Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/1239 E. 2023/9 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulması /HMK’nın 353/1-b-2 maddesi)

DOSYA NO : 2022/1239 Esas
KARAR NO : 2023/9

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2021
NUMARASI : 2021/617 Esas- 2021/924 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :Yabancı Mahkeme Kararının Tenfizi (Eser Sözleşmesinden
Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/01/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan yabancı mahkeme kararının tenfizi davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 31/01/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; işbu davanın, Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi’nin A41-79068/17 numaralı dosya üzerinden verdiği 26.09.2018 tarihli ve 12.12.2018 tarihinde kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin olduğunu, müvekkili … A.Ş. ile davalının, 07.11.2012 tarih ve 552y/90 no.lu Genel Taahhüt Sözleşmesi’ni imzaladığını, bu sözleşmeye göre davalının, Rusya’nın Nizhniy Tagil şehri Dzerzhinskiy ilçesinde yeni polikliniğin “anahtar teslimi” donatılması ve bununla ilgili işlerin ifasını taahhüt ettiğini, davalının sözleşme tahtında ifa etmesi gereken bazı yükümlülüklerini ifa etmemesi üzerine … A.Ş’nin sözleşmeyi 18.09.2017 tarihinde feshettiğini ve akabinde bedeli ödenmiş ve davalı tarafından yerine getirilmemiş iş ve işlemlere ilişkin olarak bedel iadesi talebinde ve mezkûr feshe bağlı sair taleplerde bulunmuş olduğunu, davalı tarafın bu ödemeyi yapmaması üzerine müvekkili … A.Ş.’nin davalı … aleyhinde Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi’nde A41-79068/17 dosya numaralı davayı ikame ettiğini, Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi’nde tenfize konu işbu dosya kapsamında gerçekleştirilen yargılama sonucunda mahkemenin, davalının, müvekkili … A.Ş’ye 7.957.333,52 Euro tutarındaki parayı ödemesine hükmettiğini, dava dilekçesi ekinde tenfizi talep edilen 441-79068/17 numaralı dosyada verilmiş Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi’nin 26.09.2018 tarihli kararı ve yeminli, noter onaylı tercümesinin olduğunu, davalının Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi tarafından verilen kararı temyiz ettiğini, bunun üzerine Onuncu Arbitraj Temyiz Mahkemesi’nin, ilk derece mahkemesi tarafından verilmiş olan kararı onadığını, kararın onandığına ilişkin 12.12.2018 tarihli karar ve yeminli, noter onaylı tercümesinin de sunulduğunu, davalı tarafın Onuncu Arbitraj Temyiz Mahkemesi tarafından verilen karara da itiraz ettiğini, bunun üzerine Moskova İlçe Arbitraj(Ticaret) Mahkemesi’nin, Onuncu Arbitraj Temyiz Mahkemesi tarafından verilmiş olan 12.12.2018 tarihli onama kararının herhangi bir değişiklik yapılmaksızın onanmasına karar verdiğini, buna ilişkin 14.05.2019 tarihli karar ve yeminli, noter onaylı tercümesinin de sunulduğunu, böylelikle A41-79068/17 dosya numaralı davada verilen kararın tüm kanun yolları tüketilmek suretiyle 12.12.2018 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşme şerhinin mahkeme kararının ilk sayfasının sol üst kısmında yer alan kesinleşme şerhi ile de teyit edildiğini, 5718 s. Kanunun 54 üncü maddesi uyarınca tenfiz için gerekli olan tüm şartlar gerçekleştiğinden, Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi kararının tenfizi gerektiğini, şöyle ki; Rusya ve Türkiye Cumhuriyeti arasında mahkeme kararlarının tenfizi konusunda karşılıklılık bulunduğunu, buna ilişkin örnek mahkeme ilamlarını sunduklarını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iki şirket arasındaki ticari bir uyuşmazlığa ilişkin olup Türk Mahkemeleri’nin münhasır yargı yetkisine girmediğini, Rus Mahkemesi tarafından verilen kararın Türk kamu düzenine aykırı olarak nitelendirilemeyeceğini, mahkeme kararının ticari bir ilişki dairesinde davalılar tarafından ödenmesi icap eden meblağlara ilişkin olduğunu, davalıya Moskova Bölge Arbitraj(Ticaret) Mahkemesi tarafından usulüne uygun bir şekilde tebligat yapıldığını, mahkeme tarafindan tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığına ilişkin hazırlanan açıklama metnini de noter onaylı tercümeli olarak sunduklarını, keza davalının Rus Mahkemesindeki duruşmada da avukatı aracılığıyla temsil edildiğini belirterek Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi tarafından A41-79068/17 dosyada tesis edilen kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 16/03/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı yabancı şirket vekili tarafından, Moskova Arbitraj (Ticaret) Mahkemesine ait olduğunu belirttiği karar fotokopisini ibraz edildiğini, kararın tenfizinin talep edildiğini, tenfiz talebinin haksız ve usulsüz olduğundan tenfize ilişkin yasal şartlar oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, Rusya Federasyonu ile aramızda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda ikili anlaşma bulunmadığını aynı zamanda Rusya Federasyonu ile fiili olarak da karşılıklılık bulunmadığını, bu nedenle Rusya Federasyonu Arbitraj Mahkemesi kararlarının Türkiye’de tenfizinin mümkün olmadığını, davacının teminat yatırma zorunluluğunun (dava değeri kadar) bulunduğunu, yabancı hakem kararlarının tenfizinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarih 2021/617 Esas 2021/924 Karar sayılı kararında özetle; Tarafların delilleri toplanmış, davacı vekili tarafından tenfizi talep edilen 441-79068/17 numaralı dosyada verilmiş Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi’nin 26.09.2018 tarihli kararı ve yeminli, noter onaylı tercümesi, Onuncu Arbitraj Temyiz Mahkemesi’nin Moskova Bölge Arbitraj(Ticaret) Mahkemesi tarafından verilen kararı onadığına ilişkin 12.12.2018 tarihli karar ve yeminli, noter onaylı tercümesi, Moskova İlçe Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi’nin, Onuncu Arbitraj Temyiz Mahkemesi tarafından verilmiş onama kararını onadığına İlişkin 14.05.2019 tarihi karar ve yeminli, noter onaylı tercümesi, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/44 E., 2018/944 K. ve İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1922 E., 2015/611 K. sayılı kararları, davanın usuli tarihçesini özetleyen, Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi tarafından hazırlanmış evrak ve yeminli, noter onaylı tercümesi ile Rus hukuk profesöründen alınmış uzman görüşü sunulmuştur.
Mahkememizce Uluslararası Hukuk ve Dış ilişkiler Genel Müdürlüğü’ne yazılarak Ülkemiz ile Rusya Federasyonu arasında karşılıklılık esasına dayalı anlaşma olup olmadığı sorulmuş, verilen cevapta yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda ikili bir anlaşmanın bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/44 E., 2018/944 K. sayılı, İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1922 E., 2015/611 K. sayılı ve Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/75 E., 2020/538 K. sayılı dosya suretleri getirtilerek incelenmiştir.
İSTİNAF Mahkememizce yapılan yargılama sonunda: 2020/70 Esas, 2021/159 Karar sayılı ilamı ile, “davanın kabulü ile; Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi’nin 26/09/2018 tarih ve A41-79068/17 numaralı ve 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararının tenfizine” dair verilen karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31.H.D’nin 2021/599 Esas, 2021/782 Karar sayılı ilamı ile, sair yönler incelenmeksizin nispi harç alınması gerektiği gerekçesiyle dosyanın Mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılamada, davacı tarafa, dava değeri olan 52.583.652,37 TL (7.957.333,52 EURO X 6.6082) üzerinden 897.942,91 TL eksik nispi harcı yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içinde eksik nispi harç yatırılmıştır.
Dava, Moskova Bölge Arbitraj(Ticaret) Mahkemesi tarafından, 441-79068/17 numaralı dosyada verilen, 26.09.2018 tarihli kararın tenfizi istemine ilişkindir.
Her ne kadar davalı taraf, görev itirazında bulunmuş ise de; Tenfize konu yabancı mahkeme ilamındaki, tarafların tacir olduğu ve dava konusunun sözleşmeden kaynaklı ticari dava niteliğinde olduğu, böylece görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu anlaşılmakla görev itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı taraf, davacıdan teminat alınması gerektiği itirazında bulunmuş ise de; Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu’nun Hukuk Usulüne dair La Haye Sözleşmesine taraf oldukları, anılan sözleşmenin 17/1 maddesinde, bir akit devlette ikamet eden akit devlet vatandaşlarından, herhangi bir akit devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunmaları halinde, yabancı olmaları veya o ülkede ikametgah veya mesken sahibi olmamaları sebebiyle, herhangi bir teminat veya depozito istenemeyeceği hususunun düzenlendiği, La Haye Sözleşmesinin 17. maddesinin birçok devlette yabancıların yargı mercilerine müracaat edebilmesinin bir ön koşulu olarak teminat yükümlülüğünden muafiyeti düzenlediği, teminat muafiyetinin yargıya erişim hakkına yönelik bir sınırlama olduğu, teminattan muafiyeti ön gören hukuk kurallarının yargıya erişim hakkına yönelik bir sınırlama olması nedeniyle daha geniş yorumlanmaları gerektiği, 17. maddenin gerek lafzi yorumunun gerekse özüne ve amacına göre yapılacak yorumun tüzel kişileri de kapsadığı sonucuna götürdüğü, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/579 Esas 2018/6742 Karar sayılı ilamında davacının teminattan muaf olduğunun belirtildiği, aynı şekilde İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/44 E., 2018/944 K. sayılı ve 2014/1922 E., 2015/611 K. sayılı ve Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/75 E., 2020/538 K. sayılı dosyalarında Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında mütekabiliyet bulunduğu ve teminat alınmaması gerektiği yönünde karar verildiği, böylece davacı şirketin teminattan muaf olduğu kanaatine varılarak davalı tarafın itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesi, yabancı mahkeme ilamı, ibraz edilen ve getirtilen bilgi-belgeler ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanunun 54. maddesinde tenfiz şartları düzenlenmiş olup, bu maddeye göre; “(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir: a)Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilanların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması. b)llâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması. c)Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması. ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde giyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu durumda; Tenfize karar verilebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması gerekmektedir. Somut olayda, Türkiye ile Rusya arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yok ise de, fiili uygulama yönünden yapılan değerlendirmede; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/44 E., 2018/944 K. sayılı, İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1922 E., 2015/611 K. sayılı ve Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/75 E., 2020/538 K. sayılı dosyalarında karşılıklılık bulunduğu kabul edilmiştir. Yine ibraz edilen Rus hukuk profesöründen alınmış uzman görüşünde de karşılıklılık bulunduğu görüşüne yer verilmiştir. Rusya Federasyonu açısından karşılıklılık konusunun Rus Hukukundaki ilgili düzenlemeler dikkate alınarak yorumlanması ve uygulanmasının Rus Mahkemelerinin yetkisi kapsamında olduğu, Rus Mahkemelerinin ilgili devlet ile sözleşme olmasa dahi Rusya Anayasasının 15. maddesi uyarınca Rus Hukukunun birer parçasını teşkil eden uluslararası hukukun genel kabul gören prensiplerine, uluslararası genel nezaket ve mütekabiliyet esaslarını dikkate alarak Rusya Federasyonu Ticari Muhakeme Kanunun 244/1 maddesinde yer alan şartlar da mevcutsa yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin mümkün olduğunu kabul ettikleri, bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında tenfize ilişkin bir anlaşma bulunmasa dahi hukuki mütekabiliyet bulunması durumunda tanıma ve tenfize karar verilebileceği belirlenmiştir. Rusya Ticari Kanunu 244. maddesinde de yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizinde aranacak olan koşulların gösterildiği, aranan bu koşulların Türk hukukundaki tenfiz koşulları ile ağırlıkları bakımından özdeş nitelikte bulundukları, Rusya’da yabancı mahkeme kararlarının akdi mütekabiliyet koşulu aranmaksızın tenfiz edildiği, bu nedenlerle Türkiye ve Rusya arasında mahkeme kararlarının tenfizi açısından hukuki mütekabiliyet bulunduğu anlaşılmakla, tenfiz açısından 54. maddenin 1. fıkrasındaki koşulun oluştuğu kanaatine varılmıştır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanunun 53. maddesi nde belirtilen belgelerin davacı tarafça sunulmuş olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu, Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi tarafından 441-79068/17 numaralı dosyada verilen, 26.09.2018 tarihli kararın tercümesinin incelenmesinde; Davacının … A.Ş., davalının …. A.Ş. olduğu, mahkemece “ Her ne kadar anlaşmazlığın konusuna ilişkin özel bir talebi olmasa da …” şirketinin davaya müşteki olarak dahil edilmesine ilişkin talebinin reddedilmesine, …. Şirketi tarafından “… Anonim Şirketi lehine; ithal donanım tedariki için yapılan 7 375 677 Euro 49 sent tutarındaki fazla ödeme, inşaat ve montaj işleri için yapılan 128 441 Euro 42 sent tutarındaki fazla ödeme, dış şebeke/ tesisat işleri için yapılan 453 214 Euro 61 sent tutarındaki fazla ödeme, 8 696 778 Ruble 96 kop. Tutarında elektrik borcu ve 206 000 Ruble 00 kop. Resmi harç borcu dahil olmak üzere, sebepsiz zenginleşme borcunun ödendiği tarihte Rusya Merkez Bankası kuruna göre 7 957 333 Euro 52 sent ödenmesine hükmedilmesine, Yürürlükte olan SNIP, RD 11-02-2006, RD 11-05-2007 yönetmelikleri ile Rusya Federasyonunda yürürlükte olan diğer mevzuat ve normlar gereğince, poliklinik binası (inşaatı tamamlanmamış bina) inşaatı esnasında tamamlanan işler ile ilgili uygulama dokümantasyonunun tamamının … … Şirketi tarafnıdan “…” Anonim Şirketine teslim edilmesine hükmedilmesine; … … Şirketi taleplerini reddine” karar verildiği, karara itiraz üzerine Onuncu Arbitraj Temyiz Mahkemesi’nin 12.12.2018 tarihli karar ile ilk derece mahkemesi tarafından verilmiş kararı onadığı, bu karara da itiraz üzerine Moskova İlçe Arbitraj(Ticaret) Mahkemesi’nin 14.05.2019 tarihli karar ile, Onuncu Arbitraj Temyiz Mahkemesi tarafından verilmiş olan 12.12.2018 tarihli onama kararında herhangi bir değişiklik yapmaksızın onadığı, kararın 12.12.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf sözleşme kapsamında açılmış dava ve alacak talebine ilişkin olarak, gerek yargılama sırasında gerekse kararların tebliğinde müvekkili şirketin usulüne uygun olarak davada temsil edilemediğini, tebligat yapılamadığını, savunma hakkının engellendiğine yönelik itirazda bulunmuş ise de; dosya kapsamı ve sunulan belgeler itibariyle davalı tarafın ön inceleme duruşması ve diğer duruşmalara avukatları aracılığıyla katıldığı, savunma hakkının kısıtlaması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, kararın Türk Mahkemeleri’nin münhasıran yetkisine giren bir hususa ilişkin olmadığı, MÖHUK 54. maddesindeki tenfiz şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Tüm dosya kapsamına göre, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının appostille şerhli kesinleşmiş asıl ile noter onaylı tercümesinin sunulduğu, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği, yabancı mahkeme ilamının davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve usulüne uygun olarak kesinleştiği, MÖHUK 54/1 maddesine aykırılık bulunmadığı, Rusya ile Türkiye arasında tenfize ilişkin fiili uygulamanın bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile; Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi’nin 26/09/2018 tarih ve A41-79068/17 numaralı ve 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararının tenfizine dair karar verildiği görülmüştür.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 25/02/2022 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde Özetle; Taraflar arasında görülmekte olan davaya ilişkin olarak Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 30.11.2021 tarih ve 2021/617 E. 2021/924 K. sayılı karara, süresi içerisinde istinaf incelemesi talebinde bulunulduğu, İlk Derece Mahkemesi; 897.916,62 TL. tutarındaki istinaf karar harcının verilen kesin süre içerinde yatırılmadığından bahisle ek bir karar aldığını ve istinaf kanun yoluna başvurudan vazgeçilmiş sayılması yönünde hüküm kurulduğunu, nispi harca tabi davalarda döviz cinsinden olan uyuşmazlık konusu müddabihin harca esas değerin, dava tarihi itibariyle geçerli olan Merkez Bankası kurları üzerinden hesaplandığını, dosya kapsamında mevcut tensip tutanağı ile sabit olduğu üzere dava tarihinin 31.01.2020 olduğunu, Merkez Bankası’ nın 31.01.2020 saat 15.30 itibariyle Euro için belirlediği kurun ise; EUR/TRY 1 EURO Alış:6.5864 TL.; Satış:6.5983 TL.; Efektif Alış:6.5818 TL.; Efektif Satış: 6.6082 TL. olduğunu, 492. S. Harçlar Kanunu Md. 4 ve 28 hükümlerine göre anılan kanunun EK-1 cetvelinde gösterilen oranlara göre hesaplanan harçların 1/4′ ünün yatırılması gerektiğini, dava dilekçesinde belirtildiği üzere kur hesaplamasında 31.01.2020 tarihli Merkez Bankası kurlarının esas alındığı belirtilmekte ve 1 Euro için 6.60 TL. paritesine göre hesaplama yapıldığının belirtildiğini, oysa Merkez Bankasının 31.01.2020 tarihli kur değerlerinde böyle bir belirleme bulunmadığını, rakamlarda ortalamalara göre hareket edildiğini, küsuratların dikkate alınmadığı yaklaşımı ise 0,62 Euro/ 0.10 TL. gibi hesaplamalar karşısında inandırıcılığını yitirdiğini, kaldı ki dava tarihi itibariyle 6.60 TL. olarak belirlenen kur üzerinde hesaplama yapıldığında ödenmesi gereken harç tutarının yanlış hesaplandığını, davacının davayı açarken yatırdığı harcın hukuka uyarlı bir hesaplamaya dayanıp dayanmadığının davacı ile ilk derece mahkemesi arasındaki hukuki ilişkiyi ilgilendirdiğini, ancak hukuki esaslara uygun olmadığını yukarıda gösterilen harç miktarının istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulması üzerine davalı olarak taraflarınca da yatırılması istendiğinde hukuka aykırılığın taraflarına da sirayet ettiğini, önemli olanın mevcut ve olması gereken rakamlar arasında yakınlık değil harç hesaplamasının hukuken belirlenmiş ve emredici niteliği haiz kurallara göre yapılıp yapılmadığı olduğunu, yatırılmadığı belirtilen harcın yasanın emredici hükümlerine uygun olarak belirlenmediğini, 31.01.2020 tarihli Merkez Bankası kur değerlerine ve tenfiz talebine esas euro cinsinden döviz miktarına göre açık iken, miktarı hukuka uyarlı olmayan harcın yatırılmadığından bahisle kurulan hükmün de hukuka aykırı hale gelmesinin kaçınılmaz olduğunu istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin 17/05/2022 tarihli 2022/410 Esas-2022/498 Karar sayılı karar
Dairemizin 17/05/2022 tarihli 2022/410 Esas-2022/498 Karar sayılı kararı ile mahkemece yasal düzenlemelere uygun olarak nisbi harca tabi olan dava sebebiyle nisbi harcın ikmali suretiyle görülen dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, bu karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması sebebiyle istinaf karar harcının nisbi olarak yatırılması gerektiği ancak mahkemece çıkarılan meşruhatlı muhtıraya rağmen davalı tarafın istinaf başvurusu yönünden yatırması gerekli istinaf nisbi karar ve ilam peşin harç bedeli ile giderleri bir haftalık kesin süre içerisinde yatırmadığı, mahkemece davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple yapılmamış sayılmasına dair karar verilmiş olmasında usul ve yasa hükümlerine aykırı bir durum görülmediğinden davalı vekilinin mahkemenin 14/02/2022 tarihli 2021/617 Esas ve 2021/924 karar sayılı ek kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair karar verilmiştir.
Dairemizin bu kararın davalı vekilince 27/06/2022 tarihli dilekçe ile temyiz edilmiş, temyiz dilekçesinde özetle;
Harç konusunda istinaf başvuru dilekçesinde yapmış oldukları beyan ve itirazları aynen tekrar ettiklerini,
Yine mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın etkin bir araştırma ve inceleme yapılmadan verilmiş olduğunu, MÖHUK’un 54 maddesinde tenfiz şartlarının düzenlendiğini, bu şartlardan karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşmanın Türkiye Cumhuriyet ile Rusya Federasyonu arasında bulunmadığını, bu hususun T.C Dışişleri Bakanlığından gelen yazı cevabında belirtildiğini, yine bu konuda fiili bir uygulamanın da bulunmadığını, mahkemenin bu yöndeki kabulünün eksik incelemeye dayalı olduğunu, Rusya Federasyonuna bağlı bilirkişi tarafından verilen uzman görüşünün de tarafsız bir görüş mahiyetinde olmadığından bu görüşe itibar edilmesinin de doğru olmadığını, yine yabancı bir kişiye T.C Adalet Bakanlığı görüşünün değerlendirilmesini yaptırmanın kabul edilebilir nitelikte olmadığını, bu sebeplerle temyiz taleplerinin kabulü ile istinaf mahkemesi karanın bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 21/09/2022 tarihli 2022/3590 Esas-2022/4280 Karar sayılı ilamı ile,
İlk derece mahkemesince, davanın nisbi harca tabii olduğu gerekçesiyle davalı vekiline muhtıra çıkarılarak nisbi karar harcının yatırılmadığı gerekçe gösterilerek istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de; tenfiz davalarının nitelikleri itibariyle eda davası değil, tespit davası mahiyetinde kabul edilmekte olup, maktu harca tabii olduğu, bu durumda istinaf kanun yoluna başvurulurken maktu harç yatırıldığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince işin esasına girilerek davalının istinaf sebepleri kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile esastan red kararı verilmesi doğru olmadığından kararın kaldırılmasına, ilk derece mahkemesinin 14/02/2022 günlü ek kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulmasına dosyanın istinaf incelemesi yapılması için bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair karar verildiği ve ilk derece mahkemesince dosyanın istinaf incelemesi yapılması amacıyla dairemize gönderildiği ve dairemizin yukarıdaki esasa kaydı yapılmak suretiyle dairemizce, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin değerlendirmesi yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, tenfiz istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının, 5718 sayılı Kanunun 53. maddesi gereği, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesini ve ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesini sunduğu, sunulan bilgi ve belgeler içeriğine göre, davalının o yer kanunları uyarınca, hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrıldığı, verilen kararın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren konuda verilmediği, kamu düzenine açıkça aykırılığın bulunmadığı ve tenfiz koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve A 41-79068/17 numaralı 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararının tenfizine ve dairemizin önceki tarihli nisbi harç alınması gerektiği yönündeki kaldırma kararı uyarınca alınması gerekli nisbi harcın davalıdan tahsiline dair karar verildiği, bu karara karşı davalı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 21/09/2022 tarihli 2022/3590 esas-2022/4280 Karar sayılı bozma ilamının da vurgulandığı üzere tenfiz davaları nitelikleri itibariyle eda dava değil, tespit davası mahiyetinde kabul edilmekte olduğundan maktu harca tabidir. Bu sebeple davanın kabulü ile birlikte davalıdan alınması gerekli karar harcının maktu olarak tayini gerekirken davalıdan tenfizine karar verilen yabancı mahkeme kararında hükmolunan alacak miktarının TL karşılığı üzerinden tarifeye göre hesaplanan nisbi harcın tahsiline karar verilmiş olması dairemizce doğru görülmediğinden davalı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzelterek yeniden dairemizce esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilebileceği anlaşılmakla, mahkeme kararın kaldırılmasına ve dairemizce davanın kabulüne ve davanın niteliğinin tespit davası mahiyetinde olması sebebiyle davalıdan maktu harcın tahsiline dair dairemizce yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş harç kamu düzenine ilişkin olup dairemizce kamu düzenine ilişkin olarak yapılan istinaf değerlendirmesi sonucunda resen dikkate alınmış ancak davalı vekilinin, mahkemece nisbi olarak hükmedilen vekalet ücreti konusunda bir istinafı bulunmadığından ve vekalet ücreti konusundaki yanlışlık resen dairemizce istinaf incelemesi sırasında gözetilemeyeceğinden mahkemece davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden bir düzeltme yapılması mümkün olmamış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarih ve 2021/617-Esas-2021/924 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜNE,
Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi’nin 26/09/2018 tarihli A 41-79068/17 numaralı 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararınInı MÖHUK’un 54. Maddesi gereğince TENFİZİNE
4- Harçlar Kanununa göre davalıdan alınması gerekli 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 125,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalının daha önce yatırdığı 897,942,91 TL tutarındaki tamamlama harcı ile mahkemenin 30/12/2021 tarihli 2021/617 Esas-2021/924 Karar sayılı ilamı ile davalıdan tahsiline karar verilen bakiye 2.693,991,98 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davalıya mahkemece iadesine ve maliye tarafından tahsil edilen harç varsa davalıya iadesi için ilk derece mahkemesince ilgili harç tahsil kurumuna müzekkere yazılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2021 tarihli 2021/617 Esas 2021/924 Karar sayılı ilamı ile davacı yararına AAÜT’nin 13/1 ve 2 maddeleri uyarınca hükmedilen 614.461,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından ilk derece mahkemesi yargılaması sırasında yatırılan 116,60 TL harç ve davacı tarafından yapılan tebligat ve posta giderlerinden oluşan toplam 354,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 470,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- HMK’nın 333/1 maddesi uyarınca gider ve delil avansından bakiye kısmın yatıran taraflara iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
8-Davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olduğundan istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına ve davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya iadesine;
9- Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosya gönderme masrafı olarak yapılan 134,60 TL olmak üzere toplam 355,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Kararın dairemizce taraflara tebliğine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 10/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır