere yapıldığını, tüm bu hususların cevap dilekçesi ile belirtilmesine rağmen davanın hiçbir aşamasında dikkate alınmadığını, hakiki durumun ortaya çıkması için bu hususların incelenmesi gerektiğini, ancak imza incelemesi yapılmadan hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, Yenimahalle Belediye Başkanlığı M.06.6.YEN.0.13.310-99/2050/rH.-259/234 sayılı yazısı ile gelen kayıtların savunma ve iddialarını doğrular nitelikte olduğunu, bu hususun davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğinin resmi kanıtı olduğunu, bu durumun bizzat davacının sorumluluğunda olduğunu, ruhsatsız kaçak yapılara bağlanan hukuki sonuçların yasalarda ve Yargıtay içtihatlarında açık şekilde yer aldığını, tüm bu hususların mahkemece değerledirilmesi gerekirken yine hiç değerlendirilmeye alınmadan hüküm tesis edildiğini, tutanak başlıklı belgenin davacı kooperatif yetkilileri tarafından imza altına alındığını, yükleniciye yapılacak olan ödeme ile alt yapı ve proje işlerine ilişkin belge olduğunu, belge altındaki imzaların kooperatif yetkilileri tarafından kabul edildiğini, müvekkili tarafından düzenlenmiş bir belgenin söz konusu olmadığını, hayatın olağan akışı içerisinde davacı yanın bahsettiği şekilde belge üstünün müvekkili tarafından doldurulmasının mümkün olmadığını, imzanın kooperatif yetkililerine ait olup böyle bir belgeyi davacı yana vermeden müvekkilinin temin etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilin yaptığı harcamalara binaen kooperatiften 4 daire kendisine verileceğini söylenmesine rağmen kendisine teslim edilmediğini, kısaca müvekkilinin her anlamda mağdur edildiğini, davacı kooperatiften alacaklı olmasına rağmen resmen borçlu çıkarıldığını, müvekkili huzurundaki dava sebebiyle oldukça zarara uğradığını, mağdur olduğunu ve acze düştüğünü, Uyap üzerinden yapılacak sorgulamada üzerine kayıtlı herhangi bir malvarlığı bulunmadığının görüleceğini, herhangi bir iştede çalışmadığı da gözetildiğinde adli yardım talebi istemesinin gerekli olduğunu, müvekkilinin daha önce de adli yardım talebinde bulunduğunu Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/1 D.İş sayılı kararı ile adli yardımdan yararlanması için karar verdiğini, müvekkilinin halen daha maddi anlamda durumunu düzeltemediğini, fakirlik belgesini ve daha önce verilmiş olan adli yardım kararını ek olarak mahkemeye sunduklarını, bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında düzenlenen ve konusu “… Bölgesinde bulunan 70 adet villadan oluşan inşaatın tamamlama işine ilişkin 18/08/2006 tarihli 1.510.000,00 TL bedelli sözleşme ile daha sonra taraflar arasında düzenlenen 14/12/2007 tarihli ikinci sözleşme kapsamında davalı yükleniciye yapılan fazla ödemelerin tahsili isteğine ilişkin olup davacı arsa sahibi davalı ise yüklenicidir.
Davacı arsa sahibi kooperatif vekili taraflar arasındaki sözleşmelerin, davalı yüklenicinin inşaatı tamamlama edimini süresinde ve sözleşmeye uygun şekilde tamamlamadığından müvekkili kooperatif tarafından gönderilen 11/09/2008 tarihli fesih ihtarnamesi ile feshedildiğini, bu güne kadar davalı yükleniciye müvekkili tarafından 1.000.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/15 D. İş sayılı dosyası üzerinden yaptırdıkları tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile davalı tarafından yapılan imalat bedelinin 468.258,00 TL olarak belirlendiğini bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesi ile 50.000,00 TL ıslah dilekçesi ile ise toplam 436.393,00 TL alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yüklenici vekili tarafından verilen davaya cevapta, müvekkiline yapılan ödeme tutarının 1.000.000,00 TL olduğu hususunun doğru olmadığını, vaat edilen villa hissesinin de devredilmediğini, müvekkili tarafından yapılan imalatlar nedeniyle müvekkilinin davacıdan alacaklı durumda olduğunu, bu alacaklarının tahsili için davacı kooperatif hakkında icra takibi başlatıldığını, dosyaya sundukları “Yükleniciye Yapılacak Olan Ödeme İle Alt Yapı ve Proje İşleri” başlıklı belgeye göre davacı arsa sahibinin müvekkiline borçlu olduğunu ve hak ediş tutarının bu belgeye göre hesaplanması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dosyaya sunulan sözleşme örnekleri ile tutanak ve tüm dosya kapsamının incelenmesi ile davadan önce Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/15 D. İş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu ve mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi kurulunun kök ve 4 adet ek raporlarına istinaden taraflar arasında düzenlenen götürü bedelli 1.510.000,00 TL tutarındaki ve konusu “… Bölgesinde Bulunan 70 Adet Villa İnşaatının Tamamlanması” olan 18/08/2006 tarihli eser sözleşmesi ile 14/12/2007 tarihli ikinci eser sözleşmesinin davacı kooperatif tarafından işlerin zamanında bitirilememesi sebebiyle 30/07/2008 tarihi itibariyle tek taraflı olarak feshedildiği, davalı tarafından yapılan işler tutarının tespit dosyası ile mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ile toplam 591.131,00 TL olarak belirlendiği, davacı arsa sahibi kooperatif tarafından davalı yükleniciye villa hissesi devri ile nakit ödemeler karşılığı yapılan toplam ödeme tutarının 954.284,00 TL olduğu, sonradan yaptırılan tespit dosyasında fesihten sonra imalatlarda meydana gelen bozulmalardan davalı yüklenicinin sorumlu tutulamayacağı, davalı yüklenici tarafından dosyaya sunulan “Yükleniciye Yapılacak Olan Ödeme İle Altyapı ve Proje İşleri” başlıklı belgede davacı kooperatif tarafından davalı yükleniciye borçlu olunduğu kabul olunan hak ediş tutarını belirten bölümün sonradan belgeye eklendiğinin davacı kooperatif tarafından savunulmuş olması nedeniyle bu belge üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığından alınan rapor içeriğine göre “yükleniciye yapılacak olan ödeme ile altyapı ve proje işleri” başlıklı kısım ile altındaki paragrafın belgeye sonradan eklenmiş olduğunun her iki paragraftaki makine yazılarının aynı makine, yazıcı, tarayıcı, fotokopi makinesi vb. ile oluşturulmadığının tespit edilmiş olmasından dolayı anlaşıldığından bu belgedeki davalı yüklenici tarafından yapıldığı belirtilen hak ediş tutarlarının ve bu belgenin hükme esas alınamayacağı, buna göre davacı kooperatif tarafından davalı yükleniciye yapılan fazla ödeme tutarının 363.153,00 TL olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 363.153,00 TL alacağın 50.000,00 TL’sinin dava tarihinden kalanının 12/11/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiş bu karara karşı davalı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece de dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2021 tarihli 2014/648 Esas 2021/597 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 24.806,98 TL istinaf karar ve ilam harcının davalının, dairemizin 03/03/2022 tarihli adli yardım ara kararı nedeniyle adli yardımdan faydalanmasına karar verilmiş olması sebebiyle hükmün kesinleşmesine kadar harcın davalıdan tahsilinin HMK’nın 339/1 maddesi uyarınca ertelenmesine, hükmün bu şekilde kesinleşmesi halinde ertelenen 24.806,98 TL istinaf karar harcının davalıdan bu madde hükümlerine göre tahsili işlemlerinin bu aşamadan sonra yerine getirilmesine,
3- Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 28/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır