Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/185 E. 2022/259 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.6 md)


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2021
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı, davalı şirket ile Muş … …. binası cephe kaplama işi nedeniyle sözleşme imzaladığını ve sözleşmeden kaynaklanan edinimlerini yerine getirdiğini, ayrıca ilave imalatlar yaptığını, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2019/14082 sayılı dosya ile yapılan takipte vekilinin avans faiz yerine yasal faiz talep ettiğini, aradaki farkın ödenmesi gerektiğini belirterek, 23.237,74 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirket tarafından aynı alacak için Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2019/14082 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve ayrıca Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/429 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını bu dava ile huzurdaki davanın aynı mahiyette olduğunu ve davanın zaman aşımına uğradığını bu nedenle davanın derdestlik ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini ayrıca müvekkili olan şirket tarafından yapılan işin tamamlanan kısmına ilişkin davacı şirkete fazlası ile ödeme yapıldığını, dolayısıyla davacının müvekkili şirketten hiçbir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirkete borcunun bulunduğunu, davacının işi zamanında yetiştiremeyeceği anlaşıldığından müvekkili şirket tarafından olaya müdahale edilerek 06.07.2014 geçici kabul tarihine kadar davacı nam ve hesabına tüm eksikliklerin tamamlandığını, gerek davacının kendisi tarafından gerekse nam ve hesabına yapılan ödemeler toplamının 199.892,25 TL olduğunu, ayrıca müvekkilli tarafından sözleşmenin 5.madde hükmüne göre gecikme cezası uygulandığını, müvekkili şirketin davacının işi geciktirmesi nedeniyle zarar gördüğünü, sözleşmenin 7. maddesinde ödemenin hak edişle yapılacağının kararlaştırılmasına rağmen hak ediş düzenlenmeden fatura düzenlendiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, somut olayda; dava konusu talebin, davacının alacaklı, borçlusu davalı olan Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2019/14082 esas sayılı icra takibinde asıl alacağa avans faizi talep edilmesi gerekirken yasal faiz talep edildiğinden dolayı yasal faiz ile avans faiz arasındaki farka ilişkin alacak istemine ilişkin olduğu, davacı alacaklının icra takibine koyduğu sırada alacağına yasal faiz işletilmesini istediği, faiz hakkının seçimlik ve yenilik doğuran bir hak olması nedeniyle seçim hakkının kullanılmakla tükendiği, bir hakkın saklı tutulabilmesi için talep edilenle saklı tutulanın aynı haktan doğması gerekmesine rağmen ticari ve yasal faizin aynı haktan doğmadıkları, bu nedenle ticari faiz hakkının saklı tutulmasına herhangi bir hukuki sonuç bağlanamayacağı göz önünde bulundurulduğunda davacının artık bakiye ticari faizi isteyebileceğinden bahsedilemeyeceği (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.07.2020 tarihli 2020/534 karar) seçim hakkı, hukuki niteliği itibariyle, tek taraflı, varması gerekli irade beyanıyla kullanılan yenilik doğuran bir hak olduğu, irade beyanı, karşı tarafa varmakla kendiliğinden sonuçlarını doğuracağı, seçim beyanı, geçmişe etkili sonuçlar doğuracağı, bu niteliği ve özelliğiyle seçim hakkının, yenilik doğuran bir hak olup, değiştirici yenilik doğuran haklar grubuna girdiği, bunun sonucu olarak, seçim hakkının kullanılması ile mevcut hukukî (durum) ilişkinin değişeceği, seçim hakkı, yenilik doğuran hak olduğu için kullanılmakla sona ereceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki iş ticari bir iş olduğundan avans faizi istenebileceğini, sözleşmeden kaynaklı bakiye alacak ve faiz farkı talep edilmiş ise de; alacak yönünden hüküm kurulmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Taraflar arasında aynı sözleşmeden kaynaklanan Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/429 esas ve 2019/261 karar sayılı dava dosyasının bulunduğu, davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk dairesinin 20/12/2021 tarih 2021/832 esas ve 2021/1169 karar sayılı kararı ile; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verildiği, dosyanın Yargıtay’da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Eldeki davada; dava dilekçesinde, sözleşmeden ve sözleşme dışı ilave işlerden kaynaklanan bakiye alacağın da tahsili talep edilmiş ise de; mahkemece, bu hususta her hangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Bu durumda; yukarıda sözü edilen dosyanın sonucu beklenerek, gerekirse eldeki dava ile birleştirilmesi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi, bununla birlikte; HMK’nun 114/ı maddesinde düzenlenen derdestlik ve aynı kanunun 114/i maddesinde düzenlenen kesin hüküm dava şartlarının, eldeki davada talep edilen sözleşme ve sözleşme dışı imalat bedeli kalemi için gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi ve sonucuna uygun bir hüküm kurulması gereklidir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Dairemizin kaldırma kararına göre; davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 11. Asliye Tircaret Mahkemesi’nin 19/11/2021 gün ve 2019/369 Esas 2021/862 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 17/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
…..