Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/13 E. 2022/1082 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/13 – 2022/1082
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2022/13
KARAR NO : 2022/1082

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2021
NUMARASI : 2019/21 Esas – 2021/914 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : APKİS’e Dayalı Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; davalının …2.Etap, 836 adet konut, 1’er adet cami ve çok amaçlı salon inşaatı ile alt yapı ve çevre düzenleme işini ihale ile aldığını, sonrasında 17/05/2017 tarihinde davacı şirket ile taşeronluk sözleşmesi yaparak, işin güneş kolektörler sistemi ve sistemden kaynaklı mekanik tesisat değişimlerinin yapılması bölümünü, şirketlerine toplam 2.400.000,00 TL karşılığında verdiğini, bu bedelin ödenmesinin sözleşmede şartlara bağlandığını, davalının davacının tüm taşeronluk sözleşme şartlarını yerine getirmesine, inşaata yapılmış işlerini tamamı … onaylanmasına rağmen, bu sözleşmeye bağlı olarak ve bu sözleşmeden doğan alacağının bir kısmına karşılık olarak taahhüt edilen 3 adet daireden ikisinin tapusunu veren davalının, üçüncü daire olan 38 nolu dairenin tapusunu vermemekte direndiğini belirterek, davacı şirketin Taşeronluk Sözleşmesi ve buna bağlı eş zamanlı olarak yapılan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile hak ettikleri ve teslim alıp oturmaya başladıklarını ileri sürerek,…F Bloktaki 38 nolu daire tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, anılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, davacının dayanak gösterdiği belgelerde davalının imzası olmadığını, davacı ile tek işin dava konusu iş olmadığını, dava tarihine kadar süregelen işler olduğunu, dava konusu taşınmaz ile ilgili taraflar arasında sözleşme olmadığını, davalının imzası olan bir sözleşme olmadığını, avans çeklerine ilişkin iddialarında doğru olmadığını, taraflar arasında imzalanan taşeronluk işi nedeni ile davacının değil davalının alacağı olduğunu, davacının sözleşme gereği tüm yükümlülükleri yerine getirmediğini, taraflar arasında Kayseri 1. ATM’de görülen 2018/556 E sayılı dosyanında bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “her ne kadar davacı tarafça 17/05/2017 tarihli taşeronluk sözleşmesi ve buna bağlı olarak aynı tarihte imzalandığı iddia olunan daire satış sözleşmesi gereğince … F Bloktaki 38 nolu dairenin tapu kaydının iptalinin ve davacı adına kaydını talep edilmiş ise de, davalı tarafça 17/05/2017 tarihli daire satış sözleşmesinde davalının imzasının olmadığı, bu nedenle davacı ile aralarında böyle bir anlaşma bulunmadığı belirtilmiş olması ile taraflar arasında, aralarındaki taşeronluk sözleşmesi kapsamında, imza olmadığı için kabul edilmemiş ise de daire satış sözleşme içeriği dikkate alınarak taşınmaz devrini gerektirir bir anlaşma olup olmadığı, davalının kabul etmediği sözleşmede geçen işlemleri yapıp yapmadığı ve taşeronluk sözleşmesi gereği davacının edimini yerine getirip getirmediği ve bu kapsamda daire devri gerekip gerekmediğinin tespiti için mahkememizce deliller toplanmış olup 24/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacının sözleşme gereği tüm edimini yerine getirdiğinin tespit edildiği görülmüştür. Davacının davalı şirket yetkilisi ile yapılan Whatsapp görüşmeleri incelenerek aralarında daire devrini gerektirir bir anlaşma ve görüşme olup olmadığının tespiti için bilirkişiden rapor alınmış ve raporda, 38 nolu daireye ilişkin yazışmaların olduğunun belirtildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki ödeme ve devir kayıtlarının ve tüm belgelerin incelenmesi için bilirkişi heyetinden rapor alındığı ve 10/08/2021 tarihli raporda ise, yapılan incelemeye göre davacının dava tarihi itibari ile davalıdan alacağı olmadığı için daire devrini isteyemeyeceğinin belirtildiği görülmekle, taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesi gereği davacının edimini yerine getirdiği ve bunun sonucunda davalının da gereken ödemeyi yapmış olması ile davacının davalıdan söz konusu daire devrini talep edemeyeceği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 1 ve 48 numaralı dairelerin devirlerinin müvekkili şirketin talimatları doğrultusunda yapıldığını, ödeme aracı olarak avans çeklerinin değil, söz konusu dairelerin kullanıldığını, davalı şirketin defter ve kayıtları incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağını, davalı tarafın defter ve fatura düzenleme konusunda açıkça hile yaptığını, davalı tarafça kesilen usulsüz faturaların müvekkili tarafından kabul edilmediğini, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucunda hatalı karar verildiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip