Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/158 E. 2022/323 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-2 Kararın Kaldırılarak
Yeniden Hüküm Kurulmasına)

ESAS NO : 2022/158
KARAR NO : 2022/323

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2021
NUMARASI : 2021/294 Esas – 2021/753 Karar

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;

İDDİA :
Davacı vekili; müvekkilinin … İli, … İlçesi, … Mahallesi, Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi 396 Adet Konut İnşaat ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İşi’nin yüklenicisi olduğunu, ihale konusu işin, elektrik tesisat imalatları ve mekanik tesisat imalatları için alt yüklenici olarak, … Sistemleri Elektrik Elektronik İnşaat Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ile anlaştığını, … Ltd. Şti. firmasının şantiyede taşeron firma olduğunu, yapılan sözleşme gereği radyatör ve bağlantı ekipmanlarının … Ltd. Şti. tarafından sağlanacağının taahhüt edildiğini, … Ltd. Şti.’nin, ödeme zorluğu çekmesi nedeni ile, müvekkilinin temerrüde düşmemek için yüklenici olarak 89.500,00 TL, radyatör bedelleri nedeni ile, 07.02.2018 tarihinde … Malzemeleri Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin banka hesabına, “02.01.2018 tarih 35645 numaralı …’ya kesilen faturanın %50 bedeli” olduğunu belirtir işlem açıklaması ile yatırıldığını, davalının mal teslimi yapmayıp, aldığı parayı da iade etmemesi üzerine … 18. İcra Müdürlüğünün 2018/2410 Esas sayılı dosya ile takip başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, borçlunun itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; öncelikle açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacının dilekçesinde beyan ettiği gibi davacı ile müvekkili arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, davacının yüklenicisinin dava dışı … Ltd. Şti. firması olduğunu, müvekkilinin bahsi geçen teklif formunda bir imzası bulunmadığını, müvekkili tarafından davacı lehine yüklenilmiş bir edim ya da davacıya verilmiş bir taahhüt de bulunmadığını, ayrıca dava dilekçesinde belirtilen … işi kapsamında yüklenici ya da alt yüklenici sıfatının da olmadığını, davacıya karşı mal teslimi taahhüt eden firmanın davacının dilekçesinde de beyan edildiği gibi dava dışı … Ltd. Şti. firması olduğunu, söz konusu ödemeyi davcının … Ltd. Şti. firmasına olan borcu nedeni ile göndermiş olduğunu, eğer sözleşme kapsamında … Ltd. Şti. taahhütlerini yerine getirmemiş ise, davacının alacaklarını bu firmadan talep etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Davacı vekili; … ile yapılan sözleşmede yüklenici olup,dava dışı alt yüklenici … .. Ltd.Şti. ile radyatör ve bağlantı ekipmanlarının sağlanması için anlaşıldığını,davalı şirketin … Ltd Şti.ne 2.1.2018 tarihli sipariş formu ile 179.00,00 TL teklif verdiğini,… ..Ltd. Şti.nin ödeme zorluğu çekmesi nedeni ile işin gecikmemesi amacı ile 7.2.2018 tarihinde 89.500,00 TL nin davalıya “2.1.2018 tarihli … ya kesilen faturanın % 50 bedelidir” açıklaması ile ödendiğini,ancak mal teslimi yapılmayıp paranın da iade edilmediğini yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili; davacı ile aralarında imzalanmış sözleşmenin bulunmadığını, davacının sözleşme yaptığı şirketin dava dışı … ..ltd.şti.olup ,teklif formunda imzasının olmadığını, mal teslimi taahhüdünün bulunmadığını, davacının ödemeyi … ltd.şti.nin borcuna karşılık gönderdiğini, sözleşme kapsamında alacak varsa bunun … ..Ltd.Şti.den istenmesi gerektiğini savunarak aktif dava ehliyeti ve pasif husumet ehliyeti olmadığından davanın reddini dilmiştir. … 18. İcra müdürlüğünün 2018/2410 sayılı dosyasının geldiği, 2.1.2018 tarihli sipariş formu gereği 7.2.2018 tarihinde ödenen paranın iadesi için 89.500,00 TL asıl alacak yönünden takip yapıldığı, davalının borca itiraz ettiği görülmüştür. Davalı tarafça dava dışı … Elektromekanik İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ye yapılan 2.1.2018 tarihli sipariş formu, davacı tarafından davalıya “ 2.1.2018 tarihli …’ya kesilen faturanın %50 si” şerhi ile 89.500 TL ödeme yapıldığına ilişkin 7.2.2018 tarihli banka dekontu dosyaya sunulmuştur.Taraflar arasında sözleşme ilişkisi olmadığı, davacının da kabulünde olduğu gibi, dava dışı … ..ltd.Şti.nin borcu için davalıya ödeme yapıldığı sabittir. Davacı vekili ödenen bedel karşılığı malzemenin verilmediğini ileri sürmekte ise de; sözleşme gereği husumet dava dışı … ..Ltd Ştn.ne yöneltilmesi gerekmektedir. Eldeki davada TBK 127 ve 196 maddeleri uyarınca yapılmış bir ödeme bulunmamakta olup husumetin davalıya yöneltilmememsi gerektiği, davacının takibi kötüniyetle yaptığı ispatlanamadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiği gözetilerek hüküm kurulmuş isede; davacı vekilinin istinaf etmesi sonucu hüküm … Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi nin 22.4.2021 gün 2020/523 esas, 2021/403 sayılı kararı ile,taraflar arasında hukuki ilişki bulunup bulunmadığının araştırılması, satış veya eser sözleşmesi olup olmadığının ve sipariş formu gereği satım mı , montaj mı olduğunun belirlenmesi, sözleşme ilişkisi olmadığının kabulü halinde ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep edilebileceğinin gözetilmesi gerekçesi ile mahkeme kararı kaldırılmış olup, kaldırma kararı doğrultusunda inceleme yapılmıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişki konusunda taraf defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış, taraf defterlerinin yasal koşulları taşıdığı,taraf defterlerinde birbirleri adına açılmış bir hesabın bulunmadığı, davacı tarafından gönderilen 89.500,00 TL nin dava dışı … AŞ cari hesabına kaydının yapıldığı, davalı defterlerinde de 89.500,00 TL, EFT ödemesinin … AŞ cari hesabına kaydedildiği tespit edilmiştir. Davacı vekili , …’nın ödeme güçlüğü nedeni işin aksamaması için … adına yatırdıklarını bildirdikleri bedelin kaldırma kararı sonrasında … nın yapmadığı işi kendileri yapacağını söylediği için ödemenin yapıldığını ileri sürmüş, davalı vekili bu iddiayı kabul etmediği gibi davacı ile aralarında hiçbir ticari ilişki olmadığını … nın adına ödeme yapıldığını, sebepsiz zenginleşenin … olduğunu ileri sürmüş ise de; BAM kaldırma kararının kesin olup uyma yükümlülüğü olduğu” gerekçesi ile davanın kabulü ile, itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında sözleşmesel bir ilişkinin bulunmadığını, bu hususun davacı defterleri ile de sabit olduğunu, davalının ödemesinin dava dışı … Ltd. Şti. firmasının borcuna mahsuben yapıldığının bilirkişi raporu ile de belirlendiğini, dava dışı … firmasının davacıya olan taahhüdünün gereğini yerine getirmemesinin davalıyı ilgilendirmediğini, bu hususun … firması ile davacı arasındaki ilişkide incelenmesi gerektiğini, sebepsiz zenginleşme şartlarının olayda bulunmadığını, davalının … Ltd. Şti adına ödeme yaptığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafça istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece 19/12/2018 tarihinde taraflar arasında bir akdi ilişkinin olmadığı, TBK. 127 ve 196 maddeleri uyarınca bir ödemenin de bulunmadığı gözetilerek, davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, Dairemizce 22/04/2021 tarihli karar ile, öncelikle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin satım mı, yoksa eser sözleşmesi mi olduğunun belirlenmesi, bu kapsamda montaj işleminin işe dahil olup olmadığının araştırılması, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığının kabul edilmesi halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, davacının davalıdan bir alacak talep edip edemeyeceğinin değerlendirilmesi icap ettiği gerekçesi ile, mahkeme kararının HMK. 353/1-a-3-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş, mahkemece taraf ticari defterleri mali müşavir bilirkişiye incelettirilmek sureti ile bilirkişi raporu alınmış ve Dairemiz kararından bahsedilerek, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan alacak talep edebileceği gerekçesi ile, itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça istinaf edilmiştir.
Dosya arasındaki 02/01/2018 tarihli sipariş formuna göre davalı … İnş. Mal. San. Tic. A.Ş. Dava dışı … Elekt. İnş. San. Tic. A.Ş. Çeşitli ebatlarda toplam bedelleri 179.000,00 TL olan panel radyatör siparişi vermiştir. Davacı, davalı şirketin söz konusu radyatörlerin teslimini yapmadığını, iş bedeline yönelik olarak gönderdikleri, bedelin iadesini istemektedir. Davalı ise, taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığını, teklif formunda da davalının imzasının olmadığını, dava dışı … firmasının davacıya olan yükümlülüklerini yerine getirmemesinin onlar arasındaki ilişkide incelenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/06/2007 tarih ve 2007/18-330 Esas – 2007/350 Karar sayılı bir kararında da bahsedildiği üzere; Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Öte yandan, hukuksal işlemin borç doğurmasının sebebi irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Bunun sonucu olarak, taraflar arasında malvarlıkları arasındaki değişim bir sözleşmeye, yani tarafların açıkladıkları iradeye dayanırsa, sebepsizlikten ve dolayısıyla sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez. Hukuksal işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda, borçlunun borcunu anlaşmaya uygun olarak yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun hareket etmezse, alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder. Sebepsiz zenginleşmede ise, sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Nihayet, sebepsiz zenginleşme sorumluluğunda giderim için sebepsiz zenginleşenin ayrıca temerrüdü gerekmez; buna karşılık, sözleşmeden doğan sorumlulukta, borçlunun temerrüdü aranır. Bütün bu açıklamalara göre, sebepsiz zenginleşme alacaklıya, ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Mal varlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Aynı ilkenin bir sonucu olarak, sözleşmeden doğan bir hukuksal ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. Dairemizce verilen kaldırma kararında taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi mi, satım sözleşmesi mi olduğunun araştırılması, sözleşme ilişkisi bulunmadığının tespit edilmesi halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerinin de değerlendirilmesi gereğinden bahsedilmiş olup, uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği belirtilmemiştir.
Dosya arasına sunulan 07/02/2018 tarihli …banka ait dekont incelendiğinde, “02/01/2018 tarihli ve … nolu …’ya kesilen faturanın % 50 bedelidir.” açıklaması ile, davacının davalıya 89.500,00 TL gönderdiği anlaşılmaktadır. Dekont üzerindeki açıklama dikkate alındığında, davacının, dava dışı … firması adına ödeme yaptığı görülmektedir. … firmasının davacıya olan taahhütlerinin gereğini yerine getirip getirmediği hususu davacı ile, … firması arasındaki iç ilişkide incelenebilir. Davacı … firması adına ödeme yaptığına göre, ödediği bedeli de, dava dışı … firmasına karşı açacağı bir dava ile talep etme hakkına sahiptir. Bu nedenle davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talep edilmesi hukuken mümkün değildir. Davalıya iş bu uyuşmazlıkta pasif husumet yöneltilemez. Dairemizce bu husus dikkate alınarak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-… 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/294 Esas, 2021/753 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
4-Davacı taraftan peşin alınan 1.080,94 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL maktu red harcının mahsubu ile, bakiye 1.000,24 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-AAÜT’nin 7. maddesi gereğince belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Artan gider veya delil avansı bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
9-Davalı tarafından yatırılan 1.608,70 TL istinaf karar harcından, alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.528,00 TL’nin davalıya iadesine,
10-Davalı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsup edilen 80,70 TL maktu red harcının davacıdan tahsili ile, davalıya verilmesine,
11-Davalı tarafından yapılan 220,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
12-Davacı tarafından yapılan 73,60 TL istinaf dosya gönderme masrafının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …