Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/113 E. 2023/252 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/113 – 2023/252
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.3,4,6)
DOSYA NO : 2022/113 Esas
KARAR NO : 2023/252

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2020
NUMARASI : 2014/571 Esas-2020/214 Karar

DAVACI/KARŞI DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI/KARŞI DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/03/2023

Taraflar arasında görülen Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) İstemine ilişkin davada mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı (Karşı Davalı) ve Davalı (Karşı Davacı)vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Asıl davada davacı vekili; Davacı vekili dava dilekçesiyle; Müvekkili ile davalı arasında 06/09/2013 tarihli “… Kurumsal Kimlik ve Görsel Konsept uygulamaları ” nın hazırlanması amacıyla sözleşme imzalandığını , sözleşme bedelinin 85.000 EURO + Kdv olduğunu ve sözleşmenin 7.maddesinin 2/a bendi gereğince imzadan sonra davalı tarafından düzenlenen 13/09/2013 tarihli fatura karşılığında % 40 ı olan 34.000 EURO + 6120 EURO Kdv si olmak üzere toplam 40.120,00 EURO ( 115.694,00 TL nin ) nun ödendiğini , davalının çalışmaya başladığını , sözleşme kapsamındaki çalışma ve meteryallerin incelenmesi için müvekkili… bünyesinde oluşturulan Komisyonun 02/05/2014 tarih ve 1542 sayılı yazısı ile , sözleşme kapsamında yapılan çalışmalar ve ilgili meteryallerin son halinin demosunun istendiği , görsellerin bu demoda incelenmesi sonucu 27/05/2014 tarihli raporda; çalışmaların internet ortamında bulunan bazı hazır kalıplaradan alıntı olduğu ve özgün olmadıkları , görsel tasarımlar ile müziklerin uyumlu olmadığı , sporun aksiyon , enerji ve hareketliliğini yansıtmadığı , kimlik renklerinin özgün olmadığı , bazı görsellerin bir firmanın kurumsal renkleriyle aynı olduğu , yazı karekterlerinin zemin renkleriyle uyumsuz olduğu ve… Spor Kanal Kimliğini oluşturacak düzeyde görsel ve işitsel yeterliliğe sahip olmadığı , yine profesyonel çalışma seviyesinde bulunmadığı tespit edilmesi üzerin, sözleşmenin 6.1 ve 6.3. maddeleri gereği feshine karar verildiğini , sözleşmenin fesih ve ödenenin iadesi için 04/07/2014 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini , davalının ise 21/07/2014 tarihli cevabi ihtarla bu duruma itiraz ettiğini ve kalan bedelin ödenmesini istediğini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 40.120 EURO nun fatura tarihinden itibaren bir yıl vadeli ticari döviz kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili; müvekkilinin sözleşme ve teknik şartnamede belirtilen tüm edimlerini fazlasıyla yerine getirdiğini , bu nedenle davalının sözleşmesin feshini ve ödenenin iadesini istemesinin haksız olduğunu , sözleşmenin 10 günlük ihbar süresine uyulmadan fesih edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve cevap etmiştir.
Karşı Davada davacı vekili ; müvekkilinin sözleşmeden önce beş farklı seçeneği içeren boardı hazılandığı ve kuruma onay için teslim ettiğini , kurumun genel müdürü olan … tarafından bir tanesinin onaylanması üzerine, onay alınan ID konsept üzerinden mutabık kalındığı ve sözleşmenin imzalandığını , hazırlanan görsel çalışmaların sözleşme gereği taahhüt edilen metaryalleriyle birlikte davacı kurum yetkililerine 06/09/2013 tarihinde teslim edildiğini , kurum yetkililerinin sürekli tercih ve önerilerine göre çalışmaların devam ettiğini , yine bu çalışmaların bir kısmının… Spor Programlarında kullanıldığını , kurumun internet sitesinde haber yapıldığı ve sosyal medyada da bu görsel çalışmalara ilişkin logoların kullanıldığını , uluslararası firma ve danışmanlarda destek alınan ciddi çalışmalar olduğunu , edimin sözleşmeye uygun yerine getirdiği ve teslim edildiğini , yeni oluşan komisyonun daha önce teslim edilen meteryalleri 02/05/2014 tarihli yazı ile tekrar istenmesinin yerinde olmadığını, sözleşmenin 3. ve 4.maddeleri ile eki teknik şartname gereği müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerin yerine getirdiğini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak , sözleşmenin 11. , 7.2.b ve 7.2.c maddeleri gereğince sözleşme bakiye bedeli olan 51.000 EURO + Kdv si olmak üzere toplam 60.180 EURO ( 173.300,00 TL nin ) nun temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle ödenmesini ve davacıya verilen 5.100 EURO miktarlı teminat mektubunun nakde dönüştürülmesinin durdurulması ve iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Karşı davada davalı vekili; Söz konusu görsel konseptlerin bazı spor programlarında izleyici beğenisini test etmek amacıyla kullanıldığını , daha önce teslim edilen konseptlerin beğenilmediği için son konsept çalışmalarının son halinin demosunun 02/05/2014 tarihinde tekrar istendiğini , iddia edildiği gibi bir kısım görsellerin … programlarında kabulden önce seyirci beğenisini test ve deneme amaçlı olarak kullanıldığını , sözleşmenin feshinin yerinde olduğunu , karşı tarafın alacağının bulunmadığını belirterek , karşı davanın reddine karar verilmesinin talep ve cevap etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 13/09/2013 tarihli sözleşme ve eki teknik şartnamede belirtilen şekilde yüklenici firmanın edimini yerine getirmediği , ayıplı ifada bulunduğu, sözleşmede yapılan işin teslimi tarihine ilişkin kısmın boş bırakıldığı, yüklenici işin teslimi ve tarihine ilişkin kesin ve net bir tarih belirtmediği ve belgeleyemediği, firmanın karşı dava ve cevabında söz konusu işin sözleşmeden önce hazırlanan ve kurumun genel müdürünün onayıda alınan ID konsepti üzerinde çalışmaya başlandığı, kurum yetkililerinin öneri ve talepleri doğrultusunda çalışmaların devam ettiği belirtildiğinden, kurumun oluşturduğu komisyonun 02/05/2014 tarihli teslim yazısından önce işin teslimi ve kabulünün yapılmamış olduğu, bu yazı üzerine çalışmaların teslim edildiği ve komisyonun incelemesi sonucu 27/05/2014 tarihli rapor ile çalışmaların ayıplı olduğu belirtilerek ve kabul edilmeyerek sözleşmenin fesih edildiği, Sözleşmenin, işin ayıplı olması nedeniyle 6.1 maddesi gereğince İşveren Kurum tarafından feshinin ve ödenenin iadesi isteminin yerinde olduğu, ancak söz konusu çalışmaların bir kısmının 8 ay boyunca kullanılarak menfaat elde edildiği de nazara alınarak, bu kullanım karşılığında bilirkişi raporunda belirtilen 17.000 EURO+KDV’ sinin firmada kalması gerektiği ve iadesi gerekmediği gözetilerek asıl davanın kısmen kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmiş, …’nin sözleşmenin feshi ve ödenenin iadesine ilişkin ihtarın 07/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği ve ödeme için 1 ay önel verildiği nazara alındığında temerrütün 07/08/2014 gerçekleştiği ve yabancı paranın tahsili istendiği gözetilerek faize ilişkin karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı/karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından sözleşmeden sonra sözleşme bedelinin %40’ı olan KDV dahil 40.120 EURO’nun peşin ödendiğini, … bünyesindeki komisyon tarafından materyaller incelendiğinde ayıp ve eksikliğin tespit edildiğini, 27/05/2014 tarihli raporun düzenlendiğini, dosyada üç ayrı heyet tarafından rapor düzenlendiğini, alınan raporlarla haklılıklarının ortaya çıktığını, kullanımların örnek teşkil etmek üzere ekran uyumluluğunun tespiti, teknik ve görsel eksikliklerin giderilmesi ile izleyici algısının tespiti için 4 programın da yapıldığını, sözleşme konusu materyallerin uygunluk denetimi yapıldığını, sözleşmenin 7. Maddesinde… tarafından yapılacak inceleme neticesinde görsel konsept uygulamalarının reddedilmesi halinde ücretin ödenmeyeceğini, 4.12 maddesinde fazla ödeme olması halinde iade edileceğinin düzenlendiğini, tüm ödemenin iadesine karar verilmesi gerektiğini, vekalet ücreti EURO’nun TCMB karar tarihindeki efektif satış kuru üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının görsel materyalleri uzun süre kullandığını, hazırlanan 5 farklı seçenekteki boardlardan bir tanesini dönemin… Genel Müdürü…’in onayladığını, imalatın 06/09/2013 tarihinde teslim edildiğini, bunun… Spor Programlarında kullanıldığını, sözleşmeye uygun olarak edimi ifa ettiklerini, 3. Heyetin raporunun ilgisiz konulara ilişkin olduğunu, söz konusu raporda sözleşme konusu olmayan hatır üzerine yapılan işlerin incelendiğini, bilirkişilik kanununa aykırı olarak rapor düzenlendiğini, program jeneriklerinin …görsel konseptinin esasının teşkil etmediğini, önemli olan hususun ID, kurumsal kimlik olduğunu, ID çalışmaları ile ilgili değerlendirme bulunmadığını, tanık beyanlarının aksine… Spor Kanalının kurumsal kimlik kılavuzu veya rehberi olmadığını, 2. Ve 3. Bilirkişi heyetlerinin bunu dikkate almadığını, görsel konseptle kastedilen şeylerin belli olduğunu, jeneriğin bunlar arasında olmadığını, bilirkişi tarafından ayıp tespit edilen… programında jeneriğin 1 yıl kullanıldığını, 2016/2017 yıllarında… …’da özgünlüğü olmayan bir çok jenerik çalışmasının satın alındığını, jeneriklerin… kurumsal kimliğine uygun olduğunu, turkuaz rengine 2014 yılında geçildiğini, 1 yıl boyunca kullanılan çalışmaların değerlendirilmediğini, hazırlanan görsellerin onaylanarak kullanıldığını, bu durumun sözleşmenin 4. Maddesinin 4/10 fıkrasına uygun olduğunu, davanın tamamen reddinin gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Asıl ve karşı dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- Mahkeme kararı belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararın nasıl yazılacağı konusundaki şekil 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar arasında en önemlilerinden biri de kararların gerekçeli olmasıdır. Kararın açık ve gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ve bunların dayandıkları deliller, kararda tartışılıp gerekçeleri açıklandığı ölçüde karar, hukuki dinlenilme hakkına uygun bir karar olacaktır. İddia ve savunmaların kararda tartışılması, gösterilen delillerin incelenmesi, neden bir kısmının diğerine üstün tutulduğunun belirtilmesi ancak gerekçeyle mümkün olacaktır.
Mahkeme kararının gerekçeli olması hususu 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtildiği gibi aynı zamanda Anayasa’nın 141. maddesinin de amir hükmü gereğidir. Bu nedenlerle; mahkeme kararları tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri mutlaka kapsamalıdır. Gerekçe sayesinde kararların doğru olup olmadığı denetlenebilir. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay tarafından denetlenmesi de mümkün değildir. Gerekçe, doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukuki gerekçeyle ve hangi deliller değerlendirilmek suretiyle verildiği hususlarını içermelidir. Bu hususları içermeyen kararların gerekçeli olduğundan bahsedilemez. Ayrıca kararda maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konulmalı, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır. Tarafların o dava yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı ya da haksız olduğunu anlayıp değerlendirilebilmeleri ve hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçenin bulunması bu yasal ve Anayasal düzenleme karşısında zorunludur. Aksi halde, kararın gerekçeli olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Yeri gelmişken maddi olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı açıklamayan sadece yapılan yargılamayı özetleyen gerekçenin de yeterli olmadığı ve doktrinde zahiri gerekçe (görünürde gerekçe) olarak adlandırıldığı unutulmamalıdır (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2019/3804 Esas, 2020/2032 Karar).
Tarafların mahkemece hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilmeleri ve Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi ancak kararın gerekçeli olmasıyla mümkündür. Gerekçesi olmayan ya da görünürde gerekçeli olan kararların Dairemizce denetimi yapılamaz. Somut olayda kararın gerekçesinde karşı davadaki bakiye iş bedeli ve özellikle teminat mektubu alacağı yönünden açıklama bulunmamakta olup karşı dava yönünden gerekçesiz olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2021/3130 Esas, 2021/2836 Karar)
Taraflar arasında imzalanan 06/09/2013 tarihli sözleşmede, iş bedeli toplam 85.000,00 Euro olarak kararlaştırılmıştır. Buna göre taraflar arasında iş bedelinin 6098 sayılı TBK 480. (818 sayılı BK 365. maddesi) maddesinde düzenlenen götürü bedel olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak götürü bedelli eser sözleşmelerinde, iş bedelinin tamamı veya bir kısmı ödenmemiş ise, yüklenici işi kararlaştırılan götürü bedelle yapmak zorunda olduğundan yüklenicinin hakettiği imalât bedelinin, fiziki oran yöntemi ile başka bir ifadeyle yüklenicinin sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların eksik ve ayıpları da dikkate alınarak işin tamamına göre fiziki oranının tespit edilip, bulunacak bu oranın götürü iş bedeline uygulanması suretiyle saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir. Bu şekilde belirlenen iş bedeli yapılan ödemelerden az ise, iş sahibi fazla ödediği bedelin iadesini; fazla ise yüklenici ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsilini isteyebilir. Sözleşme dışı iş kalemlerine ilişkin istemlerde ise, yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiç bedellerine göre hesaplama yapılarak iş bedelinin bulunması gerekir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2020/2407 Esas, 2020/3033 Karar).
Ancak götürü bedelli sözleşmelerde iş bedelinin tamamı ödenmiş ise, eksik ve ayıplar nedeniyle fiziki oran kurulması gerekmez; bu durumda iş sahibi, eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelini isteyebilir (ÖZTÜRK, Muammer; GÖZÜTOK Zeki: Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, 2019, s. 569).
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıbı öğrenir öğrenmez gecikmeksizin yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Öte yandan ayıplı işlere ilişkin ihbar mükellefiyeti getiren kanun koyucu eksik işler yönünden iş sahibine böyle bir yükümlülük yüklememiştir. Bir başka deyişle, eksik işlerde ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işler bedeli her zaman talep edilebilir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi , 2018/2563 Esas, 2018/4079 Karar).
3- O halde Mahkemece yapılacak işlem; konusunda uzman bilirkişilerden yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulması, oluşturulacak heyete eser sözleşmeleri konusunda tecrübeli hesap bilirkişisi de eklenmesi; sözleşme kapsamında gerçekleştirilen imalatın kalem kalem iş sahibi tarafından kullanılıp kullanılamayacağı ayrı ayrı değerlendirilerek tespit edilecek ayıp ve eksikler de dikkate alınarak fiziki oran yöntemiyle hak edilen iş bedelinin hesaplanması, iş bedelinde ayrıca kusur indirimi yapılmaması; ayıbın türü, niteliği ve iş sahibinin seçimlik haklarının tartışılması; karşı dava yönünden feshin haklı olup olmadığının tartışılması, buna göre karşı davadaki taleplerin niteliği de dikkate alınarak değerlendirme yapılması, karşı davadaki teminat mektubu bedeli talebi yönünden sözleşmenin feshine ilişkin hükümlerin ve teminat mektuplarının irat olarak kaydedilip kaydedilemeyeceğinin tartışılması; bu şekilde ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4,6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/06/2020 tarih ve 2014/571 Esas-2020/214 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4,6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taralarca yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Katip
✍e-imzalıdır