Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/1144 E. 2023/46 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/1144 – Karar No:2023/46
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)
ESAS NO : 2022/1144
KARAR NO : 2023/46
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2022 Ek Karar Tarihi: 18/11/2022
NUMARASI : 2015/275 E-2022/666 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Teminat Mektubunun İadesi, Alacak, İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan teminat mektubunun iadesi, alacak, itirazın iptali istemine ilişkin davalarda mahkemece verilen karara ve ek karara karşı süresi içinde asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasından imzalanan 02.12.2014 tarihli sözleşmeye göre müvekkil şirketin ankraj, fore kazık imalatlarını üstlendiğini, sözleşmenin 4. maddesi gereği ödemelerin her 30 günde düzenlenecek hakedişler ile hakediş tarihinden
itibaren 30 günlük çekler ile yapılacağını, fatura kesileceğini, mobilizasyonu müteakip iş bedelinin %25’inin avans olarak banka teminat mektubu karşılığı ödeneceğini, avans tutarının hakedişlerden eşit olarak düşüleceğinin kararlaştırıldığını, müvekkiline 523.823,00 TL avans ödemesi yapıldığını ve düzenlenen avans teminat mektubunun davalıya teslim edildiğini, 4 hakediş ödemesi ile davalının avansın tamamını geri aldığını, davalıdan avans teminat mektubunun iadesinin talep edildiğini, davalı tarafından iade talebinin SSK ilişiksizlik belgesi sunumu ile işlerin bitirilerek kesin kabul sonrası değerlendirileceğinin belirtildiğini, durumun hukuka aykırı olduğunu, avans teminat mektuplarının kesin teminat mektupları gibi sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesine bağlı olmayıp borcun temini için verildiğini, davalıya verilmiş kesin teminat mektubu ve hakedişlerden yapılmış %5 nakit teminatların da olduğunu belirterek, avans teminat mektubunun karşılıksız kaldığının tespiti ile davacıya iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacı ile imzaladıkları sözleşmede yapılacak işlerin belirlendiği ve sürenin 90 gün olduğunu, davacı firmanın eksik ekipman ve işçi ile çalıştığından işi süresinde – bitiremediğini, bu hususta e-postalar gönderilmesi, toplantı yapılması, ihtarname yollamasına rağmen davalının 04.03.2015 tarihinde bitirmesi gereken işleri tamamlamadan 08.06.2015 tarihinde şantiyeyi terk ederek işi feshetmesini müteakip Ankara 9.Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/134 D.İş sayılı dosyası ile tespit raporu alındığını, işin gecikmesi nedeniyle müvekkilin 200 daire ve 200 dükkandan oluşan projenin kira gelirlerinden mahrum kalacağını, davacı Firmanın faaliyetleri ile ilgili dosyaya sunulan CD ve flaş bellekte bulunan görüntülen incelenmesi gerektiğini, davacı Firmanın eksik bıraktığı işler için inşaat ve dekorasyon firmasına ödenen 68.298,94 TL ve …. firmasına ödenen 177.404,00 TL tutarlı faturaları dosyaya sunduklarını belirterek, davacı … iş akdini haksız feshederek şantiyeyi terk etmesi neticesinde müvekkilin uğradığı zararın (kira kayıpları dahil) tespit edilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen 2015/514 esas sayılı davada davacı vekili, taraflar arasında 02/12/2014 tarihli eser sözleşmesi bulunduğu sözleşmede iş süresinin 90 gün olarak belirlendiğinin ancak önceden öngörülmesi mümkün olmayan sebeplerle gecikmeler yaşandığını, bu durumun davacı kusurundan kaynaklanmadığını davalıdan 677.625,37 TL toplam alacağı ( 5 nolu hak edişten KDV dahil 390.355,85 TL toplam alacağı, 18/05/2015-05/06/2015 tarihleri arasında yapılan imalatlardan 75.795.78 TL alacağı, ayrıca davalının haksız yere nakde çevirdiği kesin teminat mektubundan 209.530,00 TL alacağı) bulunduğunu, davalının temerrüdü üzerine davalı aleyhinde Ankara 26. İcra Müdürlüğü’ nün 2015/13366 sayılı dosyasında başlatılan genel haciz yoluyla icra takibine itiraz ettiğini, yapılan takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptaline ve davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı firma ile müvekkili arasında 02/12/2014 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca davacı yüklenici tarafından sözleşmenin süresinin 90 takvim günü olarak belirlendiğini,davalı müvekkilinin arsa sahibi ve işveren olarak sözleşmeyi imzaladığı
işverenin demir ve beton malzemelerini karşılayacağını, ve işin geri kalan tüm kısmının davacı yüklenici firma tarafından gerçekleştirileceğini, davacı firmanın iş süresinin başladığı günden itibaren eksik malzeme ve işçiler ile faaliyet gösterdiğini, davacı tarafından işlerin yapılmadığını ve nihayetinde işlerin bir kısmı tamamlanmadan 08/06/2015 tarihinde tüm makineleri ve işçiler de dahil olmak üzere şantiye alanını terk ederek sözleşmeyi fesh ettiklerini, sözleşmeye göre işin bitmesi gereken tarihin 04/03/2015 olduğunu, Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/134 D.iş sayılı dosyası kapsamında 11/06/2015 tarihinde mahallinde keşif yapılarak bilirkişilerce rapor tanzim edildiğini, işe başlama tarihinin sözleşme imzalanma tarihi olan 02/12/2014 tarihi olarak belirlendiğini, davacı firmanın işleri zamanında yapmadığını, yaptığı bir takım işleri de hatalı yaptığını, davalı şirketin işin bitmemesi yüzünden devam ettirilen hafriyat çalışmaları bedelleri başta olmak üzere bir çok ekstra maliyetlere maruz kaldığını, bu konu ile ilgili olarak taraflarından Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesinde 10/06 / 2015 tarihinde davacı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, dosyanın derdest olduğunu, dosyaların birleştirilmesi veyahut işbu davanın asıl dava bitene kadar bekletilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve cevap etmiştir.
Birleşen 2015/369 esas sayılı davada davacı vekili, davalı firma ile müvekkili arasında 02/12/2014 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca davalı yüklenici tarafından sözleşmenin süresinin 90 takvim günü olarak belirlendiğini, davacı müvekkilinin arsa sahibi ve işveren olarak sözleşmeyi imzaladığını, işverenin demir ve beton malzemelerini karşılayacağını, ve işin geri kalan tüm kısmının davalı yüklenici firma tarafından gerçekleştirileceğini, davalı firmanın iş süresinin başladığı günden itibaren eksik malzeme ve işçiler ile faaliyet gösterdiğini, davalı tarafından işlerin yapılmadığını ve nihayetinde işlerin bir kısmı tamamlanmadan 08/06/2015 tarihinde tüm makineleri ve işçiler de dahil olmak üzere şantiye alanını terk ederek sözleşmeyi fesh ettiklerini, sözleşmeye göre işin bitmesi gereken tarihin 04/03/2015 tarihi olduğunu, Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/134 D.iş sayılı dosyası kapsamında 11/06/2015 tarihinde mahallinde keşif yapılarak bilirkişilerce rapor tanzim edildiğini, işe başlama tarihinin sözleşme imzalanma tarihi olan 02/12/2014 tarihi olarak belirlendiğini, davalı firmanın işleri zamanında yapmadığını, yaptığı bir takım işleri de hatalı yaptığını, davacı şirketin işin bitmemesi yüzünden devam ettirilen hafriyat çalışmaları bedelleri başta olmak üzere bir çok ekstra maliyetlere maruz kaldığını, müvekkilinin davalı yüklenici tarafından taahhüt edilen işlerin zamanında yapılmaması ve sonrasında işleri bitirmeksizin şantiye alanını terk etmesinden doyalı sözleşmedeki tazminat ve inşaattaki gecikmeye dayalı olarak kazanç kaybı meydana geldiğini, dükkan ve dairelerin geç bitmesi sonucunda, davacının bu gayrimenkullerin kira gelirlerinden mahrum kalacağını belirterek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin proje müellifi olmayıp, kendisine verilen onaylı projenin uygulayıcısı / imalatçısı konumunda olduğunu, fore kazıkların tamamına yakını ve ankrajların bir kısmının başka bir şirket tarafından yapılmış ve yarım bırakılmış şekliyle bu işi 04/12/2014 tarihli yer teslimi ile üstlendiğini, sözleşmede belirtilen sürenin uygulanma imkanının çeşitli sebeplerle fiilen ve hukuken ortadan kalktığını, davacının tüm bu olumsuzluklara ve müvekkilinden kaynaklanmayan gecikmelere sebebiyet ve onay verdiğini, müvekkili şirketten kaynaklanan bir gecikmeden bahsetmenin mümkün olmayacağını, ağır kış koşulları ve uzun süren yoğun ve aşırı yağışlar nedeniyle gerek ankraj, gerekse işveren yükümlülüğünde gerçekleştirilen hafriyat işlerinin zorunlu olarak durduğunu, davacının yükümlülüğünde olan demir teslimi, sevk irsaliyesinden de görüleceği üzere 29/04/2015 tarihinde tedarik edilmekle müvekkiline şantiyede teslim edildiğini, 10/03/2015 tarihinden itibaren inklinometre ölçümlerinde deplasman farklılıkları izlendiğini, olayın teknik olarak önceden öngörülmesi mümkün olmayan çok sıradışı bir hareket olduğunun, kazı sahasında biran önce, hesaplanarak genişliği ve yüksekliği belirlenebilecek bir dolgu teşkil edilmesinin deplasmanları yavaşlatmaya yardımcı olacağı, yapılacak bir iyileştirme projesinin sahada planlanan nihai kazı kotu ve kule kazıklı temel sisteminin güvenli bir şekilde hayata geçirilmesi için elzem olduğunun açık ve net olarak belirlendiğini, müvekkilinin sözleşmeyi fesh etmediğini, davacının sözleşmeye aykırı davrandığı gibi borçlu temerrüdüne de düştüğünü, müvekkilinin edimlerini ifa etmeyi askıya aldığını, davalının toplam 675.681,63 TL tutarındaki para borcunu ödemesini, geç ödemenin faizi ile kabul edileceğini belirttiğini , Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/514 sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, delil tespit işlemi ve verilen bilirkişi raporunun tümüyle geçersiz olduğunu, davacıya borçlu olmadığının tespiti ve avans teminat mektubunun iadesi talebiyle Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/275 esas sayılı dosyası ile açtıkları davanın derdest olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.

Birleşen 2020/272 esas sayılı davada davacı vekili, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin 5. maddesi gereğince davalının hak edişlerden haksız olarak yapılan kesintiler bulunduğunu belirterek, hak edişlerden % 5 oranında yapılan nakit teminat kesintileri toplamı olan 85.073,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek TCMB avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesine ve dosyanın Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/275 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı yüklenici …’in işi sözleşmenin 5., 7. Ve 8. Maddeleri uyarınca süresinde bitirmediğini, edimlerini eksiksiz ve zamanında ifa edilmediğini bahane ederek 08/06/2015 tarihi itibariyle işi askıya aldığını şantiyeyi terk ettiğini ve sözleşmeyi eylemli olarak feshettiğini, müvekkilinin kalan işi davacı namı hesabına başkasına yaptırma riski, gecikmeden kaynaklanan maliyet artışı, kar mahrumiyeti vs. Riskler doğduğundan haklı sebeplerle kesin teminat mektubunu nakde çevirdikleri gibi, dava konusu nakit teminat kesintisinin de irat kaydedildiğini, davacı yüklenici …’in hiçbir haklı ve yasal gerekçe olmadan süresinde edimini yerine getirmemesi ve sözleşmeyi eylemli olarak feshetmesi sonrasında 01/07/2015 tarihinde Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/134 D. İş dosyasında zararların tespit edildiğini, yine gecikmeden kaynaklı cezai şart alacaklarının bulunduğunu, bu kapsamda toplam 594.893,78 TL alacaklarının olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm dosya kapsamı, asıl ve birleşen dosyalardaki davalar, cevaplar, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, yazışmalar, hak edişler ve hak edişe bağlanmayan ancak sözleşme içi ve heyelan nedeniyle ortaya çıkan ilave işler nedeniyle yüklenicinin yaptığı işlere ilişin bilgi ve belgeler, noter ihtarı, tanık anlatımları ile bilirkişi heyetlerinden alınan raporlar ile son heyetten alınan rapor birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 02/12/2014 tarihli sözleşme gereğince davacının işi teslim alarak ifaya başladığı, sözleşmenin 7.maddesi gereği iş süresinin mücbir koşullar (hafriyatın alınamaması, aşırı yağış, malzeme temininde yaşanacak sıkıntıla , grev, doğal afet vb.) hariç yer teslim (sözleşme tarihi ile aynıdır) tarihinden itibaren 90 takvim gün olarak belirlendiği, bilirkişilerce incelenen CD ve USB içindeki görüntüler ile sözleşmenin 9.23 ve 9.24 maddeleri ile birlikte gözetildiğinde, 02/12/2014 – 19/04/2015 tarihleri arasında hava şartları, hafriyatın kaldırılamaması, yağış nedeniyle arazinin çalışmaya uygun olmaması, 10.03.2015 tarihinde heyelanın tespit edilmesi sonrası zorunlu deplasman gözlemi için acilen ilave inklinometre kuyuları açılması, makinaların bu noktalara kaydırılması / aşırı deplasman önlemi olarak tedbir amaçlı öngörülen ilave ankrajlarda ki yoğun kum-su koşulları yüzünden ilerlemenin yavaşlaması ve heyelan nedeniyle yapılan yazışmalar süreci ile … imalatları onayının 01/05/2015 tarihinde yapılması nazara alındığından sözleşmede kararlaştırılan 04.03.2015 tarihinde işin bitirilmemesinde davacının kusurunun bulunmadığı, süre uzatım isteyerek iradesini sözleşmeyi devamı ettirmek yönünde kullandığı, süre uzatım talebinin yerinde olduğu, işveren …’ nın süre uzatım vermemesi nedeniyle sahayı terkiyle sözleşmeyi fiili olarak sonladırdığı, davacının yaptığı işle ilgili olarak taraflar arasında 1,2,3 ve 4 nolu hak edişler ve bedellerinin ödendiği hususunda ihtilaf bulunmadığı ancak 5 nolu hakediş ve 18/05/2015 ile 05/06/2015 tarihleri arasında yapılan iş miktarı ile bedeli hususunda uyuşmazlık olduğu, bunlara ilişkin hak ediş düzenlenmediği ancak bilirkişiler tarafında raporda ayrıntılı açılanan ve taraflarca dosyaya sunulan iki tarafın imzasını içeren tutanakla vs belgelere göre tespitin yapıldığı, sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya verilen avans teminat mektubunun, ilk dört hak edişte bedeli kesilerek dava öncesinde bedelsiz kaldığı halde davacı yükleniciye iade edilmediği, mektubun vade tarihinin dava tarihi itibariyle dolmadığı ve nakte çevrilme riskinin bulunduğu ancak dava tarihinden sonra 05.06.2015 tarihinde vadesinin dolmasıyla hükümsüz hale geldiği, yine yüklenicinin süre uzatımı verilmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshinin haklı olduğu ve kesin teminat mektubunun nakde çevrilmesi şartlarının gerçekleşmediği, hak edişlerden kesilen %5 nakit teminat kesintilerinin iadesi gerektiği, bu kapsamda işveren … ın yükleniciden maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle asıl davada davanın konusuz kalması nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen 2015/514 esas sayılı davada davanın kısmen kabulüne, birleşen 2020/272 esas sayılı davada davanın kabulüne, birleşen 2015/369 esas sayılı davada davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece; davacı vekilinin süresinde yaptığı talep üzerine, 18/11/2022 tarihli ek karar ile HMK’nın 305/A-1 maddesi gereğince, birleşen 2020/272 esas sayılı dosyada “85.073,09 TL nakti teminat kesintisinin davalıdan dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine” şeklinde yazılarak, hükmün tamamlanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili asıl ve ek karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; asıl davada müvekkilinin teminat mektubunu nakte çevirme isteği olmadığını, bu hususta ihtar edilmediğini, davanın açılmasına sebep olmadığını, dava tarihinden 2 hafta sonra teminat mektubunun süresinin dolduğunu, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, birleşen 514 sayılı davada 5 ve 6 numaralı hak edişlerin içerik olarak icra takibine konu edilmediğini, bu hak edişlerdeki işlerin davacı tarafça yapıldığına dair kabullerinin bulunmadığını, davacının bu işleri yaptığını kanıtlayamadığını, KDV eklenmesinin hatalı olduğunu, hava koşullarının gecikmeye neden olacak şekilde kötü olmadığını, davacının süre uzatım talebini sözleşme süresi dolduktan 46 gün sonra yaptığını, deplasman hakkında bilirkişilerce açıklamalarda bulunulmadığını, davacının deplasmanı 10/03/2015 tarihinde tespit ettiğini bildirdiğini, bu tarihin işin teslimi gereken tarihten sonra olduğunu, işi süresinde teslim etmemesinin deplasmanla bir ilgisi bulunmadığını, davacının kendi edimini ifa etmeden müvekkilinden ifa talep edemeyeceğini, 369 esas sayılı davada eksik ve kusurlu işlerin tespit dosyasından açıkça tespit edildiğini, kusurlar nedeniyle projede 3 aylık gecikme olduğunu, bu nedenlerle cezai şart uygulanması gerektiğini, 272 sayılı davada işin süresinde ve usulüne uygun bitirilmediğini, bu nedenle nakti teminat kesintisinin iadesinin talep edilemeyeceğini, 272 sayılı davada faiz hakkında hüküm kurulmasının unutulmadığını, bilinçli şekilde bu istemin kabul görmediğini, kısa kararda da faize hükmedilmediğini, kısa karar ile çelişkili olacak şekilde hüküm verilemeyeceğini, HMK 305/A maddesine göre hükmün tamamlanmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, karar ve ek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava ve birleşen davalar, eser sözleşmesinden kaynaklanan teminat mektubunun iadesi, alacak, itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle asıl dava tarihinden önce 12/05/2021 tarihinde davacı tarafça avans teminat mektubunun iadesinin talep edildiği, davalı tarafça talebin reddedildiği, böylece davalı tarafça dava açılmasına sebebiyet verildiği, birleşen 514 esas sayılı davada bilirkişilerce taraflarca imzalı tutanaklar ve yazışmalara göre imalat bedellerinin hesaplandığı sözleşmede iş bedelinin KDV hariç olarak belirlendiğinin yazıldığı ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2021/552 esas 2021/750 karar, 9. Hukuk Dairesinin 2022/1554 esas 2022/2060 karar sayılı ilamları da dikkate alınarak, 22.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren ve derhal uygulanması gereken HMK’nın 305/A maddesi gereğince “Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir.” Hükmüne göre mahkemece verilen ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla asıl davada davalı – birleşen davada davacı …. Ltd.Şti vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden taraftan asıl dava, birleşen davalar ve ek karar için alınması gereken(179,90+179,90+179,90+5.811,34+42.449,16 TL) toplam 48.800,20 TL istinaf karar harcından peşin alınan 12.308.10 TL harcın mahsubu ile bakiye 36.492,10 TL harcın davalı birleşen davada davacı …. Ltd. Şti’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 12/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır