Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/1194 E. 2023/1252 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/1194 – Karar No:2023/1252
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)
ESAS NO : 2022/1194
KARAR NO : 2023/1252
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2018
NUMARASI : 2016/974 E-2018/724 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/12/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen 18.09.2014 tarihli malzeme alım sözleşmesi ile davalı şirket tarafından davalıca satılan malzemelerin bedelinin ödeneceğine dair taahhütte bulunulduğunu, ancak malzemeler sözleşme gereği zamanında davacı tarafından teslim edilmesine rağmen davalı tarafından malzemelerin bedelinin bir kısmının davacıya ödendiğini, bunun üzerine davalı hakkında Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 2016/20742 sayılı dosyası ile taraflar arasındaki anlaşmaya binaen ödenmeyen bedel kısmı için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının 09.11.2016 tarihinde borca itiraz ederek takibin durduğunu, Alacağa ilişkin davacı tarafından 09.12.2015 tarihli B seri 495403 sıra numaralı irsaliyeli fatura kesilerek davalı şirkete bildirildiğini, davalının gönderilen faturaların bedelinin 9.965,00.-TL sini ödemediğini, davalı tarafından icra takibine yapılan itiraz dilekçesinde ” söz konusu alacak teminat olarak tutulmuş olup, teminatın iadesi kesin kabul onaylandığında gerçekleştirilecektir” ibaresi olduğunu, borca kaynak sözleşme hükümleri incelendiğinde davalı tarafından alacağın teminat olarak tutulacağına dair bir hükmün olmadığını, davalının kendi tasarrufu ile alacağı teminat olarak gördüğünü ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, Açıklanan nedenlerle borçlunun icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından yapılan icra takibinin haksız olduğunu ve taraflarca itiraz ettiklerini, davacı yanın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, icra takibine konu alacağın davalı tarafından teminat olarak tutulduğunu, teminatın iadesinin kesin kabul onaylandığında gerçekleştirileceğini, dolayısı ile henüz muaccel olmamış bir alacağın davacı yanca icra takibine konu edildiğini, her ne kadar davacı yan tarafından sözleşmede alacağın teminat olarak tutulacağına dair bir hüküm bulunmadığı iddia edilmiş ise de davacı yan ile davalı arasındaki sözleşme gereği davacı yana yapılan ödemeler üç ayrı hak ediş şeklinde ödendiğini, hak edişlerin %5 kesinti yapılarak davacıya ödenmiş olup davacı tarafından bu ödemelere herhangi bir itirazi kayıt konulmadığını, dolayısı ile taraflar arasında zımni bir mutabakat ile teamül oluştuğunu, davacı yanın icra takibine konu alacağın teminat olarak tutulduğunu kabul etmediğini beyan etse de taraflar arasındaki tüm ödemelerin bu şekilde gerçekleştiğini ve davacı yanın bugüne kadar buna itirazının olmadığını, henüz muaccel olmamış bir alacağa ilişkin olarak yapılmış bulunan icra takibi nedeni ile takibin iptaline ve davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve hükme esas alınan denetime elverişli bilirkişi raporu sonucunda; Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20742 E. Sayılı dosyasında 18/09/2014 tarihli sözleşme ve 09/12/2015 tarihli irsaliyeli faturaya dayalı olarak 9.965,00-TL asıl alacak ve 940,26-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.905,26-TL alacak için icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine durmasına karar verildiği, toplanan tüm deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları de incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında akdedilen 18/09/2014 tarihli malzeme alım sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından malzeme bedelleri ödenirken bunların üzerinden % 5 oranında teminat kesintisi yaptığı, yapılan bu kesintiler konusunda sözleşmede bir hüküm olup olmadığı ve zımni bir mutabakatın bulunup bulunmadığı noktasında düğümlendiği, taraflarca ileri sürülen tüm deliller ile sözleşme hükümleri incelendiğinde bu yönde açık bir hüküm bulunduğunun veya bu yönde açık veya zımni bir mutabakatın bulunduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı ancak sadece davalı tarafça sunulan 3 adet hak ediş raporu incelendiğinde sadece 21/12/2015 tarihli raporda davacı ve davalı tarafın temsilcilerinin imzalarının bulunduğu, söz konusu hak ediş raporunda teminat kesintisi olarak % 5 oranında (150,00-TL) kesintinin yapıldığının belli olduğu, diğer 2 hak ediş raporunda davacı taraf temsilcisinin imzasının bulunmadığı, bu haliyle davacı tarafın talep etmiş olduğu toplam asıl alacak miktarında yalnızca 150,00-TLnin indirilmesi suretiyle asıl alacak miktarı 9.815,00-TL, bu miktarın işlemiş faizinin ise 926,11-TL olduğu hususu mahkememizce re’sen hesaplanmış olup, bu miktar üzerinden değerlendirme yapılarak, davanın mahkememizce re’sen yapılan hesaplamalar üzerinden belirlenen miktar bakımından kısmen kabulüne …” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 3 ayrı hakediş ödemesinin her birinde %5 teminat kesintisinin yapıldığını ve davacının bu kesintilere itirazı kayıt koymadan hak edişleri imzaladığını, sözleşmede kesintiye ilişkin düzenleme ve davacıya yapılan ödemelerde teminat kesintisinin açıkça gösterilmiş olması ve davacının hak edişleri itirazsız imzalamış olmasının açıkça görüldüğünü, teminat iadesinin kesin kabul ile gerçekleşmesi gerektiğini, müvekkili ile TOKİ arasındaki sözleşmede %6 kesintisi yapılacağına ilişkin hüküm bulunduğunu, takip tarihinde alacağın muaccel olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin 4.4 maddesinde, işveren TOKİ’nin bu işle ilgili davalı ile yaptığı sözleşmenin davacı için de geçerli olduğu düzenlenmiş ise de; TOKİ ile davalı arasındaki sözleşme ve eklerinde davalının hak edişlerinden %5 oranında nakdi teminat kesintisi yapılacağına dair hüküm bulunmadığı, anılan sözleşmedeki %6 kesintisi yapılacağına dair hükmün fiyat farkı bedeline ilişkin olduğu, eldeki davanın konusu olan alacağın ise, fiyat farkı bedelinin teminatı olduğuna dair dosya kapsamında iddia ve delil bulunmadığı, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesinde hak edişlerden kesinti yapılacağına dair hüküm bulunsa da bu kesintilerin iş sahibi TOKİ’nin yapacağı kesin kabulden sonra iade edileceğine dair sözleşmede bir düzenleme bulunmadığı, davalının sözleşme konusu işin yapıldığı hususunda bir itirazı bulunmadığı gibi, takip ve dava konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 733,73 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 183,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 550,30 TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan istinaf başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan … Üye … Üye … Katip …