Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/1268 E. 2022/1256 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.6)
DOSYA NO : 2022/1268 Esas
KARAR NO : 2022/1256

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2022
NUMARASI : 2022/20 Esas-2022/630 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya 33.000 seyirci kapasiteli stadyum inşaat işinin yüklenicisi ile müvekili şirket arasında 24.03.2014 tarihinde Mekanik Tesisat İşleri Alt Yüklenici Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin imzalandığı tarihte … İnşaat unvanlı şirketin işin İfasına başlandıktan sonra nevi değişikliğine gidilerek, … unvanıyla anonim şirkete dönüştüğü, davacı şirketinin sözleşmedeki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, davacının alacağını eksik ödemek, Euro değerli malzemelerde imalat değeri düşük kur üzerinden hesaplamak ve davacıdan aldığı teminat senedini iade etmemek suretiyle, davalının sözleşmenin gereğini yerine getirmediği, müvekkilini 350.369,30 TL. alacağını ödemediğini, 05.08.2015- 22.12.2015 tarihleri arasında yapılan işlere ait 15. hakedişte bitirmiş olmasına rağmen müvekkili şirketin hakediş alacaklarının eksik ödediğini , Ankara 66.noterliğinden 22.01.2016 tarih ve…yevmiyeli ihtarname çekilerek, davalının kesin hakedîşe davet edildiği, sözleşmenin 14.maddesi gereğince yapılan % 5 teminat kesintisi iadesi ve 427.589,00 TL’nin ödenmesinin ihbar edildiği, davalının bu ihtara Ankara 33.Noterliği’nin 3.20.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap vererek sözleşmenin 14.maddesinin “Alt yüklenici işin toplam bedelinin % 6’sı kadar kesin ve en az işin bitiş süreli banka teminat mektubunu veya senedini işverene teslim edecektir. Banka teminat senedi teslim edilmemesi durumunda hak edişlerinden % 5 sözleşme gereği tutulacak teminat haricinde ayrıca % 6 teminat kesintisi yapılacaktır.” yükümlülüğünü yerine getirilmediği için 350.369,30 TL tutarında miktarın teminat olarak tutulduğunu, bunun dışında kalan alacak kalemlerinin 02.02.2016 tarihinde hesaba gönderilmiş olduğu bildirimini yaparak, 350.369,30,-TL hariç bakiye tüm borçların ödenmiş olduğunu, hakedişlerde yapılan % 5 teminat kesintilerinin de iade edildiğini, davacının sözleşmenin 14.maddesine göre 5.400.000 x % 6 = 324.000,-TL miktarlı teminat mektubu vermek suretiyle yükümlülüğünü yerine getirdiği, ilk etapta davacı tarafından verilmek istenen teminat senedini davalı şirket yetkililerinin almak istemediği, 1 ve 2 numaralı hakedişlerden % 5+ % 6 = % 11 teminat kesintisi yapıldığı, 1. Hakedişte 12.564,35 TL, 2. Hakedişte 10.978,83 TL olmak üzere toplam 23.543,18 TL % 6 teminat kesintisi yapıldığı, 26.06.2014 tarih ve 14/0011 sayılı dilekçe ile davalıya itiraz edildiği, davacının itirazı yerinde görülerek davacıdan sözleşme bedelinin % 6’sı tutarında teminat senedi alınmak suretiyle % 6 oranındaki toplam bedelin 3. hakedişte iade edildiğini, 15. hakedişte, sözleşmenin 14.maddesi gerekçe gösterilerek 350.369,30 TL nin eksik ödenmesi, teminat olarak tutulduğu iddiasının sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğu gibi, kötü niyetli bir tutum olduğu, sözleşmenin 14.maddesi gereğince nakdi teminat istenmesinin maddeye aykırı olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı şirketin nakdi teminat tutmaya hakkı olduğunun kabulü halinde dahi, sözleşmenin ifa edilmiş ve kesin hak edişlerin yapılmış ve işin teslim edilmiş olduğu nazara alındığında, davalının teminat olarak tuttuğu gerekçesiyle ödemediği davacı alacağını ödemesinin yasal gereklilik olduğu, davalının bilahare çektiği ihtarlarda kesin kabul eksikliklerinden bahsedilmiş ise de , durumun doğru olmadığı konu edilen imalatların kendi yükümlülüklerinde olan işler olduğu , imalat yükümlülüklerinin davacı şirkete ait olmadığının ihtar edildiğini, davalı şirketin davacıya başka bir ihtarname göndererek keyfi bir tutumla nam ve hesabına imalat yapıldığı iddiasıyla fatura tanzim edildiğini, davacının sorumlu olduğu işlerden olmadığından kabul edilmediği ve iade edildiği, sözleşmenin 5.maddesiyle en düşük Euro kurunun 3.025 TL olarak sabitlenmiş olmasına rağmen davalının sözleşmeye aykırı olarak Euro bazlı malzemeleri sözleşmeye aykırı olarak düşük Euro kurundan hesaplandığını, davacı şirketinin zarara uğratıldığını, Euro kurunun l.hakedişte 2,9183 TL, 2.hakedişte 2,8776 TL, 3.hakedişte 2,9071 TL, 4. hakedişte 2,8579 TL, 6.hak edişte 2,9047 TL, 7. hakedişte 2,8015 TL, 9.hakedişte 2,8023 TL, 10. Hakedişte 2,7960 TL, 11. hakedişte 2,8622 TL, 12. hakedişte 2,8290 TL alınmak suretiyle hesaplama yapıldığı, Euro kurunun 3,025 TL altında hesaplanmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, davacı şirketinin tüm malzemeleri Euro değeri üzerinden aldığını, kurun değerinin düşük alınmasının müvekkilin mağdur ettiğini , Euro bazlı malzemelerde düşük kur değeri hesaplanması nedeniyle davacı şirketinin zararının 400.000,-TL civarında olduğu bildirmiş , bu nedenle 350.369, 30 TL ödenmeyen bakiye alacağın ve şimdilik kur farkı nedeniyle doğan alacak yönünden ise şimdilik 10.000,-TL.nin tahsiline, kesin hakediş yapılmış olmasına rağmen iade edilmeyen teminat senedini iadesine mümkün olmaması halinde senetin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davacı vekili 19.04.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle , kur farkı alacağı nedeniyle talebini 135.441, 90 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının … şirketine göre asıl işveren konumunda olduğunu, davacı taraf ile davalı şirket arasında yapılan 24.03.2014 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin 14. Maddesinde ” Alt yüklenici işin toplam bedelinin % 6 sı kadar kesin ve en az işin bitiş süreli banka teminat mektubu veya senedini sözleşme imzalanması aşamasında işverene teslim edecektir. Banka teminat mektubu teslim edilmemesi durumunda hak edişlerden % 5 sözleşme gereği tutulacak teminat haricinde ayrıca % 6 teminat kesintisi toplam % 11 teminat kesintisi yapılacaktır.” hükmü uyarınca davalı şirket kendisine verilmeyen banka teminat mektubu nedeniyle, sözleşme kapsamında işin % 6’sını oluşturan 350.369,30 TL yi teminat olarak uhdesinde tuttuğunu ve bundan hukuka aykırı bir durumun bulunmadığını , davacının 324.000,00-TL senet verdiğini iddia ettiği, oysa davalı şirketinin teminat kesintilerini davacı tarafça kendisine verilmeyen banka teminat mektubu olmaması sebebiyle yaptığını, kesin hakediş yapılmadığı için teminat iadesinin müvekkili şirketi tarafından yapılamadığını , davacı yanın iddia ettiği gibi müvekkiline verilmiş bir teminat senedi veya banka teminat mektubu bulunmadığını , davalı şirketin teminat olarak tuttuğu 350.369,30 TL’nin İdarenin kesin hakedişi yapılmadan ödenemeyeceği hususunun imzalanan sözleşmenin gereği olduğunu , davacı yan tarafından sözleşmenin 5.maddesine atıfta bulunarak Euro bazında sabitlendiği iddia edilen kur farkına ilişkin alacak talebi yönünden, davacı yanın hak edişlerde hesaplamaya ve ödenen miktara ilişkin itirazda bulunmadığını, basiretli bir tacirin yapması gerekenleri yapmadığını , davacı tarafın hak ediş veya faturalara hiçbir itirazi kayıt koymadığını ve kabul ettiğini , kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceği hukuki ilkesi uyarınca davacı yanın iddia ettiği vakanın kabulünün mümkün olmadığını, davalıya verilen herhangi bir senedin olmaması nedeniyle senet iadesinin ve iptalinin de mümkün olmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep ve cevap etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, davacının işi yapıp davalıya teslim ettiği , davacının hak edişlerinde 350.369,30 TL teminat kesintisi yapıldığı, işin tarafları arasında kesin kabul vs yapılmamış ise de, davalın işi asıl işceren TOKİ ye teslimi nedeniyle geçici ve kesin kabüllerin yapıldığı, geçici kabul eksikliklerinde davacının yaptığı mekanik tesisat işine ilişkin ayıp ve eksiklerin bulunduğu ve bunların davacı tarafından yerine getirildiği , davalının bunların üçüncü kişiye davacı namı hesabına yaptırdığı yönünde bir iddiası ve de ispatı olmadığı , kesin kabulde davacı işine ait ayıp ve eksiklerin bulunmadığı, bu kapsamda davacıya, yapılan bu kesintinin iadesinin gerektiği, ancak davacının eksik kur nedeniyle temin edilen malzeme bedelinin eksik hesapladığından bahisle sözleşme gereğince kur farkı alacağı talebinde bulunmuş ise de , bu talebi yönünde eksik kur üzerinde hesaplanan hak edişleri ihtirazi kayıt koymadan imza ettiğinden artık bu nedenle alacak talep edemeyeceği görülmekle bu isteminin yerinde olmadığı, gibi sözleşme kapsamında öngörülen teminat senedinin davacı tarafından davalıya verildiği yönündeki iddiası karşısında, davalı tarafın teminat senedinin verilmediği yönündeki itirazı nedeniyle bu hususta uyuşmazlık bulunduğu, davacının iddia ettiği teminat senedini davalıya teslim ettiği hususunda ispat yükünü dosya kapsamı deliller ile yerine getirmediğinden, bu yöndeki talebinin reddinin gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; BAM Dairesinin kaldırma kararına uygun olarak karar verildiğini, teminat kesintisinin iadesi kararının doğru olduğunu, sözleşmenin 5. Maddesinde Euro kurunun en düşük 3.025 TL olarak sabit olduğunu, kur farkının 135.441,90 TL olarak hesaplandığını, hakedişe bu konuda ihtirazi kaşıt koymaya gerek olmadığını, teminat senedi verildiği ilk iki hakedişten sonra teminat kesintisi yapılmamasından dolayı sabit olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davalının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki kararda eksik ve kusurlu imalat bedelinin 14.000,00 TL olarak tespit edildiğini, bu durumun asıl iş sahibi TOKİ kayıtları ile sabit olduğunu, 17/12/2015 tarihli tutanak ile eksik ve kusurların tespit edildiğini, taraflar arasında kesin hakediş yapılmadığını, davacının eksik ve kusurları giderdiğini ispat edemediğini, davacı tarafından ilişiksiz belgesinin ibraz edilmediğini, alacak borç hususunun açıklığa kavuşturulmadığını, sözleşmenin 30. Maddesine göre teminatın iadesi şartlarının oluşmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece Mahkemesinin 2017/224 Esas, 2019/931 Karar sayılı kararının Dairemizin 01/06/2021 tarih, 2020/908 Esas, 2021/1220 Karar sayılı ilamı ile kaldırılması üzerine Mahkemece yeniden karar verilmiştir.
Dairemizin kaldırma kararı öncesi Mahkemenin ilk kararında davacı tarafın SGK ilişiksiz belgesi sunmadığı gerekçesiyle nakit teminat kesintisinin iadesi talebinin reddine karar verilmesiyle Dairemizin 01/06/2021 tarihli ilamında bu yönde davacı tarafa süre verilerek işin esasına girilmesi gerektiğinden bahisle karar kaldırılmış ise de kaldırma kararı sonrasında ilk derece Mahkemesi tarafından davacının SGK ilişiksiz belgesi sunması için süre verilmediği gibi söz konusu belgenin sunulup sunulmadığı da tartışılmamış, dosya içerisinde bu belgeye rastlanmamış olup bu durum tartışılmadan yazılı şekilde teminat kesintisinin iadesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
O halde teminat kesintisinin iadesi talebi yönünden Mahkemece yapılacak işlem, taraflar arasındaki sözleşmenin 22/13 ve sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin 45. Madddesine göre SGK ilişiksiz belgesi sunulup sunulmadığının tartışılması, gerekirse davacı tarafa bu konuda süre ve imkan tanınması ile ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 18/07/2022 tarih ve 2022/20 Esas-2022/630 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
6-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Katip …
✍e-imzalıdır