Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/112 E. 2022/248 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(Davanın Reddine)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2018
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali İstemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili, davalının taahhütünde bulunan işin “Beton kaplamalı otoparklar ve bağlantılı yollarının beton kaplama yapılması ” işlerinin taşeronluk sözleşmesi kapsamında müvekkilinin yapmayı taahhüt ettiğini, sözleşme kapsamında davalı şirkete 11.895,50 metreküp beton satılıp teslim edildiğini, KDV hariç 1.308.505,00 TL mal bedeli ile beton kaplaması işçiliği KDV hariç 536.193,00 TL toplamı 1.844.698,00 TL’den müvekkiline 1.680.885,78 TL ödeme yapıldığını, KDV dahil 163.812,22 TL’nin ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacının kesmiş olduğu faturanın süresinde iade edildiğini, sözleşme hükümlerine göre idarece onaylı mukayeseli keşif cetveli incelendiğinde dava konusu taşeron sözleşmesini ilgilendirilen imalat miktarlarında herhangi bir artış olmadığnıı, ayrıca idare tarafından tasdik olunan hakedişler incelendiğinde dava konusu taşeron sözleşmesini ilgilendiren imalatlar nedeni ile davalı yükleniciye herhangi bir fazla ödeme yapılmadığını, söz konusu imalatların davacı tarafından ihale eki uygulama projelerine aykırı şekilde yapıldığını, sözleşmede belirtilen kriterlere uygun olarak yapılması halinde sözleşme fiyatları olan 1.457.929,86 TL’ye işin bitirileceğini, fakat buna rağmen davacıya 1.701.505,50 TL + KDV ödeme yapıldığını, KDV farkı dahil 287.419,26 TL davacının borcu olduğunu belirterek, haksız davanın reddine %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının yapmış olduğu beton imalatı ve beton kaplama işçiliği bedeli toplamının 1.844.698,00 TL olduğu, sözleşmeye göre yapılması gereken beton imalatı ve beton kaplama işçiliği toplamının ise 1.597.192,50 TL olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin teklif birim fiyat esaslı olması, yapılan işin sonunda ölçüleceğine dair sözleşmede hüküm bulunması nedeni ile davalının teknik elemanları tarafından tanzim edilmiş vaziyet planları ve ataşmanlar göz önünde bulundurulduğunda davacının yaptığı iş bedelini davalıdan isteyebileceği, davalı tarafça yapılan ödeme göz önünde bulundurulduğunda davacının talep edebileceği miktarın 163.812,22 TL olduğu, davalının teknik ve hukuki mütalaa başlıklı inşaat mühendisi ile hesap bilirkişisinden alınan uzman raporuna göre davacının sözleşmede belirtilen miktardan fazla iş bedelini isteyemeyeceğini savunduğu, ancak bu görüşe ve teknik bilirkişinin mütalaasına yukarıda belirtilen nedenlerle itibar edilmediği, gerekçesi ile davanın kabulüne, alacak likit olduğundan inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin birim fiyat esaslı değil, anahtar teslim götürü bedelli olduğunu, idare ile davalı arasındaki sözleşmenin 6.1 maddesinde bu hususun belirtildiğini, idare ile davalı arasındaki sözleşmenin 3.7 maddesinde taşeronun yükümlülükleri belirlenirken tespit edilen fiyatlarla idare veya yüklenici talimatları ile ihale eki ve şartnamelere uygun olarak imalat yapılması gerektiği hususunun vurgulandığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı yapılan ve onayı alınmayan imalatlardan davalının sorumlu olmadığının sözleşme ile vurgulandığını, yapılan imalatların bedelinin taraflar arasındaki sözleşmenin ve sözleşme eklerinde yer alan uygulama projelerindeki ölçüler ve şartlar dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini, davacı taşeronun davalı ile dava dışı idare arasındaki vaziyet planından farklı olarak imalatlar yapması sebebiyle beton imalat miktarının arttığını bu nedenle hesaplamaya esas alınacak miktarın 11.895,50 m3 değil 10.285,20 m3 olması gerektiğini, davacının uygulama projesinde bir değişiklik yapamayacağını, YİGŞ’nin 23. Maddesine göre davacının fazla imalat yaptığını belirterek bedel isteyemeyeceğini, dosyaya sundukları uzman görüşünün davacı iddialarının haksız olduğunu ortaya koyduğunu, mahkemece bu raporun dikkate alınmamasının doğru olmadığını, davacının geçici hak edişleri ihtirazi kayıt koymaksızın bu belgelere göre beton imalat miktarının 10.593,75 m3 olarak kesinleştiğini, davacının imalatlar bittikten sonra, sonradan davaya konu 3. hak edişi düzenlediğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemlidir. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Davacı, davalının iş bedelini eksik ödediğini iddia ederek ilamsız icra takibi başlatmış, takibe itiraz edilmesi üzerine yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu davayı açmıştır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmiş, Dairemizce yerel mahkeme kararının icra inkar tazminatı yönünden kaldırılmasına karar verilerek, HMK. 353/1-b-2 maddesi uyarınca davanın kabulüne, davalının Ankara 5. İcra Dairesinin 2014/9538 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükmün davalı tarafça süresinde temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanlığının 24/11/2021 tarih ve 2021/387 Esas – 2021/1748 Karar sayılı ilamı ile, Dairemiz kararının bozulmasına hükmedilmiştir. Dairemizce bozma sonrası 16/03/2022 tarihli celsede usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile, davalının yüklenimindeki Bingöl havaalanı üst yapı ve müteferrik işler inşaatının beton kaplamalı otoparklar ve bağlantı yollarının beton kaplaması işini davacı taşeron üstlenmiştir. Sözleşmenin 3.1 maddesinde, söz konusu sözleşme ile, idare ile işveren arasında imzalanan sözleşmenin 3.3 maddesinde belirtilen işlerin tamamının idarece onaylı iş programına uygun olarak, idare ile yapılmış sözleşmenin tüm şartlarına ve ekleri olan özel teknik şartnameleri ile tatbikat ve imalat projelerine uygun olarak yapımı ile eksiksiz olarak davacı taşeron tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Anılan sözleşmenin 3.4 maddesinde davalı yüklenicinin yükümlülükleri; 3.5 maddesinde ise davacı taşeronun yükümlülükleri açıklanmış, 3.6 maddesinde, yapılan imalatlar ve fiyatları hususunda, 1 m³ betonun hazırlanması, nakliyesi ve işverene tesliminin 110,00 TL / m³ olduğu, beton santralinden çıkış yapan beton miktarının esas alınacağı belirtilmiş, 1 m² saha betonu dökülmesi işçiliği 10,50 TL / m² olarak belirtilmiş, dökülen saha betonu alanının yerinde yapılan ölçümünün esas olacağı öngörülmüştür. Sözleşmenin 3.6 maddesinde; taraflar arasındaki işin birim fiyatlı olarak kararlaştırıldığı görülmektedir.
Davacı taraf taraflar arasındaki sözleşmenin birim fiyatlı olduğunu, davalının 1 ve 2 nolu hakedişlerde davalı şantiye şefinin nezaretinde yapılan ölçümler sonucunda, davacının mahallinde yaptığı işin metrajına göre davalının ödemeler yaptığını ancak, üçüncü ve kesin hakedişte davacının yaptığı işin metrajına göre ödeme yapmak istemediğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacının beton imalat miktarının 8.660,00 m³ olarak öngörüldüğünü oysa, mahallinde davacının imalatının 11.895,50 m³ olarak gerçekleştiğini, 2 nolu hakedişte de imalat miktarının 11.895,50 m³ olarak belirtildiğini davalının eksik ödeme yaptığını iddia ederek, 163.812,22 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış, davalının takibe itiraz etmesi üzerine iş bu itirazın iptali davasını açmıştır. Davalı taraf ise, taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşme eki şartnameler uyarınca davacının bir alacak talep edemeyeceğini, davacının fazla imalatı olmadığını, davacı ticari defterlerinin davacı iddiasını doğrulamadığını, tek taraflı olarak düzenlenen 3 nolu hakedişin geçerli olamayacağını, sözleşme hükümlerine aykırı olarak yapılan ve onay alınmayan imalatlardan davacı taşeronun sorumlu olduğunu, davalının 51.066,00 m²’lik alanda 10.285,20 m³ miktarında beton sermesi gerektiğini, davacının belirtilen miktardan fazla büyüklükte beton kullanmasının kendi kusurundan kaynaklandığını, gerçekte kullanılması gereken beton miktarına göre davacıya ödemelerin yapıldığını, davacının bir alacağının kalmadığını savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan 24/10/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, HMK. 222 maddesi uyarınca davacı lehine delil vasfı taşımadığı belirtilmiştir. Davalı ticari defter kayıtları da davacı iddiasını doğrulamamaktadır. Bu nedenlerle davacı defterlerindeki alacak kaydına itibar edilmesi hukuken mümkün değildir. Davalı, davacının ürettiğini iddia ettiği miktar üzerinden ödeme almamış, dava dışı idare ile yaptığı geçici ve kesin kabulde proje ve şartnamelerde belirtilen miktarlara göre idareden ödeme almıştır. Davacının bir zenginleşmesi olmamıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.2. maddesine göre; idare ve işveren tarafından yazılı onaylanmadıkça, davacı taşeron asıl projelerden çıkamayacak, bunlarda tadilat yapamayacaktır. Bu şekilde yazılı bir yetki almadan taşeronca yapılan değişikliğin maddi ve hukuki sorumluluğu taşerona aittir. 5.3 maddesine göre de, idare ve işverenin projeden her zaman değişiklik yapma hakkı vardır, bu husus taşeronun fiyatını etkilemeyecek, olan değişiklikler ile ilgili taşeron herhangi bir talepte bulunamayacaktır. Yine Yargıtay bozma ilamında da bahsedilen sözleşmenin 3.3 maddesine göre; davacı taşeron işlerin tamamını idarece onaylı iş programına uygun olarak idare ile yapılmış sözleşmenin tüm şartlarına ve ekleri olan özel teknik şartname ile tatbikat ve imalat projelerine uygun olarak yapmak durumundadır. Sözleşme ve idare ile yüklenici arasındaki sözleşmenin tüm şart ve ekleri yüklenicinin idareye taahhütlerini taşeron aynen kabul ve taahhüt etmiş durumdadır. Davalı yüklenicinin, davacı taşeronun idarenin onayı olmaksızın fazla miktarda döktüğü beton nedeni ile, davacı taşerona bir bedel ödemek istememesinde bir yanlışlık görülmemiştir.
Dairemizce yukarıda yapılan tüm açıklamalar çerçevesinde, davacı talepleri haklı bulunmamış, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, davacının kötüniyetle icra takibi başlattığı ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafın davasının ve buna dayalı talebinin REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatına ilişkin talebinin REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, davacıdan peşin alınan 1.978,51 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının mahsubu ile, bakiye 1.897,81 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 19.512,16 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından ilk derece mahkemesindeki yargılama aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 41,85 TL posta masraf ve 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 139,95 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yatırılan 2.797,50 TL harçtan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının mahsubu ile 2.716,80 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
9-Davalının yatırmış olduğu 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
10-Davalı kendisini istinaf aşamasında vekille temsil ettirdiğinden ve tek duruşma yapıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 2.550,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
11-6100 sayılı HMK.nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
12-Dairemizce kararın taraf vekillerine tebliğine,
Dair yapılan yargılama sonucunda taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 16/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….