Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/1173 E. 2023/812 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2022/1173
KARAR NO : 2023/812

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ : 28/06/2022
NUMARASI : 2021/479 Esas – 2022/630 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; taraflar arasında 13/05/2019 tarihinde imzalanan taşeronluk sözleşmesi ile müvekkilin işveren olduğu ve davalıya taşere ettiği … inşaatında müvekkilin üstlendiği havalandırma işlerinde davalı tarafından kanal, kanal izolasyonu, kanal boya menfez montajı, cihaz montajı ve bu işler ile ilgili montaj Malzemeleri, tuğla kırım işleri ve tüm işçilikleri davalı tarafından karşılanmak üzere karşılıklı anlaştıklarını, taşeronluk sözleşmesinde belirtilen işlerin yapılması karşılığında davalı şirkete toplam 470.000,00TL tutarında çek müvekkili şirket tarafından teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından davalıya verilen çeklerin keşidecisi …. Şti’ ni müvekkil şirket 24/04/2020 tarihinde devralmış ve şirketler müvekkil şirket bünyesinde birleştirildiğini, davalı şirket taşeron sözleşmesinde belirlen hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalı taraf sözleşmede belirtilen işlerin yapılması için kendisine verilen … Şubesi’ne ait E1 -3027403 Seri numaralı 31.01.2020 tarihli 109.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara 14. İcra Ceza Mahkemesi 2020/77 E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, Ankara 8. İcra Müdürlüğü 2020/1994 E. Sayılı dosyadan icra takibi, … Şubesi’ne ait E1 -3264777 Seri numaralı 28.02.2020 tarihli 90.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara 14. İcra Ceza Mahkemesi 2020/123 E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, Ankara 8. İcra Müdürlüğü 2020/3492 E. Sayılı dosyadan icra takibi, … Şubesi’ne ait E1 -3150914 Seri numaralı 30.11.2019 tarihli 80.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara 14. İcra Ceza Mahkemesi 2020/72 E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, Ankara 8. İcra Müdürlüğü 2020/1882 E. Sayılı dosyadan icra takibi, … Şubesi’ne ait E1 -3264778 Seri numaralı 31.03.2020 tarihli 191.000,00TL bedelli çeke ilişkin Ankara 3. İcra Ceza Mahkemesi 2020/224 E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, başlattığını davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeden çeklerin tahsili için icra takibi başlatması ve çek şikayetinde bulunması hukuka aykırı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın Kabulüne, … Şubesi’ne ait E1-3027403 Seri numaralı 31.01.2020 tarihli 109.000,00 TL bedelli çek üzerinden başlatılan Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2020/1994 E. Sayılı icra dosyasından, … Şubesi’ne ait E1 -3264777 Seri numaralı 28.02.2020 tarihli 90.000,00 TL bedelli çekten başlatılan Ankara 8.İcra Müdürlüğünün 2020/3492 E. Sayılı icra dosyasından, … Şubesi’ne ait E1-3150914 Seri numaralı 30.11.2019 tarihli 80.000,00 TL bedelli çekten başlatılan Ankara 8. İcra Müdürlüğü 2020/1882 E. Sayılı icra dosyasından, -… Şubesi’ne ait E1-3264778 Seri numaralı 31.03.2020 tarihli 191.000,00TL bedelli çekten borçlu olmadığının tespitine; davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacı tarafça her ne kadar taraflar arasındaki ticari ilişkinin 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesinden kaynaklandığı ve davaya konu çeklerin bu sözleşmeye istinaden verildiği iddia edilmişse de bu iddia gerçek dışı olduğunu, zira, taraflar arasında akdedilen 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesi dışında taraflar arasında yapılan birçok iş daha bulunduğunu, davacı tarafça ise davaya konu edilen çekler sadece 13.05.2019 tarihli sözleşme için verilmiş gibi beyanda bulunulduğunu, diğer yandan, davacı tarafça müvekkili şirketin 13.05.2019 tarihli sözleşme kapsamında üstlenmiş olduğu işlerin hiçbirini yerine getirmediği hususu iddia edilmişse de bu iddianın taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, Zira, davacı tarafça sözleşmenin devamı sürecinde ve sonrasında müvekkili şirkete işin eksik ve yahut hiç yapılmadığı yönünde yazılı bir uyarı yapılmadığını, ayrıca davacı tarafça sözleşmeye konu iş, müvekkili şirket tarafından yapılmadıysa bu işlerin kim tarafından ne şekilde yapıldığını da somut delillerle ispatlaması gerektiğini, bu nedenlerle davacı tarafın iddiaları soyut ve gerçeklikte tamamen yoksun olduğunu, sözleşme hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin üstlendiği işlere ilişkin olarak çıkarılan birim m2 fiyatları doğrultusunda öncelikle peşinat çeki verilmiş akabinde iş tamamlanıp bittikten sonra kesin kabul yapılmış ve müvekkili şirket tarafından yapılan işler sözleşmede belirlenen birim m2 fiyatlar üzerinden ücretlendirilmiş ve bakiye kısma ilişkin ödeme çek olarak verildiğini, davacı tarafça sanki sözleşme anında davaya konu bütün çekler aynı anda verilmiş gibi izah edildiğini, çek bedelleri ödenmeyip taraflarınca icra takibine başlandıktan sonra davacı tarafça suiniyetli bir şekilde huzurdaki dava açıldığını savunarak, neticeten haksız ve hukuki dayanaktan yoksun huzurdaki davanın reddine, davacı taraf aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “davacı ile davalı firma arasında 13/05/2019 tarihinde imzalanan Taşeronluk sözleşmesinde davalı …. Şti’nin yapacağı işler belirtilmiştir. Sözleşmede belirtilen tesisat işleri davalı firma tarafından yapıldığı, dava dışı üçüncü bir şirket tarafından yapıldığına yönelik davacı tarafça yazılı delil ve belge bulunmadığı hükme esas alınan denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. İş bu sebeple davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında bir eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu,bu sözleşmeye göre davalı yüklenici tarafından sözleşmeye konu imalâtların davacıya tesliminin yapıldığı hususu ile ilgili Sözleşmenin İşin Açıklaması ve Bedeli Başlıklı 5. Maddesinin ilgili bendinde “Peşinat çeki 90-120 gün. 1000.000 TL ,90.000 TL Toplamda 190.000 TL çek verilmiştir.” ve “yaklaşık kanal v.b teklifi ekteki projeye göre çıkartılmıştır. Uygulama sonrasında m2 hesabı daha sonra yapılıp cari hesap netleşecektir. Ve asıl hesap çıkacaktır.” şeklinde belirtilmiş olup buna göre davaya konu 4 adet çekten 2 adedinin (30.11.2019 vadeli 80.000TL lik çek ile 31.01.2020 vadeli çeklerin sözleşme aşamasında verildiği, diğer 2 adet çekin (28.02.2020 vadeli 90.000,00TL ve 31.03.2020 vadeli 191.000,00 TL lik çeklerin işler yapılıp m2 hesabı çıkarıldıktan sonra verildiğinden davaya konu çekin davacı tarafından davalı yükleniciye işin tesliminde ödenmek kaydıyla verildiği kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda karine olarak akdî ilişkinin devam ettiği, yüklenicinin işi bırakmadığı, işyerini terk edip gitmediği sürece gerçekleştirilen iş ve imalatların yüklenici tarafından yapıldığı kabul edildiğinden, davaya konu çekin davacı tarafından davalı yükleniciye işin tesliminde ödenmek kaydıyla verildiğinden işin teslim edilmediğini davacının yazılı delillerle ispatlayamadığı nitekim davaya konu kambiyo senedinin ticari defterlerde kayıtlı olmamasının senedin geçerliliğine etki eden bir durum olmadığı, dava konusu edilen çeklerden dolayı borçlu olmadığının ispat yükünün davacıda olduğu, davacının yazılı delillerle borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiği; ancak, davacının iddialarını başkaca yazılı delillerle ispatlayamadığı gibi yemin deliline de dayanmadığı” gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taşeron firmanın yükümlülüklerini yerine getirmeyerek inşaatı terk etmesi üzerine dava konusu bir kısım işlerin müvekkili şirket ve davalı tarafından yapılamadığı için dava dışı …. Şti. Tarafından üstlenilmiş ve alt taşeron olarak görevlendirdiği … (…) tarafından yapılamadığını, bu hususa ilişkin taşeronluk sözleşmesi ile dava dışı 3. kişilere ait faturaların ispat külfetinin kendilerinde olmadığını, bilirkişilerce dava konusu çeklerin ve yapıldığı iddia edilen işe ilişkin faturaların tarafların muhasebe kayıtlarında olmadığının tespit edildiğini, kayıtlara bakılarak taraflar arasında borç – alacak ilişkisinin kurulamayacağının tespit edildiğini, müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, aksine alacaklı olduğunu, ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, davalının ticari kayıtlarında yapıldığı iddia edilen işe ilişkin hiçbir kaydın bulunmamasının da davalının kötüniyetle hareket ettiğinin göstergesi olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı taşerondur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 14/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır