Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/164 E. 2023/739 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/164 – Karar No:2023/739
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)
ESAS NO : 2022/164
KARAR NO : 2023/739

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2021
NUMARASI : 2017/848 E-2021/701 K

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …-E TEBLİGAT
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/06/2023

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, … Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Yapım İşini, … İş Ortaklığına ihale edildiğini, ihale sonrasında müvekkili davacı şirket ile davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık arasında 17.04.214 tarihinde akdedilen ‘Elektrik İşleri Taşeron Sözleşmesi uyarınca müvekkili şirket tarafından, … Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Yapım İşinin her türlü elektrik işlerinin üstlenildiğini, işin sevk ve idaresinin adi ortaklığı oluşturan ve merkezi İstanbul ili olan ….Şti. tarafından yapılmakta iken söz konusu şirketin 2014 yılının aralık ayında ekonomik krize duçar olduğunu, aleyhine icra takipleri yapılmaya başlandığını, bu sebeple adi ortaklığı oluşturan … A.Ş.’nin işin sevk ve idaresini devir alarak müvekkil şirketle görüşme yaptığını, davalı şirketin davacı müvekkiline, diğer davalı … şirketinin ekonomik olarak çökmesi nedeniyle teminat bedelini yakmamak ve ihale yasaklısı konumuna düşmemek adına işi devam ettirdiklerini, davanın tarafları arasında 08/02/2016 ve 19/04/2016 tarihinde ana sözleşmeye ek 2 protokol daha imzalandığını, müvekkil şirketin sözleşme ve protokoller gereğince iyi niyetli şekilde sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getirdiğini, müvekkilinin davalıların oluşturduğu adi ortaklıktan anılan sözleşme ve protokoller kapsamında doğan hakkediş alacaklarına yönelik 28.904,63-TL cari hesap alacağının bulunduğunu, bu nedenle davalılara noter ihtarnamesi keşide ve tebliğ etmelerine alacaklarının ödenmediğini, cari hesap alacakları olan 28.904,63-TL’nin içerisindeki 9.000,00-TL’lik kısmın müvekkili tarafından davalı adına …’a (Elektrik Mühendisi) yapılan ödemeler olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalılardan faturadan doğan 19.904,63-TL’lik (28.904,63-TL – 9.000,00-TL = 19.904,63-TL ) bakiye alacağının mevcut olduğunu, diğer taraftan davalıların oluşturduğu adi ortaklığa ait şantiye sahasında, müvekkili tarafından temin edilen elektrik malzemelerinin 30.11.2015 ve 13.02.2016 tarihlerinde çalındığını, şantiye sahasının güvenliğini sağlayamayan davalı adi ortaklığın çalınan malzemeler nedeni ile doğan KDV dahil 43.615,34-TL zarardan davalıların sorumlu olduğunu, ayrıca davalıların sözleşmede kararlaştırılan vadede ödeme yapmaması nedeni ile şimdilik 10.000,00-TL alacağın müvekkiline ödenmesi gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla; 82.519,97-TL alacağın (28.904,63-TL ve 43.615,34-TL’lik kısmı için ihtarnamenin tebliğinden sonra dolan süre olan 24.08.2016 tarihinden itibare, 10.000,00-TL’lik kısmı için ise; dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, davacının hak ediş alacağının bulunduğuna ilişkin iddialarının doğru olmadığını, davacı ile iş ortaklığı arasında yapılan Elektrik İşleri Taşeron Sözleşmesinin 3. Maddesinde dava dilekçesinde davacının da kabul ettiği üzere “… Ağız Ve Diş Sağlığı Yapım İşinin Her Türlü Elektrik İşlerinin” sözleşmenin konusunu oluşturmaktadır. Sözleşmenin bedeli ise Anahtar Teslim Götürü Bedel olarak belirlendiğini, davacı tarafa sözleşme bedelinin tamamının hakkediş raporları düzenlenerek ödendiğini, hak ediş raporları ve ödemelere ilişkin evrakların dilekçeleri ekinde yer aldığını, davacının iddiasının aksine davalı … & … İş Ortaklığı tarafından davacıya hiçbir şekilde müşavirlik hizmeti alınması yönünde talimat verilmediğini, davacı ile iş ortaklığı arasındaki sözleşmenin konusunun “her türlü elektrik işi” olduğunu, davacının iş ortaklığından talimat almaksızın 3.kişilere iş yaptırmasının ayrıca davacının sözleşmeyi ihlali niteliğinde olduğunu, sözleşmeyi ihlal ederek iş ortaklığının ticari sırları niteliğinde olabilecek bilgileri 3. kişilerle paylaşarak iş ortaklığına karşı tazminat ödemek zorunda kalabilecek davacının, iş ortaklığından bu tür bir talepte bulunmasının kabul edilebilir olmayıp reddinin gerekmektiğini, davacının çalınan malların bedelinin müvekkilinden talep edemeyeceğini, davacının hak ediş alacağının ödenmesi sırasında hakkediş raporlarına veya çek tahsilat makbuzlarına hiçbir ihtirazi kaydı koymadığını, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında davalı iş ortaklığını oluşturan Şirketlere ihale edilen… Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Yapım İşi kapsamında Elektrik İşlerinin davacı şirket ile davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık arasında 17.04.214 tarihinde akdedilen Elektrik İşleri Taşeron Sözleşmesi ve ayrıca imzalanan 08/02/2016 ve 19/04/2016 tarihli protokoller uyarınca davacı Şirkete taşeron şirket olarak verildiği, adi ortaklığı oluşturan davalı Şirketlerin davacı alt yüklenici Şirketin edimini ifa etmediğine yönelik bir iddia ve kanıt sunamadıkları, esasen taraflar arasında davacının taşeron sözleşmesi ile üstlendiği edimini tam ve gereği gibi ifa edip etmediğinin çekişme konusu olmadığı, dosyamızda davacı Şirketin ticari defterleri yönünden istinabe ile alınan SMMM bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacının ticari defter ve belgelerine göre 194.061,59-TL davalıdan alacaklı olduğunu beyan ve ikrar etmesine rağmen davacının sunduğu harici ekstre ile sadece 28.904,63-TL hak ediş alacağı olduğunu ve sözkonusu miktarın 9.000,00-TL’lik kısmının da davalılar adına sözleşme konusu iş kapsamında dava dışı Elektrik Mühendisi …’a yapılan ödeme olduğunu kabul ettiği, ancak bu ödeme ile ilgili olarak davacının yasal ticari defterlerinde herhangi bir kaydın görülmediği, hak ediş alacağı olduğu iddia edilen 19.904,63-TL’lik kısmında davacının ticari defterlerinden teyit edilemediği, bu miktarın sadece davacı Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı tarafından haricen sunulan cari hesap ekstresinde yer aldığının da aynı bilirkişi raporunda tespit edildiği, her ne kadar davalı … A.Ş.’nin ticari defterleri yönünden alınan SMMM bilirkişi raporu dikkate alındığında; davacı Şirketin kendi ticari defter kayıtları ile davalılardan hakedişten yapılan teminat kesintisi nedeni ile 9.905,15-TL alacaklı göründüğü belirtilmiş ise de; davacının bakiye hak ediş borcu bulunduğuna ilişkin bir kaydın anılan davalının ticari defterlerinde yer almadığı, bu durumda davacının davalı işveren Şirketlerden talep edebileceği bakiye hak ediş alacağı ile hak ediş alacağının sözleşmede öngörülen vadede ödenmemesi nedeni ile talep edebileceği bir alacağının mevcut olmadığının kabulü gerektiği, davacı Şirketin yetkilisinin kendi Şirketi lehine sunduğu cari hesap ekstresinin başlıbaşına davacının hak ediş alacağının varlığını kanıtlar nitelikte yeterli bir delil olarak kabul edilemeyeceği, diğer taraftan her ne kadar 16/08/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki tespiti ve değerlendirmenin aksine davacının şantiye sahasında iken çalınan malzemeler nedeni ile uğradığı zararı davalılardan talep edemeyeceği, zira taraflar arasında imzalanan “Elektrik İşleri Taşeron Sözleşmesinin” “ Malzeme, Teçhizat, ve İmalatın Uygun Bulunması- Muhafazası” 16.maddesinde açıkça; “…Mevcut bir şantiye düzeni içerisinde çalışılmakta olunduğundan genel güvenlik hizmetinin sağlanmasından İŞVEREN sorumlu ise de; davacı Taşeron Şirket tarafından kullanılmak üzere şantiyeye getirilen ve stoklanan malzemenin güvenliğinin bizzat TAŞERON tarafından sağlanacağı” hükmüne yer verildiği, bu bağlamda dava dilekçesinde açıkça davacının temin ederek şantiye sahasına getirdiği belirtilen dava konusu malzemelerin güvenliğinden tek başına sorumlu olan davacı taşeronun malzemelerin çalınması nedeni ile oluşan zararın tazminini de davalılardan talep hakkının bulunmadığı kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle haklılığı kanıtlanamayan davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin 16.maddesine göre, şantiyenini güvenliğinden işverenin sorumlu olduğunu, güvenlik elemanlarının maaş ve diğer alacaklarının müvekkilinin hak edişlerinden kesildiğini, 16/08/2021 tarihli bilirkişi raporuna bu yönde katıldıklarını, fatura ve tanık beyanlarına göre çalınan malzeme bedellerinin hesaplandığını, mahkemece çalınan malzeme bedelinin neden kabul edilmediğinin gerekçesinin belirtilmediğini, 9.000,00 TL müşavirlik hizmetine ilişkin rapordaki beyanları kabul etmediklerini, davalıların cevabi ihtarında müşavirlik hizmetinin sözleşme kapsamında olmadığını kabul ettiklerini, davalının talimatıyla hizmet bedelinin 3.kişiye ödendiğini, müvekkilinin gecikme faizi alacağının bulunduğunu, 18/08/2016 tarihli ihtarnamenin tebliğinden itibaren beş gün eklenerek faiz ödemesi gerektiğini, davalının ödemeleri zamanında yapmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle geç ödemeler nedeniyle ödeme sırasında gecikme faizi için ihtirazi kayıt konulduğuna dair delil bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır