Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/123 E. 2022/709 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/123 – 2022/709
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

ESAS NO : 2022/123
KARAR NO : 2022/709

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2021
NUMARASI : 2018/854 Esas – 2021/764 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; davacının, davalı şirketin sahibi olduğu şantiyelerde devam eden projelerinde alüminyum kompozit panel ile kaplanması işi, balkon ve merdiven korkuluklarının, bina giriş kapılarının malzeme ve işçilikle yapılması, cam cephe giydirme işinin yapılması vs imalat işlerinin yapılması işini gerçekleştirdiğini, yapılan iş ve işlemler için çeşitli tarihlerde davalı şirket adına açık faturaların düzenlendiğini, davalının açık faturalara süresinde itiraz etmediğini, fatura içeriğine ilişkin taraflar arasında bir çekişmenin olmadığını, davalı şirkete 4.297.213,85 TL tutarındaki faturaların düzenlendiğini, davalının faturalara karşılık 2.228.356,00 TL ödediğini, müvekkilinin 2.068.857,85 TL tutarında bakiye alacağının kaldığını, davalının ödeme yapmaması nedeniyle, davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının borca ve takibe itirazı ile durduğunu ileri sürerek, davalının icra dosyasına yaptığı itirazının 1.200.000,00 TL asıl alacak miktarı üzerinden iptaline, takibin talep miktarınca aynen devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, davacının üstlendiği işleri tam olarak yapmadığını, davacıya yapıları ödemelerin nakit, çek, araç verilmesi, daire verilmesi ve SGK borçlarının ve sigorta borçlarının kapatılması suretiyle yapıldığını, dosya kapsamına sunulan faturalar karşılığında davacıya 3 ayrı bölgedeki yaptırılan işler için; Havale/EFT yoluyla 587.000,00 TL, çek olarak 1.771.000,00 TL, barter (Daire verilmek suretiyle) 1.799.000,00 TL, araç verilmesi suretiyle 299.790,00 TL, SGK Ödemeleri 33.212,87 TL ve araç sigortaları ve lastik bedeli için 7.940,75 TL olmak üzere toplam 4.497.943,42 TL tutarında ödeme yapıldığını, davacıya yapılan işler karşılığı olarak 127.700,00 bedelli bir araç, 70.500,00 TL bedelle başka bir araç verilirken, 55.268,00 TL bedelli aracın 26.690,00 TL ise kredili alınan aracın peşinatı olarak sayılmak suretiyle hesap yapıldığını, 74.900,00 TL bedelli bir başka aracın tescilinin davacının alacaklısı olan … isimli firmaya yapılmak suretiyle toplam 299.790,00 TL karşılığı araç verilmek suretiyle ödemeler yaptıklarını ileri sürerek, davanın reddi ile davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Tapu kayıtları ve resmi senetlere göre …bağımsız bölüm taşınmaz 29/04/2016 tarih … yevmiye numaralı resmi senetle davalı şirket tarafından 110.000,00 TL bedelle dava dışı …’a satıldığı, … bağımsız bölüm 02/11/2016 tarih … yevmiye numaralı resmi senetle davalı şirket tarafından 225.000,00 TL bedelle …’na satıldığı, … nolu bağımsız bölümün davalı şirket tarafından davacıya satıldığı, … nolu bağımsız bölümün 08/03/2017 tarih … yevmiye numaralı resmi senetle davalı şirket tarafından 250.000,00 TL bedellerle …’a satıldığı, resmi senetlerde satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının yazılı olruğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafın ödeme iddiaları yönünden yapılan değerlendirme sonucunda, bilirkişi tarafından tespit edilen, iş karşılığında araç verilmek suretiyle 153.848,51 TL ile barter sözleşmesinde davacıya verileceği kararlaştırılan dairenin davacının babasına satış yoluyla verilmesi suretiyle 400.000,00 TL davacıya verilen daire nedeniyle 318.600,00 TL , davacıya verilen çek nedeniyle 90.000,00 TL, davacının SGK primlerinin ödenmesi nedeniyle 33.217,87 TL , davacının araç sigortaları nedeniyle 5.316,23 TL olmak üzere toplam 1.000.982,61 TL nin davalı tarafından fatura bedellerine karşılık davacıya ödeme yapıldığı kanaatine ulaşılmıştır. Ancak … isimli firmaya yapılan 74.900,00 TL lik ödemelerin, davacının talimatına istinaden fatura bedeline karşılık yapıldığının ve alacağın temlik edildiğinin ispat edilememiş olması, ayrıca … ve … ‘a satışı yapılan dairelerin davacının alacağına karşılık yapıldığının ispat edilememiş olması, daire alanın … olması nedeniyle … tarafından davacıya yapılan ödemenin tek başına taşınmazın davacı lehine verildiğinin kanıtı olmayacağı, ayrıca dava dışı apartman yönetimine ait belgelerin tek başına dairelerin davacının talep ve talimatı ile verildiği hususunu ispat etmeyeceği kanaati ile söz konusu işlemlere ilişkin ödeme iddiaları yerinde görülmemiştir. Ödemeler yönünden sonuç olarak bilirkişi raporunda tespit edilen davalı tarafından fatura bedellerine karşılık davacıya toplam1.000.982,61 TL lik taşınır ve taşınmaz mal verilmesi, çek verilmesi, nama ödeme yapılması suretiyle bu miktar ödeme yapıldığının davalı tarafından ispat edilmiş olduğu, bu miktarın üzerindeki ödeme iddialarının ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; davacı tarafından takibe ve davaya konu edilen faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının faturalara göre 2.053.702,60 TL alacağının bulunduğu, bu alacağın 1.000.982,61 TL sinin yukarıda açıklandığı şekilde davalı tarafından ödenmiş olduğu, davacının 1.052.719,99 TL bakiye alacağının bulunduğu, bu alacağın ödendiğinin davalı tarafından ispat edilemediği, bu nedenle bu miktar kadar davalı tarafından ödeme emrine yapılan itirazın haksız olduğu” gerekçesi ile, davacının davasının kısmen kabulüne, faturaya dayalı alacak likit olduğundan itirazın iptaline karar verilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar vermesinin doğru olmadığını, davacının babası …’na devredilen dairenin davacıya devredilmiş gibi kabul edilmesinin yanlış olduğunu, sözleşmede davacı …’na daire devirlerinden bahsedildiğini, davacı adına üçüncü kişilere daire devredildiği, üçüncü kişilere ödeme yapıldığı iddialarının asılsız olduğunu, davalının basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunduğunu, davacının tapu masrafından kaçınmak amacıyla sözlü talebi üzerine üçüncü kişilere daire satışı yapıldığı iddiasının mesnetsiz olduğunu, TMK. 704. maddesi uyarınca taşınmaz satışlarının resmi şekilde tapu sicil müdürlüğünde yapılması gerektiğini, bu şekilde yapılmayan satışların geçersiz olduğunu, tapu dairesi tarafından düzenlenen resmi senetlerden, satış bedellerinin nakden alıcılar tarafından satıcılara ödendiğinin anlaşıldığını, icra dosyasına yatırılan ve dava harcından mahsubu sağlanan 19.186,80 TL’lik harcın davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulmamasının da hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın taraflar arasında gerçekleşen maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetini ortaya çıkaracak nitelikte olmadığını, davalının davacıya bir borcu olmadığını, davacının alacaklarının 2017 yılı itibari ile kapatıldığını, davalının, davacının borçlu olduğu üçüncü kişilere ödemeler yaptığını, bu ödemelerin de davalı ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu bağlamda … firmasına yapılan ödemenin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, mahkemenin davalı tanıklarını dinlememesinin de yanlış olduğunu, daire devri yapılan üçüncü kişilerin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini, bu üçüncü kişilere davacının talimatı ile daire devredildiğini, davacı ile daire devri yapılan üçüncü kişiler arasındaki ticari ilişkinin kapsamının belirlenmesi amacı ile bu üçüncü kişilerin ticari defter ve belgelerinin incelenmesinin de gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalının üstlendiği bir kısım projelerde alüminyum kompozit panel ile kaplama, balkon ve merdiven korkuluklarının, bina giriş kapılarının malzeme ve işçilikle yapılması, cam cephe giydirme işleri yaptığını davalının iş bedelinin bir kısmını ödemediğini iddia ederken; davalı ise iş bedelini ödediğini savunmaktadır.
1- Dosya kapsamı incelendiğinde taraflar arasında çeşitli yerlerdeki işler sebebiyle üç farklı sözleşme imzalandığı, 12/01/2016 tarihli ve 01/11/2016 tarihli sözleşme örneklerinin dosya içerisine alındığı ancak diğer sözleşme örneğinin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi için, eksik sözleşme örneği taraf vekillerinden temin edilerek dosya içerisine alınmalı ve bu sözleşmede ödemeler yönünden ne gibi düzenlemeler yapıldığı, daire devri suretiyle ödeme hususunda bir hüküm bulunup bulunmadığı incelenmelidir.
2- Davalı tarafın çekler verilerek ödemeler yaptıkları savunması yönünden, söz konusu çeklerin ibraz edilip edilmedikleri, ödenip ödenmedikleri, çeklerin arkalı önlü fotokopileri ilgili bankalardan getirtilmeli, davacının SGK primlerinin ödendiği yönündeki savunma yönünden ilgili SGK ödeme belgeleri getirtilmeli, bunların davalı ödemesi olarak kabul edilip edilmeyecekleri bu belgeler çerçevesinde değerlendirilmelidir.
3- Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış içtihat ve uygulamalarına göre, iş bedelinin yüklenicinin talimatı ile 3. kişilere daire devredilerek ödendiğinin savunulması durumunda, yazılı belge niteliğinde olan resmi senetteki ödeme konusundaki ifadenin aksinin doğru olduğu hususunu, davalı iş sahibi, yüklenici ile bağımsız bölümü satın alan üçüncü kişi arasında yapılan alacağın temliki niteliğindeki belge ile, satın alan kişinin bunu doğrulayan beyanı ile, üçüncü kişi tarafından satış bedelinin yükleniciye ödendiğine dair banka kaydı, havale ya da resmi belge ile kanıtlayabilir. Bu itibarla somut uyuşmazlıkta mahkemece dosya arasında bulunmayan sözleşme örneği getirildikten sonra, davalının davacının talimatı ile daire devirleri yapıldığını iddia ettiği …, … ve … tanık olarak dinlenilmeli, bu kişilerden özellikle daireleri kimden satın aldıkları, ödemeyi kime yaptıkları hususları sorulmalı, …’nun davacının babası olması ve aldığı daireyi sonradan oğlu olan davacıya satıp devretmesi nedeniyle, bu konuda makul sebepleri bulunup bulunmadığı irdelenmeli, davalı delil olarak yemin deliline de dayandığından, ispat edemediği ödemelerin bulunması durumunda, bunlar yönünden davalının davacıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu davalıya hatırlatılmalı ve hasıl olacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/854 Esas, 2021/764 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip